Türkiye’de ilköğretim çağında başlayan sınav maratonu maddi olarak öğrencileri olumsuz etkiliyor
İyi bir liseye yerleşebilmek, kaliteli bir üniversite eğitimi almak isteyenler, devlet memuru ve öğretmen adayları ile akademik kariyer yapmak isteyenler milyonlarca lira sınav ücreti ödüyor.
Her sınav için alınan yüksek ücretler, özellikle bir işe yerleşmek ya da kariyer yapmak isteyenleri zor durumda bırakıyor. Tüketici dernekleri, ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde devletin başta eğitimle ilgili sınavlar olmak üzere personel alımları dâhil tüm sınavların ücretsiz olması gerektiğini savunuyor.
Türkiye’de ilköğretim çağında başlayan sınav ücretleri, iş hayatına atılıncaya kadar devam ediyor. Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)’nin 2010 sınav takvimi açıklandı. ÖSYM tarafından açıklanan, aralarında KPSS, KPDS, ÖSS, TUS, YGS ve ALES sınavlarının ücretleri adayları düşündürüyor.
Ekonomik kriz nedeniyle özel sektörde iş bulmanın zorlaşması iş arayanları kamuya yönlendirdi. Üniversiteyi bitirdikten sonra memur olmak isteyen ya da kariyer planlaması yapanların merakla beklediği sınav ücretleri açıklandı. ÖSYM‘nin açıkladığı sınav takvimine göre KPSS‘ye girmek isteyen ortaöğretim, yüksek okul mezunları 35 TL, Tıpta Uzmanlık Sınavı(TUS)’na girecekler 60 TL, öğretmen adayları ile lisans mezunları ise 35 ile 95 TL arasında ücret ödeyecek.
Tüketicileri Koruma Derneği Genel Başkanı Ali Er, devletin, kurumların personel alımlarında adaylardan yüksek miktarda para talep etmesini doğru bulmadıklarını söyledi. Kamu kurumlarının sınav ücretleri konusunda zaman zaman ölçüyü kaçırdığını ifade eden Ali Er, Halk Bankası’nın alacağı bin 250 kişilik personel için 50 TL talep ettiğine dikkat çekti.
Yaklaşık 200 bin civarında adayın müracaat etmesine rağmen bankanın süreyi uzatmasının etik olmadığını sözlerine ekleyen Er, Türkiye’de anaokulundan itibaren para alınmaya başlandığının altını çizdi. Bunun, anayasanın sosyal devlet anlayışıyla uyuşmadığını kaydeden Er, "İşsizlik ve kriz döneminde yüksek sınav ücretleri talep etmesi vicdanları rahatsız eder. Sınava girecek kişi parayı görüntüde gönüllü veriyor gibi gözükse de bu zorunluluktan. Para vermeyen aday sınava giremiyor. Bu durumun düzeltilmesi lazım" dedi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya ise işsizliğin yoğun olduğu bir dönemden geçildiğini, devletin sınavlardan para almamasını istedi. Kriz döneminin şartlarının diğer dönemlerden farklı olduğunu sözlerine ekleyen Kaya, birçok kişinin cebinde evine ekmek götürecek parasının bulunmadığını ifade etti.
Genel Başkan Nazım Kaya, sınava girecek adaylardan para talep etmenin kamu otoritesi ile bağdaşmadığını dile getirdi. Kaya, şunları söyledi: "Umut arayan insanların bunun karşılığında bedel ödesin istiyorlar. Bir kişinin üniversiteyi bitirinceye kadar harcadığı para ortada. Parası olan gelsin anlayışı çok yanlıştır. Burada eşitlik yok. Asgari ücretle çalışan insanların durumu da düşünülmeli. Sınav sistemi ücretsiz hale getirilmeli. Bu sınava girmeden insana iş verilmiyor."