Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, özel okul ve kurumlarda yapılan denetimlere ilişkin, “Bu kesinlikle ve kesinlikle sadece herhangi bir gruba yönelik baskın niteliğinde bir uygulama değildir. Rutin, kanunun yönetmeliğimizin, yönergelerimizin, amir hükümleri doğrultusunda denetimlerin yapılmasıdır. Bundan kimsenin rahatsız olmasını gerektiren bir durum da yok” dedi.
MEB Müsteşarı Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özel öğretim kurumları ve özel okullarda son dönemlerde yapılan denetimlere ilişkin kamuoyunda “paralel yapı” olarak bilinen grup tarafından algı operasyonu yürütüldüğünü belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığının bir kurum veya kesimi doğrudan hedef almayacağının altını çizen Tekin, denetimleri eğitim öğretim faaliyetlerinin mevzuata uygun yürütülmesi için yaptıklarını söyledi.
Tekin, “Son günlerde bunun, bu kadar gündeme getirilmesini de çok anlamlı buluyorum, manidar, altı çizilmesi gerekiyor. Karanlıklardan, kaostan kendilerine çıkar elde etmek isteyen gruplar, bunu, bu şekilde kendi medyalarında kullanılan bir malzeme haline dönüştürdüler” diye konuştu.
Denetimlerin sadece özel okullara ilişkin olmadığına işaret eden Tekin, Bakanlığa bağlı her türlü kurumun denetlendiğini ifade etti.
Dershane, özel öğretim kursu, özel okul, özel yurt gibi kurumların Bakanlığın denetiminde olduğunu anımsatan Tekin, “Denetimler sadece ve sadece özel okullara yönelik değil, ilgi alanımıza giren bütün öğretim kurumlarına yönelik, rutin denetimlerdir. Sadece ve sadece bir gruba yönelik, denetim değildir. Kaldı ki bu ifadeyi kullanmak bile tuhaf. Onlar kendilerini bir grup olarak görüyorlar demek ki. Böyle bir şey de yok. Biz sadece kanunun bize verdiği yetkiye göre denetimlerimizi yapıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Kanunun her ne adla olursa olsun eğitim öğretim hizmeti sunan bütün kurumların denetimini Milli Eğitim Bakanlığına verdiğini hatırlatan Tekin, mayıs ayında valiliklere genelge gönderdiklerini belirtti.
İllerde ve taşrada, MEB’den izin almadan, diğer bakanlıklardan veya il özel idarelerden ruhsat alarak eğitim öğretim hizmeti sunan kurumlar bulunduğunu, kanunun verdiği yetkiyle bunları da denetlediklerini dile getiren Tekin, diğer bakanlıklar ve idarelerden kişilerin denetimlerde yer almasının da bu gerekçeye dayandığını anlattı.
“Kapatma kararı verilen kurumlar var”
Denetimlerde, ekiplerin gazetelerde iddia edildiği şekilde sorular yöneltmediğine dikkati çeken Tekin, soruların belli konu başlıkları altında, valiliklere ve milli eğitim müdürlüklerine gönderildiğini aktardı.
Okullara, yönetmelik ve yönergelerde kurumlardan beklenenlere ilişkin sorular yöneltildiğini vurgulayan Tekin, “Kapatma kararı verilen kurumlar var. Bunların gerekçelerine bakıldığı zaman, mesela kira kontratı yok, yerleşim planında Milli Eğitim Bakanlığına sormadan değişiklik yapılmış ya da izinsiz eleman çalıştırılıyor. Bu tür gerekçelerle kapatma kararı verilen kurumlar vardır ve olabilir. Ama bunun dışında yönetmeliğimize, mevzuatımıza aykırı bir gerekçeyle kapatma kararı asla ve kata hiç bir kurum için verilmemiştir. Bu kurumlar için hiç bir cezai müeyyide uygulanmamıştır” şeklinde konuştu.
“Denetimler, baskın değildir”
Bazı basın yayın organlarında, müfettişler ve özel okullar için küçültücü ifadeler kullanıldığını aktaran Tekin, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Denetimler, kesinlikle o medyada verildiği gibi bir baskın vesaire değildir. Rutin denetimdir. Ama bu kadar feveran etmelerinin sebebini, denetimden neyi kaçırmak istediklerini açıklamaları gerekiyor. Bir özel öğretim kurumunda, bir özel okulda, birisi için bir konut, yatakhane, yattığı mekanın dizayn edilmiş olması, sakladıkları şeyler, buna benzer şeyler demek ki rahatsız oluyorlar ve rahatsızlıklarını bu şekilde dile getiriyorlar. Kusura bakmasınlar, Milli Eğitim Bakanlığı rutin, kanunun, anayasanın kendisine verdiği yetki çerçevesinde denetimlerini, faaliyetlerini sürdürecektir. Bu tür aldatıcı, yanıltıcı mesajlar içeren yayınlar bizim bu konuda kararlılığımızla ilgili en küçük bir geri adım atmamızı gerektirmez. Biz işlerimize devam edeceğiz.”
