Yıllık 85 bin tonun üzerinde üretimi yapılan bal, Türkiye genelinde yaklaşık 150 bin ailenin geçimini sağlayan bir ekonomik kaynak olsa da son zamanlarda özellikle İran ve Çin’den kaçak olarak getirilen bal nedeniyle artık geçim kapısı olmaktan ise çok uzak.
Kovanların açılmaya başlandığı bugünlerde Bitlisli arıcılar, verimden daha çok İran’dan getirilen hijyenik olmayan, standardı ve kalitesi düşük balın piyasaya hakim olması düşündürtüyor.
Şeker fiyatına satılan bal nedeniyle arıcılığın geçim kapısı olmaktan ziyade bir hobiye dönüştüğünü belirten arıcılar, hükümetin bal ithalatına izin vermesiyle önümüzdeki 10 yıl içinde balcılığın biteceğini söylüyor. Arıcılığın bir hayat tarzı olduğu, üretime bağlı olarak hayat standartlarını ve seçimlerini ayarlayan balcılar piyasa değerinin 70-80 lira olmasını bekledikleri kara kovan balının bile sokak pazarlarında, cadde ortalarında 20 liraya satılmasına karşın yetkililerin önlem almamasından şikayetçi.
Kara kovan bala ek olarak süzme balın da İran’dan getirildiğini ve şeker fiyatına satıldığını belirten Bitlisli balcılardan Maşuk Gürlek, ‘’Yıllardır işbaşına gelen hükümetlere kaçak balın ülkeye sokulmaması yönünde uyarılarda bulunurken, AKP hükümeti bu uyarımızı dikkate almak bir yana bal ithalatının da önünü açarak arıcılara büyük darbe vurmuştur” dedi.
Bal üretiminin önündeki engellerin kaldırılmaması, bal ithalatına getirilen serbestliğin sınırlandırılmaması ya da tamamen izin verilmemesi halinde 10 yıl içinde arıcılığın biteceğini iddia eden Gürlek şöyle konuştu: ‘’Korkarım birkaç yıla kadar tüketiciler lezzetli ve gerçek balı bulamayacaklar. Yıldan yıla bal üreticisi kaçak bal nedeniyle üretimi azaltıyor. Yetkililerin acilen soruna çözüm bulmasını bekliyoruz."
Şartların olgunlaştırılması ve bal üretimindeki tekelin kaldırılması durumunda bir ailenin 200-300 kilo bal üreterek bütün bir yılı refah içinde geçirecek geliri elde etmesinin mümkün olduğuna inandığını söyleyen Gürlek, ‘’Birkaç yıl önce kilosunu 60 liraya sattığımız kara kovan balının kilosunu 40 liraya piyasaya sunmamıza karşın yine de kaçak bal ile rekabet edemiyoruz. On binlerce ton balın kaçak olarak yurda sokulduğunu kimse edemez. Bunun arkasında siyasi ve ekonomik bir güç olmazsa bunun yapılması mümkün değildir. Böyle giderse gelecek kuşaklar gerçek bal ile tanışma fırsatını bile bulamayacak" dedi.