Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası bir bilim merkezine dönüştürüleceğini açıkladığı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin gelecekteki potansiyellerini etkili bir şekilde hayata geçirmeyi öngördüğü bildirildi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, üniversitenin uluslararası bir bilim merkezi olması yönündeki projeye ilişkin, detaylı bilgi verdi.
Üniversitelerinin başta Türkiye olmak üzere Türkiye’nin çevresinde bulunan Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin gelecekteki potansiyellerini etkili bir şekilde hayata geçirmeyi öngördüğünü bildiren Doğan, üniversitenin öğrencilerinin yüzde 25’inin uluslararası öğrencilerden oluşacağını, yaklaşık 25 bin öğrencisiyle Türkiye’nin ve bölgenin hizmetinde olacağını belirtti.
Beyin Gücü, Bilim İnsanı ve Entelektüel Elit’lerin yetişmesinde öncü rol oynayacak olan üniversitenin akademik kadrosunun bu role uygun olarak oluşturulduğunu anlatan Doğan, şu bilgileri verdi:
”Üniversitemiz, hem kendi hem bölge ülkelerinin vatandaşlarına kültürel, toplumsal, bilimsel ve teknolojik açıdan önderlik edecek ve aynı zamanda ülkemizde ve bölgemizde kamu ve özel tüm kurumlara rehber olacaktır.
Dünyada kendi alanında söz sahibi olacak güçlü bir akademik kadro ile donatılacak olan üniversitemiz, Türkiye’nin en önemli sermayesi olan genç nüfusunun geleceğe en iyi şekilde hazırlanmasında etkin role sahip bir bilim yuvası olacaktır.
Yeni dönemin etkin bölgesel gücü olan Türkiye’nin, ulaştığı geniş coğrafyadaki insan potansiyelinin niteliğinin arttırılması ve geleceğe hazırlanmasında tarihi bir misyon üstlenecektir. Üniversite, 2023 yılı vizyonunu dünyadaki ilk 500 üniversite içinde yer almak olarak belirlemiştir.”
BÖLGE ÜNİVERSİTESİ OLACAK
Prof. Dr. Doğan, üniversitenin kendi coğrafyasında geleceği şekillendirecek olan entelektüel ve bilimsel beyinlerin sahip olduğu yeteneklerin ortaya çıkarılması ve bu yeteneklerin en iyi şekilde yetişmelerine imkan sağlayabilmek için ar-ge’nin öncelendiği fen, sağlık ve sosyal bilimler alanında güçlü bir bölgesel araştırma üniversitesi olacağını söyledi.
Üniversitenin 8dünyadaki diğer gelişmiş araştırma üniversiteleriyle yakın bir iletişim içerisinde olacağını, öğretim üyelerinin proje ağırlıklı bir çalışma sistemini benimseyerek, öğrencilerin de bu projelerde aktif olarak görev almasını sağlayacağını vurgulayan Doğan, bu sayede üniversitenin diyaloga açık ve her türlü sorunlara yaklaşırken disiplinlerarası ve pratik çalışmaya yatkın küresel liderler yetiştireceğini bildirdi.
Doğan, şunları kaydetti:
”Üniversitemiz, ülkemizde DPT, TÜBİTAK, Sanayi Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve diğer kurumlarla çok yakın bir ilişki içerisinde çeşitli alanlarda yeni ürünler geliştiren ve tasarım yapabilen mezunlar verecek, kurulacak olan teknokentleri vasıtasıyla nükleer ve savunma sanayi başta olmak üzere pek çok teknolojik çalışmada bilgi üreten bir üs olacak. Ankara’da kurulacak olan uydu araştırma merkezinde paydaş olarak yer alacaktır.”
Üniversitelerinin beyin göçünü tersine çevirecek adımların atıldığı ilk kuruluşlardan bir tanesi olacağına dikkati çeken Doğan, böylece uluslararası alandaki en iyi üniversitelerle rekabet edebilecek akademik bir alt yapı ve donanım oluşturulacağını vurguladı.
”SAĞLIK BAŞKENTİ PROJESİNDE DE AKTİF ROL OYNAYACAK”
Üniversitenin Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri ile birlikte kullanım protokolleri ile Ankara’yı bir sağlık başkenti yapma projesi içinde aktif olarak yer alacağını bildiren Doğan, şöyle devam etti:
”Bu sayede ülkemiz sağlık turizmi bağlamında bir cazibe merkezi haline gelecektir. Söz konusu protokoller aynı zamanda üniversite öğretim üyelerinin sağlık kuruluşlarına katkısını ve kurumlardaki akademisyenlerin de bilgi ve tecrübelerinin karşılıklı olarak toplum hizmetine sunulmasında öncülük edecektir.
Katkı sağlanan İnnova-Ankara, aile hekimleri eğitim programı, Sağlık Ekonomisi alanında LSE (London School of Economics) ile başlatılan eğitim programları ile hem hekim camiası hem de toplumda sağlıkla ilgili duyarlılıklar oluşturmada üniversitemiz öncülük edecektir.
Üniversite bünyesinde kurulan stratejik araştırmalar ve uluslararası ilişkiler enstitüsü gibi uluslararası düşünce kuruluşumuz ayrıca yine bünyemizde kuracağımız ve Selçuklu-Osmanlı tarihlerini araştıracak olan Yıldırım Beyazıt Tarih Araştırmaları Merkezimiz, hem ülkemiz hem de dünya siyasi konjonktürünü izleme ve yönlendirme görevi görecektir. Bu enstitüler, bir taraftan toplumumuzda nesnel bir tarih perspektifi oluştururken diğer taraftan ülkemizdeki sosyal politikaların belirlenmesinde karar alıcıları besleyici bir rol alacaktır.”
Prof. Dr. Metin Doğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin 2030’lu yıllarda dünyanın alacağı yeni duruma göre Türkiye’nin ve bölgenin etkinliğine en üst düzeyde bilimsel düzeyde katkı sağlayacak bir üniversite olacağını sözlerine ekledi.
AA