İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Batının istediği tek bir şey var mülteci almak değil, iyi yetişmiş insanları alıp kendine hizmet ettirmektir. Doktorları, mühendisleri, ilim adamlarını almak istiyor, onun dışında onlar için kadın çocuk bunlar hiç önemli değil” dedi.
Medeniyet Gençliği Derneği Bursa Şubesi’nin düzenlediği “Cumartesi Sohbetleri”ne katılan Yıldırım, program öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Almanya’ya 20 bin civarında, diğer bazı ülkelere 10 bin, bazılarına da 5 bin mülteci geldiğini aktardı.
Avrupa’nın dünyanın bütün zenginliklerini kullandığını savunan Yıldırım, “Bütün İslam dünyasının ve doğunun ham maddelerini sömürüyorsun. Dünyanın en fakir ülkesi olan Bangladeş 1,5 milyon mülteci barındırıyor, Avrupa kadar bağırmıyor ama Avrupa 20 bin mülteci için bütün dünyayı ayağa kaldırıyor. Batının istediği tek bir şey var mülteci almak değil, iyi yetişmiş insanları alıp kendine hizmet ettirmektir. Doktorları, mühendisleri, ilim adamlarını almak istiyor, onun dışında onlar için kadın çocuk bunlar hiç önemli değil” diye konuştu.
“Böyle bir dönemde Türkiye yine ensarlığını gösterdi” diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Şu anda Halep’ten 20 bine yakın insan sınıra geldi. Bunlara yönelik İHH olarak kamplar, çadır kentler kuruyoruz, gıda yardımı yapıyoruz. Sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Şu anda denizde boğulanlar özellikle çocuklar ve kadınlar bir hevesle yola çıkıyorlar. Avrupa’ya inanıyorlar adeta oysa Avrupa iki yüzlü davranıyor. Bu insanların denize açılmaması içinde biz yüreğimizi, kucağımızı biraz daha açmak mecburiyetindeyiz. Bunun için tüm toplumu bilinçlendirme adına konferanslar yapıyoruz, seminerler düzenliyoruz. Umarım hep birlikte üzerimize yüklenen bu görevi de tamamlamış oluruz.”
Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesinin bereketli olduğunu, ekonomiyi hareketlendirdiğini aktaran Yıldırım, unutulan mesleklerin de yeniden canlandırıldığını söyledi. Büyük bir beyin göçü yaşandığına da vurgu yapan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Nüfusumuz artmıştır, ilim adamları Türkiye’ye gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlının nüfusu 22 milyondu. Bunun 4,5 milyonu Anadolu’da yaşıyordu. Savaştan sonra mültecilerle beraber 11 milyon oldu. Anadolu toprağı mülteciler toprağıdır. Bugün mültecilere karşı olanların dedesine bakarsanız onlarda başka yerden gelmiştir. Balkanlardan, Kafkasyadan, Suriye’den, Mısır’dan, Horasan tarafından. Suriyeli mültecilere ters davrananlar kendi dedelerini de adeta inkar eden insanlardır. Onun için Suriyeli ve diğer mültecilerin başımızın üzerinde yerleri olmalıdır.”