Gülen’in, Cübbeli duası kabul oldu

Medya
Fethullah Gülen, Eylül ayında Metris Cezaevi’nde kalan Ahmet Mahmut Ünlü’ye "El-Kulubu’d-Dari’a" ve "Beyan" adlı iki kitabını göndermiş, kitapların ön sayfa...
EMOJİLE

Fethullah Gülen, Eylül ayında Metris Cezaevi’nde kalan Ahmet Mahmut Ünlü’ye "El-Kulubu’d-Dari’a" ve "Beyan" adlı iki kitabını göndermiş, kitapların ön sayfalarına yazdığı "Mübarek ve mümtaz hocamız Ahmet Efendi Hazretleri" gibi ifadeler ikili arasında soğukluk olduğu iddialarını çürütmüştü.

Olay basında "Fethullah Gülen’den cezaevindeki Cübbeli Ahmet Hoca’yı hıçkırıklarla ağlatan jest" gibi başlıklarla duyurulmuştu.

Cübbeli Ahmet Hoca’nın cezaevine girişini Yusuf Peygamber’in zindana atılmasına benzeten Gülen, "en yakın zamanda serbest kalması" ve ‘halkı uyandırma va doğru yola çevirme’ hizmetine dönmesi için de dua etmişti.

"Sizin geniş ilminize göre olmasa da kutsal üzüntünüzü hafifletir ümidiyle sunuyorum. Cüret ve cesaret sayarsanız bağışlamanızı dileyerek." diyen Gülen duasını şu şekilde sürdürmüştü:

"Her zaman Sünnî duygu ve düşüncenin sesi soluğu olmasını bilmiş, aydınlık ruh, Yusuf Peygamber yolunda (zindana giren), Yusuf Peygamber gibi çilesini çeken, İslam’a sadakat ve sabır abidesi, kutlu ve seçkin Ahmet Efendi Hazretleri’nin en yakın zamanda mübarek irşad (halkı uyandırma ve doğru yola çağırma) vazifesine dönmesini Allah’tan dilerim."

CÜBBELİ AHMET HOCA NASIL KARŞILIK VERMİŞTİ?

Metris Cezaevi’nde yatan Cübbeli Ahmet Hoca, kendisine getirilen hediyenin ardından yaşadığı mutluluğu ise şu yazıyı yazarak anlatmıştı:

"Rüyamda muhterem Hocaefendi Hazretleri’nin bana dua ettiğini görmüştüm. Ben size içeri girdiğim günden beri muhterem Fethullah Hocaefendi’nin nezih cemaatinin bana atılan iftiralardan beri olduğunu bildirmiştim. İşte 5 Eylül Çarşamba günü Muhterem Hoca’mızın hediye gönderdiği iki eserinin üzerine hatt-ı destiyle kaydetmiş bulunduğu şu iki ithaf yazısı bunun en bariz şahidi olmuştur."

Cübbeli Ahmet Hoca, hediyeleri getiren Gülen’in "talebesi"yle cezaevinde yaptığı sohbete ilişkin ise şunları yazıyordu: "Talebesi, sohbet sırasında Hocaefendi’nin benimle ilgili haberleri izlerken gözyaşlarını tutamadığını ve ‘Bunca yıl dinimize hizmet etmiş, müşarun bilbenan (parmakla gösterilen) bir Hocaefendi’nin şahsında tekrar İslam’a darbe indirilmek isteniyor. Bu iftiraları asla kabul etmem ve inanmam, kurtuluşu için dua ediyorum’ dediğini nakletti. Bu fakir kardeşiniz muhterem Hocamızın tazim ifade eden medhiyelerine asla layık biri değilim. Okuyunca çok mahcup oldum, ama "Fazilet ehlini ancak fazilet ehli tanır" kaidesince değerli Hocamız kendisine münasip bir üslup kullanmıştır. Hizmet ettiğim camianın bazı hocaları kıskançlık yüzünden bana bu zulmü reva görürken muhterem Hocaefendi’nin bana şefkatle yaklaşması beni çok duygulandırmış ve şu yazıyı yazarken hıçkırıklara boğmuştur."

manşettv