Bu yıl sınava girenlerin 489 bin 280’i lise son sınıf öğrencisi. 115 bin 595’i bir yükseköğretim kurumunda halen öğrenci. 300 bin 205’i ise lise mezunu. Hürriyet’te yer alan habere göre; üniversiteli olup tekrar sınava girenlerin sayısı da 32 bin 74. Bu yıl öğrenci kabul edecek devlet, vakıf, KKTC ve yurtdışı üniversitelerin toplam kontenjanı 1 milyon 6 bin 321.
MESLEK LİSELİLER SINAVSIZ ÜNİVERSİTELİ OLABİLİR
Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olan öğrenciler, bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya buna yakın programların uygulandığı, öncelikle kendi Mesleki ve Teknik Eğitim Bölgesi (METEB) içindeki, daha sonra da bölgesi dışındaki meslek yüksekokulu ve açık öğretim ön lisans programlarına sınavsız olarak yerleştirilebiliyor. METEB, bir veya daha fazla meslek yüksekokulu ile öğretim programları bütünlüğü ve devamlılığı içinde ilişkilendirilmiş mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından oluşan eğitim bölgesi anlamını taşıyor. Her ilde bir mesleki ve teknik eğitim bölgesi bulunuyor. Ankara, İstanbul veya Eskişehir birer METEB bölgesi. METEB’in en önemli özelliği sınavsız geçişlerde adayın mezun olduğu bölümün bulunduğu il hangisiyse o ildeki tercih edilebilecek ön lisans programlarında önceliğin o METEB bölgesi içinde olanlarda olmasıdır. Üniversite tercihi, elde edilen puanın doğru kullanılması adına çok önemli. Mutlaka alternatif olarak değerlendirdiğiniz üniversitelerdeki öğrencilerin görüşlerine başvurun. Hayal kırıklığına uğramamak için özellikle üniversite öğrencilerinin yaşadığı zorlukları ve olumsuz durumları sorun. Günümüzde maalesef tıp fakültelerinde okuyan birçok öğrenci kalabalık amfilerde ders görmek durumunda kalıyor. Dolayısıyla tıp fakültesi tercih etmeyi planlıyorsanız üniversitelerin kontenjanlarına özellikle dikkat edin. Ayrıca tıp eğitiminde klinik tecrübenin önemi göz önünde bulundurulduğunda, üniversite hastanelerinin kalitesi ve hasta yelpazesinin genişliği de tercih için önemli bir kriter olmalı. Öte yandan her bölümde olduğu gibi tıp fakültesi tercihinde de akademisyen kalitesi ve ideal öğrenci-akademisyen ilişkileri en önemli ölçütlerden olmalı.
Geleceğe yönelik meslekleri tercih edin
Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu (Boğaziçi Üniversitesi Rektörü): Üniversite adayı gençler bugünlerde en heyecanlı anlarını yaşarken, yapacakları tercihlerde sadece bugünü değil, geleceğin dünyasını da göz önüne almalı. Günümüzün dinamik ve hızla değişen ekonomisi yeni gereksinimler yaratırken, bu gereksinimlere cevap verecek birçok yeni çalışma alanı açılıyor. Dönüşen ekonomi beraberinde yakın geleceğin iş dünyasını ve gereksinimlerini de dönüştürüyor. Bugün bile daha önce meslek olarak tanınmayan birçok alanda kariyer yolları açılmış durumda. Geleceğe yönelik bu hazırlığın en önemli değişkeni ise yeniliklere açık ve çok kültürlü ortamlarda çalışmaya hazır olma, farklı disiplinleri birarada kullanabilme gibi niteliklere sahip olabilmek. Gençler kendilerini esnek ve hızlı değişim geçiren geleceğin dünyasına hazırlamak için üniversite eğitiminden nasıl faydalanacağını da keşfetmeli. Üniversiteye sadece bir meslek okulu olarak yaklaşmak kişinin dünyasını daraltıcı bir etki yaratır. Üniversitenin sunduğu kültürel, sportif ortam, seçmeli derslerle sunulan farklı alanlardan çalışma imkanları ile aslında öğrenciler üniversiteye kendilerini geliştirme anlayışı içinde yaklaşmalı, çok boyutlu, öğrenmeyi öğrenen, farklılıklara açık bir anlayış geliştirme yönünde çalışmalı. Bu açıdan bakıldığında üniversite tercihi yaparken de kendilerini çok boyutlu düzeyde geliştirecek bir ortamı tercih etmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için de sadece başkalarından duydukları ile hareket etmek yerine adaylar mutlaka üniversiteleri ziyaret ederek ve akademisyenlerle konuşarak bilgi almalı. Başkalarının doğruları her zaman sizin doğrunuz olmayabilir. Gelecek hayatınızın kapısını size açacak kurumu siz kendiniz tanıyarak belirlemelisiniz. Gelecek sizin olduğu için tercih de sizin.
