Balkan Müslümanlarıyla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (BESADER) tarafından her yıl düzenlenmekte olan Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın V.’si bu yıl Sakarya-Kuzuluk Kaplıcaları’nda 08-11 Mart tarihleri arasında yapıldı.
Balkanlı 400 misafir öğrencinin bir araya geldiği kampa Balkanlar’da ve Türkiye’de faaliyet göstermekte olan birçok sivil toplum kuruluşundan da temsilciler katıldı. Kampa; İstanbul, Bursa, Edirne Ankara ve Kayseri başta olmak üzere Türkiye’nin değişik illerinde okumakta olan Balkanlı öğrenciler katıldı. Öğrenciler, kamp süresince; konferansları izlemenin yanında bir çok kültürel ve sportif etkinlikler yapma imkanı da buldular.
V. Balkanlı Öğrenciler Kampı, 9 Mart Cuma günü sat 10.00’da bir Balkanlı öğrencinin Kur’an-ı Kerim okumasıyla başladı. Ardından, BESADER Başkanı Yunus Torpil, açılış konuşmasını yapmak üzere mikrofona davet edildi.
Katılımcı öğrenci ve misafirlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Yunus Torpil, Balkanlı öğrencilerle ilgili ilk çalışmasının bir Balkanlı kız öğrenciyle ve tiren vagonlarında yatarak okumaya çalışan bir Balkanlı erkek öğrenciyle tanışmasından sonra başladığını söyledi. BESADER’in bu gün itibariyle 400 Balkanlı öğrenciyi bir araya getiren bir kuruluş olduğunu belirten Yunus Torpil, çalışmalarına destek olan herkese teşekkür etti.
Daha sonra yurt içinden ve yurt dışından Kampa katılan sivil toplum kuruluşları temsilerine selamlama konuşmaları için söz verildi.
V. Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın ilk konferansını 9 Mart Cuma günü saat 11:00’de, Kuzuluk Kaplıcaları Konferans Salonu’nda Ayni Sinani verdi.
Priştina Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Ayni Sinani, yaptığı konuşmasında özetle şöyle dedi: “ İslam’ı sadece ruhen ve kalben yaşamakla yetinmemeliyiz. Toplumsal değişimi gerçekleştirebilmek için ahlaki ve manevi bir iklim oluşturmaya da çalışmalıyız. İslam’ın günlük hayatımızda yaşanabilir bir din olduğunu gösterebilmek için pratiklerimizi İslam’la uyumlu hale getirmeliyiz.”
Balkanlar’a İslam’ın, Osmanlı’nın bölgeye gelmesinden önce geldiğini söyleyen Ayni Sinani, “Fakat kitlesel Müslümanlaşma, Osmanlılar’ın bölgemizdeki yabancıların egemenliklerine son vermesinden sonra gerçekleşmiştir.” dedi. Ayni Sinani, Osmanlı’nın Balkanlar’dan çekilmesinden sonra; Balkan Müslümanları’nın özellikle Yunan ve Sırpların baskı ve zulümlerine maruz kaldığını belitti. Şimdi de Hristiyan Batı’nın kültürel ve misyonerlik saldırısına maruz kaldıklarını söyleyen Sinani, buna karşı durmanın ancak, bugün de, derin bir imana sahip olmaktan, erdem ve ahlak gibi unsurlarla ruhumuzu atalarımız gibi yüceltmekten geçtiğini, ifade etti.
V. Balkanlı Öğrenciler Kampı’nın ikinci konferansını 9 Mart Cuma saat 14:00’de, Arnavutluk’tan gelen Başkim Bayraktari gerçekleştirdi. Konuşmasında “İnsan için inanmak yolun yarısıdır. Diğer yarısı da büyük bir gayretle çalışmak ve şaşmadan hedefe doğru azimle yürümektir.” diyerek sözlerine başlayan Başkim Bayraktari, öğrencilere şöyle seslendi: “Sizler için; İstanbul gibi medeniyetimizin asırlarca başkentliğini yapmış bir kentte okumak büyük bir nimettir. Bu nimeti iyi değerlendirin ve hakkını verin. Sevgili öğrenciler! Şunu asla unutmayın; günümüz dünyasında savaşlar kültür, ilim, sanat ve teknoloji ile sürdürülüyor. İşte bu yüzden, kendi alanınızda inanarak ve gayret sarfederek en iyisini başarmalısınız. Bu hedefe ulaşacağınıza kalpten inanıyorum.”
Öğrencilere eğitimlerini bitirdikten sonra ülkelerine dönmelerini tavsiye eden Bayraktari, “Sevgili öğrenciler! Emin olunuz ki; doğup büyüdüğünüz toprakların, anavatanınızın sizin gibi eğitimli, ahlaklı ve yetenekli gençlere çok ihtiyacı vardır. Ailelerinizin yanında tüm toplumumuz hasretle sizleri beklemektedir.” dedi.
Kampın, 10 Mart Cumartesi günü öğlenden önceki oturumunun konuşmacısı ise, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Saffet Tüzgen’di.
Konuşmasına, kendinsin Kosova kökenli bir ailede dünyaya geldiğini ifade ederek başlayan Saffet Tüzgen, Balkanlı öğrencilerle birlikte olmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. Slayt eşliğinde konferansını sunan Tüzgen’in konuşması öğrenciler tarafından sık sık alkışlarla kesildi.
