Yakılan Yurttan Türkiye 35.si Çıkmış

Olaylar
Saldırıda ağır yaralanan Fehmi Fidan’ın tedavisi ise Ankara’da sürüyor. Hayatî tehlikeyi atlatan gencin ailesi, yaşanan vahşet karşısında şaşkınlığını gizlemiyor. Öğrencilerin kaldığ...
EMOJİLE

Saldırıda ağır yaralanan Fehmi Fidan’ın tedavisi ise Ankara’da sürüyor. Hayatî tehlikeyi atlatan gencin ailesi, yaşanan vahşet karşısında şaşkınlığını gizlemiyor. Öğrencilerin kaldığı yurdun, Şırnak tarihinde bir ilke imza atarak bu yıl YGS’de Türkiye 35’incisi çıkardığı öğrenildi.

İmam hatip lisesinde okuyan öğrencilerin kaldığı yurda PKK terör örgütü yandaşlarının yaptığı saldırıya toplumun her kesiminden tepki yağıyor. STÖ temsilcileri, öğrenci birlikleri ve aydınlar yaşanan olayı kınarken amacın muhafazakar kesimi sokağa dökerek seçimleri sabote etmek olduğuna dikkat çekiliyor. Savunmasız öğrencileri hedef alan terör örgütü PKK, kirli yüzünü 27 Mayıs günü Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir kez daha gösterdi. Örgüt üyeleri, molotofkokteyli ve taşlarla imam hatip liseli öğrencilerinin kaldığı yurda saldırdı. Binada yangın çıkarken biri ağır üç öğrenci yaralandı. Öğrencilerden Fehmi Fidan (17), Sağlık Bakanlığı’na bağlı hava ambulansla Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Saldırıda kolu yanan Hüseyin Dursun (18) ile yüzünde yanıklar oluşan Mehmet Salih Kurt (18) ise Cizre Devlet Hastanesi’ndeki tedavilerinin ardından taburcu oldu. Ankara’da tedavi gören Fehmi Fidan’ın yanık yaralarının derin olduğu; ancak hayatî tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

ŞIRNAK VALİSİNDEN YURDA ZİYARET

Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, yakılmak istenen Özel Ufuk Erkek Öğrenci Yurdu’nda incelemelerde bulundu. Yurt Müdürü İsmail Bolat’a ‘geçmiş olsun’ dileklerini ileten Vali Özkan, olayı şiddetle kınadığını belirterek, "Cizre’de eğitim hizmetini geliştirerek devam ettirilmesi hem toplumsal hem ekonomik hem kültürel kapsamda çok önemli. Cizre’nin değerlerine, kültürüne yönelen bu tür tehdit hareketleri hangi karanlık odaklar tarafından, hangi şer odaklarının ittifakı ile yapılırsa yapılsın telin ediyoruz." diye konuştu. Vali Özkan, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için güvenlik birimlerinin etkinleştirilmesi ve faillerinin bir an önce yakalanıp adalet önüne çıkarılması çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. 3 öğrencinin ağır yaralanmasına sebep olan saldırı, Şırnak’taki sivil toplum örgütleri tarafından da kınandı. Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, Cizre Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, Esnaf Sanatkarlar Odalar Birlik Başkanlığı gibi sivil toplum kuruluşları açıklamaya imza attı. Yapılan açıklamada, "Savunmasız öğrencilere yapılan bu çirkin saldırı, bölgemizin insani değerlerine ve kültürüne yakışmamaktadır. En fazla birlik ve beraberlik ihtiyacı duyduğumuz bu dönemde masum öğrencilere yapılan bu saldırıyı kınıyoruz." denildi.

YURTTAN BU YIL YGS 35’İNCİSİ ÇIKMIŞ

Terör örgütü yandaşlarının yakmak istediği Özel Ufuk Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu’nun Şırnak tarihinde bir ilke imza attığı ortaya çıktı. Cizre ilçesindeki yurtta kalan öğrencilerden birinin bu yılki YGS’de Türkiye 35’incisi olduğu öğrenildi. Yurdun müdürü İsmail Polat, 2011 YGS’de Türkiye 35’incisi çıkarttıklarını belirterek, 2007 yılından beri Cizreli öğrencileri geleceğe hazırladıklarını kaydetti. "Acaba burası imam hatip öğrencilerine hizmet ettiğinden mi bunu yaptılar?" diye soran Polat, yurdun Şırnak tarihinde bir ilki başararak YGS’de Türkiye 35’incisi çıkartığı bilgisini verdi. Polat, "Bu saldırı burada verilen eğitimin öneminden mi? Eğitimin seviyesinin yüksek olduğundan mı saldırdılar? Daha önce Şırnak’ın eğitim seviyesi düşüktü. Ama bu kurumların, bu eğitim yerlerinin kurulmasından sonra Şırnak’ın eğitim seviyesinde bir artış oldu. Bu eğitim kurumuna yapılan saldırıyı biz kınıyoruz. Bunu yapanlar malumdur, hedefleri bellidir. Niçin yaptıkları belli. Sadece buradaki insanların okumaması, cahil kalması, bir meslek sahibi olmaması yönünde bir saldırı yapılmaktadır." dedi.

