Gençlik Öfkeli

Eğitim Güncel
Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Biyoistatistik Bölümü’nce lise öğrencilerinin sorunlarını belirlemek amacıyla farklı sosyo ekonomik çevrelere hitap eden 3 lisedeki bin 135 öğrenci üzerinde...
EMOJİLE

Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Biyoistatistik Bölümü’nce lise öğrencilerinin sorunlarını belirlemek amacıyla farklı sosyo ekonomik çevrelere hitap eden 3 lisedeki bin 135 öğrenci üzerinde anket uygulandı.

Biyoistatistik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Satıcı, düzenledikleri anketle ilgili olarak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin yaşadıkları sorunlara çözümler geliştirilmesine yardımcı olmak üzere, sorunların tespitine yönelik anket çalışması yaptıklarını belirtti.

Kent merkezinde farklı sosyo ekonomik çevrelere hitap eden 3 lisedeki bin 135 öğrenciye uyku, beslenme, cinsellik, özgüven, psikolojik durum, ailevi ilişkiler gibi çeşitli konularda 50 soru yönelttiklerini kaydeden Satıcı, ankete katılan öğrencilerden yüzde 45’inin uyku problemi, yüzde 39’unun sürekli halsizlik yaşadığını ve yüzde 20’sinin de yeterince beslenemediklerinin belirlendiğini kaydetti.

NEDENSİZ ÖFKE

Satıcı, anket sonuçlarının değerlendirilmesiyle, gençlerin önemli bir yüzdesinin çabuk öfkelendiklerinin ortaya çıktığını ifade eden Satıcı, anket sonuçlarını şöyle açıkladı:

”Ankete katılanlardan ‘öfke patlamaları yaşıyorum, nedensiz çabuk sinirleniyorum’ diyenlerin oranı yüzde 55 olarak gerçekleşti. Ailesi ile geçinemeyenlerin oranı yüzde 35, öğretmenlerinin daha çok gözde öğrencilerle ilgilendiğini belirterek, bunu bir sorun olarak görenlerin oranı ise yüzde 54 oldu. Ankette ‘kendime güvenim yok’ diyenlerin oranı yüzde 16, kendisini utangaç ve sıkılgan olarak nitelendirenlerin oranı ise yüzde 26 olarak belirlendi. Ankete göre, öğrencilerin yüzde 29’u ise okul saati dışında bir işte çalışıyor.”

BÖLÜM FARKI

Satıcı, cevapları öğrencilerin seçtiği bölümlere göre de değerlendirdiklerini ifade ederek, ”Yeterince uyuyamıyorum şeklinde cevap verenlerin diğer iki bölüme göre Türkçe/Matematik bölümünde yoğunlukta olduğu görüldü. Fen bölümünü okuyan öğrenciler daha kararlı olarak görülürken, rahat olanlar daha çok sosyal bölümleri seçen öğrenciler” dedi.

Lise öğrencilerinin içinde bulunduğu durumun pek iyi olmadığını anlatan Satıcı, genel olarak gençliğin, özelde ise lise gençliğinin sosyal bilimciler tarafından incelenmesi gerektiğini bildirdi.

ÇOCUK SAYISI FAZLA, AİLE İLGİLENEMİYOR

Araştırmayı değerlendiren DÜ Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır da çocuk sayısının fazla olması nedeniyle ailelerin çocuğa yeterince ilgi gösteremeyebileceğini belirterek, bu durumun çocukta önemsenmeme duygusu yaratmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Bu çocukların kendilerini aile ve toplum içinde kanıtlamaya çalıştığını, bu nedenle istenmeyen yer ve yöntemlere yönelebileceğini de kaydeden Sır, ayrıca toplumda şiddetin yaygın olduğunu ve şiddet görenlerin içine kapanık, kendilerine güvenlerinin de az olduğunu ifade etti. Aytekin Sır, şöyle dedi:

”Araştırmalara göre şiddet görenlerin şiddete başvurması da yaygın. Şiddetin yaygın olduğu yerde çocukların çabuk sinirlenmesi normal. Bu çocuklar duygularını, düşüncelerini şiddetle ya da bedensel şikayetlerle ifade ediyor. Bacaklarda karıncalanma, baş ağrısı, halsizlik olabiliyor. Buna somatizasyon (bedenselleştirme) deniliyor. Yani insanlar duygularını, tepkilerini sözlü ifade edemeyince beden aracılığıyla da anlatıyorlar.”