Örgüt dün akşam yayınladığı Başbakan Erdoğan ile Mustafa Karaalioğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları ile Star gazetesini yöneticilerini ve eski yazarlarını hedef aldı.
Paralel örgüt kanunsuzca dinlediği yüz binlerce kişinin ses kayıtlarını ahlaksızca yayınlamaya devam ediyor. Örgüt dün akşam yayınladığı Başbakan Erdoğan ile Mustafa Karaalioğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları ile Star gazetesini yöneticilerini ve eski yazarlarını hedef aldı. Paralelciler, ses kayıtlarının başına sonuna yazdığı keyfi yönlendirme yazılarıyla konuşmaların neticelerinin Star yazarlarının gazeteden gönderilmesiyle sonuçlandığı algısını yarattı.
Olayın sosyal medyada geniş yankı bulması üzerine Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yapan Hidayet Şefkatli Tuksal, “Star’dan tamamen kendi isteğimle ayrılmıştım, başka şeyler yapmak istiyordum, boşuna M. Karaalioğlu’nu karalamayın!” diyerek söz konusu iddiaları kesin bir dille yalanladı.
Yine, yayınlanan ses kaydında Başbakan Erdoğan’la Mustafa Karaalioğlu’nun telefonda konuşma tarihleri 13 Ocak 2011 tarihine denk gelmekte ve Altan’ın gazeteden ayrılışı ise 18 Ocak 2012’de. Ayrıca, Altan’ın gazeteden ayrılış sebebi, PKK’nın sitesine STAR’ı karalayan mesnetsiz açıklamaları nedeniyle gerçekleşmişti.
Tüm bu gerçekler ortadayken ve bir gazetenin yayın hayatı süresince bu tarz ayrılıklar pek çok kez yaşanmasına rağmen paralel örgütün bu mesnetsiz iddiası, ‘çamur at sizi kalsın’dan öte geçemedi.
ALTAN STAR GAZETESİ ALEYHİNE PKK SİTESİNE DEMEÇ VERMİŞTİ
Mehmet Altan’ın Star’dan ayrılışı Başbakan ile Karaalioğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kaydındaki konuşmalar ile ilişkili değil. Mehmet Altan, ses kayıtlarında konusu geçen ‘Biz Bize Yeteriz’ yazısını 13 Ocak 2011’de yazmıştı, iddia ses kayıtları da o günlere aitti. Oysa Mehmet Altan, 18 Ocak 2012’de, iddia edilen konuşmalardan tam 1 yıl sonra Star Gazetesi başyazarı olarak, kendi gazetesi aleyhine başta PKK propagandası yapan bir site olmak üzere çeşitli internet sitelerine demeçler vermesi nedeniyle Star Gazetesi’den gönderilmişti.
‘EĞER KARARIMDAN VAZGEÇERSEM YİNE STAR’A DÖNERİM’
Hidayet Şefkatli Tuksal ise tamamen kendi tercihiyle, kimse kendisine Star’da yazmayı bırak demediği halde Star Gazetesi’nden ayrılmıştı. Tuksal’ın Başbakan’ı eleştirdiği için Star Gazetesi’nden gönderildiği algısını yaratmaya çalışan paraleller; Tuksal, ayrılışının kendi tercihi olduğunu kaleme aldığı Star’daki son yazısında “Mustafa Karaalioğlu’yla görüştüğümüzde o da çok şaşırdı ve derdimi anlamaya çalıştı. Derdimi anlatabildiğimi sanıyorum, eğer kararımdan vazgeçersem gene Star’a dönmeye söz vererek onu ikna ettim” dediğini görmezden gelerek bir iftiraya daha imza atmış oldu.
Murat Çiçek: Ahmet Keleş röportajının akşamında Karaalioğlu’nun tapesi çıktı
Yasadışı dinlemeler ve montajlı tapelerin masaya yatırıldığı Günün Manşeti programında son olarak Star Gazete Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu’na ait olduğu iddia edilen tapelere ilişkin çarpıcı yorumlar geldi. Söz konusu ses kayıtlarında Star gazetesi eski yazarları Mehmet Altan ve Hidayet Şefkatli Tuksal’ın gazeteyle yollarının ayrılması yer alıyordu.
BU TÜR ŞANTAJLARA BOYUN EĞMEMEK LAZIM
Murat Çiçek: Dinleme listelerinde ismi olanlar üzülmesin çünkü bunlar montaj ürünü olduğu için sesleriniz bir şekilde arka arkaya konularak bir şekilde sizi itibar suikastine maruz bırakabiliyorlar. Onun için bu tür şantajlara boyun eğmemek lazım. İstedikleri kadar söylesinler. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu siz ve etrafınızdakiler biliyorsa çok da fazla önem arzetmiyor.
