“Rektörlük seçimlerinde öğrenciler oy kullanmalı”

Eğitim Güncel
Zuhal Erkek’in röportajı Yazı dizimize Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Temsilcisi Muhammet Akgün ile devam ediyoruz. Hacettepe Üniversitesinin 46 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Muhamm...
EMOJİLE

Zuhal Erkek’in röportajı

Yazı dizimize Hacettepe Üniversitesi Öğrenci Temsilcisi Muhammet Akgün ile devam ediyoruz. Hacettepe Üniversitesinin 46 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Muhammet Akgün, Türkiye’nin en büyük kampüsüne sahip olmasının üniversitenin tercih etme nedenlerin başında geldiğini söylüyor. Akgün, okul kampüslerinin ders çalışmak ve dinlenmek için ideal olduğunu fakat en büyük sorunlarının ulaşım olduğunu ifade ediyor.

Üniversitenizi temsil eden bir öğrenci olarak size sormak istiyorum, bir öğrenci sizin üniversitenizi neden tercih etsin? Sizi diğer üniversitelerden farklı yapan şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Hacettepe Üniversitesi’nin 46 yıllık köklü bir üniversite olması yanı sıra eğitimi, sağlık alanlarındaki başarısı, sosyal faaliyet alanlarının diğer üniversitelere göre daha geniş bir yelpazeye sahip olması ve özellikle eşsiz güzellikte bir güzellikte kampüsünün bulunması tercih etme aşamasında etkili oluyor. Bizi diğer üniversitelerden farklı kılan kısacası Hacettepe’yi Hacettepe yapan değerin; öğrencilerin eğitim,sağlık,sanat, sosyal aktiviteler, projeler,barınma ve beslenme gibi konularda üniversite kapılarının öğrencilere sonuna kadar açık olduğu ve tamamiyle öğrenci odaklı bir üniversite olması bizi diğer üniversitelerden farklı kılmaktadır.

Kampüsler üniversite öğrencileri için vazgeçilmez mekanları… Üniversitenizin kampüsü sizin için neyi ifade ediyor? Neler yapıyorsunuz kampüste? Kampüsünüzü bize anlatır mısınız?

Kampüs bizim ikinci evimiz. Özellikle Beytepe kampüsümüz Türkiye’nin en büyük kampüsleri arasında. Doğal ortamı, temiz havası, kafeleri, sosyal tesisleri ile hayalimizdeki üniversite ortamını bizlere yaşatıyor. Sıhhiye Kampüsümüzde merkezde olmasına rağmen Ankara’nın yoğunluğundan stresinden tamamen uzak ortamıyla hem ders çalışmak hem de dinlenmek için ideal bir kampüs.

Genel anlamda ders çalışarak ve eğlenerek zaman geçirdiğimiz kampüslerimizde sıkıntılarımız da var elbette. Örneğin Beytepe kampüsümüzde ulaşım başlı başına büyük bir sorun. İyileştirmek için çeşitli çalışmalar yapsak da, fiziki şartlar bu sorunun çözümünü zorluyor. Yine kampüslerimizdeki eksikliklerimizden biri de tiyatro salonu ve müzik odası gibi sanatsal aktivitelerde bulunacağımız yerlerimizin olmaması. Spor komplekslerimizde artan kontenjanlarla yeteri öğrenci kapasitesini karşılamıyor. Polatlı yerleşkemizdeki yine en büyük sorun ulaşım. Bu kampüsümüzde spor tesisleri ve sanat alanları gibi sosyal aktivite alanları yetersiz kalıyor. Ek olarak çoğu üniversitenin olduğu gibi bizlerin de kampüslerimizin içerisinde yurtların arttırılmasına ihtiyacımız var.

Üniversitenizin akademik ortamı nasıl sizce? Üniversite hocalarınızı, kaynaklarınızı ve bilgiye ulaşım imkanlarınızı yeterli buluyor musunuz?

