Genç Öncüler’in Aralık/137. sayısı “Türkiye ağır yüktür/ Bilmeyen ne bilesi” manşetiyle çıktı!

Medya
Derginin sunuş yazısı şöyle: Türkiye, Türkiye olmak için az bedel ödemedi. Sultan Alparslan ile başlayan Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde bu coğrafya, bin yıllık bir tarih süzgecinde necis olanları at...
EMOJİLE

Derginin sunuş yazısı şöyle:

Türkiye, Türkiye olmak için az bedel ödemedi. Sultan Alparslan ile başlayan Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde bu coğrafya, bin yıllık bir tarih süzgecinde necis olanları attı ve pak bir İslam’la tescil olundu. Bir karakter ve hüviyetle kendini inşa etti. Bu kafa kâğıdı, küfürde ısrar edip yanlış bir istikamette sebat eden kâfirlerle mücadelenin belgesiydi. 20. yüzyılın başında yeniden inşa edilen dünyada Türkiye, bu karakterle Türkiye olarak kalabildi. Bugün bu topraklarda bir vatan ve kimlikle müşerref olarak kalabildiysek, bu coğrafyanın kendine millet olarak seçtiği İslam’ın temizliğiyledir. Şimdi, bu topraklarda bir hak ve bu topraklarla bir ünsiyet iddiasında olan her kim ise, bin yıllık karakterle yoğrulmuş olmak mecburiyetini taşımalıdır. “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/ Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” dizeleri, merhum Akif’in dilinden, milletimizin yüreğinden dökülen kelimelerin müşahhas halidir. Bizim Türkiyeli gibi düşünme ve köklerimizden kopmadan üretebilme mecburiyetimiz vardır.

Bu kafa kâğıdına sahip olmayandan bu vatana ve millete hayır gelmez. Zulüm 1453’te başladı diyenlere ve Türkiye ile bilmem hangi ülke savaşırsa Türkiye’nin karşısında yer alacağını ilan edenlere, Türkiye kendilerinin de vatanıymış gibi davranacak değiliz. İstiklali ve sekineti batılın kucağında arayanlarla aramızda ancak Allah Resulü ve Yahudi komşusu arasındaki bağ kadar bir bağ olabilir. Onlara bir değer sistemi içinde hoş bakmayacağız. Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz.

Genç Öncüler yayın kadrosu olarak bu ay, Türkiye’ye ait olduğumuz ve Türkiyeli gibi düşünme mecburiyetimiz üzerine çalıştık.

Yunus Başar, Kimlik Hassasiyet İster yazısını kaleme aldı. Uğur Demirel, Türkçe ve Anadolu üzerine yazdı. Osman Zinnur Aksu, Batı ile girilen yolun çıkmaz sokak olduğunu belirtti. Dücane Demirtaş modernleşme sürecimize değindi. Dosya dışı konularımızda Afife Karaaslan Sahhaflar Çarşısı’nı yazdı. Adnan Ergün hikaye köşesinde. Ozan Dilek, bu aydan itibaren türkü köşesinde. Begüm Kıtay şiirlerine devam etti. Bunun yanında makale, deneme, araştırma ve şiir köşeleriyle Genç Öncüler aralık ayında da yine dopdolu.

Genç Öncüler’in genç yazarları olarak gayemiz; toplumsal yaşamımızda karşılaştığımız iyilikleri, kötülükleri, kolaylıkları ve zorlukları, siz değerli okurlarımıza en anlaşılır şekilde aktarmaktır. Kadromuz, adaletle şahitlik vazifesini unutmayarak yazılarını kaleme alma gayretindedir. Çünkü bu bize Rabbimizin vahiyle sabit kıldığı bir görevdir. Bütün sayılarımızı bu bilinçle çıkarıyoruz. Çalışmamızın hayırlara vesile olmasını diliyor, keyifle okumanızı temenni ediyoruz.