“Alemin Elçileri” Bu Dernekte Yetişiyor

Eğitim Güncel
Röportaj: Sümeyye EZER Sefire-i Alem, eğitim hayatları boyunca öğrencilerin kişisel yeteneklerini geliştirerek, Türkiye’de geçirdikleri eğitim sürecinde yaşadıkları zorlukları aşmaları için onla...
EMOJİLE

Röportaj: Sümeyye EZER

Sefire-i Alem, eğitim hayatları boyunca öğrencilerin kişisel yeteneklerini geliştirerek, Türkiye’de geçirdikleri eğitim sürecinde yaşadıkları zorlukları aşmaları için onlara yardımcı olan ve kültürel zenginliğimizi onlarla paylaşarak bir dayanışma ortamı oluşturmak için kurulmuş bir öğrenci derneği…

Dernek, yurt dışından Türkiye’ye eğitim için gelen öğrencilere maddi-manevi katkıda bulunmanın yanı sıra öğrencilerle birlikte, geleceği sağlam bir şekilde inşa etmek ve dünyanın geleceğinde söz sahibi olmak istiyor.

"Sefire-i Alem"i daha yakından tanımak için derneğin Genel Sekreteri Müzeyyen TAŞÇI ile bir röportaj gerçekleştirdik;

"70 ÜLKE BİRBİRİNİ TANIYOR VE ÖN YARGILARINI KALDIRIYOR"

Sefire-i Alem ne zaman kuruldu ve amaçları neler?

Sefire-i Alem 2005’te Türkiye’ye gelen yabancı öğrencilere hizmet etmek amacıyla kurulan bir eğitim derneği. O yıllarda Sader ismiyle kurulmuştu. Daha sonra Sader ismi iptal edilerek Bab-ı Alem ismiyle yeni bir oluşum gerçekleştirilip ardından da Sefire-i Alem diye bayan öğrencilere yönelik iki ayrı dernek şekline dönüştürülmüştür. 

Sefire-i Alem misyon olarak yurtdışından Türkiye’ye yüksek öğrenim maksadıyla gelen kız öğrencileri, öncelikle himaye etmek yanı sıra eğitimlerine destek sağlamak üzere kurulmuş eğitim amaçlı bir dernektir. Derneğimiz Türkiye’de YÖS ve ALES sınavlarına hazırlanan kız öğrencilere ücretsiz seminerler vermektedir. Türkçe, Matematik, IQ gibi, o sınavların ihtiyacı olan seminerleri uzman arkadaşlarla ücretsiz olarak öğrencilerimizin hizmetine sunuyoruz. Öğrenciler Türkçeyi ve girecekleri sınavlarla ilgili derslerin seminerlerini burada görüyorlar. Onun yan sıra farklı eğitimlerle mesleki eğitimlerinin yanına başka birikimler katmaya çalışıyoruz. Çünkü Sefire-i Alem çok uluslu bir havası olan ortamdır. Mesela bu yıl itibariyle 70 ülkeden öğrencimiz var ve bu 70 ülkeden tamamen farklı dillere ve etnik kimliğe mensup arkadaşlarımız. Bu çatı altında buluşuyorlar ki hepsi birbirinden çok farklı. Burada birbirlerini tanıma imkânına kavuşuyorlar. 70 ülke birbirini tanıyor, birbirleri hakkında kanaat sahibi oluyor, dostluk kuruyor, kaynaşıyor ve ön yargılarını kırmış oluyor. En önemlisi kardeşlik tesis edilmiş oluyor. Öğrencilerimizin ülkelerine farklı birikimlerle ülkelerine dönmelerini sağlıyoruz. Burada hem mesleklerini icra edebilecek bir eğitim görürken aynı zamanda da evrensel değerler üzerine de bir takım doneleri de kendilerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Ve bu kardeşlik bilinciyle ortaya çıkacak evrensel değerleri ülkelerine taşımayı bir nevi kültür elçisi olmalarını önemsiyoruz.

"ÖĞRENCİLERİMİZLE SEMİNERLERDE ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ BULUŞTURUYORUZ"

Seminerler kapsamında nasıl çalışmaları yapıyorsunuz?