URAP’ın açıkladığı sonuçlara göre, üniversitemiz akademik alanda ülkemizdeki en iyi üniversite seçildi. Zaten 46 yıllık geçmişe sahip bir üniversite. Açıkçası bazı hocalarımızı tabiri caizse özenerek dinliyoruz. Çoğu hocalarımız öğrenci odaklı. Yine bu sene üniversitemiz bu sene kütüphane yatırımlarıyla 2. 810 000 elektronik kitabı bizlerin hizmetine açmıştır. Üniversite kitap tedariki konusunda her türlü desteğini sağlıyor.

Okuduğunuz üniversitenin sosyal imkanları nelerdir? Üniversite temsilcisi olarak öğrencilerin sizden en çok talep ettikleri şeyler neler oluyor? Arkadaşlarınızın neye ihtiyacı olduğunu söyleyebilirsiniz?

Üniversitemizde yaklaşık olarak 150 tane öğrenci topluluğumuz var. Hepsi birbirinden farklı alanlarda etkinliklerini devam ettiriyorlar. Üniversitemiz topluluklara gereken desteği vermeye çalışıyor. Bu topluluklar çıkardıkları projelerle; çok ciddi ürünler ortaya koyup, üniversite öğrencilerinin dersleri dışında da sosyalleşmesine katkı sağlıyorlar.

Üniversite dışında neler yapıyorsunuz? Yaşadığınız şehrin sosyal imkânlarını bize anlatır mısınız?

Üniversite dışında genelde Ankara’yı daha iyi tanımak, Ankara’yla daha iyi özdeşleşmek adına görmediğim yerlere gitmeye, çeşitli yerleri tanımaya çalışıyorum. Ankara’nın büyükşehir olması ve 20’ye yakın üniversite barındırması nedeniyle öğrenci tabanlı şehir haline gelmesini sağlıyor. Örneğin her sene büyükşehir belediyesi haziran ayında üniversitelerin ders bitim tarihlerine yakın çeşitli festivaller düzenleyerek, öğrencinin sosyalleşmesini sağlıyor.

Yaşadığınız şehrin zorlukları nelerdir? Ev,  yurt ve ulaşım imkanlarınız nasıl? Okuduğunuz şehirde üniversitede okurken dışarıda çalışma imkanı bulunuyor mu?

Şehrin en büyük sorunu barınma ve ulaşım. Beytepe ve Polatlı kampüslerimizde ulaşım bizler için çok yorucu. Hem şehir merkezlerine uzak olması hem de giderek büyüyen Ankara’da trafiğin saatler sürmesi bizleri yorgun düşüyor. 2005’ten bu yana yapımı süren metronun bitmesiyle bu durumun düzeleceğini düşünüyorum. Umarım en kısa zamanda biter ve Beytepe Kampüsümüze ulaşım az da olsa rahatlar. İkinci olarak yurt sorunumuz var. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya ve üniversitemize öğrenci arkadaşlarımız geliyor. Hepsinin ilk derdi barınma oluyor. Artan kontenjanlarla beraber barınma sorunu çok büyük sıkıntı oluşturmaya başladı. Üniversitemiz Beytepe Kampüsü’ne 5000 kişilik yurt yapılıyor fakat ben bu sayının az olduğunu düşünüyorum. Daha fazla yurt yapılmasını ve öğrencilerimizin kendi kampüslerinin içinde kalması gerektiğine inanıyorum.

Çalışma konusuna değinecek olursak kafelerde, restoranlarda, alış veriş merkezlerinde çalışan arkadaşlarımız var. İlköğretim ve lise öğrencilerine ders veriyorlar. Yine üniversitemiz bünyesinde de burslu olarak çalışan arkadaşlarımız var. Bazı işyeri sahipleri bizlere iş imkanı sağlıyor. Çalışma konuda fazla sıkıntı yaşamıyoruz.

Üniversitenizde farklı gruplar arasındaki etkileşimi nasıl buluyorsunuz? Öğrenciler ortak bir proje ya da sosyal sorumluluk çalışmaları gerçekleştirebiliyor mu? Bu anlamda üniversitenizdeki kulüp faaliyetlerinizden de kısaca bahsedebilir misiniz?

