İlahiyat fakültelerinin ismi değişti

Eğitim Güncel
İlahiyat Fakülteleri’nin adı “İslami İlimler Fakültesi” olurken YÖK bu konuda ikiye bölündü. YÖK Genel Kurulu’nun Ağustos ayında İlahiyat Fakülteleri’nde felsefe dersleri...
EMOJİLE

İlahiyat Fakülteleri’nin adı “İslami İlimler Fakültesi” olurken YÖK bu konuda ikiye bölündü.

YÖK Genel Kurulu’nun Ağustos ayında İlahiyat Fakülteleri’nde felsefe derslerini kaldırma kararı almasının ardından bu fakültelerin isimlerinin de değiştirildiği ortaya çıktı. İlahiyat Fakülteleri müfredatı için “İlahiyat Fakülteleri Çalışma Komisyonu” kuran YÖK’ün, bu komisyonun ortaya koyduğu çalışmaları da dikkate almadan bu kararı aldığı öğrenildi.

İsim de gitti

“İlahiyat Alt Komisyonu”nun önermemesine karşın fakültelerin isimleri de YÖK Genel Kurulu tarafından “İslami İlimler Fakültesi” olarak değiştirildi. Bu kararlar YÖK’ü de ikiye böldü. Üyelerin bir kısmı kararın doğru olmadığını savunarak sert eleştirilerde bulundu. İsim değişikliği kararını eleştiren YÖK Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, karara ilişkin şerhinde, “İlahiyat Fakültelerinin adlarının ‘İslami İlimler Fakültesi’ şeklinde değiştirilmesi kararı, modern zamanların tarihsel birikimi, tecrübeyi, kurumsallığı, kadim olanı ve geleneği yok sayan, tasfiye eden aklının bir yansımasıdır. Eğer ‘İslami İlimler Fakültesi’ adı altında bir yükseköğretim kurumuna ihtiyaç söz konusu ise, bu adla ve kendine özgü ve amacı doğrultusunda bir yapılanmaya gidilebilir” dedi.

Felsefe kalktı

Genel Kurulda kabul edilen müfredat değişikliğinde, mevcut müfredattan felsefe ve felsefi içerikli derslerin yanı sıra, adında tarih bulunan dersler ile sanat ve musiki dersleri de kaldırıldı. Fıkıh, Tefsir, Hadis gibi Temel İslam Bilimleri derslerinin saatleri ise artırıldı. Felsefe Tarihi (I-II), Felsefeye Giriş, Tefsir Tarihi, Hadis Tarihi, Kelam Tarihi, İslam Mezhepleri Tarihi, İslam Medeniyeti Tarihi, Türk İslam Sanatları Tarihi gibi dersler müfredattan çıkarıldı. Bu karar da tepki çekerken hazırlanan YÖK Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde şu tespitlerde bulunuldu:

“Sadece islam değil: Küresel dünyada, İslam bilginleri sadece Müslümanlar ile konuşmak değil, bütün inanç sahipleriyle konuşmak, tebliğ etmek ve tartışmak durumundadırlar. Bu nedenle, söz konusu felsefi zemine dayanan İlahiyat Fakülteleri sadece İslam inanç ve ibadet öğretimi veya saf dini ilimlerin eğitimi ile kendisini sınırlandıramaz. Evrenin niçin yaratıldığı, varoluşumuzun anlamı gibi temel varlık sorularının cevaplarını ‘Din’ ve ‘Felsefe’ vermektedir. Felsefe olmaksızın bu sorulara tatmin edici cevaplar verilemez.

Hikmet tartışması: Felsefe hakkında negatif yargılar taşıyanlar, İslam filozoflarının felsefe ile değil hikmet ile meşgul olduklarını ileri sürmektedirler. Oysa hikmetsiz felsefe ol(a)maz. Felsefe bir anlamda, hikmetin akılla birleşmesidir, akılla kavranmasıdır. Felsefenin kadim geleneğinin teistik bir temele dayandığı söylenebilir. Ülkemizdeyse felsefe yapmanın önkoşulu olarak dinî alandan izolasyonun gerekliliğini öngören bir algı sürekli körüklenmektedir. Halbuki bu iki alanın (felsefe ve din) akademik yapılanma içerisinde üniversal bütünlüğü söz konusudur.

İlkokul gibi görülüyor: YÖK, yükseköğretim alanında İlahiyat Fakülteleri dışında hiç bir programın müfredatına müdahale etmemiştir. Tepeden inmeci/belirleyici/tanzim edici bu tavır, ilgili fakültenin bir ilköğretim kurumu düzeyinde görüldüğü izlenimini uyandıracaktır. Sabık dönemlerde akademik özgürlüğü ve özerkliği zedeleyen sû-i misalleri kendisine emsal kabul etmesi akla, mantığa, bilim tasavvuruna ve üniversite özerkliğine aykırıdır. Yeni müfredatta Sanat ve Musiki derslerinin kaldırılması da öngörülmektedir. Farabi’ye izafeten musikinin, ruhun ahlaki terbiyesi ve eğitimi açısından gerekli olduğunu ifade etmeliyiz. Bu kurumda, 5 yıldan beri üye olarak görev yapmaktayım. Fikren ve fiilen Türk Yükseköğretimine katkı yapmak için çabalıyoruz. Bu süre içinde, çok önemli kararlar alınmış ve yükseköğretim alanında, Türkiye’nin birçok önemli sorunu çözülmüştür. Genel Kuruldan böylesi hatalı bir karar istihsali olmamıştır.”

Vatan