Okulda ilk gün sendromuna dikkat!

Eğitim Güncel
ZUHAL ERKEK’İN HABERİ Okulun ilk günü hayatımızda önemli yer tutar. Hatta çoğumuzun ailesi dışındaki ilk sosyal çevresine ilk adımıdır, okula başladığı gün.  Bu okula başladığı ilk gün...
EMOJİLE

ZUHAL ERKEK’İN HABERİ

Okulun ilk günü hayatımızda önemli yer tutar. Hatta çoğumuzun ailesi dışındaki ilk sosyal çevresine ilk adımıdır, okula başladığı gün.  Bu okula başladığı ilk gün aileler ve çocuklar sıkıntı, stres içermektedir. Özellikle 4+4+4 değişen eğitim sistemi ile 66 aylık çocukların okula başlaması ailelerde farklı bir telaşa  yol açmaktadır.

Çocuk okula başladığı ilk gün çocuk en duyarlı durumdadır. Her karşılaştığı olay, anne ve babasının tutumu çocuğu aşırı derecede etkiler. Anne ve babasından ilk defa ayrılacağı için yalnız kaldığında ne yapacağını düşünür. Genç beyninde farklı hayaller kurar. Bu görüntüsü anne ve babasını da etkileyebilir. Okul günü evdeki aşırı stres çocuğun üzerinde ağır bir yük getirebilir. Psikolog Mehtap Kayaoğlu ile ilk gün sendromunu ve ailelerin neler yapması gerektiğini konuştuk.

Okula başlayan çocuklarda görülen ilk gün sendromu nedir?

İlk gün sendromu: anne babasının güvenli kollarında büyüyen çocuğun, tanımadığı yabancı bir ortamda, başka bir sürü çocukla bir araya geldiğinde yasadığı sıkıntıya ilk gün sendromu diyebiliriz. Korku, kaygı, ağlama, anneden ayrılmak istememe, sınıfa girmeyi reddetme gibi davranışlar içerebilir.

 ÇOCUĞUNUZA “OKULA GİTTE AZCIK SENİ ADAM ETSİNLER” DEMEYİN!

Gelecek hafta tüm öğrenciler ders başı  yapacak. Anne ve babalar çocuklarını psikolojik olarak okula nasıl hazırlamalı? Bu durumu çocuklara nasıl anlatmalılar?

Çocuklara okula başlamayı anlatma işini daha önceden yapmaları gerekir. Son haftaya sıkıştırılmaması gerekir.

Bir çocuk normal şartlarda, kendisi okula gitmediği halde okula giden çocuklar gördüğü için, ruhsal olarak 3-4 yaşlarından itibaren okul gerçeğiyle tanışır. Annesiyle gezmeye giderken, elinde çanta taşıyan öğrenciler görür ve sorar: "Anne.. bunlar napıyorlar?" diye.

Anneden iki türlü cevap dinleyelim isterseniz;

1. Anne Cevabı: "Ne olsun okula gidiyorlar. Sen de gidince görürsün gününü! Orada öğretmenler var. Bakalım bana yaptığın gibi öğretmenine de şımarıklık yapabilecek misin? Evi dağıttığın gibi orayı da dağıtabilecek misin? Ne iyi olur, yaşın gelse de hemen gitsen, azıcık adam etseler seni… Yürü yürü bakınıp durma etrafına, arabalar geliyor… Çabuk ol…"

2. Anne Cevabı: "Okula gidiyorlar yavrum. Okumayı yazmayı öğreniyorlar. Hani sana geceleri hikaye okuyorum ya, işte okula gidince sen kendin okuyabileceksin. Artık tatlı kızımdan ben dinleyeceğim güzel masallar… Bir sürü arkadaşın olacak! Onlarla oyunlar oynayacaksın. Öğretmenin sana bir sürü güzel bilgi öğretecek. Sen de eve gelince ödevlerini yaparken bana anlatırsın öğrendiği güzel bilgileri tamam mı? Bak şimdiden meraklandım. Çok güzel çanta alırız sana kitaplarını koymak için, renk renk boyalar…"

Okula yapılacak esas hazırlık erken yaşlarda başlar. Okulu sevdiren, okulla ilgili güzel ve ilgi çekici cevaplar veren aileler bu görevi layıkıyla yerine getiriyor demektir. "Okula git de başım dinlensin" veya "benim sözümü dinlemiyorsun, git de seni bir güzel hizaya getirsin öğretmenin" edasıyla okul propagandası yapan aileler bu sınavı baştan kaybeder.

