“YGS Paniğinden” Nasıl Kurtulursunuz?

Eğitim Güncel
Haber: Arzu Erdoğral KPSS’deki kopya skandalının ardından şimdi de YGS’de “şifre” iddialarının gündeme gelmesi tartışmalara neden oldu. ÖSYM Başkanlığınca yapılan açıklamada YG...
EMOJİLE

Haber: Arzu Erdoğral

KPSS’deki kopya skandalının ardından şimdi de YGS’de “şifre” iddialarının gündeme gelmesi tartışmalara neden oldu.

ÖSYM Başkanlığınca yapılan açıklamada YGS’de adaya özgü soru kitapçığı uygulamasının gerçekleştirildiği belirtilerek, "Basında yer alan soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmamıştır" denildi. Ancak tüm adayların kitapçıklarının görünür hale getirilmesi, bu kez de farklı şifre iddialarını gündeme getirdi. Peki, YGS’ye giren 2 milyona yakın genci yakından ilgilendiren bu sorun ve gündemdeki tartışmalar onların iç dünyasını nasıl etkiliyor? Bu soruyu yönettiğimiz Dn.Psikolog&Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu, gençler açısından sınav sisteminin kalkmasının en iyi yöntem olacağını söyleyerek kısa vadede gençlere tavsiyelerde de bulundu.

SINAV GENÇLERİN ÜZERİNDE DOLAŞAN KÖTÜ BİR RÜZGÂR 

Size göre, YGS’de yaşandığı iddia edilen "şifre skandalı" gençlerin ruh halini nasıl etkiliyor?

Üniversite sınavı bizim ülke gençliğimizin başında dolaşan kötü bir rüzgâr… Bu kötü rüzgârın içerisine bir de böyle olaylar girince gençlerin morali daha da fazla bozuluyor.  Aslında önüne bakan çok çaba harcamadan sınava girenlerin bu durumdan çok da etkileneceğini sanmıyorum ancak sınavlara iyi hazırlanmış, ya da öğrenim süreci boyunca çok emek sarf etmiş gençlerimiz var. Sınav kaygısı aynı zamanda sadece bu öğrencileri değil onların ailelerini de etkiliyor. Sonuç itibari ile bu gençlerde stres ve ümitsizlik olabilir. Onlar adına şu durumu sevmiyorum; Sınava girdiklerinde artık her şey bitti. Olan oldu. Bundan sonra hayırlısı inşallah deyip bekleyecekler. Ancak sınavdan sonra baş gösteren bu tip skandallar ile sınav kaygısı bitmeyecek. Sınav bitti rahatladık psikolojisine bürünemeyecekler. Acaba bu durum bizi nasıl etkileyecek, puanlarımızla ilgili bir problem yaşar mıyız? Ya da iyi bir yerler kazanmış olurum da sınav iptal olur mu? Tekrar ders çalışmak zorunda kalır mıyım? Gibi sorular ile kafalarını karıştırıp saçma sapan bir sürece girebilirler. Bu anlamda var olan gerginliklerine bir yenisini ekleyebilirler.

GENÇLERİN KARAR VERME HAKLARI ELLERİNDEN ALINIYOR
 

Sizinde belirttiğiniz gibi sınav süreci zaten başlı başına gençler için sıkıntı verici bir durum. Bir de üstüne bu tarz bir olay yaşanınca şimdi fark etmeseler de gelecekte “güven” duygularında bir zedelenme olur mu?

Her insanın kendi hayatını yönetme ve karar verme hakkı vardır. İnsan bu hak dolayısı ile kendi hayatı hakkında karar vermek isteyecektir. Bu tarz skandallar ve olumsuz olaylar devreye girdiğinde kişinin insan oluşuna işaret eden en önemli işlevsel yanı elinden alınmış olunuyor.  Ben kendi adıma emek veriyorum, sınava giriyorum ama bir takım skandallar devreye giriyor, bunun neticesinde sınav iptal edilebilir. Hani benim kendi tercihim? Bu açıdan da şık bir olay değil. Zaten sınavın kendisi de şık değil. Onca yıl verdiği emekler boşuna gidiyor. Diyelim ki sınav öncesi bir yakınını kaybetti. O moralle kendini zorlayarak sınava girdi. Böyle bir durumda tüm çabaları ziyan oluyor. Sınav sistemi dolayısı ile kendi hayatlarını avuçlarının içine zaten yarı zamanlı olarak alıyorlar, üzerine de bunlar olunca insani hak ellerinden uçup gidiyor. Sonra biz bu gençlerden dengeli olmalarını ve geleceğe yönelik sağlıklı kararlar alınmasını istiyoruz. Akılsız bir sürecin içerisinde akıllı adımlar atmalarını istiyoruz.

MEDYA REYTİNG UĞRUNA GENÇLERİN PSİKOLOJİSİNİ BOZMASIN

Özellikle bu süreçte başta medyada konuyu tartışanlara, ailelere ve gençlere ne tavsiye edersiniz?

Medya reyting alma uğruna var olan problemi insanların kafasını daha da karıştıracak şekilde ele almamalı. En önemli görevleri bu olsa gerek. Çünkü reytinglerin artması uğruna insanların psikolojileri bozulabiliyor. Aslında mademki sınav süreci ardında kötü bir etki bırakıyor medya, gençler toplumun her kesimi el ele verip “sınav sistemi kalksın” ve  “gençler üniversite sınavı olmadan iyi bir eğitim alsın” diyerek elinden gelen çabayı sarf etmesi gerekiyor. Ama kısa zamanda ne yapmalıyız?
Bu konuda yalnız olmadıklarını düşünmeliler. 2 milyon genç ve onların ailelerini de hesaba katarsak ortalama 8 bin kişiyi yakından ilgilendiren bir durum var ortada. Hal böyle olunca, hepsi aynı durumla karşı karşıya kalacaklar. Kendi kişisel hataları ile ilgili bir durum yaşamayacaklar. Ben yanlış bir adım attım, başıma bu geldi gibi bir durum yok ortada. Eğer yanlış giden bir şeyler gerçekten varsa tamamen kendi dışlarında bir sistem hatası yaşıyorlar. O zamanda problemi içselleştirmelerine gerek yok. Ben üstüme düşeni yaptım. Artık bundan sonra olacaklar benim dışımda diye düşünmeliler.  Ellerinden geldiğince bu konuyu önemli gündem maddelerinden biri olarak hayatlarında tutmamalarını öneriyorum.

Diyelim ki deprem olduğunda küçük bir evde otursan da, villada otursan da ikimizin de evi yıkılabilir. Ve hepimiz sokakta kalabiliriz. Bu bütünsel bir psikolojidir. Hepimiz aynı sıkıntıyı yaşadık ve hepimiz birbirimize yardım etmek isteriz. Ama tek başıma evim yıkılsa bu daha zedeleyicidir. Toplumsal problemlerde aslında sorunsal olarak daha büyük gözükürler ama bilinçaltı donanım açısından düşündüğümüzde bireye daha az sorumluluk yüklediği için daha kolay atlatılabilinir diye düşünüyorum.

on5yirmi5.com