Vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir. Vandal diye tanımladığımız kişi ise, kırma, parçalama, yok etme, kesme, yakıcı madde ve boya atma yoluyla sonucunu bilerek, başkasının ya da kamunun sahiplendiği, önemsediği ve değerli bulduğu her şeye zarar verendir. Ne yazık ki üniversitelerimizde, son zamanlarda Vandalizm’i bir amaç bir araç olarak kabul etmiş gruplar ortaya çıkmıştır. Bu gruplar özellikle üniversitelerimizde bireyleri ve kurumları hedef alarak her kesimden yurttaşımızın yaralanmasına ve ölümüne yol açmışlardır.
Üniversitelerimizin, gençlerimizin huzurunu bozan eğitim ve öğretimin yapılmasının önünde bir set oluşturan ve şiddetten beslenen Vandalizm taraftarları nedeniyle maalesef üniversite gençliğimiz büyük bir tehditle karşı karşıyadır.
Bu nedenle “Üniversitelerimiz yakanların, yıkanların, kıranların değil; ilmin, irfanın ve hikmetin peşinde koşan çağın soylu gençliğinin yuvalarıdır” diyen, Yine bu yüzden genç arkadaşlarımıza “Sesini Değil Fikrini Yükselt ! Kitabını Kap, Gel !” diye haykıran Genç Memur-Sen Teşkilatına kulak vermeliyiz.
Genç Memur-Sen’in 81 İlde eş zamanlı olarak düzenlediği kitap okuma eylemi kapsamında İstanbul Genç Memur-Sen Teşkilatı; “Üniversitelerimiz yakanların, yıkanların, kıranların değil; ilmin, irfanın ve hikmetin peşinde koşan çağın soylu gerekliliğinin yuvalarıdır” diyerek vandalizme hayır talebini bir kez daha yineledi.
Eylemin İstanbul’daki adresi Beyazıt Meydanı oldu. İstanbul Üniversitesi önünde toplanan Genç Memur-Sen İstanbul Teşkilatı; “Sesini Değil Fikrini Yükselt ! Kitabını Kap, Gel !” sloganları eşliğinde vandalizme hayır dedi.
Burada bir basın açıklaması yapan Genç Memur-Sen İstanbul İl Başkanı Mustafa YILMAZ; “Üniversitelerimiz yakanların, yıkanların, kıranların değil; ilmin, irfanın ve hikmetin peşinde koşan çağın şuurlu ve erdemli gençliğinin yuvasıdır” dedi.
“Son günlerde bazı üniversitelerimizde yaşanan hadiseler ve olaylar kabul edilebilir bir durum değildir” diyen Yılmaz, “Üniversiteler sadece belli görüşe sahip insanların yeri değildir. Üniversiteler hepimizindir. Bu anlamda hangi ideolojik görüşe mensup olursa olsun hiçbir öğrencinin baskı altına alınmaması gerekmektedir. Bu ülkenin üniversite gençliğine ciddi anlamda ihtiyacı vardır. Bu sorumluluğun bilincinde olan gençliğimiz kendisini ilim ve irfana adamalı, okumalı, araştırmalı ve eleştirel bir bakış açısıyla dünyayı ve hayatı değerlendirmelidir. Biz üniversitelerde yapılan ayrımcılığın karşısındayız. Üniversiteleri ve orada okuyan öğrenciyi hiçbir grup, zümre vb. oluşum maşa olarak kullanmamalıdır” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının akabinde, eylemin amacı hakkında soru yönelttiğim Mustafa Yılmaz; Buradaki amacımız Türkiye gençliği okuyor vurgusunu gözler önüne sermektir. Üniversitelerin özgürlüğün zirvede olduğu, bilgiyi üretme ve yaymada öncü olduğu vurgusunu ortaya koymaktır. Bunun için okumanın ne kadar önemli olduğunu yansıtmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Ümmetin gençliği için endişelenen, Genç Memur-Sen ve onun uhdesindeki Genç Memur-Sen İstanbul İl Teşkilatını yalnız bırakmamalıyız. Endişelerimizi paylaşıp ortak adımlar atabilmek maksadıyla üniversitelerimiz ve gençlik adına faaliyet yürüten bütün kurum ve kuruluşları vandalizme hayır sürecinde aktif rol almaları için Genç Memur-Sen’in yanına davet ediyorum.
Sözlerimi Yunus Emre’nin bir dörtlüğü ile bitirmek istiyorum.
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz