Gizem Gül’ün haberi
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 2014 yılından itibaren dershanelere yeni ruhsat verilmeyeceği açıklamasının ardından dershanelerin kapatılmasıyla ilgili tartışmalar yeniden gündeme geldi. Bakan Avcı’nın açıklamalarına karşılık olarak dershaneler, her yıl ruhsat yenileme gibi bir zorunluluğun olmadığına dikkat çekti. Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili olarak Nabi Avcı’nın değerlendirmelerini sorduğumuz Sabah Gazetesi Eğitim Yazarı Sait Gürsoy, “Dershaneler kapatılacak” derken orta okuldan liseye geçişin kast edildiğini, şu anda yalnızca orta okuldan liseye geçişte dershanelerin kapatılmasıyla ilgili bir çalışma olduğunu ifade etti. Ayrıca Gürsoy, YGS, LYS, KPSS, ALES ve YDS gibi sınavlara hazırlık yapanlar ne yapacak? sorusunun cevabının verilmesi gerektiğine dikkat çekti. İşte Sait Gürsoy’a sorduğumuz sorular ve cevapları…
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın açıklamalarını nasıl değerlendirmek gerekir? Bu adım ile dershaneler kapanır mı?
Bir yıl önce Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili vizyonunu ortaya koydu. O günden itibaren bakanlıklar gerekli çalışmaları yaptılar ve geçtiğimiz günlerde de Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı dershanelerle ilgili bir açıklama yaptı. O açıklamaya göre 1 Ocak 2014’ten itibaren dershanelere ruhsat verilmeyeceği söz konusuydu. Ancak bu cümle kullanılırken tabi ki kamuoyunda yanlış anlaşıldı. Çünkü dershaneler kurulurken bir kere ruhsat alırlar ve ocak ayında da yalnızca bir kereye mahsus harç yatırırlar, yani dershanelere her yıl ruhsat verilmez. Benim anladığım kadarıyla ve Sayın Bakan’ın da konuyla ilgili bir düzeltmesi oldu zaten, yeni açılacak dershanelere artık ruhsat verilmeyecek. Yoksa eski dershaneler zaten ellerinde ruhsat olduğu için çalışmalarına devam edecekler. Bununla birlikte şunu görmekte yarar var, dershanelerde çalışan öğretmenler, çalışanlar bu konudan son derece tedirgin oldular. Burada yaklaşık 50 bin öğretmen ve 30 bin çalışan ile birlikte 80 bin kişilik bir topluluktan söz ediyoruz. Bu insanlar geleceklerinin ne olacağını bilemiyorlar. Özellikle öğretmenler Bakan Avcı’nın düşündüğü gibi özel okullarda öğretmenlik yapıp yapamayacaklarını öğrenmek istiyorlar ve bu konuda bir açıklama bekliyorlar. Ayrıca tedirginlik duyan bir kısım da, şu anda orta okul 7. sınıf ve lisede 11. sınıfta okuyan öğrenciler. Bu öğrenciler bir yıl öncesinden sınavlara hazırlanmaya başladılar ama önümüzdeki yıl 2014’ün sonunda dershaneler kapatılacak sözüyle birlikte bu insanlar ve aileleri oldukça tedirgin oldular ve akıllarında soru işaretleri var. Bu soru işaretlerinin de aydınlatılması gerekiyor.
Dershane kapatmak bir kapıyı açıp kapatmak kadar kolay değil
Dershane kapatmak, bir kapıyı açıp kapatmak kadar kolay bir hadise değildir. Dershanelerin ekonomik ve anayasal hakları söz konusudur. Anayasada bir değişiklik yapılacaktır, dershaneler Milli Eğitim Bakanlığı çizgisinden çıkarılacaktır. Ancak dünyada ve özellikle Avrupa’da dershaneler bulundukları ülkelerde Milli Eğitim Bakanlıklarına bağlı değillerdir, bu kurumlar belediyelere belirli vergi ödeyerek işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Ayrıca dershane kelimesinin kaldırılması halinde dershaneler etüt merkezi şeklinde faaliyetlerini sürdüremezlerse ‘danışmanlık’ olarak bu işi yapabileceklerdir. Çünkü, burada kamuoyunun atladığı bir olay var, sizinle daha önceki röportajlarımda da belirttiğim gibi dershane kelimesinin kaldırılmasından biz orta okuldan liseye geçişi düşünüyoruz, yani eski adıyla SBS. Ortaöğretime geçişte yeni sınav sistemi getirildi ki bana göre bu sistemle 12 tane merkezi sınav gelmiştir ve bu noktada dershaneler SBS’den çok daha önemli bir konuma gelmiştir. Ayrıca bunun yanında üniversiteye hazırlık, YGS-LYS var, Yabancı Dil Sınavı’na hazırlık var, KPSS var, ALES var ve çeşitli isimlerdeki sınavlara hazırlık kursları veren dershaneler var. Bunların durumu ne olacak? Burada benim anladığım, 35 yıldır bu sektörün içerisinde olduğum için Bakan’ın söylediklerini çok iyi anlıyorum, kamuoyuna da ne iletilmesi gerektiğini çok iyi görmek lazım. Dershanelerin kapatılması kelimesiyle hep orta okuldan liseye geçiş bahsediliyor. Üniversiteye hazırlık dershaneleri ne olacak, diğer dershaneler ne olacak? Bunlar soru işareti olarak karşımızda duruyor.
Özel okullar da yavaş yavaş seslerini yükseltecek
Bakan Avcı, dershanelerin yüzde 20’sinin mevcut koşullarda özel okula dönüşme kabiliyetinin bulunduğunu ifade etti. Ayrıca yüzde 70’inin de özel okula dönüşmek istediğini belirtti. Bu nasıl mümkün olacak?
Başka bir hadise de özel okula dönüşme, esnekleştirerek özel okula dönüştürüleceği söyleniyor. Zaten Türkiye’deki dershanelerin yüzde 40’i dahi buna elvermiyor ama esnekleştirerek olabileceği söyleniyor. Hatta bir adım daha ileri gidiliyor, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından burs verilerek buralarda öğrencilerin okutulması söz konusu. Ben de baştan beri, özel okullarda kontenjanların dolması için MEB’in özel okullardan hizmet satın alması taraftarıyım. Böylece özel okullar bina, öğretmen gibi çeşitli giderleri ortadan kaldırmış olacaklardı. Buraya çok dikkat etmek gerek, Türkiye’de zaten bir özel okul sektörü var ve bu özel okul sektöründe okulların kontenjanları yüzde 45 civarında. Pasta sabit kalıp, esnekleştirilerek getirilen özel okullar da gelince pastanın dilimleri küçülecek. Yaptığım bir araştırmaya göre şayet bu şekilde çalışmalar olursa, önümüzdeki günlerde özel okullar bu konuya karşı yavaş yavaş seslerini çıkarmaya başlayacaklar. Yani durup dururken ortada bir kaos durumu meydana gelir diye düşünüyorum ve bu konuya çok dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kısacası, zaten eğitim sistemimiz karışıktı; dershaneler kaldırılacak kelimesi ile bir kaos söz konusu.
Ortalık hepten karıştı
Dershaneler kaldırılabilir ama sınavlar, yani sebepler söz konusu olunca dershaneler nedendir. O zaman yine başka isimler altında öğrenciler sınavlara hazırlanmak isteyecektir. Bir başka nokta da şu, siz okula giden bir öğrencinin dershaneye gitmemesi yeğliyorsunuz, peki mezun olup da üniversiteye hazırlanan öğrenciler ne olacak? Bu sorunun da cevabının verilmesi lazım. Kısacası, ortam istenmeyen bir kaosa doğru sürükleniyor. Ben sözü şöyle bitireyim, “Yukarı tükürseniz bıyık, aşağı tükürseniz sakal.” Ortalık hepten karıştı.
Dershaneler MEB denetiminden çıkarsa, fiyat katlanır
Dershanelerin de madem öyle biz de MEB’e bağlı olmadan faaliyetlerimizi sürdürürüz gibi bir açıklamada bulundular. Peki bu durum merdiven altı dershaneciliğe neden olur mu?
Avrupa’da bazı ülkelerde belediyelere bağlı olarak dershanecilik yapılıyor. Dershaneler belediyeler tarafından teftiş ediliyor. Sınavlara hazırlık söz konusuysa, binde bir puanın bile çok önemli bir sınava giriyorsa merdiven altı demeyelim de çok daha pahalı bir sistemle sınavlara hazırlanacaktır. Dershanelerin MEB’in denetiminde çıkması sınavlara hazırlık sürecinde hiçbir şey ifade etmez. Eğer öğrenci ve ailesi ek bir çalışma almak istiyorlarsa, bu onların en demokratik haklarıdır ama bugünkü fiyatların çok daha üstünde fiyatlarla bu hizmeti alırlar, bu bir. İkincisi öğretmen kalitesinde kontrol devreden çıkacağı için kalitenin düşük ya da yüksekliği oradaki çalışanların sistemine kalmış olur.
Bir eğitimci olarak dershanelerin kaldırılmasına taraftarım, ancak…
Öğrenci ve veli tarafından baktığımızda bu durum nasıl görünüyor?
Bir veli olarak bu duruma baktığımız zaman, benim en değerli varlığım çocuğumdur. Ben çocuğumun en iyi liseye ya da üniversitede en iyi bölüme gitmesini isterim. Bunun için de elimdeki maddi manevi imkanlar dahilinde en iyisini yapmaya çalışırım. Dershaneye gönderirim ya da özel ders aldırırım. Öğrenci açısından baktığımızda, öğrenci gelecek 50 yılının kararını verecek. Burada en iyi kararı verebilmek için sınavlara en iyi şekilde hazırlanmak zorundasınız. Rakibinizden bir adım önce olabilmek için dershane ya da özel ders olayını seçmek zorunda kalacaksınız. Öğretmen açısından baktığımızda ise, dershanelerde çalışan öğretmenler için esnekleştirilmiş özel okullarda öğretmenlik yapabilirsiniz deniliyor ama ne kadarı yapabilir, ne kadarı yapamaz; bu da bir soru işareti. Kısacası akıllarda soru işaretleri var. İnsanlar huzursuz oldular, bu da durup dururken bir bizi bir kaosa sürükledi. Ben bir eğitimci olarak dershanelerin kalkmasına taraftarım, ancak sınavlar denen sebepler ortadan kalkarsa, neden o zaman ortadan kalkacaktır. Bir başkası da tüm okullarımızdaki eğitim eşit ve benzer duruma getirilebilirse bunlar yapılabilir. Eğer sebepleri ortadan kaldırmazsanız ne olursa olsun sonuçlar bir taraftan aranır ve bulunur. Okul odaklı bir eğitim yapılması lazım, ben de buna taraftarım, ancak bunun bir örneğini orta okul son sınıf öğrencileri sınava hazırlanırken bu yıl göreceğiz. Peki lisede üniversiteye hazırlıkta YGS ve LYS var. Bütün bunlar ortadan kalkmadan dershaneler kaldırılacak diyemezsiniz. Bu noktada kamuoyunun bunu atlamaması gerekiyor; Sayın Bakan bir açıklama yapıyor ama eğitim bilmiyorsanız eğer bu açıklamayla ilgili yanlış noktalara parmak basabilirsiniz. Dershaneler kaldırılabilir ama şu anki çalışmalar orta okuldan liseye geçişle ilgili. Lisede üniversiteye hazırlık yapanlar ne yapacak? KPSS, ALES, YDS gibi sınavlara hazırlık yapanlar ne yapacak? Bu soruların cevabının verilmesi gerek. Dershaneler nasıl kapanacak? Ben yalnızca orta okuldan liseye geçişte dershaneleri kapattım demekle bu iş olmuyor.
On5yirmi5