Suriye’de kaçırılan gazeteci Aygün Türkiye’de

Medya
Suriye’de kaçırılan Miliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptı. Ayağındaki terliklerle ülke...
EMOJİLE

Suriye’de kaçırılan Miliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptı.

Ayağındaki terliklerle ülkeye girdiği görülen Aygün, Cilvegözü Sınır Kapısı’nın Suriye tarafındaki tampon bölgede gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’de olduğu için çok mutlu olduğunu belirtti.

Kendisini rüyada gibi hissettiğini ve kurtulduğuna inanamadığını dile getiren Aygün, “Terlikle mi geldiniz?” sorusu üzerine “Arkadaşlar ayakkabılarımı çok beğendi, o yüzden ayakkabılarımı aldılar, terlikle gönderdiler” dedi.

Suriye’de çok zor günler geçirdiğini ifade eden Aygün, kurtarılmasında emeği geçenlere teşekkür etti.

El Kaide kaçırdı  “İslam Cephesi” üyeleri kurtardı

Suriye’de kaçırılan Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün’ün serbest kalmasında, Suriyeli muhaliflerce Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı kurulan “İslam Cephesi” üyeleri etkili oldu. 

40 gün önce görev için gittiği Suriye’de kaçırılan Aygün’ün serbest kalmasına ilişkin detaylar öğrenildi. 

Edinilen bilgiye göre, Aygün, görevli olarak gittiği Suriye’de El Kaide unsurlarınca kaçırıldı. Aygün’ün tutulduğu bölgede, El Kaide’ye karşı Suriyeli muhalif grupların bir araya gelerek kurduğu “İslam Cephesi” adındaki grup ile El Kaide’nin Suriye’deki uzantısı olan IŞİD arasında çatışma yaşandı. Çatışma sonucunda IŞİD unsurlarının bölgeyi terk etmesi üzerine, “İslam Cephesi” üyeleri Aygün’ün kurtarılmasını sağladı. 

Daha sonra MİT’in yurt dışı özel timi bölgeye girerek, güvenliğini sağladıkları Aygün’ü Suriye’den çıkardı. Aygün, Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptı.

“Umudumu hiç kaybetmedim”

Aygün, Cilvegözü Sınır Kapısı’nın Suriye tarafındaki ara bölgede gazetecilere yaptığı açıklamada, kurtarılmasını bu kadar erken beklemediğini ancak ülkesine ayak basmış olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Destek kuruluşları, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, İHH İnsani Yardım Vakfının destekleri, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığın sayesinde ülkesinde olduğunu belirten Aygün, şunları söyledi:

“Gazeteci olarak çok acı ve zor günler yaşadım. Ama, her şeyden önce yaklaşık 80 milyonluk ülke vatandaşıyım. Umudumu hiç kaybetmedim. Dışişleri mutlaka devreye girmiştir, Başbakanlık mutlaka devreye girmiştir ve mutlaka benimle ilgili bir şeyler yapıyorlardır dedim ve sürekli dua ettim. Her şeye rağmen, kendi ülkemde olmak müthiş bir duygu. Bu kadar esaret altında kalıp da şu anda kendi ülkeme ayak basmış olmak, tabi bu kadar erken beklemiyordum. Artık her geçen gün, ne kadar umudunuzu kaybetmeseniz de sürecin uzayacağını düşünüyorsunuz. Ama en olumsuz tarafı, tabi ki aleyhimde verilmiş olan infaz kararı. Çünkü Milliyet gazetesi muhabiri olduğum için Milliyet gazetesinin Müslüman olmadığını, bizim Türkiye olarak İsrail ve ABD’ye çalıştığımızı, benim de casus olduğumu düşünüyorlardı. Sonra sorgulama bitince 20 günden sonra biraz daha rahat oldu benim için. Ama sonuçta ne olursa olsun, elleriniz kelepçeli, gözleriniz bağlı, 3-5 günde bir yeriniz değiştiriliyor. Gecenin 3’ünde, 5’inde, hiç bilmediğiniz bir saatte, hiç bilmediğiniz bir yerde sorguya alınıyorsunuz.”

