28 Şubat’ın 1 numarası Aydın Doğan mı?

Medya
Memduh Bayraktaroğlu’nun yazısı 28 Şubat darbesinin 1 Numarası kim?.. Eğer bu bir yargılama değil de birkaç paşa ve albayı “günah keçisi” ilân edip darbenin bir numarası medya ...
EMOJİLE

Memduh Bayraktaroğlu’nun yazısı

28 Şubat darbesinin 1 Numarası kim?..

Eğer bu bir yargılama değil de birkaç paşa ve albayı “günah keçisi” ilân edip darbenin bir numarası medya patronajı, medya yöneticisi/yazar taifesi ve kimi işadamını “aklama” operasyonuysa bir felâketle karşı karşıyayız…  
 
Gérard Depardieu’nün Danton rolünde oynadığı aynı adı taşıyan filmi (yönetmen, Andrzej Wajda), izleyenler hatırlayacaklardır.
Filmin bir yerinde Fransız İhtilalinin en güçlü adamlarından biri olan Robespierre’in polis şefi (adını hatırlayamadım), ihtilâlin acımasızlığı ve hukuksuzluğuna isyan eden Danton taraftarlarının tutuklanıp yargılanmalarını istiyordu.
Robespierre "peki ama henüz haklarında somut bir kanıt yok" dediğinde polis şefinin cevabı aynen şöyle oluyordu:
"Bir suçluyu kaçırmaktansa bin masumu giyotine götürmeyi tercih ederim".
Bu cümle ihtilal hukukunun mantığıdır…
Ya da vicdansızlığı…

20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren bu Faşist cümle "Bir masumu hapsetmektense bin zanlının kaçmasını tercih ederim" diye ters çevrildi bildiğiniz gibi…
İyi de oldu…
İleri demokrasilerde ve hukuk devletlerinde "Bir masumu hapsetmektense bin zanlının kaçmasını tercih ederim" ilkesi aynı zamanda temel hukuk kurallarından biridir.

Tabii ki aksini söyleyen çok ama bizzat darbenin etkili paşası Erol Özkasnak’ın ilerleyen yıllarda itiraf ettiği gibi 28 Şubat antidemokratik bir darbedir…
Halkın oylarıyla seçilen iki siyasi partinin (RP – DYP) kurduğu hükümetin, meclis dışında çevrilen entrikalar ve silâhlı baskılarla düşürülmesidir…
Ve…
Ak Parti’nin gerçekten iktidar olduğu 27 Nisan 2007’ye kadar da bütün pislik ve despotluğuyla devam etti…
Tabii hukukuyla birlikte…

Bu ön notu koyduktan sonra 28 Şubat darbesini yapan ekipten oldukları iddiasıyla 28 kişinin (emekli asker) gözaltına alınmasıyla ilgili gündeme geleyim…
Bu insanlar savcı tarafından sorgulanacaklar…
Savcı elindeki deliller ve aldığı ifadelere göre ya tutuklu yargılanmalarını talep ederek ilgili ağır ceza mahkemesine gönderecek…
Ya da ifadelerini alıp salıverecek ve daha ileri bir tarihte soruşturma açıp açmayacağına karar verecek…

Şimdi…
Soruşturması başlamış bir dosya hakkında soruşturmanın seyrini etkileyecek bir şeyler söylemenin de yazmanın da en zor olduğu bir süreç başladı…
Buna rağmen öncelikle şunu söyleyeyim…
Eğer bu bir yargılama değil de birkaç paşa ve albayı “günah keçisi” ilân edip darbenin bir numarası medya patronajı, medya yöneticisi/yazar taifesi ve kimi işadamını “aklama” operasyonuysa bir felâketle karşı karşıyayız…
Ama…

Görünen o ki 28 kişinin gözaltına alınması ve sorgulanmasıyla bitecek bir süreç değil bu başlayan…
Çünkü…
Savcılıktan yapılan açıklamalar bu işin arkasının geleceğinin göstergesi gibi…
Yani…
Savcılık, Ergenekon veya diğer darbe teşebbüsü dosyalarında yapılan hataları yapmak istemiyor belli ki…
Yani…
Şüpheliden delile değil delilden şüpheliye gitmek için öncelikle darbenin asker ayağından başlandığı kanısındayım…
Askerlerin vereceği ifadeler ve ele geçirilen belgelere göre, darbe sürecinde bilfiil eyleme destek veren medya patronları, yöneticileri ve yazarlar da gözaltına alınarak sorgulanacaklar…
Büyük ihtimalle o sorgulamalardan sonra yapılacak tutuklamalara hiç kimse itiraz da edemeyecek…

28 Şubatın en önde gelen mağdurlarından biri olarak darbecilerle hesaplaşma sürecinin fiilen başlaması tabii ki beni keyiflendirdi…
28 Şubat mağduruyum çünkü…
28 Şubatçılar tarafından çalıştığım AKŞAM’dan kovdurulduğumun en somut kanıtı; gazetenin murahhas üyesi ve başyazarıMehmet Ali Ilıcak’ın makalesi…
Ilıcak makalesinde adımı da vererek “demokrasimizin gülünü koparıyorlar” diye yazdı…
Ama…
İçimde en küçük bir intikam duygusu yok darbecilere karşı…
Tek isteğim var…
Hukuk kuralları içinde kalmak şartıyla hesap versinler…
İlle de 28 Şubat’ın 1 numarası mutlaka hesap vermeli…
Kim mi?..
Tabii ki Aydın Doğan…

O ÖYLE YAPIYORMUŞ…

Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat darbecilerini yargılayacak olan sürecin başlamasıyla ilgili,"Adalet intikam almaz" dedi…
Kemal Bey’in henüz ifadeler bile alınmamışken böyle bir cümle kurması bana bir fıkrayı hatırlattı.

İki görme özürlü bir tencereden dolma yerken biri diğerini uyarmış:
"İki tane birden yiyorsun haksızlık bu!"
Karşısındaki şaşırmış:
"Yahu sen kör değil misin?"
Uyaran özürlü cevap vermiş:
"Ben ikişer ikişer yediğim için senin de öyle yaptığını düşündüm"…

Kemal Bey adaletin intikam aracı olduğuna mı inanıyor ne?..

Rotahaber