Yabancı dil seminerlerimiz var serbest olarak hafta sonları. Arapça, İngilizce, isteğe göre Rusça. Müslüman öğrenciler için Kur’an-ı Kerim, İslami ilimler noktasında ilmihal bilgileri ve aylık kültür seminerlerimiz var. Öğrencilerimizle bu seminerlerimizde önemli şahsiyetleri buluşturuyoruz. Kitap okuma grupları yapıp farklı kitapları okuyarak o kitapları kritik ediyoruz. Kültürel amaçlı geziler düzenliyoruz, Türkiye’yi, Anadolu’yu özellikle, Anadolu insanını tanımaları ve öğrenme amacıyla. Yanı sıra şehir içi gezileri yapıyoruz. Öğrencilerimizin birbirlerini ve ülkelerini daha iyi tanımaları için kendi ülkelerine ait tanıtım günleri yapıyoruz ve her ay bir ülke ev sahibi oluyor. Ülkesini diğer arkadaşlara tanıtan bir program hazırlıyor hatta ülkesinin yemeklerini yapıyor. Çalışmalarımız eğitim, kültür ve sosyal alanda bu şekilde devam ediyor.

"ÖĞRENCİLERİMİZİN BİR NEVİ GURBET HİSSİNİ DE GİDERMEYE ÇALIŞIYORUZ"

Öğrenciler size nasıl ulaşıyor veya siz onlara nasıl ulaşıyorsunuz?

Bizim öğrencilere ulaşmak için özel bir çalışma sistemimiz yok. Öğrenciler zaten bir şekilde ihtiyaçlarına binaen bizi buluyorlar. Seminer ihtiyacı varsa bizi bu ihtiyaçtan ötürü arkadaşlarından duyuyor. Çünkü her yıl sayı katlanıyor. Bu sayının katlanmasındaki sebep bir önceki öğrencilerin yeni gelen öğrencilere tavsiye etmesidir. Tavsiye üzerine ve duyumlarla gelip buluyorlar bizi.

Öğrencilerimizin kız olması ve farklı ülkelerden geliyor olması bizim için çok önemli. Çünkü İstanbul bir metropol ve iyi ortamlarda müsait kötü ortamlar da. Biz öğrenciye iyi ortam hazırlamaya çalışıyoruz. Okuldan çıktığında burayı bir aile veya ev gibi görerek geliyor. Öğrenci burada dersini çalışıyor, internetine giriyor, internet kafeye gitme ihtiyacı duymuyor, ailesiyle görüşüyor, soğuksa geliyor bir bardak çay alıyor, çayını içerken bir arkadaşıyla sohbet ediyor veya bir sıkıntısı oluyor, gelip bize anlatıyor derdini. Biz öğrencilerimizin bir nevi gurbet hissini de gidermeye çalışıyoruz.

"BU GENÇLER DÜNYANIN BARIŞINDA SÖZ SAHİBİ OLACAKLAR"

Sadece yabancı öğrenciler için mi çalışmalar yapıyorsunuz?

Sadece yabancı kökenli öğrenciler var. Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika bölgesinden yoğunlukla öğrencimiz var. En fazla yoğunluk Asya’dan. Afrika’da kabilede yaşayan bir kız burada Balkanlar’da yaşayan başka bir kızla tanışıyor. Onlar için çok yeni bir tecrübe oluyor bu. Beraber çay içip sohbet ettiklerinde aslında birbirlerinden çokta farklı olmadıklarını, aynı şeylere üzülüp sevindiklerini görüyorlar. Bir yakınlık oluyor aralarında ve dolayısıyla bölgesel anlamda da önyargılarını kırıyorlar. Bu arkadaşlarımızın burada meslek kazanıp ülkelerine döndüklerinde Bir temsil gücü olacağını düşündüğümüzde, çünkü kimisi diplomat, kimisi doktor kimi de mimar olmayı planlıyor, bulundukları yerde bu kardeşliği temsil edecekler. Dünyanın geleceğinde söz sahibi olacak bu gençler, dünyanın barışında ve kardeşliğinde de söz sahibi olacaklar. Biz de bir parça pay sahibi olacağız diye düşünüyoruz bunda.