Denetlenen okullar ve kurumlarla ilgili raporların, tamamının henüz kendilerine ulaşmadığını aktaran Tekin, bazı illerde denetimlerin sürdüğünü ifade etti.
Tekin, “Şunu net söyleyeyim, bu kesinlikle ve kesinlikle sadece herhangi bir gruba yönelik baskın niteliğinde bir uygulama değildir. Rutin, kanunun, yönetmeliğimizin, yönergelerimizin, amir hükümleri doğrultusunda denetimlerin yapılmasıdır. Bundan kimsenin rahatsız olmasını gerektiren bir durum da yoktur. Bu çerçevede denetlenen başka kurumlarımızın hiç de bu türden bir şikayetleri yok” dedi.
Dershaneler 1 Eylül’e kadar faaliyetlerini sürdürecek
Dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinin de sona ermesine çok az kaldığına dikkati çeken Tekin, dershanelerin eğitim öğretim faaliyetlerine 1 Eylül’e kadar devam edebileceğinin altını çizdi.
Dershanelere ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı sonrası, ‘kafa karışıklığı varmış ve dönüşüm programına başvuran dershane yöneticileri vazgeçmek istiyormuş’ gibi bir algı operasyonunun yapıldığına dikkati çeken Tekin, dönüşüme istekli dershanelerin geri atmadığını bildirdi.
1 Eylül’e kadar dershanecilik faaliyeti yürütecek kurumların neredeyse tamamına yakınının temel lise ya da özel öğretim kursuna dönüşmek için süreci takip ettiğini anlatan Tekin, dönüşüm programına başvurmayan ve süreci olumsuzlayan kişilerin kamuoyunda “paralel yapı” diye bilinen gruba mensup dershane ve onların sahibi pozisyonundaki medya organları olduğunu söyledi.
Israrla olumsuz bir algı operasyonu yürütüldüğünü ve sürecin olumsuz işlediğine dair kanaat oluşturmaya çalışıldığını dile getiren Tekin, dershanelerin yoğun biçimde hem kanunda tanımlanan kurumlara hem de özel öğretim kurslarına dönüşmek istediklerini, bu konuda sıkıntı bulunmadığını kaydetti.
Tekin, “Net olarak söyleyebilirim, dershanelere artık kesinlikle yok. Dolayısıyla, ‘dershaneler, faaliyetlerine devam edecek, dershane olarak öğrenci kaydı almaya devam edecek’ diyenler, alenen, aşikar bir biçimde sahtekarlık yapıyorlar” dedi.
Valiliklere gönderilen son genelgede, Anayasa Mahkemesinin kararlarının gereğinin ve yönetmelik doğrultusunda işlem yapılmasının istendiğini ifade eden Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1 Eylül’den itibaren dershanecilik faaliyeti yapan hiç bir kurumuz kalmayacak. Bunlardan özel öğretim kurumu ya da herhangi bir özel okula dönüşmek isteyen dershanecilere gereken kolaylığı yapacağız. Ama onun dışındakiler, dershaneci olarak faaliyetlerine devam edemezler. Dolayısıyla, vatandaşlarımıza, tırnak içinde söylüyorum kesinlikle bu tür ‘sahtekarlık yapan, yasaya karşı hile yollarına başvuran’ insanlara itibar etmemeleri, herhangi bir taahhüt altına girmemeleri, taahhüt altına girmeden mutlaka il milli eğitim müdürlüğümüze, ilçe milli eğitim müdürlüklerimize danışmalarını öneririz.”
“Dershane artık yok”
Dönüşüm programına başvurmayan dershanelerin ruhsatları bulunsa da özel öğretim kurumu olmadığının Anayasa Mahkemesinin kararıyla da tescillendiğine dikkati çeken Tekin, “Kanuni dayanağı olan dershane kurumu ya da dershane diye bir kurum artık yok. Bunlar içerisinde özel öğretim kursuna ya da özel okullara dönüşenler faaliyetlerine devam edecekler. Hatta bu dönüşüm sürecinde biz teşviklerimize, desteklerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Özel öğretim kurslarının ruhsatlarını aldıktan ve prosedürleri tamamladıktan sonra faaliyetlerine başlayabileceğine işaret eden Tekin, bu konuda sınırlayıcı bir takvim bulunmadığını bildirdi.
Dönüşüm programına başvurmayan yaklaşık bin dershane bulunduğunu kaydeden Tekin, yaklaşık 2 bin 300 dershanenin programa başvurduğunu, bunlardan bin 300’ünün başvurusunun onaylandığını, bin iki yüzünün de özel okula dönüştüğünü kaydetti.
MEB’in yargı ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uymadığı yönünde de algı oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Tekin, iddiaların asılsız olduğunu ve Anayasa Mahkemesinin yüklediği görevlerin harfi harfiyen yerine getirildiğini ifade etti.