Bu öğrencilere geleceğin liderleri desek yeri. Şimdiden Türkiye ve dünya gündemine kafa yoruyor, bunu Beyaz Saray‘ın önde gelen diplomatları ile tartışabiliyorlar.
Öğrenci olmalarına rağmen gittikleri ülkelerde yarı resmi heyet olarak karşılanıyorlar. Aslıhan Köşşekoğlu’nun haberine göre, ‘one minute’ten sonra Amerika‘daki İsrail Büyükelçiliği ile görüşen ilk Türkler de onlar. Peki, kim bu öğrenciler ve tüm bunları nasıl başarıyorlar?
Bir grup üniversite öğrencisi düşünün! Çoğu üniversiteli, derslerden artakalan zamanlarını, hatta ders vakitlerini, gezip tozmaya, eğlenceye ayırırken onlar tatillerini dünya siyasetine yön veren liderlere ayırıyor! Abarttığımızı düşünmeyin. İçlerinde ABD Başkanı Obama‘yla görüşenler bile var. Clinton döneminde Amerika dışişleri bakanı olan, şimdi de Obama’nın beyni olarak nitelendirilen Madeleine Albright ile konuşmak, isteyen birçok insan için hayal iken, bu idealist öğrenciler Amerika programlarında onunla tam iki buçuk saat boyunca sohbet etmişler. Karşılıklı sorular sorup, Türkiye ve dünya siyaseti üzerine fikir alışverişinde bulunmuşlar. Dünyadaki politikaları etkileyen önemli görüşlere sahip, aynı zamanda en önemli İslam araştırmacılarından John L. Esposito da yurt dışı programlarında görüştükleri kişiler arasında. Tüm bunları daha ilginç yapan ise bahsettiklerimizin hepsinin bir öğrenci kulübü organizasyonu olması. Daha da ilginci, artık onlar buralara katılmak için talepte bulunmuyor, davet üzere gidiyorlar. Ayrıca önemli bir ayrıntı daha var ki; bu öğrenciler, gittikleri ülkelerde katıldıkları programlarda yarı resmi heyet olarak karşılanıyor. Kim mi bunlar? Fatih Üniversitesi Politika Kulübü ve IYAC (International Youth Activity Club) öğrencileri.
İki kulübün ortaklaşa yaptığı organizasyonun adı "Liderlik Programı". Program, katılmak isteyenlere liderlik kabiliyeti kazandırmak için tasarlanmış. Katılımcılar, alanında uzman profesörlerden seminerler alarak sertifika sahibi olabiliyor. Ayrıca çeşitli sivil toplum, think thank, devlet, medya kuruluşlarına yapılan ziyaretler öğrencilere dünyayı etkileyen kararların nerelerde alındığını görme, kıyas yapma imkanı veriyor. Yani önemli getirileri var organizasyonun. Ancak en önemlisi, katılımcılara dünya politikalarını şekillendiren isimlerle bir araya gelme fırsatı vermesi. Aslında benzer kulüpler ve programlar diğer üniversitelerde de var. Ama bu öğrencileri farklı kılan sınırları biraz aşmış olmaları. Tabii bunun için az uğraş vermemişler.
Önlerindeki kapıları ilk açan, kulüp olarak üniversite içinde düzenledikleri sempozyumlar olmuş. Önce Türkiye çapında yaptıkları programlar, zamanla dünyaya yayılmış ve uluslararası projeler gerçekleştirmişler. Bu sempozyumlar sayesinde çevrelerini genişletmiş, isimlerini duyurmaya başlamışlar. Hepsi alanlarında gelecek vaat eden öğrenciler, kendilerini göstermiş olacak ki; zamanla konsolosluklardan ismen davetler almışlar. Siyasi analizlere ve karşılıklı görüş alışverişlerine bizzat katılmışlar. Tam bu sıralarda da Liderlik Programı ve yurtdışında organizasyonlar yapma fikri doğmuş. Amerikan Konsolosluğu’yla bizzat görüşen idealist gençlerimiz, konsolosluktan ve Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış‘ın yardımıyla ilk programlarını, 2008 yılında ABD’de gerçekleştirmiş ve Beyaz Saray‘a kadar gitmiş maceraları. Madeleine Albright ile de bu programda görüşmüşler. Tabii bu görüşme, sonrasında onlara birçok kapıyı açmış.
Liderlik Programı‘nı şimdi uluslararası ilişkiler bölümünde master yapan Erdoan Shipoli ve kamu yönetimi ve siyaset bilimi 4. sınıf öğrencisi Mehmet Yavuz Kanar başlatmış. Hiçbir parti ve kuruluşun fikirlerini öne sürmediklerini, tamamen kendi düşüncelerini savunan liberal gençler olduklarının altını çizerek belirtiyorlar. Hedeflerinin ise öğrencilere yönelik bir şey yapmak, siyaset ve politika üzerine potansiyeli olan arkadaşlarını bu tür organizasyonlarla motive etmek olduğunu söylüyor ve ekliyorlar: "Tüm bu yaptıklarımız, bizim bir görüşü savunmak değil, öğrenmek istediğimizin göstergesi. Bu formatın dünyada tek olduğunu düşünüyoruz. Düşünün hem yarı resmi heyet gibi kabul ediliyorsunuz hem de öğrencisiniz." Liderlik Programı’nın namı, diğer üniversitelere de yayılmış. Farklı üniversitelerden, özellikle Koç ve Boğaziçi‘nden öğrenciler de katılmak istiyormuş. Tabii tüm isteklere kayıtsız kalamayan gençlerin bundan sonraki amaçları ise üniversite dışında fakat yine üniversite öğrencilerine hizmet edecek bir enstitü haline gelmek.