Mezunlarla mutlaka konuşun
Burak Şahinoğlu (2013-LYS Y-MF-1 Y-MF-2 birincisi- (Şifa Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi): Üniversite tercihi, elde edilen puanın doğru kullanılması adına çok önemli. Mutlaka alternatif olarak değerlendirdiğiniz üniversitelerdeki öğrencilerin görüşlerine başvurun. Hayal kırıklığına uğramamak için özellikle üniversite öğrencilerinin yaşadığı zorlukları ve olumsuz durumları sorun.
Günümüzde maalesef tıp fakültelerinde okuyan birçok öğrenci kalabalık amfilerde ders görmek durumunda kalıyor. Dolayısıyla tıp fakültesi tercih etmeyi planlıyorsanız üniversitelerin kontenjanlarına özellikle dikkat edin. Ayrıca tıp eğitiminde klinik tecrübenin önemi göz önünde bulundurulduğunda, üniversite hastanelerinin kalitesi ve hasta yelpazesinin genişliği de tercih için önemli bir kriter olmalı. Öte yandan her bölümde olduğu gibi tıp fakültesi tercihinde de akademisyen kalitesi ve ideal öğrenci-akademisyen ilişkileri en önemli ölçütlerden olmalı.
MERAK ETTİKLERİNİZ
– Açıköğretim Fakültesi’nin kontenjansız bir bölümünü kazananlar, ek yerleştirmeye başvurabilir mi?
Açıköğretim Fakültesi’nin kontenjansız bölümlerini kazananlar, ek yerleştirmeye de başvurabilir.
– Tercih yaptığım halde yerleştirilmezsem seneye puanım düşer mi?
Tercih yapmak puanı düşürmez. Önemli olan bir yükseköğretim programına yerleştirilmek. Açıköğretim Fakültesi’nin kontenjansız bölümleri hariç bir yükseköğretim programına yerleştirildiğinizde, ister kayıt yaptırın, ister yaptırmayın, OBP katkınız yarı yarıya azalır.
– Puana göre mi yoksa başarı sırasına göre mi tercih yapmalıyım?
Başarı sırasına göre tercih yapılmalı. Çünkü her yıl kendi içinde yeni sonuçlar doğurur. Önemli olan sınava girdiğiniz yıl sınava giren öğrencilerin başarısıdır. Örneğin bir yıl 430 puan alan bir öğrenci sıralamalarda 40.000’lerde yer almasına rağmen; ertesi yıl 40.000’lerdeki bir öğrencinin puanı 400’lerde kalabilir. Bu nedenle bir önceki yılın puanına göre tercih yapmak bizi yanıltabilir.
Sonuç kağıdındaki puandan hangisi işime yarar?
– Hangi puanlarınızı kullanacağınız tercihlerinize göre değişir. Örneğin sadece özel yetenek veya açık öğretim programlarına başvuracak bir aday YGS 1-2-3-4-5-6 puanlarını kullanacakken, herhangi bir mühendislik programına yerleşmek isteyen bir aday MF-4 puan türünü kullanacaktır. Tercih etmeyi düşündüğünüz bölümler hangi puan türüne göre öğrenci alıyorsa, siz de o puanınızı dikkate alın. Yükseköğretim programlarının puan türleri, ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda belirtiliyor.