Üniversitemizde öğrenciler olsun, topluluklar olsun özellikle sosyal sorumluluk projelerinde birbirlerini destekliyor ve güzel işlere imza atıyorlar. Hatta bazı projelerimizde bizlerde temsilciler olarak topluluklarımızla beraber çalışıyoruz. Topluluklar genelde akademik, kültürel , spor ve sanat toplulukları olmak üzere çeşitlendirebiliriz. Yaptıkları işlerde genelde kendi amaçları doğrultusunda oluyor. Üniversitemiz, topluluklara oldukça önem veriyor ve isteklerini karşılayabildiği doğrultuda yerine getirmeye çalışıyor.

Genel olarak üniversitenizde yaşadığınız en temel problemleriniz nelerdir?

Ulaşım ve barınma diyebilirim. Artan kontenjanlar nedeniyle üniversitemizde bazı nitelikler de giderek eksik kalmaya başlıyor. 

Üniversite sonrasında iş imkanlarınız nasıl olduğunu düşünüyorsunuz? Üniversite sonrasında iş- işsizlikle ilgili neler düşünüyorsunuz? Bununla ilgili sizce neler yapılmalı?

İş imkanları tüm üniversitelerde olduğu gibi bizde de bölümlere göre değişiyor. Farkımızın etkili olduğu nokta ise özel sektörde birçok Hacettepeli olması. Mezunlarımızın göstermiş olduğu başarı da doğrudan bizlere referans oluyor. Tabi ki üniversiteler öğrencilerine mezun olmadan iş imkanı sunabilmeli. Bu noktada da çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarıyla veya özel sektördeki firmalarla iş birliği yapılıp bir protokol imzalanabilir. Böylelikle üniversitemiz öğrencileri iş arama stresinden uzak kalarak kişisel gelişimlerine önem verebilirler. Şüphesiz ki üniversitenin başarısı aldığı öğrencinin üniversite sınavında yapmış olduğu derece ile değil, mezun ettiği öğrencinin başarısıyla ölçülür.

Türkiye’deki üniversitelerde “bu da mutlaka olmalı” dediğiniz eksik noktalar ya da ihtiyaç duyduğunuz şeyler nelerdir?

Bence rektörlük seçimlerinde öğrenciler oy kullanmalı. Böylelikle üniversitelerde öğrencilere verilen önem daha da artacaktır. Ayrıca yine üniversiteyi öğrenciler yönetmeli, öğrencilerin görüşleri doğrultusunda yapılacak faaliyetler üniversitenin ilerlemesine katkı sağlayacağını düşünüyorum

Son olarak nasıl bir Türkiye’de yaşamak istiyorsunuz? “Gelecek Türkiye” hayalinizi bize anlatır  mısınız?

Açıkçası görmek istediğim, hep hayalimde olan bir tablo var. Kitap kahvehaneleri. Ben yaşlandığımda herhangi bir yerde arkadaşlarımla gidip belki aynı, belki farklı kitaplar okuyup onları tartışmak, yaşın getirdiği deneyimleri de çocuklarımıza veya o zamanki gençlerimize daha iyi bir biçimde aktarmak isterim. Biz gençler gün geçtikçe okumayan, araştırmayan sadece kulaktan duyma şeylere inanan bir toplum olmaya başladık ve geleceğimiz için bu durumdan ciddi anlamda endişe duyuyorum. Bu nedenden dolayı toplumun sadece siyasi gündemleri değil aynı zamanda bilimsel projeleri, ülkenin eksikliklerini, nasıl daha iyi bir yere gelebileceğimizi tartışan, sürekli olarak okuyan bir toplum haline gelmiş çalışkanlığıyla, yaptıklarıyla, ürettikleriyle diğer ülkelere örnek olan bir Türkiye’de yaşamak isterim.

ON5YİRMİ5