Bilkent Üniversitesi Teknoparkı’nda görevli Türk mühendisler, özellikle sayısal derslerin rahat öğrenimi için kişilerin kapasitesine uygun rota belirleyen yazılım teknolojisi geliştirdi.
ABD’de benzeri 500 bin kullanıcıya ulaşan bilgisayar yazılımı sayesinde öğrenciler, görsel, işitsel içerikli pek çok alternatiften kendi öğrenme profillerine uygun olanı seçerek ders çalışabiliyor.
TÜBİTAK destekli geliştirilen teknoloji, öğrencinin konuyu anlayıp anlamadığını matematiksel hesaplarla ölçüyor ve anlayana kadar ileri bilgiler sunuyor.
Bilkent Cyberpark’da faaliyet gösteren ve tamamı Türk mühendislerden oluşan Arages Bilişim Şirketi Genel Müdürü Can Gürses, yaptığı açıklamada, TÜBİTAK desteğiyle yürüttükleri akıllı öğretim sistemi projesi olan Bilgi Uzayına Adapte Edilebilir Kişisel E-Öğrenme Yolu (Bilirkişi) adlı bilgisayar yazılımı uygulamasını başarıyla tamamladıklarını bildirdi.
Gürses, “Bilirkişi”nin Türkiye’de ilk kez literatürde “Knowledge Space Theory” olarak geçen matematiksel-bilişsel bir teorinin eğitim alanına uygulanmasına yönelik web tabanlı bir bilgisayar programı olduğunu belirtti.
E-öğrenmenin, günümüzde sadece eğitim sektörünün değil, iş hayatının da vazgeçilmez bir parçası olmaya aday olduğunu vurgulayan Gürses, e-öğrenme alanındaki gelişmelerin ve çözümlerin başarıyı hedefleyen her kurum ve birey için bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
“KONUNUN TAMAMI ÖĞRENİLİYOR”
Geliştirdikleri yazılımın bir konunun öğrenilmesinin matematiksel modellenmesini sağladığını ve konuyu öğrenmek isteyen herkese en uygun öğrenme yolunu belirlediğini ifade eden Gürses, teknolojiye ilişkin şu bilgileri verdi: “Yazılım, öncelikle matematik, tıp gibi sayısal ağırlıklı derslerin ya da satranç gibi oyunların öğrenme uzayını ortaya çıkartan bir altyapı sunuyor. Yani bir konuda hiçbir şey bilmeme durumundan her şeyi bilme durumuna kadar, olası tüm bilgi düzeyleri ve bu bilgi düzeylerini birbirine bağlayan öğrenme yollarının bütününü kapsıyor.
Program, kişileri konunun bilgi uzayının ortaya çıkartılmasının sonrasında, kendilerine en uygun öğrenme yolundan ilerletiyor ve konunun tamamını öğretiyor.
Program, bir konuyu kullanıcılara soru-cevap yöntemiyle ve kullanıcılardan elde ettiği veriler sayesinde herhangi bir konunun zorluk derecesi, optimum öğrenme zamanı gibi oldukça önemli verileri ortaya çıkarıyor. Teknoloji, öğrencinin konuyu anlayıp anlamadığını da matematiksel hesaplarla ölçüyor ve anlayana kadar ileri bilgiler sunuyor. Sonrasında da konunun öğrenilip öğrenilmediğini test ediyor.”
Gürses, programlarının ayrıca, bir konuyu öğrenen kullanıcılar arasında belirli tip öğrenme stiline sahip olanları ortaya koyduğunu, başarıya veya başarısızlığa götüren yolları tespit de ettiğini belirterek, “Sistemimiz bu yönüyle oldukça önemli ve eğitim-öğretim sistemini temelden etkileyebilecek veriler sunuyor” dedi.
“İÇERİK SİSTEMİNDEN FARKLI”
Türkiye’de e-öğrenme denilince akıllara içerik üretiminin geldiğine işaret eden Gürses, bu yazılımlarda kullanıcıların nasıl ilerleyebileceğini, kendi özelliklerine göre nasıl bir yol izleyecekleri gibi bir altyapının bulunmadığını söyledi.
Gürses, Türkiye’de mevcut e-öğrenme ürünleri arasında oldukça farklı bir yere sahip olan “Bilirkişi” yazılımının matematik, yabancı dil, fen bilimleri, tıp eğitimi gibi farklı alanlara uygulanabildiğini, aynı zamanda hizmet içi eğitim, sertifika programları, ALES, KPSS, ÖSS gibi sınavlara hazırlık aracı olarak da kullanılabileceğini kaydetti.
“ABD’DE 500 BİN KİŞİ KULLANIYOR”
Uygulamanın matematiksel modelinin 1980’lerde Fransız ve Belçikalı matematikçiler tarafından ortaya konulduğunu, modelin ilk uygulamasının ise ABD’de 1990’lı yıllarda yapıldığını aktaran Gürses, bu ülkedeki kullanıcı sayısının da 500 bine ulaştığını bildirdi.
Gürses, yazılımın ileriki hedeflerini ise, “Öğrencilerin öğrenme stil ve tercihlerini belirliyoruz. Belirli tipteki öğrenme stratejisine sahip insanların, belirli öğrenme yolları , kişileri başarısızlığa ulaştıran sebepler neler? Bu gibi verileri çalışmamızın ileriki aşamasında istatistiksel olarak da göstereceğiz” sözleriyle anlattı.