Rektör ‘Aferin’ mi İstiyor?

Eğitim Güncel
Haber: Arzu Erdoğral Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Eren, "Bana hiçbir kanun, üniversitede türbanı serbest bırakmam konusunda bir yetki vermemiştir, YÖK Başkanı’na da verm...
EMOJİLE

Haber: Arzu Erdoğral

Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Eren, "Bana hiçbir kanun, üniversitede türbanı serbest bırakmam konusunda bir yetki vermemiştir, YÖK Başkanı’na da vermemiştir" diyerek kararı uygulamayacağını açıklarken, çeşitli kesimlerden tepkiler gelmeye devam ediyor.

Genç Siviller Sözcüsü Turgay Oğur: Kendisini birilerine gösterip aferin almak için çabalayan bir üniversite rektörünün küçük beyhude çabası

Av. Fatma Benli: Öğrencilerin derse alınmaması suç

Eğitim Bir Sen Amasya Şube Başkanı Şahin Gümüş: Böyle bir açıklama kabul edilemez

Genç Siviller Sözcüsü: Turgay Oğur
YÖK’ün verdiği karardan sonra bazı üniversitelerden tepki açıklamaları geldi. Mesela Amasya Üniversitesi yönetimi "YÖK Başkanına böyle bir yetki verilmediğini düşünüyoruz ve bu karara uymayacağız" şeklinde bir açıklama yaptı. Bu konuda siz neler söylersiniz?

ÖĞRENCİLER GERİ ADIM ATMASIN
Başörtüsü yasağı zaten mesnetsiz bir yasak… Hukuksal gerekçesi olmayan bir yasağı hukukla kaldırmak da çok zor ama çok önemli bir aşamaya gelindi. Başörtüsü yasağının en büyük savunucusu CHP bile, parti tabanının reddetmesine rağmen çok demokrat liberal bir çizgiye geldi. Bu kavganın kendilerine bir faydasının olmadığını anladılar. Yani tek tük direnç gösterenler olacaktır. Ben açıkçası çok daha büyük bir direnç bekliyordum. Amasya gibi yeni açılmış, kendisini birilerine gösterip aferin almak için çabalayan bir üniversite rektörünün küçük beyhude çabası olarak değerlendirilebilir. Çok büyütülecek bir konu olduğunu düşünmüyorum. Bir miktar daha sıkıntı çekilebilir ama hukuki yollar çok açık. Bu insanların en çok korktuğu şey kâğıttır. Oradaki öğrenciler tutanak tutulduğunu belgelesinler, üniversite yönetiminin baskılarından ürküp geri adım atmasınlar. Çünkü Türkiye’nin yüzde 90’ında bu sorun çözüldü. Bunun gibi birkaç tane büyük ağabeylerinden aferin almak isteyen rektörlerin de bu şekilde demokratik çizgiye çekilebileceğini düşünüyorum.

AMASYA HALKI DEMOKRATİK TEPKİSİNİ GÖSTERMELİ
Amasyalılara çok iş düşüyor. Şehir halklarının göstereceği demokratik tepkiler bu tür dayatmaları engellemede çok önemlidir. Amasya halkı da kendi üniversite yönetimine tepkisini göstererek bu tür dayatmalardan vazgeçirebilir. Bu dayatmayı yapan rektör halk tarafından dışlanırsa daha olumlu sonuç alınabilir diye düşünüyorum.

Av. Fatma Benli


ÖĞRENCİLERİN DERSE ALINMAMASI SUÇ
Amasya Üniversitesi Rektörü ve halen üniversitelerinde başörtüsünü yasaklayan, öğrencilere kampüs girişinde başlarını açmaya zorlayan rektörler aslında açıp Yüksek Öğretim Kanunu ek 17. Maddeyi okumaları gerekiyor. O kanun maddesinde yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla Yüksek Öğretim Kurumunda kılık kıyafet serbesttir yazıyor. Serbesttir yazan bir kanun maddesine değişik yorumlarla yasaktır diye yorumlamak mümkün değil… Bu öncelikle birinci mevzu… İkinci mevzu ise Yüksek Öğretim Kurumlarına girişte öğrencilerin başlarını açtırmaya zorlama yetkilileri yok… Ya da öğrenci derste başörtüsü ile oturduğunda öğretim görevlisinin onu dışarı çıkarma gibi bir yetkisi yok… Rektörlerin ve öğretim görevlilerin görevleri de yasalarda düzenlenmiştir. Aslında YÖK Başkanının gönderdiği yazı sadece var olan hukuki düzenlemenin ifade edilmesi… Eğer Amasya Üniversitesinde ya da diğer üniversiteler de öğrenciler kıyafet biçimleri nedeniyle okuldan içeri giremiyorlarsa, bu öğrencilerin hem YÖK Başkanlığına hem de Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanlığına yazılı dilekçeyle başvurmaları gerekiyor. Çünkü şuan onların derse alınmaması suç… Bu durumda YÖK Başkanlığı aynı İstanbul Üniversitesine gönderdiği yazıyı Amasya Üniversitesi Rektörlüğüne veya halen yasağı devam ettiği üniversitelere gönderecektir. Bu saçma ve yıllardır Türkiye’nin gündemini meşgul eden yasak da sonlanmış olacak.