AHMET KELEŞ RÖPORTAJININ ARDINDAN TAPELER ORTAYA SÜRÜLDÜ
Murat Çiçek: Mustafa Karaalioğlu ile ilgili de benzer birşey yaptılar mesela dün. Tabi 1 gün öncesinde Star Gazetesi’nde Ahmet Keleş hocanın ‘Himmetin % 15’i Gülen’in kasasına’ muhabbeti vardı. Keleş, örgütün piramitini anlattı ve o haber inanılmaz bir yankı buldu. Akşamına da Mustafa Karaalioğlu ile ilgili tapeleri yayınladılar. O telefon konuşması, yazıya atfen baktığımızda 13 Ocak 2011 tarihli Mehmet Altan’ın bir yazısı var muhtemelen o tarihlerde yapılmış. Bu yazıyı yazdıktan sonra bir telefon konuşması oluyor. Bu konuşmada yer alan yazının doğru olmadığı, gerçekleri yansıtmadığı, belli bölümlerin alındığı ve haksızlık edildiği yönünde bir mesele var. Şimdi buradan şunu demeye getiriyorlar. ‘Başbakan müdahale etti, o yazıdan hemen sonra Mehmet Altan’ın işine son verildi’ Biraz izan sahibi olan insan o yazının yazıldığı ve Mehmet Altan’ın işten ayrıldığı yada çıkarıldığı tarihlerin hangi tarihler olduğuna bakar! Bu yazıyı yazdıktan 3-5 gün sonra çıkarılsaydı doğru diyebilirdik ancak Altan o yazıdan 1 sene sonra işten çıkarıldı.
MEHMET ALTAN’IN İŞTEN ÇIKARILMASININ NEDENİ..
Melih Altınok: Ben o meseleyi biliyorum. Hatta Mehmet Altan’ın ayrılma nedeniyle ilgili bir yazı da yazmıştım. Mehmet Altan’ın ayrılma nedeni olarak ANF’de (PKK’nın haber sitesi) verdiği bir röportaj ve orada kendi gazetesiyle ilgili yaptığı yorumlar vardı. Bu da doğal olarak sorun yaratmış. Ben de o konuyla ilgili bir yazı yazdım. Bu gazetenin tasarrufundadır. Baş yazar kendi gazetesi hakkında böyle şeyler söylerse bu çok da kabul edilmez. Mehmet Altan mevzusu bu.
HEM YAPANLARI SAVUNUYOR HEM DE KARŞIYIZ DİYORSUNUZ
Murat Çiçek: Dalga geçer gibi tüm bunları yapanları savunuyorsunuz, arkalarında duruyorsunuz ve gayret ettiriyorsunuz ondan sonra da ‘Biz böyle şeylere karşıyız. Hukukun dışına çıkılmamalı’ diyerekten perdelediğinizi sandığınız örgütü yönetmeye çalışamazsınız
SİZ DİNLİYORSUNUZ, SİZ YAYINLIYORSUNUZ!
Melih Altınok: Allah aşkına tüm izleyicilerimize soruyorum. Bu görüşmeleri kim dinledi ve yayınladı? Hangi fikre sahip kamuoyu. Sayın Gülen ne düşünüyor mesela? Örneğin Başbakan’la Mustafa Karaalioğlu arasında veya başka kişiler arasındaki görüşmeleri kim kaydediyor ve yayınlıyor? Devlet içerisinde güvenlik bürokrasisindeki isimler değil mi? TİB’de örgütlü yapı. Bunlar kime yakın ve kime bağlı? Hakikaten niye bu anlamsız inkar oyunları? Siz dinliyorsunuz siz yayınlıyorsunuz? Ülkenin ana muhalefet partisinin sitesine giriyorsunuz bu illegal dinlemelerin linkleri sitede. Yani siz artık yan yana gelmiş korkunç kirli bir ittifaksınız ve inkar etmeyin. Siz dinliyorsunuz, siz yayınlıyorsunuz! Bu desteğinizi de çok açık etmişsiniz. Gazetenizin birkaç ay önceki yayın politikasına bakın bir de bugünkü haline bakın. CHP’yi destekleyebilirsiniz bu bir suç değil (CHP tabanı sizi ne kadar kabul eder o ayrı) ama bunu bu kadar sinsice yapmayın!