Konuyla ilgili Özel Balıkesir Fırat Lisesi Rehber Öğretmeni Akın Yıldırım şu tespitlerde bulundu.
YÖK‘ün üniversite sınavıyla ilgili yeni kararıyla birlikte YGS ve LYS’ye hazırlanan tüm öğrenciler en kısa zamanda katsayı travmasını üzerinden atmalı. Hedefini değiştirmeden, konuları anlayarak çalışmalı. Mantıklı bir çalışma stratejisi izlenmeli. Anlaşılmayan konular üzerinde durulmalı…
YGS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) ve LYS‘ye (Lisans Yerleştirme Sınavı) hazırlanan öğrenciler bir süredir "katsayı travması" yaşıyor. YÖK‘ün (Yükseköğretim Kurumu) "katsayı eşitliği" kararından sonra gerek meslek lisesi öğrencileri ve gerekse diğer liselerdeki öğrenciler "alan dışı" uygulamasına takılmadan istedikleri bölümleri yazabilecekleri için ciddi manada sınava motive olmuşlardı. Fakat, Danıştay’ın bu uygulamayı durdurması, birçok öğrencinin hayal kırıklığına uğramasına ve "sınav havasından" uzaklaşmasına sebep oldu. Bu öğrenciler, YÖK Genel Kurulu’nun aldığı son karara göre "10 puanlık bir kayıpla" yarışa devam etmek zorunda kalacaklar.
Eski sistemdeki 25-50 puanlık kayıpla kıyaslandığında, şimdiki 10 puanlık kaybın telafi edilebilir olduğunu söyleyebiliriz. Öğrencilerin bu kritik süreçte katsayı travmasını atlatıp bir an önce "mantıklı bir çalışma stratejisiyle" derslerine yönelmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu kritik aşamada öğrencilerin şu hususlara dikkat etmeleri yararlı olacaktır:
Farklı alandan sınava hazırlanan öğrenciler, bu aşamadan sonra kesinlikle "kulvar" değiştirmemeli. Hangi alandan hazırlanıyorsanız ona devam etmelisiniz. Çünkü bu aşamadan sonraki geriye dönüşünüz motivasyonunuzu ciddi manada bozabilir.
"Konular yetişmez" diye paniğe kapılmayın. Çünkü panik haldeki çalışmanız konuları yarım-yamalak bir şekilde geçmenize sebep olacaktır. Bunun ise en verimsiz çalışma tarzı olduğunu unutmamalısınız. Konularınızı en az yüzde 80 oranında anlayarak geçmelisiniz. Sistemli ve istikrarlı çalıştıktan sonra konuların yetiştiğini göreceksiniz.
Çok iyi bildiğiniz konularla boşuna zaman harcamayın. Bunun yerine eksik olan diğer konularınıza yönelmelisiniz.
YGS’nin LYS‘ye yüzde 40 oranında katkı sağladığını unutmayın. YGS’den yüksek puan almanız LYS’deki işinizi çok kolaylaştıracaktır.
TM ve TS‘den yerleşmeyi düşünen öğrencilerin YGS‘deki fen konularını, MF öğrencilerinin de sosyal konularını en sona bırakmaları mantıklı olacaktır.
Sayısal alanda olduğunuz halde eğer TM-2‘den hukuk fakültesini tercih edecekseniz, 10 puanlık farkı kapatmak için ya (4 edebiyat ve 3 coğrafya) ya da (2 edb, 2 coğrafya ve 2 tane de mat-2) sorusunu fazladan çözmeniz gerekiyor. Bunun için de mat-2’ye çalışırken kesinlikle edebiyat ve coğrafyayı ihmal etmemeli ve bu dersleri asla son 1-2 aya bırakmamalısınız.
TM alanında olduğunuz halde tarih bölümünü kazanmak istiyorsanız fark puanı kapatmak için 2 tarih, 2 coğrafya ve 2 felsefe grubu sorusunu çözmeniz yeterli. Özellikle 2. basamakta sözel derslerden gelecek "bilgi içerikli" sorulara karşı hazırlıklı olmalısınız. Sözel dersleri hafife almanız sizin için sürpriz sonuçlar doğurabilir.
Çok fazla olmasa da bazı TM öğrencileri MF‘den tercih yapabilir. Bu öğrencilerin YGS‘de iyi bir mat-1 ve fen-1 neti çıkarmanın yanı sıra, 2. basamakta da matematik konularına derinlemesine ve fen sorularına da "seçiçi" bir metotla çalışması faydalı olacaktır. TM’den hazırlanan öğrencilerin 2. basamaktaki matematik konularına, MF’den hazırlanan öğrencilerin de 2. basamaktaki fen konularına çalışırken seçici olmaları gerekir. Tabii bu durum üst düzey üniversiteleri kazanmak için geçerli bir strateji değildir. Söz gelimi tıp veya iyi bir hukuk kazanmak için "konu ayırımı" gözetilmemeli. Aksi takdirde bu bölümleri kazanamazsınız. Fakat "orta halli" bir bölümü kazanmak için tüm konulara çalışmak yerine, çalışırken "sonuç alabileceğiniz" konulara yüklenmeniz daha mantıklıdır. Bu konuda gerçekçi davranmanız her zaman yararınıza olacaktır.
Deneme sınavlarında beklediğiniz sonuçları alamayınca ümidinizi kaybetmeyin. Sıkı bir şekilde çalışan öğrencilerin netlerinde genellikle nisan-mayıs aylarında gözle görülür bir artış olduğu bilinen bir gerçektir.