‘Cizre’de yurt yakarak kaos planını kuralsız ve vicdansızca uyguladılar’

Cizre’de imam-hatip öğrencilerinin kaldığı yurda yapılan çirkin saldırı, sanal alemde yayın yapan "İHL (İmam Hatip Lisesi) sözlük" isimli grup üyeleri tarafından kınandı. Taksim Meydanı’nda basın açıklaması yapan grup, Madımak Oteli’ni yakanlarla Cizre’de öğrenci yurduna saldırılanların aynı odaktan yönetildiğini kaydetti. Grup, Sivas olayına tepki gösteren ancak Cizre’de öğrenci yurduna yapılan saldırı karşısında sessiz kalanları samimiyetsizlikle suçladı. İHL Sözlük adına bir basın açıklamasını yapan Ömer Faruk Yıldız, Etiler’de meydana gelen patlama ve ardından Cizre’de öğrenci yurduna yönelik yapılan provokatif saldırının seçim öncesi kaos çıkarmak isteyen gizli ellerin işi olduğunu söyledi. Seçime sayılı günler kala birilerinin siyasi emelleri uğruna düğmeye bastığını belirten Yıldız, "Bu eylemler gösteriyor ki; birileri artık halk, sivil, asker, polis, öğrenci demeden kuralsız ve vicdansız bir şekilde kaos planını devreye sokuyor." dedi. Yıldız, "Sivas’ta aydınları yakanlar da, Cizre’de öğrencileri yakanlar da aynı karanlık odaklardır. Sivas olaylarına tepki gösterip Cizre’deki olaya sessiz kalanlar ise elbette halk nezdinde gerekli cezayı alacaklardır." şeklinde konuştu.
Başkasına şiddet, barışçıl söylemle bağdaşmaz

AK Parti milletvekili adayı Galip Ensarioğlu: Yıllarca kendi fikirleri ve ırkları için mücadele eden bir yapının bugün yine kendi ırkınca başka düşünceye tahammül etmemesi anlayışı doğru değildir. Kısmen de olsa demokratik hakkını elde ettikten sonra başkasına şiddet uygulamaya başlamaları, özgürlük ve barışçıl söylemlerle bağdaşmamaktadır. Şiddete başvurmaya devam ederlerse, barış ve demokrasi talepleri inandırıcılığını yitirecektir. Kendi gibi düşünmeyenlere tahammül etmeleri, ellerini şiddetten çekmeleri gerekir.

Kimseye baskı yapılmasın

BDP’nin desteklediği bağımsız aday Şerafettin Elçi:

Olayın gerçek boyutunu tam olarak bilmiyorum ama bu bölgede kimsenin rahatsız edilmesini istemiyorum. Provokatif bir olay da olabilir ama genel anlamda kimseye baskı yapılmasını iyi bir şey olarak görmüyorum.

Yurda saldırı korkunç bir olay

Şırnak bağımsız milletvekili adayı Hasip Kaplan: Yurdun yakılması, bizi korkutan korkunç bir olay. Onaylamıyoruz. Umarız bu provokasyon sona erer.

PKK, bölgede tekel olmak istiyor, yurt bu yüzden yakıldı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, terör örgütünün bölgeden kendisi dışındaki tüm unsurları boşaltmaya çalıştığını, yurt yakmanın da bunun bir parçası olduğunu söyledi. Laçiner, şöyle devam etti: "Daha önce imam da öldürüldü. Burada kendisi dışında hiçbir grubun, hiçbir görüşün, hiç kimsenin olmasını istemiyor. Biri orada dükkân açtığı zaman, yurt yaptığında kendisine haraç versin istiyor, fikrî olarak kendisine köle olsun istiyor. Onun dışında kalıyorsa da yaşatmamak için çabalıyor. Örgüt diğer her türlü unsur, devlet başta olmak üzere özel sektör, kim varsa onları dışarı çıkarmaya çalışıyor."

Yaradılışa aykırı bir şey!

Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Nizamettin Maskan, saldırıyla ilgili olarak, "Akıl almaz, kabul edilmez bir şeyle karşı karşıyayız." dedi. Maskan, şöyle konuştu: "İnsanlığın yaradılışına aykırı, kabul edilmez bir durum. Çok üzüldüm, şaşkınım ne oluyor, neyin nesi bu? Çok dikkatli olmak gerekiyor, son günlerde gerilim tırmandırılmak istendiği açık. Sivil siyasette şiddet olmaz, şiddetin uygulanacağı yer öğrencilerin kaldığı yurtlar ve okullar değildir. Olayı çözmeye çalışıyoruz, seçim sürecinde endişelenmemize neden olan bir gelişme."

[Haber Yorum – Ali Akkuş] Yanık yarası derindir, izleri kolay silinmez

Şehrin en işlek caddesinde cam kaplamalı bir binanın ikinci katı.

İnsanlar her zaman olduğu gibi o gün de işlerinin başında. Bir anda, dolu gibi taş yağmaya başlıyor camlara. İki dakika geçmeden öyle bir taş geliyor ki, camlar tuz buz oluyor. Ardından şişe içine doldurulmuş benzinin ateşe verilmesiyle oluşturulan molotof. Şişelerin içine yerleştirilen bez parçalarının arasına belirli oranda sakız konularak hazırlanan molotof, yapıştığı her yeri çıra gibi tutuşturuyor. Dışarı çıkmanız mümkün değil; çünkü caniler sizi hedef almış, bekliyor aşağıda. Doğu’da bir ilde kısa süre önce yaşanmış bir hadise bu. Failler yakalanmış, üstelik mahkemesi de görülmüş. Kamera kayıtlarına göre, en büyük taşı atarak camı kıran 23 yaşında bir üniversite öğrencisi. Basına yansımamış onlarca olaydan sadece bir örnek bu anlattığım. Güvenlik güçlerine karşı dağda Kalaşnikof’la dolaşanlar, öldürmek için pusu kuruyor, baskın düzenliyor. Onlara terörist diyoruz. Gün ortasında şehrin en işlek yerlerinde masum insanları yakarak öldürmeye çalışanlara ne demeli?

İstanbul’da bir belediye otobüsünde henüz 17 yaşındaki bir kızı diri diri yaktılar. Mardin’de bir ilkokulda minicik çocukları havai fişeklerle yakmaya kalkıştılar. Diyarbakır-Mardin yoluna mayın döşemeye çalışırken ölen Suriye uyruklu PKK’lının cenaze namazından sonra gerçekleştirilen protesto olaylarında yaşandı bu olay. Van’da ateşe verilen bankadan son anda çıkarılan hamile kadını unutmak mümkün mü? Bunlar sadece medyaya yansıyanlar. Son zamanlarda Doğu ve Güneydoğu’da benzer o kadar olay cereyan ediyor ki. Bir dönem kimi devlet görevlilerinin ‘faili meçhul’ cinayetlerinden bunalan halk, şimdi örgüt adına yapılan faili belli saldırıların hedefinde. 27 Mayıs’ta Cizre’deki yurtta kalan öğrencileri diri diri yakmaya çalışanlar, Türk-Kürt bütün Türkiye’nin nefretini üzerlerine çekti. Savaşın bile bir hukukunun olduğu dünyada, öğrenci yurdunu ateşe verenlerin insan olduğunu söylemek mümkün değil. 60 kişilik grup, yurdu önce ateşe veriyor; yardım gelmesin diye de ulaşım yollarını kapatıyor. Bunun adı vahşettir. Bu vahşi grup, insanlık tarihinin yüz karası olarak hep lanetlenecek. Cizre’nin fakir köylerinden çıkıp dinini öğrenmek üzere imam-hatibe gelmiş çocukların suçu ne olabilir ki? Hasip Kaplan gibi kimi BDP’liler hangi gerekçeye sığınırlarsa sığınsınlar, çocukların yakılmasını izah edemeyecek kendi halkına.
Zerdüştlüğü din olarak tesis etmeye çalışan örgütün rahle-i tedrisinde yetişenler, Kürt çocuklarının yüz ve bedenlerinde hiç geçmeyecek izler bırakıyor. Yanık izi derin olur, yarası başka yaraya benzemez çünkü. İstanbul’da, Cizre’de, Mardin’de masum çocukları ateşe verenleri, sadece molotofu atanlarla sınırlamak doğru değil. O molotofçuyu sokağın gücü olarak alkışlayanları da görmeliyiz. Meydanda hemen yanı başındaki yüzü poşulu adamın elindeki benzin şişesiyle seçim çalışması yapan sözde siyasetçinin de yanık yarasında sorumluluğu var. Parti binasında ve barış çadırlarında çıkan molotofları söz konusu bile yapmıyoruz.