Yaklaşık 1.5 milyon öğrencinin gireceği sınav öncesinde 5 aday, hazırlık sürecini ve ÖSS‘ye dair algılarını anlattı. Öğrencilere göre, ilk soru ve ilk 3 dakikaki performans başarıda anahtar.
Filmlere konu olan, alaycı şarkılar beslenen, gençlerin kabusu Öğrenci Seçme Sınavı ya da bilinen kısaltmasıyla ÖSS yarın yapılacak. Yaklaşık 1.5 milyon öğrencinin gireceği sınav öncesinde 5 aday, hazırlık sürecini ve ÖSS’ye dair algılarını anlattı. Kiminin lisenin son yılında hazırlanmaya başladığı sınava kimi öğrenciler ise 4-5 yıllık bir süreçte çalışmış. Adayların hakkında şehir efsaneleri ürettiği sınav, çoktan bir mite dönüşmüş durumda ve öğrencilerin yoğun bir stres altında olduğu gözleniyor. Kimisi sınavda yaşanabilecek şeylere dair senaryolar geliştirip yoğun kaygılar taşırken, kimisi ise soru çözmeye yönelik stratejiler geliştiriyor. Çocuklarının toplumda statü sahibi olmasını arzulayan veliler de sınav mantığını benimsemiş ve çocukları buna hazırlama çabasında. Milyarlarca dolarlık bir sektörün devamının tek koşulu ÖSS sistemine ilişkin, öğrencilerin görüşü ise ‘sınavda başarılı olamayanların eleştirdiği’ şeklinde.
STRESLE BAŞA ÇIKMA
Galatasaray Lisesi‘nden mezun Begüm Bektaş da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmek istiyor. Fransız sisteminde eğitim veren Galatasaray’dan sonra dil konusunda sorunlar yaşayan ve ÖSS’ye hazırlık için 2 yıldır dershaneye giden Bektaş, şunları anlattı: ‘Sınavda kendimizle başa çıkmayı bilmemiz lazım. Çok heyecanlanırsam arkama yaslanıp derin derin nefes alacağım. En iyi olmam gereken matematik sorularından çözmeye başlayacağım. Sınavla ilgili en kaygılandığım şey, yanlış kitapçık dağıtılması. Yeni kitapçık verilinceye kadar kaybedilecek zaman her şeyi bitirir. Ben ayrıca Galatasaray’ın iç sınavına da girdim. Bu sınav ile Galatasaray Üniversitesi’nde de istediğim bir bölüme girebileceğimi düşünüyorum. Sınavdan sonra, o akşam arkadaşlarımla bir konsere ya da bir yerlere oturmaya gideceğim.’
5 YILDIR HAZIRLANIYOR
İstanbul Erkek Lisesi’ni bu yıl bitiren Ahmet Belli de 9. sınıfın ikinci döneminden itibaren dershaneye gittiğini ve sınava hazırlık sürecini 4-5 yıla yaydığını belirtti. Belli, şöyle konuştu:
‘Bu nedenle sosyal hayatıma ara vermeden çalışabildim. Basket de oynadım arkadaşlarımla birlikte vakit de geçirdim. Bu tarz bir çalışmanın başarılı olmakta çok etkili olduğunu düşünüyorum. Çok vah vah denecek, acınacak bir hale düştüğümüzü sanmıyorum. Çünkü benim sınava hazırlanış biçimim normal yaşamımı çok aksatmadı. Heyecanlı değilim, içim çok rahat. Sınava başlayınca bir dakika durup kitapçığı elime alacağım ve onu sevip, ‘sen benim bundan sonraki hayatımı belirleyeceksin’ diyeceğim. Ondan sonra soruları çözmeye başlayacağım. İTÜ İşletme Mühendisliği ya da Mimarlık bölümüne girmek istiyorum.’
ŞEHİR EFSANELERİ
Kabataş Erkek Lisesi mezunu Cansu Elmas da İstanbul ya da Marmara Üniversitesi‘nde tıp okumak istiyor. Sınava arkadaşlarına göre biraz daha geç hazırlanmaya başlayan Elmas, şunları anlattı:
‘ÖSS liseye başladığımız andan itibaren hayatımızda vardı. Başlangıçta masa başında oturamıyordum, bunun zorluğunu yaşıyordum. 3 buçuk saatlik sınavda masayı terk edip gidebilirdim ama buna alışmak için 2 yıldır dershaneye gidiyorum. Şimdi sınav süresince orada kalabilirim. Sınavda soruları o soruyu hazırlayanın mantığını düşünerek çözmek gerektiğini düşünüyorum. Beni kendi halime bıraksalar iyiyim ama arkadaşlarım telefon edip ‘Cansu ne yapacağız?’ diye ağlıyorlar. O zaman benim de moralim bozuluyor. ÖSS moduna girmek önemli. Bir de sınavla ilgili üretilen şehir efsaneleri var. Bunlardan biri de ‘bu yıl soruları TÜBİTAK hazırlıyor’ söylentisi. Çift rakamlı yıllarda soruları TÜBİTAK’ın, tek rakamlı yıllarda ÖSYM’nin hazırladığı söylentileri var ve çift rakamlı yıllarda kazanmanın daha zor olduğu iddiaları da konuşuluyor. ÖSS’nin başarılamayacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sınavı başaramayanlar sistemi eleştiriyor, bence başarıyorsan başarılı bir sistemdir. Ailem sınava hazırlandığım süreçte bana hep güvendiler. Annem taban puanlarını araştırmak için ÖSS ile ilgili kitaplar aldı; son dönemde sürekli onları okuyor. Daha önce de sınavlara girdim. Bence OKS daha kritik bir sınavdı. Çünkü OKS’nin tekrarı yok ama ÖSS’yi kazanamasanız da gelecek yıl yine girme imkanınız var. Ben de sınavdan sonra Antalya’ya giderek bu sürecin yorgunluğunu üstümden atmak istiyorum.’
HEDEFLENEN BÖLÜME YATAY GEÇİŞLE GİRME STRATEJİSİ
Devlet eski Bakanı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahat Andican’ın oğlu İlbey Andican da pazar günü sınavda yarışacak öğrencilerden biri. İnşaat mühendisi olmak istediğini belirten Andican ise şöyle konuştu: ‘Boğaziçi İnşaat Mühendisliği’ne girmek istiyorum. Iskalarsam Boğaziçi Fizik’e, ıskalarsam Boğaziçi Fen Öğretmenliği’ne gireceğim. Ortalama yapıp inşaat bölümüne geçeceğim. Son derece rahat olmamın bir nedeni var. Ben kendime ‘en kötü ne yapabilirim?’ diye sordum. En kötü 270 puan yapmam lazım. 270’den daha fazla puan yapacağıma inanıyorum. Benim okulumdan mezun olup Boğaziçi Fizik’e girip, oradan inşaat bölümüne geçip, Columbia’da şu an doktora yapan biri ile tanıştım ve ona geçişin nasıl olduğunu sorup öğrendim. Planımı buna göre yaptım. Alacağım sınav kağıdını, sınava yapışıp birinci soruyu yapacağım, yapamadım mı, ikinci soruya geçeceğim.’