Konferans konusu olan Motivasyon’u; İnsanı, bir şey yapma konusunda harekete geçiren güç, diye tarif etti ve “Herkesin, her zaman motivasyona ihtiyacı vardır” dedi. Motivasyonu, İç ve Dış motivasyon olarak ikiye ayıran Tüzgen, inacın en büyük motivasyon kaynağı olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü. “Bazı Psikologlar, insanın bedensel ihtiyaçlarının karşılanması sayesinde motive olacağını söylüyorlar. Evet, bunlar bir motivasyon sebebi olabilir ama bunlar hayvanları da motive eden şeylerdir. Peygamberleri ve onların yolundan giden birçok insanı göz önünde bulundurduğumuzda, onları asıl motive eden şeyin ‘Allah’ın rızası’ olduğunu görmekteyiz. Bu yüzden aç, susuz günlerce yol alıyorlar ve canlarını dahi feda edebiliyorlardı.” dedi.
Öğrencilere motive olabilmeleri için bazı tavsiyelerde de bulunan Prof Dr. Saffet Tüzgen, özetle şöyle dedi: “Hedef belirleyiniz ve hedefinize odaklanınız, ‘başarı hikayeleri’ okuyunuz, planlı ve düzenli çalışınız, sağlığınıza dikkat ediniz. Başınıza gelen olumsuzluklara ‘Bunda da bir hayır vardır.’ diyerek olumlu bakmaya çalışınız. Aradığınızı bulamıyorsanız bulduğunuzla mutlu olmayı öğreniniz. Ama şunu unutmayınız ki; hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde çıkmamıştır.”
Kampın Cumartesi günü öğlenden sonraki ve son konuşmacısı ise, Bosna Savaşı komutanlarından “Müderris” lakaplı Nezim Haliloviç’ti.
Halen, Bosna-Hersekte Baş İmam olarak görev yapmakta olan Nezim Haliloviç, BESADER Yöneticilerini Balkanlıları Balkanlılardan daha fazla düşündüklerinden ve böyle bir organizeyi gerçekleştirmiş olmalarından dolayı tebrik ederek sözlerine başladı.
Bosna Savaşı’na Müslüman Boşnakların hazırlıksız yakalandığını söyleyen Haliloviç, bunun bedelini de çok ağır ödediklerini söyledi. Batı’nın Sırpların yaptığı katliama uzun süre seyirci kaldığını belirten Haliloviç, özetle şöyle dedi: “250.000 Boşnak’ın öldürülmesi, 30.000 Müslüman Boşnak kadına tecavüz edilmesi onları hiç rahatsız etmedi. Ne müdahale ne de barış için devreye girmek akıllarına bile gelmedi. Çünkü onlar Avrupa’da bir ‘Müslüman devlet’ istemiyorlardı. Bosna’da Müslüman nüfus % 50’nin üzerinde olursa, onların hesabı tutmayacaktı. Onun için, yüz binlerce Müslüman öldürülmeli ve Boşnak Müslümanların oranı % 50’nin altına indirilmeliydi. İşte bu katliamla ve Sırpların eliyle bunu gerçekleştirdiler. Şu anda Müslümanlar, Bosna-Hersek nufusunun %45’ini oluşturmakta ve maalesef istediklerini yapamamaktadırlar. Adeta belden aşağısı kopmuş, kemikleri de kırılmış durumdaki bir hasta gibidir.
Ne zaman Bosna-Hersek Ordusu oluşturulmuş ve zaferler kazanmaya başlamıştır; işte o zaman birileri devreye girmiş ve Dayton Antlaşması rahmetli Aliya İzzetbegoviç’e zorla imzalattırılmıştır. Değerlerimizden uzaklaştırılıp zayıf düşürüldüğümüz de bile bizleri Bosna’da yok edemeyenler Allah’ın izniyle her gün daha da güçlendiğimiz bundan sonraki zamanlarda hiç yok edemeyeceklerdir. Bosna’da Müslümanlar vardır ve kıyamete kadar da var olmaya devam edeceklerdir.”
BESADER’in düzenlemiş olduğu kampa yurt içinden ve yurt dışından katılan davetli STK temsilcileri ise 10 Mart Cumartesi akşamı bir araya gelerek tanıştılar, ülkelerinin ve faaliyet gösterdikleri kurumların sorunlarını masaya yatırdılar. BESADER’in kendilerini Balkanlı öğrencilerle bir araya getirmesine çok teşekkür eden katılımcılar; bu tür oturumların çok verimli olduğunu, bunu da ancak Türkiyeli STK’ların gerçekleştirebileceğini söylediler. Ayrıca VI. Balkanlı Öğrenciler Kampı’na da katılmak istediklerini ifade ettiler.
BESADER’in düzenlediği V. Balkanlı Öğrenciler Kampı’na katılan Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları uzmanları da, öğrencileri yeni düzenlemeler konusunda bilgilendirdiler ve öğrencilerden gelen soruları cevapladılar. Kampta ayrıca, şiir okuma, yoğurt ve bisküvi yeme yarışmaları yapıldı. Kampa katılan öğrencilere ise çeşitli takdir ve teşekkür belgeleri verildi.