HAKLAR KONUSUNDA YORUM YAPILAMAZ
Türkiye bu yasaktan bir an önce kurtulmak zorunda… Çünkü 2010 yılı Ağustos ayında BM’de SEDAV Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Komitesi Türkiye’den eğitim, çalışma ve siyasi yaşama katılımda başörtülü kadınlara yönelik ayrımcılığın kaldırılmasını ve iki yıl içerinde de buna yönelik yapılan tedbirlerin kendisine bildirilmesini istedi. Şimdi iki yıl sonra Türkiye dünyanın kadınlar ile ilgili en önemli komitesine yazı gönderirken “benim üniversitelere gücüm yetmedi, kadınlara yönelik ayrımcılığı sonlandıramadım, Amasya Üniversitesi Rektörü bana karşı mı çıktı” diyecek?
Keyfi olarak yorumlama var ama haklar konusunda yorum yapamazsınız. Haklar konusunda mahkemelerin mevzuatı oluşturma yetkisi yok… Mahkeme kararlarındaki yorumları kullanıyorlar. Ama o mahkeme kararı 1991 yılında verilmiştir. Ve 1998 yılına kadar başörtülü öğrenciler serbestçe eğitim gördüler. Bu tarihe kadar da yeni bir mahkeme kararı ya da mevzuat oluşmadı. Sadece 28 Şubat sürecini yaşadık. Bildiğiniz gibi gayri demokratik bir süreçti. Şu an yaşanan da o gayri demokratik sürecin ortadan kalkması. Bu nedenle yasağı uygulayan rektörlere özel bir yasa gönderilmesine gerek yok… Sadece artık o hukuksuzluğun ortadan kalktığını ve fili yorumlarla insanların haklarını kısıtlayamayacaklarını fark etmeleri gerekiyor. Bu nereye kadar sürecek ki, 2025 yılında da yasağı mı tartışacağız. O zamanda da başörtülü kadınlar olacak. Bu saçmalık bir an önce sonlandırılmalı…

Yasak konusunda sorun yaşayan öğrenciler, konu kısmına Fatma Benli yazarak hukuki dilekçeler konusunda yardım alabilirler.
Fatma Benli mail adresi: avfatmabenli@yahoo.com

Eğitim Bir Sen Amasya Şube Başkanı Şahin Gümüş

BÖYLE BİR AÇIKLAMA KABUL EDİLEMEZ
YÖK, zaten İstanbul Üniversitesine gönderdiği yazıyla disiplin yönetmeliğine uymayan öğrencilerin dersten çıkarılmasının yasak olduğunu söyledi. Yönetmeliğe göre de sadece tutanak tutulacak ve talimata uymayan öğretim üyelerine soruşturma açılacaktı. Siyasi partiler olsun STK’lar olsun toplumsal mutabakatın sağlandığı bir dönemde özellikle Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ında önerdiği uygulamada çözülmesi konusunda herkes hem fikir… Üniversiteler akademik başarının yükseklere çıkarıldığı diğer dünya üniversiteleri arasında yaptığı projelerle, başarılarla tanınması gereken yerler olması gerekirken, bireysel özgürlük çerçevesinde çözülmesi gereken bir konunun, bu şekle getirilmesini biz Eğitim Bir Sen olarak kabul etmiyoruz.

Biz düzenleyeceğim basın toplantısı ile da gereken tepkiyi göstereceğiz. Yönetim kurulumuz ve diğer STK’lar ile bize gelen şikâyetleri değerlendiriyoruz. Amasya’mız gerçekten güzide bir şehir… Bugün bizin bunları konuşmamamız gerekiyor. Üniversitemizin de böyle yasaklar ile değil başarılar ile anılması gerekiyor. Toplumsal mutabakatın sağlandığı bir dönemde böyle bir açıklamayı hiç kabul etmiyoruz.