Okulun açılmasına sayılı günler kala, aileler ikinci anne cevabi seklinde konuşmalar yapabilirler.

Birlikte okul alışverişi yapıp neşe içinde eve dönsünler. Okulun çok harika bir yer olduğunu, orada çok hoş şeyler yaşayacağını anlatsınlar.

EBEVEYNLER MÜKEMMELLİYETÇİ OLMAYIN

4+4+4 eğitim sistemindeki değişiklik yapılmasından bu yıl ilk olarak 66 aylık çocuklar ilkokula başlayacak. Bu noktada çocukların çok daha küçük olmaları nedeniyle okulla ilk tanışmaları da daha fazla önem kazanıyor. Çocukların okula başlama yaşının erkene çekilmesi ilk gün sendromunu nasıl etkiler?

Hiç bir eğitim döneminde anne babalar endişeli olmamıştı, bu yıl tedirgin oldukları kadar! Yeni eğitim yılı "4+4+4" şeklindeki yeni uygulamayla kapılarını aralamaya başladığından beri, herkesi farklı endişeler kapladı. Yeni eğitim sisteminin çok iyi olup harika sonuçlar doğuracağına inananlar olduğu gibi diğer yandan talihsiz bir durum olduğunu düşünüp, eğitim sistemimizin geleceği hakkında karalar bağlayanlar var.

1. Normal şartlarda 60-72 ay arası çocuk zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan okula başlamaya ve zorlu müfredat programına alışık değildir. 4+4+4 sisteminde okula başlayan çocuklara "oyun ağırlıklı eğitim" verileceği söyleniyor. Ne derece gerçekleştirilecek bilemeyiz. Bekleyip göreceğiz hep birlikte.

Birinci maddede esas vurgulamak istediğim ise; ülkemizin her şehirde özenle yetiştirmeye başladığı "mükemmeliyetçi anneler" dikkatli olun. Hatta dikkatli olmakla kalmayın, mükemmeliyetçi olmaktan vazgeçin! Son yılların modası haline gelen sınıf arkadaşlarını birbiriyle yarıştırma merakınızı bu yıl mutlak olarak sonlandırın! Çocuklar zaten gelişim süreçlerini zorlama ihtimali içeren eğitimlere tabii tutulacaklar. Bir de sizin yarışçı/mükemmeliyetçi hallerinizle boğuşmak zorunda kalmasınlar olur mu? Kendi evladınızı,kendi hırslarınızdan korumanın yollarını şimdiden bulun!

2. Her okul dönemi başında karşılaştığımız "ayrılık anksiyetesi" adı verilen, çocukların annelerinden ayrılmak istememeleri, anneden ayrılmayı engellemek için geliştirdikleri ağlama nöbetleri gibi hallerde artış olma ihtimali olacaktır. Genellikle çocuklar zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişim süreçlerinin getirisi olarak 72 aydan sonra olgunlaşmaya, annenin olmadığı ortamlara adapte olmaya, annesiz idare etmeye başlarlar. Okula başlama yaşı 66 ay olarak belirlenince, gelişim süreci gereği daha fazla sayıda çocuk ayrılık anksiyetesi şikâyetiyle boğuşmak zorunda kalabilir diye düşünüyorum.

ŞİRİN CÜMLELERLE ÇOCUĞUNUZU OKULA MOTİVE EDİN

Bu durumu ortadan kaldırmak için çocuğunuza karşı ılımlı davranmaya, kızıp azarlamamaya özen gösterin. Okulda çok güzel oyunlar oynayacağını, eve geldiğinde öğrendiği o eğlenceli oyunları birlikte evde de oynayacağınızı söyleyin. "Ay iyi ki okula gidiyorsun… Nasıl merakla bekleyeceğim seni…Kim bilir ne kadar güzel şeyler öğreneceksin. Hepsini bana da anlat oldu mu?…" gibi tatlı ve şirin bir üslupla çocuğu okula karşı motive edin.