– Ön lisans (2 yıllık) sınavsız geçiş programlarının dışındaki (Tablo 3B) programları tercih edebilir mi?
Bu programlara hem genel lise hem de meslek liseli YGS ilgili puan türünde 140 ve üzeri puanı almış olan adaylar tercih yapabilirler.
– Merkezi yerleştirmeyle kesin kayıt hakkı kazanan biri özel yetenek sınavına başvurabilir mi?
Bir programa yerleşen aday, isterse özel yetenek sınavlarına girebilir. Üniversitelerin özel yetenek sınavları genel olarak ağustos ayında farklı tarihlerde uygulanır. Her iki programı kazanan aday aynı anda ikisine kayıt yaptıramaz. Birini seçmek zorunda kalır. Özel yetenek sınavlarıyla ÖSYM’nin bir ilgisi yok. Üniversitelerin özel yetenek sınavları ile ilgili bilgiler web sayfalarından takip edilebilir. Sadece özel yetenekle yerleşmek isteyen adaylar merkezi yerleştirme için başvuruda bulunamazlar.
– Spor dallarında üstün başarılı adaylar ek puan alır mı?
Spor dallarında yetenekli ve üstün başarılı adaylar, spor alanlarında yükseköğretim programlarına yerleştirilirken, bu adayların ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları, Yükseköğretim Kurulunun belirleyeceği bir katsayı ile çarpılarak 2014-YGS puanlarına eklenir. Bu uygulamadan yararlanabilmek için Olimpiyat Oyunları, Dünya Şampiyonası, Avrupa Şampiyonası, Akdeniz Oyunları, Karadeniz Oyunları, Güney Doğu Avrupa Ülkeleri Oyunları, Üniversite Oyunları, Dünya ve Avrupa Gençlik Olimpik Festivali ile Dünya Askeri Oyunlarında 1, 2 veya 3.’lük kazanılması gerekir. Bu adaylar, merkezi yerleştirme dışında, YGS puanları, Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı puanları, yükseköğretim programlarının kontenjanları ve adayların tercihleri göz önüne alınarak ÖSYM’ce yerleştirilir. 2013-ÖSYS’de bu imkandan yararlanarak bir yükseköğretim programına yerleştirilmiş olan adaylar 2014-ÖSYS’de aynı imkandan yararlanmak için tekrar başvurduklarında, ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarına bakılarak Yükseköğretim Kurulunca belirlenen katsayının yarısı kadar bir katsayı uygulanır.
Tercih işlemleri 7-17 temmuz arası
ÖSYM, tercih sürecinde internet sitesinde yayınlanan 2014 – ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu,nu adayların dikkatli okumasını öneriyor.
Lisans Yerleştirme Sınavları’nın ardından adaylar için en önemli zaman dilimi kuşkusuz tercihler. Bunun için de toplamda 30 tercih hakkı bulunuyor. Ancak, adaylar bu hakların tamamını kullanmak zorunda değil. Uzmanlar, ÖSYM’nin de kılavuzda açıkladığı gibi internet kullanımında deneyimi olmayanların Başvuru Merkezleri aracılığı ile tercih yapmalarını öneriyor. Uzmanlar, “Okumak istemediğiniz, içinize sinmeyen bölümü yazmayın. Çünkü, 2 ya da 4 yıllık herhangi bir bölüme yerleştirildiğinizde bir sonraki yıl tekrar sınava girdiğinizde ortaöğretim başarı puanınız yarı yarıya düşer” diyor. Yerleştirme sonucunun incelenmesini isteyen adayların, sonuçların ÖSYM tarafından elektronik ortamda açıklandığı tarihten bir gün sonra başlamak üzere Genel Amaçlı Dilekçe örneğini kullanarak ÖSYM’ye başvurmaları gerekiyor. Uzmanla, geçen yıl yerleşen ancak bu yıl tekrar sınava giren adayların puanlarının düşeceği uyarısında bulunuyor. Bu yıl da tercih yapacak adaylara, bu nedenle eğitim görmek istemedikleri bölümü sadece üniversiteli olmak için tercih etmemelerini öneriyolar.