Kendisine işkence yapılıp yapılmadığı yönündeki bir soru üzerine Aygün, işkence yapılmadığını ancak normal bir sorgu yapılmadığını dile getirerek, “Beni kaçıran örgüt, El Kaide bağlantılı bir örgüttü. Tam olarak söylemediler ama Irak Şam İslam Devleti olduğunu biliyorum. Çünkü çeşitli ibareleri vardı” diye konuştu.

En çok İstanbul’u özlediğini bildiren Aygün, şöyle devam etti:

“Çok klasik olacak ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak şu durumda benim için müthiş gurur verici bir duygu. Başbakanlığın, Dışişleri Bakanlığının, meslek örgütlerinin, yardım vakıflarının, arkanızda olduğunu bilmeniz müthiş güzel bir duygu. Bu şu an benim için gerçek değil, halen rüya görüyorum. Çünkü alındığım ilk 20 gün, her gece bu rüyayı gördüm.”

“Özgür Suriye Ordusu kurtardı”

Özgün Suriye Ordusu’nun birkaç gündür Suriye genelinde bir operasyon başlattığını ifade eden Aygün, şöyle konuştu:

“En son kaldığımız yerde de yaklaşık 3-4 gündür çatışmalar devam ediyordu ve her an bizim oraya da bomba düşecek diye düşünüyordum. Çatışmalar burnumuzun dibindeydi. Ama sağolsunlar Sayın Başbakan’ın talimatıyla Dışişlerinin de devreye girmesiyle, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin de devreye girmesiyle özellikle İHH İnsani Yardım Vakfı’nı, Türkiye Foto Muhabirleri, Gazeteciler Cemiyetini es geçmemek lazım, bunların her attığı adım bana orada biraz daha iyi davranmalarını sağlıyordu. Beni kaçıran El Kaide’ye bağlı Irak Şam İslam Devleti örgütü. Dışişlerinin devreye girmesiyle Özgür Suriye Ordusu özellikle benim tutulduğum evin bodrumunda eve yönelik büyük bir baskı yaptı. Beni onlar kurtardı. Yani beni onlar serbest bırakmadı, Özgür Suriye Ordusu beni tutanları da hatta esir aldı. Özgür Suriye Ordusu’nun Türkiye’de Ehraru’ş Şam diye bilinen birimi, bugün beni kurtardı, onları da esir aldılar.”

Bir süre Türklerin olduğu bir yere gittiğini anlatan Aygün, orada iyi günler geçirdiğini aktararak, “Sonra oradan alınınca günde sadece bir parça ekmekle geçirdiğimiz günler, tuvaletsiz, susuz geçirdiğimiz günler de oldu” dedi.

Kendisine psikolojik baskı yapılıp yapılmadığı yönündeki soruyu Aygün, “Yani casuslukla suçlanıyorsunuz. Savaşın olduğu bir ülkedesiniz. Fiziki işkence değil ama çok ağır. Eller kelepçeli, gözler bağlı, zaman zaman eller de bağlı. Dolayısıyla tahmin edin siz” diye yanıtladı.

Kendisini kaçıranların “kadı” dediği kişinin yaklaşık 20 gün sonra hakkında karar verdiğini dile getiren Aygün, “İnfazla ya kurşuna diziliyor ya da kesiliyor. ‘Seni keseceğiz, kesilmek senin için daha onurlu, son sözlerini söyle’ dediler. Tabiki çok zor oldu” ifadelerini kullandı.

Orada olduğu ilk 20 gün her gece Türkiye’de olduğunun rüyasını gördüğünü ifade eden Aygün, kendisini halen rüyada gibi hissettiğini söyledi.

Aygün, fotoğraf makinesi, telefonu ve bilgisayarının kendisini kaçıranlarda kaldığını da bildirdi.

Daha sonra, Hatay’da bir otele giderek gazeteden arkadaşlarıyla biraraya gelen Bünyamin Aygün’ün geceyi burada geçirdikten sonra sabah saatlerinde İstanbul’a gitmesi bekleniyor.