Zayıf karneleri nedeniyle ailelerinden tepki görecekleri endişesi yaşayan öğrencilere Aile Eğitim Programları yardımcı oluyor. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, bu program aracılığı ile bir yıl içinde 150 bin aileye ulaştı. Tüm velilere açık olan program kapsamında çocukla iletişim, anne babaların çocuğun hayatına nasıl olumlu katkılar yapabileceği konusunda eğitimler veriliyor. Çocuğun başarısızlığı diye bir şey olmadığı, velilerin, eğitimcilerin başarısızlığı olduğu konuları işleniyor.
Aile Eğitim Programları hakkında bilgi veren Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, bir yıl içinde 150 bin aileye- veliye, çocukla nasıl iletişim kuracağı, çocuğun hayatına nasıl olumlu katkı yapılabileceği konusunda eğitim verdiklerini söyledi. Uygulamanın şu anda tüm okullarda sürdüğüne işaret eden Aydoğan, rehber öğretmenler tarafından velilere yönelik konferanslar düzenlendiğini kaydetti. Aydoğan, şöyle devam etti:
"Rehber öğretmenlerimiz, velilere konferanslar düzenliyor. Çocuğun başarısızlığı diye bir şey yok aslında, bizim başarısızlığımız var, eğitimcilerin başarısızlığı olabilir, velinin başarısızlığı olabilir, toplumun çocuk üzerinde bıraktığı olumsuz etkilerin yansıması olur. Çocuğun başarısızlığı diye bir şey yok. Biz zayıf karneden dolayı çocuğu suçlayamayız. Bunu; velilere, öğretmenlere, okul idarecilerine bu şekilde yansıtıyoruz. Onlar kanalı ile velilere de yansıtıyoruz. Şu anda bu çalışmalarımız var."
Aydoğan, ailelerin programlara ilgisi konusunda, "Katılan aileler, ötekileri de katılmaya teşvik ediyor. ‘Çocuğumla ilgili ne kadar çok yanlışlık yapıyormuşum’ diyor. Her katılan veli bunu söylüyor." diye konuştu. Üniversite mezunu anne babalar da olmak üzere ailelerin çoğu zaman çocuğu ile olan ilişkilerini ayarlayamadığını vurgulayan Aydoğan, "Bizim eğitimimiz 3 haftalık bir eğitim. Haftada üç gün 2 saat sürüyor. Dolayısı ile bu bir emek istiyor. İnsanlar çocuklarını kurtarmak istiyorsa emek vermek zorundalar." dedi.
"ANKARA’DA ÇOCUK ÇOK KIYMETLİ"
Programlara velilerin ilgisinden son derece memnun olduklarını söyleyen Aydoğan, "Ankara’nın velisi ilgili veli. Ankara’da çocuk çok kıymetli. Bu önemli bir şey. Velilerin ilgisinden son derece memnunuz. Okullar ile yakından ilgileniyorlar. Okulların yönetiminde söz sahibi olmak istiyorlar." diyerek uygulamanın ulaştığı başarıyı ortaya koydu.
Eğitim öğretim yılının birinci yarısının sona ermesine yaklaşık 2 hafta kaldığını hatırlatan Aydoğan, anne babaların çocuğu yargılayan, aşağılayan, kıyaslayan bir değerlendirmeden uzak durması gerektiğinin altını çizdi. Aydoğan, "Çocuğu aşağılamak cinayet kadar kötü bir olay. Aşağılayan, yargılayan ve kıyaslayan anlayış hiçbir zaman olumlu etki yapmaz. "Ben her türlü imkanı sağlıyorum, ne istiyorsa bunlar yapılıyor, ben görevimi yapıyorum" zannını taşıyan veliler yanılıyor. Çocuk her türlü imkanın verilmesinden çok, yakınlık, sıcaklık, dostluk ve güven ister." görüşünü dile getirdi.
"ÇOCUK, AİLESİNİ GÜVENİLİR BİR LİMAN OLARAK GÖRMELİ"
Çocuğun aileye duyması gereken güven duygusuna vurgu yapan Aydoğan, şunları dile getirdi: "Çocuk bunaldığı zaman, yanlış da yapsa, hataları da olsa, ‘Benim sığınacağım en güvenilir liman ailemdir; hatamı, kusurumu söyler ailem ile konuşurum. Onlarla beraber bu sorunu çözeriz’ anlayışı içinde olmalı. Yoksa, hiç tanımadığı bilmediği kişiler ile diyalog kurmaya başlar. Bu da daha çok sanal ortamda oluyor. Bunun sonucunda da bir sürü olumsuzluklar yaşıyor. Bütün aileler çocuklarına sahip çıksınlar. Çocuklarına güven versinler, bağrına bassınlar ve emek versinler. Onlarla zaman geçirsinler. Aile bir araya gelsin. Aile içinde çocuk kendini çok değerli bir varlık olarak, danışılan, konuşulan ailenin her şeyinin paylaşıldığı bir insan olarak görsün. Çok olumlu sonuçlar alacaklarını onlar da görecekler."
Zaman