Birlik ve Dayanışma Grubu Derneği olarak mazlumlara umut ışığı olmaya devam ediyoruz. Kurulduğumuz günden bugüne kadar, “İnsan” olmanın sorumluluğuyla hareket ettik, bu minvalde davranmaya gayret gösterdik.
İlk sahneye çıkışımız Van depremi ile oldu, gücümüz nispetinde depremde zarar görmüş kardeşlerimize yardım ettik, deprem mağduru çocuklarımızın pek çoğuna ilk kez denizle tanışma fırsatı sunduk, kamplar yaptık. Kardeş olmanın, aynı coğrafyada aynı kaderi yaşamanın bilincine belki de en fazla o zaman vardık. Yardım etmenin, yardımcı olmanın, mahzun gönülleri bir nebze olsun teselli etmeye çalışmanın, nasıl mücerret bir duygu olduğunu ilk o zaman anladık.
İşte o günden sonra, ekip olarak, dur durak bilmeden, her bir ferdimiz birer iyilik çırası olup etrafını aydınlatma gayretine düştü. Hem de hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan.
Son senelerde, hepimizin yakinen şahit olduğu Suriye iç savaşı, beşeriyetin içine düştüğü varoluşsal ve insani bunalımın ne boyutlarda olduğunu çok acı örnekleriyle görmemizi sağladı.
Suriye’nin komşusuyduk, Suriye halkı ile tarihi bağlarımız vardı. Lakin hepsinden de önemlisi, “insan” kardeşlerimizdi. Yani sorumluyduk, yani vicdan ve idrak sahibiydik. Duyarsız kalamazdık, kalmamalıydık. Ekip olarak harekete geçtik. Bütün gücümüz ve samimiyetimizle, ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye sığınmış mülteci kardeşlerimize, hiçbir ayrım yapmadan el uzattık. Uzatmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda neler yaptığımız, siz değerli dernek üyelerimiz ve kamuoyunun malumudur.
Yine de kısaca özet geçmek gerekirse, mülteci kamplarını ziyaret ettik, kendi kamplarımızı kurduk. Mültecilere sıcak çorba dağıttık. Her türlü insani yardımı yaparken, hiçbir “insani” fedakârlıktan kaçınmadık. Kaçınmayacağız da.
Tabi bütün bunları yaparken, bir içtimai bilinç içerisinde yaptık. Her bir üyemiz, arkadaşımız, kardeşimiz kendi nefsinden fedakârlık yaparak çalıştı. Çalışmaya devam ediyor.
Şimdi ise yeni bir kardeşlik destanı yazmak için, “Yol hazırlığı” yapmanın heyecanını yaşıyoruz. Yaklaşan Ramazan ayı münasebetiyle, İstanbul’daki yardıma muhtaç kardeşlerimize Birlik ve Dayanışma Grubu Derneği olarak yardım götürmenin hazırlığını yapıyoruz.
Bu sefer yalnız da değiliz, yanımızda ve beraber hareket edeceğimiz muhtarlarımız var. Sosyal faaliyetleri yoğun olan, kendi mahallelerinde bizzat kendi elleriyle ihtiyaç sahiplerine ulaşan, yoksula, yetime, yalnız kalmışa ve muhacir durumuna düşürülmüş insanlara yardımcı olan ve ülke çapında sürekli yardım çalışmaları düzenleyen muhtarlarımızı temsilen İstanbul Muhtarları Dayanışma Derneği Başkanı Sayın Selami Aykut ve derneğin teşkilat başkanı Sayın Temel Şardan, Derneğin Anadolu Bölgesi Başkanı Sayın Zeki Dağ ve İstanbul Anadolu Muhtarları Derneği Başkanı Sayın Soner Eker ile birlikte hareket edeceğimiz geniş kapsamlı bir projeye imza atıyoruz.
Biliyoruz ve inanıyoruz ki, “başaracağız.” Zira bu vakte kadar, “olmaz” denilen nice şeyleri başardık. Nice mahzun gönüllerin yüzlerinde güller açtırdık. İnsan olmanın şuuruyla nice “kardeşlerimize” el uzattık. Haydi, yine ve yeniden destan yazmaya!