Kamuoyuna Duyuru
AB fon destekli LGBT’li örgütler 20-26 Haziran arasında İstanbul’un çeşitli yerlerinde 6 gün sürecek toplamda 57 etkinliğin programını geçtiğimiz günlerde açıkladılar. Sırtlarını kimlere dayadıkları gayet ayan beyan ortada olan bu ifsatcı örgütlerin yürüyüşlerine Müslüman Anadolu Gençliği müsaade etmeyeceğini açıklamış ve hemen ardından da medya ve birçok sivil toplum kuruluşu tarafından hedef haline getirilmiştir. Bu durum bize artık şunu gösteriyor ki, Türkiye, üniversite salonlarında PKK kutlamaları, kürsülerinde terör örgütü seviciliği yapılabilen, inançlı insanların kolayca hedef haline getirilip kötü çocuk ilan edildiği, ahlaki yozlaşmaya karşı durmanın cezasının itibarsızlaşmayla ödendiği fakat fesat ve ahlaksızlığın birileri tarafından el üstünde tutulup göz yumulduğu bir ülke haline gelmiştir. Her yıl milyonlarca dolarla sadece Türkiye içerisindeki etkinlik sahalarını genişletmeleri için AB tarafından desteklenen hukuken legal fakat ahlaken illegal olan bu örgütlere maalesef sürekli olarak bazı kesimlere mahcup olmamak ya da bazı çıkar dengelerini gözetmek pahasına göz yumulmakta.
Özellikle son dönemlerde “eşcinsel hakları” diye fasulyeden bitme, uydurulmuş bir kavramın etrafında bazı malum belediyelerin, Türkiye’de bu konu üzerine yoğunlaşması için yabancı fonlardan beslenen STK’lar ile sıkı fıkı bir ilişkide olduğu da herkesin malumu. Fakat öyle görülüyor ki, ne yetkililer nezdinde ne de İslami STK ve dernekler nezdinde bu girişimlere karşı maalesef ciddi bir duruş söz konusu değil.
Öncelikle, eşcinsellik tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Fakat öyle gözüküyor ki, hem toplum sağlığı hem de biyolojik olarak insan sağlığı için bir tehdit olan bu hastalık son günlerde kasıtlı olarak bu millete bulaştırılmak istenmekte. Maalesef Türkiye’de “eşcinsellik” etrafında ahlaki yozlaşmanın ve genel ahlaksızlığın merkezini oluşturan çevreler, fütursuzca bu toplumun değerlerinin üstüne pislemelerine rağmen kasıtlı olarak her fırsatta “mazlum” ve “cici çocuk” olarak resmedilirken kendilerine karşı her türlü ses linç edilmekte.
Denilebilir ki, biz kesinlikle Avrupa medeniyetinin bir parçası değiliz. Biz, Genç Öncüler Gençlik Hareketi olarak, değil AB uyum yasaları çerçevesinde eşcinsel evliliğin yasallaşması veya batıya uslu çocuk gözükmek için eşcinsel belediye başkanı seçilmesini hoş görmek; billboardlar, reklamlar ya da medya araçları yoluyla dahi toplum binamızı ayakta tutan ahlaki değerlerimizi “eşcinsellik” söylemleriyle dinamitleyen bu tür girişimlerin hepsinin karşısındayız. Eşcinsellik hak değil hastalıktır ve birtakım çevreler tarafından bilinçli bir şekilde salgına dönüştürülmeden önce bunu önleyecek politikalar her şeyden önce beklentimizdir.
Genç Öncüler