Öğrencinin yıl boyu çalışmasının değerlendirmesini yansıtan karneler, anne-babalar içinse apayrı bir sınav olacak. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Betül Mazlum, “Sonuç ne olursa olsun velilerin unutmaması gereken şey; çocuklarımız bizim en değerli varlıklarımız ve her koşulda onların yanında olmalı, onları anlamaya çalışmalı ve ortada bir başarı eksikliği varsa buna birlikte çözüm yolları aramalıyız” diyor. Peki ebeveynlerin, çocuklarının karnesine yaklaşımı nasıl olmalı, nelere dikkat edilmeli? Dr. Betül Mazlum, karneye 5 doğru yaklaşımı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
1- Kardeşi ya da yaşıtıyla kıyaslamayın
Öncelikle başarının göreceli bir kavram olduğunu, her çocuğun farklı yetenekleri ve farklı alanlarda güçlükleri olduğunu bilin. Bu doğrultuda çocuğunuzu kendi içinde kendi donanımı doğrultusunda değerlendirin ve bununla orantılı bir başarı bekleyin. Kardeşiyle ya da çevredeki diğer çocuklarla kıyaslamayın. Ders dışında resim, müzik, spor gibi alanlarda da destekleyin ve bu alanlardaki başarılarına vurgu yapın. Aksi halde “Notlarım yüksekse ben başarılıyım ve ancak o zaman ailem için değerliyim, sevilirim” gibi hatalı ve son derece sakıncalı bir algının çocuğunuzda yerleşmesine neden olursunuz ki bu çocuğunuzun ruh sağlığını oldukça olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Onları koşulsuz sevdiğiniz ve benimsediğiniz mesajını her fırsatta verin.
2- Davranış değerlendirmelerine de vurgu yapın
Karnedeki ders notları, çocuğunuzun başarısını değerlendirmede tek kriter olmamalı. Derslerden alınan notlar kuşkusuz önemli ancak karnede dikkat edilmesi ve vurgulanması gereken tek nokta değil. Ders notları yeterince başarılı olmasa da eğer davranış puanları iyiyse ve okulda olumlu davranışları ile öğretmenlerinin beğenisini toplamışsa karneyi kaygıyla elinize veren çocuğunuza sadece aldığı notlar değil, davranışları ile de ilgilendiğinizi gösterin ve onu taktir edin. Ancak daha sonra ders notlarına dikkat çekerek, onunla bu sonucun olası nedenlerini ve çözüm yollarını konuşun.
3- Üslubunuza dikkat edin!
Çocuğunuzla başarı düşüklüğünü konuşurken üslubunuza, seçtiğiniz kelimelere dikkat edin. Kesinlikle yüksek bir ses tonu kullanmayın, sevgi dolu ve onu anlamaya çalışan bir üslup içinde olun. Asla onlarla alay edici, onları incitici, aşağılayıcı bir şekilde konuşmayın. Sözel ve fiziksel şiddetten kaçının! Aksi taktirde çocuğunuzu ruhsal açıdan örselemekle birlikte telafisi güç yaralar açmış olursunuz. Olumsuz bir tavır içinde olduğunuz taktirde çocuğunuzun kendilik algısında sorunlara, özgüven eksikliklerine ve kişilik gelişiminde bazı sorunlara sebebiyet vermeniz kaçınılmaz olur. Karne notları ne olursa olsun onun yanında olup ona sizin için değerli olduğunu söyleyin ve bunu hissettirin.
4- Kendinizi sorgulayın
Eğer ortada bir başarısızlık varsa bu sadece çocuğa ait bir başarısızlık değil şüphesiz.
Eğitim öğretim dönemi boyunca çocuğunuzun okul durumunu yakından gözlemlediniz mi? Desteğe ve yardıma ihtiyaç duyduğu her noktada yanında olup yol gösterdiniz mi? Çözüm yolları arayıp yardımcı oldunuz mu? Bunları yapmamış, çocuğunuz ile hem duygusal hem akademik olarak yeterince ilgilenmemişseniz ve sene sonunda ortada bir başarı eksikliği varsa bunda kuşkusuz sizin de payınız bulunmaktadır. Bu durumda olası çözüm yollarını araştırırken kendinizi de sorgulamalı ve gerekli dersi almaktan kaçınmamalısınız.
5- Ödülde aşırıya kaçmayın
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Betül Mazlum “Nasıl ki kötü karne getiren çocuğa fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamamak gerekiyorsa, başarılı bir karne getiren çocuğa da abartılı övgüde bulunmamalı, pahalı ödüllerden kaçınmalısınız. Çocuk herşeyden önce kendisi ve geleceği için çalışıp başarılı olması gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Çocuğunuz ile bu başarıya nasıl ulaştığı, hangi olumlu davranış kalıpları ile bunu başardığı, bu aşamaya gelirken karşılaştığı zorluklar ve bulunan çözüm yollarını konuşarak, gelişen becerilerine ve kazanımlarına da vurgu yapmalısınız” diyor.