Bugün öğretmenler günü. Her yıl olduğu gibi bu yıl da öğretmenler gününde öğretmenlerin sorunları gündemde. Aslında onlar, tüm sorunlara rağmen sadece öğrencilerini en güzel şekilde geleceğe hazırlamak, birikimlerini onlarla paylaşmak isteyen birer eğitim gönüllüsü…
Bayrampaşa Belediyesi’nin gençlik Merkezi BAYGEM‘de de bugün öğretmenler günü heyecanı yaşandı. Biz de BAYGEM öğretmenlerinden Dilek Yaşar ve Özlem Eryılmaz ile öğretmenler günün konuştuk.
Öğretmenler gününde kendini değerli ve özel hissettiğini söyleyen Web Tasarım öğretmeni Dilek Yaşar, BAYGEM’in bir eğitim merkezinden ziyade bir aile, bir ev olduğunu söylüyor.
“BAYGEM’de öncelikle öğrenci ve öğretmen ilişkileri samimi dialoglarla kurulup, sonrasında eğitim önemseniyor. Eğitimin temelinde, insana değer vurgusuna dikkat edilerek, öğrencilerle olan yakın iletişim sağlanıp, sonrasında öğrencinin talebi doğrultusunda istediği bölüm ile ilgili bilgiler aktarılıp, eğitim teorik ve pratik bir şekilde uygulanıyor. Zaten zorlayıcı ve ezberci bir ders sistemi olmadığı için öğrencinin derslere olan şevki ve azmi, ilk günki gibi devam ediyor.
Biz burada öğrenciler eğitim aldıktan sonra iletişimimizi kesmeden, öğrenciyle olan teşrik-i mesaimize devam ediyoruz. Çünkü bizim algımız sadece ders içi bir eğitim değil, sürekli ve ömür boyu bir iletişim, kalıcı dostluklar üzere inşaa edilen bir gelecek planlaması…”
Bilgisayar öğretmeni Özlem Eryılmaz, her öğretmenler gününde derse kapıdan girer girmez öğrencilerinin aynı coşkuyla hep bir ağızdan “Öğretmenler gününüz kutlu olsun!” diye bağırışlarını duymanın çok heyecan verici olduğunu söylüyor.
Amacının, bildiklerini en iyi şekilde yeni nesle aktarmak olduğunu söyleyen Özlem Eryılmaz, “Ders verdiğim ya da vermediğim BAYGEM’deki tüm öğrenciler benim çocuklarım gibi. Ben de anne olduğum için öğrencileri ders alan kişiler olarak değil, benim bildiklerimi öğrenmek adına çabalayan çocuklarım olarak görüyorum. 13 yıllık meslek hayatımda hiçbir öğrencimle problem yaşamadım. Ben onlara, onlar da bana saygı duymaya devam ettiği sürece de bir problem olacağını zannetmiyorum." diyor.
"Ezberci eğitim sistemi işleri zorlaştırıyor"
Milli Eğitim’de veya özel sektörde öğretmen olmanın farkı olmadığını söyleyen Özlem Eryılmaz, amacının para kazanmak değil, bildiklerini en iyi şekilde yeni nesle aktarmak olduğunu söylüyor.
Öğretmenlik mesleğinin zor olmadığını söyleyen Dilek Yaşar, zorluğun eğitim sisteminin ezberci bir temele oturtulmuş olmasından kaynaklandığını ifade ediyor. “Öğrenci size anlatıcı robot gibi bakıyor ve sizdeki bilgilerin kendilerine aktarılması dışında başka bir isteği ve faaliyeti olmuyor. Anlatılanları anlamaya ve uygulamaya çalışmıyor. Çabucak öğrenip, sınavını verip, çabucak unutmak istiyor. Tamamen ezbere dayalı bir eğitim sistemi içinde sadece değişen figüran rolündeyiz. Olması gereken ise, öğrencinin severek ve isteyerek öğrenci olmaya talib olması ve bu istikamette sabırlı ve sadık olması.”