Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal, ekimde Havana Üniversitesi‘nde Türk kültürü tarihi ve dili araştırmaları anabilim dalı açılacağını söyledi.
Büyükelçi, ekim ayı sonunda Havana‘da karma ekonomi toplantıları yapılacağını, büyük bir Türk haftası düzenlemeyi planladıklarını ve yine aynı tarihlerde Türk işadamlarından oluşan büyük bir grubun da uluslararası Havana ticaret fuarına katılacağını dile getiriyor.
5 yıldır Türkiye’de bulunan Abascal, yakında görevini tamamlıyor. Abascal, bir anlamda Türkiye ile ülkesi arasında son on yılda ivme kazanan ilişkilerin canlı tanığı. "Ticaret hacmimiz son birkaç yılda 50 milyon dolara ulaştı. Onun evvelinde hemen hemen hiç yoktu." diyen büyükelçi, turizm alanındaki gelişmeyi şu cümlelerle dile getiriyor: "Latin Amerika ülkeleri arasında Türk turistlerin en çok tercih ettiği ülke Küba. Her yıl 8-10 bin civarında Türk turist geliyor. Tabii çok büyük bir rakam değil; ancak uzak olmamız göz önüne alındığı zaman güzel bir rakam."
Potansiyel işbirliği alanlarının neler olduğu yolundaki soru üzerine Büyükelçi, "ticaret ve yatırım” diyor ve geçen yıl ilk defa bir inşaat firmasının bir fabrika inşaatına başladığını, gene Türk İşbirliği ve Kalkınma Dairesi (TİKA) ile yürütmekte oldukları projeler bulunduğunu dile getiriyor. Buna örnek olarak, nohut yetiştirme konusundaki işbirliğini dile getiriyor. Abascal, "Ümit ediyoruz Türkiye’de Küba ilaçları üretilmeye başlanacak. Küba‘da özellikle petrol alanında yatırım yapma imkânları var. Karasularımız içerisindeki denizde önemli miktarda petrol rezervleri tespit edildi. TPAO ile bu anlamda bazı temaslarımız oldu. Özel sektörden şirketler de yatırım yapabilir. Turizm alanında da ciddi imkânlar var.” diyerek yatırımcıları ülkesine davet ediyor.
Bu konudaki altyapının hazır olduğu mesajı da veren Küba elçisi, 16 farklı işbirliği anlaşması imzalandığını hatırlatıyor. Abascal, her yıl düzenli olarak hükümet adına bir bakanın da katıldığı karma ekonomi toplantıları yapıldığını, Türk tarafının eşbaşkanlığında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in bulunduğunu dile getiriyor. Büyükelçi, siyasi partiler ve meclisler arasında gidiş gelişlerin olduğunu; AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve Küba meclis heyetinin ziyaretini örnek vererek aktarıyor. Gelişen ilişkiler açısından iki ülkenin uluslararası kuruluşlardaki işbirliğine işaret eden Büyükelçi, Küba’nın Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini desteklediğini duyuran ilk ülkelerden birisi olduğuna işaret ediyor.
İLİŞKİLERİMİZ ABD’DEN BAĞIMSIZ
Türkiye’nin son dönemde Latin Amerika’ya gerçekleştirdiği açılımları da değerlendiren Büyükelçi, şunları söylüyor: "Çok büyük bir fayda görüyorum. Tabiî ki Türkiye bölge için çok büyük bir etkiye sahip; ama sınırların ötesinde de bir ilişki kurmak isteyen ve etkisini hissettirmek isteyen bir ülke. Bir müddet tek kutuplu bir dünyada yaşandı ve bunun artık son bulması gerektiğini düşünüyor çoğu insan. On yıl kadar önce Latin Amerika ülkeleri ABD’ye tam bağımlı ülkeler grubuydu. Ama bu durum artık değişti, o yüzden Latin Amerika ülkeleri her geçen gün ABD‘den bağımsız siyasi ve ekonomik anlamda büyük bir güç oluşturabilecek yeni bir kutup olmaya başladı. Ekonomik işbirliğini ve entegrasyonu destekleyen ülkeleriz. O yüzden de Latin Amerika ülkeleriyle Türkiye’yi bağdaştıran birçok unsur görebiliyoruz."