DÜNYANIN BAYAN ELÇİLERİ ANLAMINDA "SEFİRE-İ ALEM"

Niye Sefire-i Alem?

Sader isminde başka kuruluşlar olduğu için yeni bir sürece girdik ve 2005’e kadar kız ve erkek öğrenciler aynı çatı altında çalışma yaptılar. Ama erkek ve kız öğrencilerin ihtiyaçları hususi olarak değiştiği için çok sağlıklı olmadı. Bunu tespit ettiğimizde ayırdık. Kız öğrenciler için ayrı, erkek öğrenciler için ayrı bir merkez açtık. Erkek öğrencilerin merkezine Bab-ı Alem dedik, kız öğrencilerin merkezine Dünyanın Bayan Elçileri anlamına gelen Sefire-i Alem adını verdik. Çünkü bizim kızlarımıza yüklemek istediğimiz misyon bu. Burada öğrendiklerini gidecekleri yerlere taşısınlar istedik. Sadece Türkiye ile ilgili değil beraber çay içtiği Afrika’yla, Asya’yla da olsun istedik.

Türk öğrenciler ile ilgili bir projeniz var mı?

Türk öğrencilere yönelik eğitim ve sosyal çalışmalarımız yok ama Türk öğrencilerle buluşma programları yapıyoruz. Arkadaşlık kurmalarını sağlıyoruz ki burada onlarla ilgilenen arkadaşların tamamı Türk. Ama eğitim çalışmalarımızın boyutu Türk öğrencilerini kapsayacak muhtevada değil.

"ESAS VAROLUŞ AMACIMIZ EĞİTİM DESTEĞİ SAĞLAMAK"

Sefire-i Alem sadece bir merkezi olan bir dernek mi ve Sefire-i Alem adı altında öğrencilerin kaldığı öğrenci yurdu veya evi var mı?

Hedefimiz çok büyük ama şuan itibariyle çok yeni olmamız ve imkânlarımız hasebiyle sadece bir merkezimiz var İstanbul’da. Bayan öğrencilerin kalabileceği bir yurt yok ama erkek öğrenci yurdumuz olacak, onun hazırlığı içerisindeyiz. Bir iki tane evimiz var. Öğrenciler farklı şekillerde geliyor Türkiye’ye. Kimisi devlet burslusu olarak geliyor ve bu öğrencilerin bütün masrafları devlet tarafından karşılanıyor. Fakat hiç bursu olmayan ve YÖS’le gelen öğrencilerin böyle bir imkânı olmuyor. Onlara da farklı bir destek sağlamış oluyoruz. Ama biz ekonomik desteği sadece öğrenciyi rahatlatmak için yapabiliyoruz. Esas varoluş amacımız ekonomik destek değil eğitim desteği, insanın yetişmesine katkıda bulunmak ve yabancı öğrenciye ev sahipliği yapmak.

"BURAYA OKUMAK İÇİN GELDİNİZ, AMACINIZDAN ASLA TAVİZ VERMEYİN"

Dernek bünyesinde kaç öğrenciniz var?

700 küsur öğrencimiz var. Uzun zamandır bizimle olup çalışmalarımıza aktif olarak katılan arkadaşlarımız var. Yakın zamanlarda gelip bizim faaliyetlerimizi anlamaya, arkadaşlarını tanıyıp anlamaya çalışan gruplar var. Ya da daha yeni gelmiş İstanbul’u tanımaya çalışan gruplarımız var. Farklı farklı gruplar var kısaca. Mesela bir örnek vereyim; Dün akşam Afrika çay günümüz vardı ve bölgesel çay günlerimizi çok önemsiyoruz. Daha önce gelen bir öğrencimiz kalkıp yeni gelen öğrencilere bir abla nasihatinde bulundu. Çok duygulandık. Afrika’dan ilk geldiğinde yaşadığı zorlukları anlattı. Ten rengi sebebiyle insanların, tramvayda kendisine bakıp gülmelerini, arkasından alaylı seslenmelerini, kendisine çikolata demelerini ve bunların sonucunda dışlanmışlık hissini anlattı. O kadar ki bu büyük imkânı bırakıp gitmeyi düşünmüş. Ve şunu söyledi; Buraya, derneğe çekinerek ve ezilerek geldim. Aynı şekilde karşılanacağımı zannettim ama kapıdan girdiğimde sıcak bir kucaklamayla karşılaşınca şaşırdım. Zamanla burası benim birinci ailem gibi oldu. Bunları anlatırken arkadaşlarına başlarına gelebilecekleri hakkında ufak notlar vermiş oldu. Şöyle bir nasihat etti; Siz buraya okumaya geldiniz. Amacınızdan asla taviz vermeyin.