Özellikle annesinin hastalanmasından veya uzaklara gitmesinden korkar bu çocuklar. Mümkün olduğunca sağlıklı olun ve sağlıklı görünün. Eğlenceli/tatlı anne olmaya gayret edin. Başınız mideniz ağrımasın! Çocuk sizi evde sağlıklı bir kadın olarak bıraksın ki aklı sizde kalmasın!

66 AYLIK ÇOCUK SINIFTA DİSİPLİNSİZ DAVRANACAKTIR

3. 66 ay döneminde okula başlayan çocuğunuzun sınıfta daha huzursuz, daha disiplinsiz davranması kaçınılmaz bir gerçek olacak maalesef! Sosyal uyum kurulları, toplumsal yaşam prensipleri genelde 72 aydan sonra randıman alır. Bu yıl öğretmenler çok zorlanabilir. Dolayısıyla anne/babalar, öğretmenin disiplinsiz ve sınıf düzenini oturtmayı bile başaramayan beceriksiz bir eğitimci olduğunu düşünmemeleri gerekir. İç disiplini, iç denetim mekanizması gelişmemiş bir çocuğu idare etmek zordur. Hele bunların yetmiş tanesi bir arada olacaksa daha zordur.

Demek ki bu yıl, velilerle öğretmenler birbirlerine karşı daha töleranslı olmak zorunda. Herkes, her şeyin en iyisi olsun ister! Ama yaşla alakalı durumlarda kimsenin yapabilecek bir şeyi yoktur! Elinizden geldiğince öğretmenlerimize karşı anlayışlı olun. Onların da hiç alışık olmadığı bir sistem geliyor. Anne kucağından kopmuş belirli ay dönemindeki çocuklarla ilgilenmeye alışık olan öğretmenlerimiz, aniden 1-1,5 yaş küçük çocuklarla muhatap olmaya, neredeyse anasınıfı öğretmeni gibi davranmaya başlayacaklar.

66 AYLIK ÇOCUĞA YAZI ÖDEVLERİNİ ZOR YAPTIRACAKSINIZ

4. 66 ay dönemindeki çocukta el-göz koordinasyonunun, ince motor becerilerin, işlemsel düşüncenin tam gelişmemiş olması, soyut düşüncenin yetersizliği ve dikkati sürdürmedeki güçlükler nedeniyle zorlanmalar görülecektir. Daha önce okula çocuk göndermiş tecrübeli veliler, bu yıl okula başlayan çocuklarının zorlandığını fark edecektir. "Abisi daha kolay okumaya geçmişti… Bu biraz zorlandı… bunun dikkati dağınık…" gibi etiketlemeler yapmayın sakın.

Yazı ödevlerini daha zor yaptıracaksınız. Elleri daha hızlı yorulacak. Azıcık yazı yazdığında yorulduğunu, bıktığını, istemediğini iddia edecek. Bu durumlarda araya oyunlar yerleştirerek, renkli kalemlerle yazılar yazarak, ödevi bittikten sonra onunla eğlenceli oyunlar oynayarak ders motivasyonu geliştirmesine yardım edebilirsiniz. Kızıp bağırmak, azarlamak, üniversite sınavına öğrenci hazırlıyormuş gibi davranmamalısınız…

ÇOCUĞUNUZ YAŞTILARINA GÖRE GEÇ OKUMAYI SÖKEBİLİR

5. 4+4+4 sistemi aniden düşünülüp, bu yıl ortaya atıldığı için, normal okula başlama yaşı gelen çocuklarla aynı sınıfta farklı yaş gruplarında çocukların eğitim almasına neden olacak. Yani aynı sınıfta 66 aylık (5,5 yaş) çocuk da olacak, 78 aylık (6,5 veya daha üstü yaş) çocuk da… Bu dönemde anlama/algılama/muhakeme etme yeteneği ciddi farklılıklar göstereceği için, çok bilinçli anne babalar olmalısınız ki, çocuğu zorlamayasınız. Sınıftaki bazı çocuklar Kasım ayında okumaya geçti diye sizin çocuğunuzu hırpalayamayınız. Varsın sizin çocuğunun Nisan ayında okumaya geçsin! Çocuğu zorlamayın. Öğretmenin, öğrenciler arasında ayrımcılık yaptığı fikrine kapılmayın!

