Geçen hafta ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Mahmut Özer tarafından açıklanan ve %25 üzerinde görme kaybı yaşayan adaylara sınavlarda ek süre verilmesini öngören yasa tasarısının, göz sağlığının eğitim konusundaki önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Elvan Yalçın, “ÖSYM tarafından adaylara bu sürelerin tanınıyor olması, görme seviyesinin öğrenmeden sınav performansına kadar eğitimin her oynadığı büyük rolü gösteriyor. Özellikle akıllı telefon ve tabletlerin yaygınlaştığı günümüzde, çocukların ve gençlerin göz sağlıklarının korunması adına düzenli göz muayenelerinin gerçekleştiriliyor olması çok büyük önem taşıyor” şeklinde konuşuyor.
Teknolojinin etkisi büyük
Gelişen teknolojiler sebebiyle, gençlerin zamanlarının büyük bir bölümünü dijital ekranlara bakarak geçirdiğini ve bu sebepten dolayı gözlerde problemlerin oluşabileceğini belirten Op. Dr. Elvan Yalçın, “Akıllı telefon ve tabletler, artık iletişimin yanı sıra birer öğrenme cihazı olarak gençler tarafından gerek evlerinde gerek okullarında sıklıkla kullanılıyor. Ancak eğitim ve dünyaya ulaşımda çok büyük faydalar sağlayan bu cihazlar, uzun süreli ve kontrolsüz kullanımlar sebebiyle gözlerde sorunlar oluşmasına sebep olabilir. Akıllı telefon, bilgisayar ve tablet ekranlarına uzun süre bakmak, göz kırpma sıklığını ve gözdeki yaş üretim oranlarını doğrudan etkiliyor. Gözlerinde hiçbir sorun olmayan gençlerde dahi, göz kuruluğu gibi problemler oluşabiliyor ve bu durum görme seviyelerini doğrudan etkiliyor” diyor.
Görme kaybı eğitim kalitesini düşürüyor
Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, öğrenilen bilgilerin %83’ünün görsel yollarla gerçekleştiğini söyleyen Op. Dr. Yalçın, “Görme yetisinin öğrenme üzerindeki etkisi, azımsanamayacak seviyelerde. Öğrenilen tüm bilgilerin %83’ünün bu duyu sayesinde sağlanıyor olması, özellikle okul çağındaki kişilerde önemini daha da arttırıyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan ve görme yetisi belirli bir seviyenin altındaki adaylara ek süre tanıyan yeni düzenleme de eğitim ve görme arasındaki ilişkinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Eğitim çağındaki çocukların rutin göz muayenelerine götürülmesi, gelecekteki başarılarını da ciddi ölçüde etkileyecek bir önlem olarak görülmeli” diyor.
Öğretmenler bu belirtilere dikkat etmeli
Göz problemi yaşayan, fakat ailesi tarafından muayeneye yönlendirilmeyen çocukların tespit edilmesinde öğretmenlerin rolünün büyük olduğunu açıklayan Op. Dr. Yalçın, “Görme problemleri, ders notlarının yanı sıra davranış bozuklukları oluşmasına da yol açabilir. Miyopi sorunu yaşayan çocuklar tahtayı okumakta zorluk yaşarken, hipermetropa sahip olan çocuklar ise yazı yazma ve yakını okumadan sıkıntılar yaşarlar. Ayrıca belli bir numaranın üzerinde gizli kaymaya, baş ve gözde ağrıya neden olabilir. Bu durumdaki çocuklarda rahatsızlıkların anlaşılabilmesi için öğretmenlere de önemli bir görev düşüyor. Öğrencilerde dikkat edilmesi gereken belirtiler arasında; göz seğirmeleri, sık baş ağrıları, bulanık veya çift görme şikayetleri, okul notlarında keskin bir düşüş, gözlerin sıklıkla ovalanması, bir türlü sahip olduğuna inanılan potansiyele ulaşamaması ve bir gözü kullanmamak için kafanın çevrilmesi veya yana yatırılması bulunuyor. Okul ve sınıf ortamlarında rahatlıkla gözlemlenebilen bu durumlarda, öğretmenlerin sürece dahil olarak velileri bilgilendirmesi, bu çocuklarda gelecekte görme kayıplarına ulaşabilecek sonuçların oluşmasının önüne geçilmesini sağlayacaktır” diyerek sözlerini tamamlıyor.