"EN ÇOK ÖĞRENCİ ASYA’DAN… AFRİKA’DAN GELENLER İSE GENELDE TIP İÇİN BURADA"

Gruplama yaparsak en yoğun öğrenci katılımı hangi ülkeden ve ya bölgeden?

Bölgesel bakabiliriz. Asya’daki bir takım problemlerden dolayı Asya çok yoğunlukta. Asya’da yeni bağımsız olmuş ülkeler var biliyorsunuz, henüz kendi içinde döndürmeye yeni başlamış ülkeler. Hem ekonomik hem de teknik anlamda sıkıntılı olan bölgeler bunlar. Özellikle son yıllarda Balkanlar yoğunlaştı. Sonra Afrika, genelde buradan gelenler tıp okumak için kalıyor. Kız öğrenci itibariyle şöyle bir tespitte bulunabiliriz; Orta Doğu’dan çok az öğrencimiz vardı. Onu da şuna bağladık; Türkiye’de başörtüsü problemi olması nedeniyle Türkiye’yi fazla tercih etmedi. Ama bundan sonra öğrenci sayısının artacağını düşünüyoruz çünkü bu sene biraz rahatladı.

"YERLEŞMEYEN ÖĞRENCİ YOK"

Öğrencilerin yerleşme başarısı nasıl?

ALES’te de YÖS’te de genelde hepsi yerleşiyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalar doğrultusunda açıkta kalan öğrencimiz olmadı.

"GİTMELİYİM, ÜLKEMDE HİZMET ETMELİYİM"

Peki, öğrenciler öğrenimlerini bitirdikten sonra ülkelerine dönüyor mu yoksa burada mı kalıyorlar?

Bizim için en önemli nokta bu. Çünkü öğrenci geldiğinde İstanbul’un büyüsüne kapılıyor ve burada kalıp yaşama planları kuruyor. Biz bu düşünceyi dağıtmayı çok önemsiyoruz. Öğrenci burada kalmamalı ve burada aldığı eğitim ve hizmeti ülkesine götürmeli. Zamanla kurduğumuz iletişim sonrasında, onlara yaptığımız vurgularda buradan aldıkları eğitimi ülkelerine taşımalarının çok önemli olduğunu anlıyorlar zaten. Burada kalmalıyım diye düşünen birçok öğrenci mezuniyetine yakın "Evet gitmeliyim ve ülkemde hizmet etmeliyim" diyor hatta bazıları bir adım ileri giderek dernek kurmalıyım diyor.

HEDEFİMİZ BÜYÜK ŞEHİRLERDE DE DERNEĞİMİZİN OLMASI

Bundan sonra yapacağınız ve yapmak istediğiniz faaliyetleriniz neler?

Bu çalışma sistemi her geçen yıl biraz daha büyüyerek devam ediyor. Yaptığımız hizmet aslında şuan ki kapasitemizin üzerinde. Bunun daha büyüyerek yayılmasını istiyoruz. Şehir dışında da aynı çalışmaları yürütmek istiyoruz. Farklı bir isimde Konya’da bir dernek kuruldu. Adı Mevlana Uluslararası Öğrenci ve organizelerde istişareli gidiyoruz. Her ne kadar profesyonel merkezler olmasa da Kayseri’de ve Bursa’da da kuruldu. Önceliğimiz şimdilik bu. Yabancı öğrenci alan büyük şehirlerde de derneğimizin olması.

on5yirmi5