Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıda, ”Türkiye’de Meslek Hastalıkları Konusunda Tespit, Tanı ve İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Profesyonellerinin Duyarlılığının Artırılması Projesi” tanıtıldı.
Akdağ, tespit edilen meslek hastalığına yakalananların sayısının beklenenin çok altında olmasının, bu işle yükümlü olanların işlerini yeterince yapamadıklarını ortaya koyduğunu ifade etti. Akdağ, toplam 10 yıllık tıp eğitimi sırasında meslek hastalıklarıyla ilgili derli toplu bir eğitim almadığını dile getirerek, hastaya muayene sırasında mesleği ve yaşamıyla ilgili sorular sorulduğunu, ancak bu soruların yanıtlarının değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.
”Tıp eğitimine ciddi bir meslek hastalıkları eğitimi koymamız lazım. Olayın büyüklüğü bunu gösteriyor” vurgusu yapan Akdağ, Dünya Sağlık Örgütünün, meslek hastalıklarını insan sağlığını tehdit eden hastalıkların başında kabul ettiğini belirtti.
Meslek hastalıklarının önlenmesi ve erken teşhisinin çok büyük önem taşıdığını kaydeden Akdağ, bunların önlenmesinin sosyal güvenliğin alanına girdiğini, erken teşhisin ise hekimlerin işi olduğunu söyledi. Akdağ, ”Silikozis ile ilgili acı tecrübe ortada. Kayıt dışılık ve yanlış teknoloji kullanımı söz konusuydu. Buna müdahale ederek yanlış teknoloji kullanımını yasakladık. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da bu iş kolunda çalışanların malulen emekliliğine imkân tanıdı” diye konuştu.
Bu yapılırken işçilere bu iş kolunda çalıştıklarına dair ispat yükümlülüğü getirilmediğini hatırlatan Akdağ, ”Aslında bu işçilerin, hastalığa duçar olmadan yakalanması gerekirdi” dedi.
"OLUMLU ADIMLARI SABOTE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Hekimlere hizmet içi eğitimlerle meslek hastalığıyla ilgili bilgiler kazandırmaya çalıştıklarını, ancak bunun sadece hekimlerin işi olmaması gerektiğini belirten Akdağ, bazı kesimlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının attığı adımları sabote etmeye çalıştığını söyledi. Meslek hastalıkları konusunda sayıları yetersiz olan doktorların yükümlü kılınmasının meseleyi zorlaştırdığını ifade eden Akdağ, bazı ileri ülkelerde bu konuda başka uzmanlık alanlarındaki kişilere de sorumluluk yüklendiğini bildirdi. Kendisinin de hekimlik yaptığı dönemde lokanta, hamam gibi yerlerde denetim yaptığını belirten Akdağ, üniversitelerde meslek hastalıkları alanında çalışacak kişilerin yetiştirileceği 4 yıllık bölümlerin açılmasında yarar bulunduğunu söyledi.
Aile hekimliği uygulaması kapsamında toplum sağlığı merkezlerinde meslek hastalıklarıyla ilgili çalışma da yürütüleceğini bildiren Akdağ, bunun erken teşhis için büyük önem taşıdığını belirtti.
Ntvmsnbc