ÇOCUĞUNUZU TUVALET EĞİTİMİ KONUSUNDA EĞİTİNİZ

6. Son olarak en önem verdiğim durumlardan birisine geleyim… Okulda büyük yaş çocuklarla birlikte eğitim alacakları için, tuvalet eğitimi konusunda dikkatli olun. Eğer kendi başına tuvalet ihtiyacını gideremiyorsa, okullar açılmadan önce bu konuda eğitim verin.

Ayrıca okulda, büyük sınıfların sıkıştırmaları ve/veya görüp/duymaya çok alışık olduğum taciz olaylarına karşı çocuklarınızı bilgilendirin. Büyük sınıfların, tuvalet ve merdiven altı gibi yerlerde küçük çocukları sıkıştırıp, taciz oyunları oynamalarıyla çok karşılaşıyoruz. Bu konularda çocuklarınızı uyarmak ve tenha yerlere gitmemek konusunda bilinçlendirmek zorundasınız.

Çocuklarınızın genital bölgelerinin kendilerine ait olduğunu, kendilerine özel olduğunu, bu bölgelere başka kimsenin bakmaya hakkı olmadığını, eğer birileri ısrarlar veya zorla onun özel bölgelerine bakmak/dokunmak isterse, hemen o kişiyi size söylemesi gerektiğini öğretin. Sizin de gidip o terbiyesiz çocuğa bunun hesabını soracağınızı anlatın.

 

 

 

 

 

OKULA GİTMEK İSTEMEYEN ÇOCUĞU AZARLAMAYIN

 Okula gitmek istemeyen, okula gitmek istemediğini ağlayarak dile getiren, okuldan kaçma girişimlerinde bulunan öğrenciye karşı nasıl davranılmalı? Hem aile hem de öğretmenler böyle bir durumda nasıl davranmalı? Öğrenci ebeveyni ile derse girmek istediğinde; anne, baba çocukla derse girmeli mi? Eğer girmeliyse bunun süresi sizce ne kadar olmalı?

Anlayışlı olmak ve okulu neden reddettiğinin gerekçelerini doğru anlamak lazım. Okul kaygısı, geçmiş yıllara nazaran iyice artacak. Çocuğu azarlayıp üzmeden, kararlı bir tutumla okula göndermeliler. İlk hafta hatta ikinci hafta ağlama ve gözyaşıyla geçebilir. 15 günden sonra hala yüksek kaygı ve okul reddi devam ederse mutlaka psikolojik danışmanlardan yardım alsınlar.

ÇOCUĞUNUZU OKUL BAHÇESİNDE BEKLEME SÜRESİ 15 GÜNÜ GEÇMEMELİ

İlkokula yeni başlayan öğrencilerin velileri okul bahçesinde beklemeyi tercih edebiliyorlar. Bu doğru bir hareket mi? Okul bahçesinde bekleme çocuğu psikolojik olarak nasıl bir mesaj veriyor? Ve bunun süresi ne kadar olmalı? Çocuğun okula gitmek istemediği durumlarda hangi aşamada psikolojik destek alınmalı?

Okul bahçesinde beklemek çocuğun okula alışmasını kolaylaştırmak için birkaç gün uygulanabilecek yöntemdir. "Endişelenme seni terk etmeyeceğim" mesajı verir.  Çok kaygılı çocuklar için önce koridorda beklemek, teneffüs aralarında çocuğun yanına gitmek tavsiye edilir.  Bir iki gün sonra okulda beklememiz yasak, bahcede bekleyeyim diyerek bir kaç gün bahçede beklemek… Ardından seni evde beklemek daha eğlenceli diyerek çıkışta onu almaya geleceğinizi söylemek gerekir.  15 günden fazla sürerse uzmana mutlaka gidilmeli…

on5yirmi5.com