Üniversite sayısı 150’leri geçti, toplam kontenjan 759 bin olarak belirlendi. Devlet üniversitelerine 657 bin, vakıf üniversitelerine 81 bin, KKTC’deki üniversitelere 18 bin, yurtdışındaki üniversitelere 2 bin 300 öğrencinin girme şansı var. Başka bir deyişle sınava katılan her üç öğrenciden ikisi üniversiteli olacak. Bu kadar geniş imkanlara rağmen öğrencilerin mesleklerini belirlememesi, tercihlerinde büyük hatalara neden oluyor. Uzmanlar öğrencilerin bu hatalara düşmemesi için şu uyarıları yaptı:
Tercih listesi oluştururken yükseköğretim programlarını ön şart gözetmeksizin istek sırasına göre sıralayın. Belirlenen bölümlerin yanlarına tüm özelliklerini ve buraya 2010’da giren adayların başarı sıralarını yazın.
Başarı sıralaması ilk 5 binde olan öğrenciler tercihlerine ilk bin-2 binden başlamalılar. Başarı sıralaması 20 binde olan öğrenciler ise ilk 4-5 binden birkaç tercih yapmalı. Başarı sıralaması 50 binde olan öğrenciler ilk birkaç tercihini 10 binlerden yapıp, tercih yoğunlaşmasını 30-60 bin arasına dağıtmalı. Başarı sıralaması 100 binde olan öğrenciler ilk birkaç tercihini 20 binlerden yapıp tercih yoğunlaşmasını 75-150 bin arasına yaymalı.
Mezun olduğunuzda istihdam imkanları kısıtlı olanları, ileride daha büyük sorunla karşılaşmamak için listeden çıkarın. Eğer farklı puan türlerinden tercih yapacaksanız tercih listenizi, her alandan en çok istenilen bölümlere göre oluşturun. Puanı belli olmayan bölümleri seçecekseniz, en yakındaki üniversite ile kıyaslayın.
Devlet üniversitelerinde ikinci öğretim yapan bölümlerin harç miktarlarının normal öğretimlere göre çok yüksek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Tercih sırasını belirlerken, üniversitenin sunduğu imkânları, yabancı dil eğitimini, bulunduğu şehir ve burs durumunu, hazırlık sınıfı şartlarını göz önünde bulundurun.
Sabah