Türkiye’nin ABD’nin müttefiki olmasının kendileri açısından bir engel teşkil edip etmediğinin sorulması üzerine de Büyükelçi, öncelikle ülkesine 150 km mesafedeki Amerika’nın 19. yüzyılın başlarından itibaren Küba’yı kendi topraklarına katmaya çalıştığını hatırlatarak, kamuoyunda var olan ‘ABD ile Küba arasındaki sorun Küba’nın sosyalist bloka dahil olmasıyla ilgili 50 yıllık bir sorun’ algısının yanlışlığına dikkat çekiyor. ABD’nin ülkesini 50 yıldır çok büyük bir ekonomik ablukayla boğmaya çalıştığını ifade eden Büyükelçi, "Ama Türkiye ile Küba arasındaki ilişkileri her husustan bağımsız bir şekilde gayet güzel ilerleme kaydederek sürüyor. Ve iki ülke arasındaki ilişkiler ABD’ye bağımlı bir şekilde ilerleyemez veya önü kesilemez.” diye ekliyor.
Büyükelçi, Barack Obama yönetiminin verdiği yumuşak sinyallerin ülkesi ile Washington arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği sorusunu ise şöyle cevaplıyor: "Biz icraatlara bakacağız. Şu zamana kadar birçok söz verildi. Tabii ilk kez zenci bir başkanın seçilmiş olması ve değişim vaadinde bulunması büyük bir olay. Ama başkan tüm iktidarı oluşturur diyemeyiz. ABD’nin gücünü oluşturan birçok unsur var. Saldıran, abluka uygulayan onlar. Küba’ya terörist eylemler yapılması için fırsat oluşturanlar onlar. O yüzden onların politikalarını değiştirmesi gerekecektir." Birçok insanın Sovyetlerden sonra Küba’nın da yıkılacağını, sosyalizmden vazgeçeceğini düşündüğünü, ancak hâlâ ayakta durabildiğini ifade eden Büyükelçi, "Ne kadar daha ayakta duracak?" sorusuna, "Birkaç yıl öncesinde tüm Latin Amerika tarafından dışlanmıştı; ama şimdi birçok ülkede Küba’nın izlediği yol örnek alınıyor. O yüzden çok iyimseriz. Bana kaç yıl daha gider diye sordunuz ama bu belki ilelebet gidecek." karşılığını veriyor. Ülkesinde internetin olduğunu, bazı kısıtlamalar bulunduğunu; ama bunların sadece ekonomik sebeplere dayandığını ifade eden Büyükelçi, faturayı Amerika kesiyor: "ABD, denizin altından geçen internet hattına bağlanmamızı istemedi.
Soykırımdan bahsedenler önce Filistin’e bakmalı
"Küba ile Türkiye ilişkilerinde hiçbir karşı karşıya gelebileceğimiz, çatışmaya sebebiyet verecek hiçbir konu söz konusu değildir. Bazı başka ülkelerle sözde Ermeni soykırımı meselesi var. Ama biz bu konulara girmek istemiyoruz." diyen Küba Büyükelçisi Abascal, bunun sebebini ise şöyle açıklıyor:
"Bana sözde Ermeni soykırımından bahsettikleri zaman ben de kendilerine bir soru soruyorum: İsrail’deki Siyonistler Filistinlilere soykırım yapmıyorlar mı? 100 yıl önce yaşanmış bir olayın tekrardan sorulması çok ilginç. Şu an yapılmakta olanın sorulması gerekiyor. Her gün TV’lerde görüyoruz, gazetelerden takip ediyoruz Filistin halkını tamamen ortadan kaldırmaya çalışıyorlar."
Abascal, beş yıldır görev yaptığı Türkiye’nin önemini ise şöyle özetliyor: "Dünyanın 17. büyük ekonomisi. Bölgede çok büyük bir etkisi ve gücü var. Son zamanlarda etkin bir rol oynuyor. Sorunların çözülmesi için hep barışçıl yöntemlere başvuruyor."