Reyting kaygısından aile kurumuna darbe

Medya
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Genel Başkanı Sare Aydın Yılmaz, eleştirilen ve ilgili kurumlara en çok şikayet edilen izdivaç programlarına ilişkin, ‘Söz konusu programların, mutlu ailelerin...
EMOJİLE

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Genel Başkanı Sare Aydın Yılmaz, eleştirilen ve ilgili kurumlara en çok şikayet edilen izdivaç programlarına ilişkin, ‘Söz konusu programların, mutlu ailelerin kurulmasına vesile olmanın tersine, evlilik kurumu hakkındaki algıyı yozlaştırarak aileye zarar veren yayınlar olduğu görüşündeyiz.’ dedi.

Soruları yanıtlayan Yılmaz, gündüz kuşağında, hedef kitlesi ev kadınları olan, ‘izdivaç programı’ diye adlandırılan yayınlarla bilinçli ya da bilinçsiz bir algı yönetimi yapıldığını söyledi.

Programların, yayınlanma saati itibarıyla belirli bir kitle tarafından izlendiğine dikkati çeken Yılmaz, ‘Bu tür programların yayınlanmasının sebebi, reyting getirmesi olarak gösteriliyor. Ancak aynı saatler içerisinde daha nitelikli içeriklere sahip, daha kaliteli programlar yayınlansa, onlar da reyting alabilir. Biz, bu programların kurgulanarak hazırlanan ve belirli bir toplum modelinin oluşmasına hizmet eden yayınlar olduğu fikrindeyiz’ diye konuştu.

Yılmaz, programlarda yaşanan ‘skandal’ nitelikteki olayların ve söylemlerin spontane gelişen bir sürecin sonucu olmadığı görüşünü dile getirerek, şöyle devam etti:

‘Dolayısıyla program sırasında sözde birbirlerini ilk defa görüp beğenen ve evlenmeye karar veren kişilerin, gerçekten evlenip mutlu aileler kuran insanlar olması mümkün değil. Yayıncılar, bu sahteliği ‘reyting kaygısı’nı gerekçe göstererek, umursamıyor gibi görünüyor. Ancak izleyen kitleler, izlediklerinin gerçek olup olmadığının ne kadar ayırdına varabiliyor? Bunu düşünmemiz, bu programlara sorumluluk duygusuyla yaklaşmamız gerekir.’

Aileyi toplumun temeli olarak gören bir dernek olduklarını anlatan Yılmaz, bu tür programların ‘aile’ algısına zarar verdiğini ifade etti.

Yılmaz, ailelerin sadece şiddet yüzünden parçalanmadığını dile getirerek, ‘Aile kavramını kutsayıp, önemine vurgu yaparken, bir yandan da kavramın içini boşaltırsanız, bir zaman sonra geriye dönüp baktığınızda kutsayıp bir arada tutmaya çalıştığınız şeyin artık var olmadığını görürsünüz. İnsanlarımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın zihnine, aile kurumunun sadece maddiyat ve fiziksel beğeni üzerine kurulan bir kurum olduğu algısını yerleştirmenin geri dönülemez sonuçları olacaktır. Söz konusu programların, mutlu ailelerin kurulmasına vesile olmanın tersine, evlilik kurumu hakkındaki algıyı yozlaştırarak aileye zarar veren yayınlar olduğu görüşündeyiz.’ şeklinde konuştu.

– İzdivaç programlarının gündüz kuşağı yayınlarındaki oranı yüzde 26,54

Söz konusu kanalların yayın akışlarından derlenen bilgilere göre, televizyon kanalları için 06.00-20.00 saatleri, ‘gündüz kuşağı’ olarak değerlendiriliyor.

Bu tür programlara yayın akışında yer veren 5 televizyon kanalı için gündüz kuşağı, 4 bin 200 dakika olarak tespit edilirken, bu kanallar izdivaç programlarına gündüz yayınlarında bin 115 dakika yer veriyor. Bu süre, söz konusu gündüz kuşağı yayınlarının yüzde 26,54’üne denk geliyor.

Hafta içi gündüz kuşağının en çok yer verilen yayınları olan izdivaç programlarının bu sürelerin haricinde gece saatlerinde de tekrar yayımlandığı görülüyor.

– Şikayetler arttı

Öte yandan yılın 2,5 aylık döneminde, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna (RTÜK) bu programlara ilişkin yapılan şikayetlerde artış görüldü.

RTÜK’e, kurumun ‘444 1 178’ numaralı çağrı hattı, web sayfası ve e-posta adresi aracılığıyla gelen bildirimlerin önemli bir kısmını evlilik programları oluşturdu.

Geçen yıl evlilik programları hakkında RTÜK’e 7 bin 297 şikayet gelirken, bu sayı 2016’nın 2,5 aylık döneminde 22 bin 938’e ulaştı.

Şikayetler genel olarak, ‘programlarda argo sözcüklerle genel ahlaka aykırı i·fadelerin kullanılması’ üzerinde yoğunlaştı.

‘Evliliğin maddiyata indirgenmesi’ de bir şikayet başlığını oluştururken, ‘adayların dış görünüşleriyle yargılanması’, ‘adaylar arasındaki nahoş davranışlar’, ‘küçük düşürücü söylemler’, ‘adayların komik duruma düşmelerine neden olunması’, ‘sansasyonel kişilere ısrarla yer verilmesi’, ‘olayların dramatize edilmesi’, ‘katılımcıların evlilik dışı amaçları’, ‘engelli adayların engellerinin ön plana çıkarılması’, ‘programlara olan güvenin azalması’, ‘özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi’, ‘insan onuruna aykırı yayın yapılması’ ve ‘toplumsal değerlerin dikkate alınmaması’ da şikayetler arasında yer aldı.