Eğitim sistemimizin sınavlara dayalı olması, okullarımızın tamamen akademik başarıya endekslenmeleri, gençlerin gerçek yaşamdan koparak test kitaplarının arasına hapsolmasına yol açtı. Yaklaşık 20 yıldır okullarda devam eden reform çalışmalarının ardından geldiğimiz nokta, gerek eğitimciler gerek aileler açısından hiç de memnun edici değil.
Akademik anlamda yüksek başarı gösteren gençlerimiz üniversite mezuniyetleri sonrası iş yaşamında çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor. Okul hayatı boyunca oldukça başarılı sayılan öğrenciler, mezuniyet sonrası büyük problemlerle iş hayatına girebiliyor ve gerçek hayata uyumda pek çok sıkıntı yaşıyor.
Zeki diye adlandırılan pek çok öğrenci inanılmaz davranışlarla toplumu şaşırtıyor ve sosyal tavırlarla anne babaları endişelendiriyor.
Çoklu Zekâ Teorisi’nin her zekâ türüne eşit önem vermesi ve her çocuğun öğrenebileceğine yönelik çalışmaları, bugün Türkiye’de de pek çok okulda bu metodun eğitim öğretimde kullanılmasına neden oldu.
Eğitimde çoklu zekâyı kullanan Kültür2000 Koleji Kurucusu Ful Akıngüç Över, çoklu zekânın bilinmemesinden dolayı, dil ve matematik dışındaki zekâ türlerine sahip çocuklara önem verilmediğini söylüyor. Över, “Başarısız çocuk yoktur. Dersleri müzik, sanat ve spor desteğiyle sevdirip başarıyı artırmak mümkün” diyor.
Över, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
Kuramın geleneksel zekâ anlayışından farkı ne?
Geleneksel anlayışta sadece etkili ifade yeteneği olan ve mantıklı kişilere değer veriliyor. Oysa çoklu zekâda her tür zekâya eşit önem veriliyor.
Müzikte çok başarılı ancak matematikte başarısız olan çocuk zeki mi?
Neden olmasın? Ne yazık ki bu yetenekleri taşıyan birçok çocuk, okulda destek görmüyor. Onların farklı düşünme ve öğrenme yönlerine hitap edilmediği için öğrenme problemli oluyor; çocuk ‘dikkati eksik’ ya da ‘başarısız’ olarak adlandırılıyor.
Ancak ülkemizde başarı sınavlarla ölçülüyor…
Ne yazık ki öyle. Sınavlar ezberciliğe neden oluyor ve yaratıcılığı ortadan kaldırıyor.
Çoklu Zekâ Kuramı’nda öğrenememe veya başarısızlık söz konusu değil mi?
Hayır. Seviyeler farklı olabilir ama her çocuk her konuyu öğrenir. Çoklu zekâyla, öğretmenler derslerini müzik, sanat, alan gezileri ve daha birçok farklı yöntemle öğretiyor.
Müzik zekâsına sahip bir çocuğa tarih nasıl öğretilebilir?
Tarihi bilgilerle bir şarkı hazırlamasını istediğimizde bu işi zevkle yapar. Kendi hazırladığı şarkıları unutmayacağı için öğrenmiş de olur.