KAMİL MEMİŞ EĞİTİMCİ
Dün milyonlarca çocuk karne aldı. Aileler de çok heyecanlandı. İyi karne üzerinde pek konuşulmaz, fakat zayıf karne öğrenci ve ailesi için dert demektir. Peki ne yapmalı?
İyi karne üzerinde pek konuşulmaz, fakat zayıf karne öğrenci ve ailesi için dert demektir.
Genelde aileler zayıf karneyi sindiremez ve kabullenemezler. Bu tavır öğrenci üzerinde büyük baskı oluştururken, çevre baskısına da kapı aralar. Öğrencilik yıllarında karne notları çok zayıf ama şu an çok başarılı ve huzurlu nice insan vardır. Onların hayatındaki bu değişimde ailenin ve öğretmenin özellikle başarısızlık karşısındaki tavrı çok etkilidir. Çünkü her sorun, başarısızlık ve mağlubiyet yetenekleri geliştirmek, tecrübe kazanmak, daha dikkatli ve gerçekçi hareket etmek için fırsattır. Ki, insan bu şekilde olgunlaşır ve daha büyük başarılara liyakat kesbeder.
"İradeyi elinden almadan düşünceye kapı arala" prensibiyle, öğrencinin hata ve eksiklerini kendisinin fark etmesi sağlanmalı. Tabii derslerdeki başarısızlık sadece öğrenciye ait değildir, ailenin, öğretmenin de payı vardır. Bu yüzden ailenin kendi hata ve eksiklerini araştırıp fark etmesi, bunu öğrenciyle paylaşması, öğrenciyi hata ve eksiklerini bulmaya teşvik edecektir.
Başarısızlığı ciddiye alınan fakat suçlayıcı yaklaşılmayan, sevgiden mahrum bırakılmayan, değerli olduğu hissettirilen zayıf karne sahibi öğrenci, başarısızlığın insani bir hal olduğunu hissedecektir. Koskoca üç aylık yaz tatilini eksik ve hatalarını tamamlamaya, kendini yenilemeye, faydalı uğraşlarla değerlendirmeye çalışacaktır. Yani suçlayıcı yaklaşmamak tek başına yeterli değil, aynı zamanda ailenin başarısızlığı önemsemesi, kendi payına düşen hata ve eksiklerini bulması gerekiyor.
ZAMAN