PRESTİJ ÖNEMLİ
Ahmet Koçak (2013-LYS TS-1, TS-2 birincisi, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi): Tercih dönemi, üniversiteye hazırlık kadar zor ve belki de daha stresli bir süreç. LYS sonucunda elde ettiğiniz puanlar, maddi manevi imkanlarınız ve diğer birçok durumu gözönünde bulundurarak tercihler yapmalısınız. Hangi üniversitenin veya bölümün en doğru tercih olacağı konusunda çok kafa yormalısınız. Umduğu kadar puan ya da iyi bir sıralama elde edememiş adaylar için iş daha da zor. Hayalindeki üniversiteye gidip istediği bölümü okuyanlar bile memnuniyetsizlik içindeler. Üniversitede geçirdiğim bir yılın ardından gördüm ki; neredeyse tüm öğrenciler kendi üniversitelerine kusur bulup diğerlerini yüceltiyor. Fakat tüm üniversitelerde aşağı yukarı durum böyle. O yüzden tercihiniz ne olursa olsun mükemmel bir öğrencilik hayatının hayalini kurmayın. Tercih yaparken öncelikle şehir, bilhassa büyük şehirler, ardından üniversitenin öğretim kadrosu ve sahip olduğu prestij, lisanstan sonrası için üniversitenin sahip olduğu imkanları düşünün. Başarılı olabileceğiniz bölümü, size en uygun üniversiteyi seçerken özellikle öğretmenlerinize, ardından ailenize ve çevrenize kulak vermeyi unutmayın.
Arzuladığınız bölümü kazanamadıysanız diğer yıl denemeyi düşünüyorsanız bu süreçte öğrencilerin çoğunun pek kayda değer sıçramalar yapamadığı da yadsınamaz bir gerçek. O yüzden üniversiteyi bir yıl daha ertelemeden önce iyi düşünün.
İLGİ VE YETENEKLERİNİZE GÖRE BÖLÜM SEÇİN
Öncelikle puanım boşa gitmesin kaygısına kapılmayın. Tavsiyem, önce hangi fakültede okumak istediğinize karar verin. Kendi ilgi ve yeteneklerinizi mümkün olduğu kadar gerçekçi olarak değerlendirmeye çalışın. Farklı alanlarda öğrenim gören öğrencilerden ve o alanlarda çalışan insanlardan mümkün olduğu kadar bilgi alın. Genel alan veya fakülte tercihini yaptıktan sonra, farklı bölümlerin ve mesleklerin ne olduğunu araştırın, alanda çalışan insanlarla konuşun. Gerçekten eğitim görmekten heyecan duyacağınız konuları, mezuniyet sonrasında çalışmak istediğiniz alanları düşünerek karar verin. Çünkü, yetenek ve ilgilerle uyumlu olan ve gerçekten isteyerek öğrenim görülen alanlarda başarı ve mutluluk da artıyor. Yaptığı işi iyi yapanlar, her zaman iş buluyor.
ÜNİVERSİTE ORTAMI DA ÖNEMLİ
“Daha yüksek puanlı bölüm benim için daha iyidir” demeden, gerçekten ne istediğinizi anlayarak tercih yapın. Üniversite seçimi çok önemli. Tercih edeceğiniz üniversitenin öğretim üyesi kadrosu, müfredatı, birlikte eğitim göreceğiniz öğrencilerin niteliği, sunulan eğitim-öğretim altyapısını inceleyin. Üniversitenin eğitim ve araştırmada ne kadar başarılı olduğuna bakın. Mezunlarının yurtiçinde ve yurtdışında iş bulma oranını, iş yaşamındaki başarılarını öğrenmeye çalışın. Seçeceğiniz üniversitenin sunduğu genel ortam ve olanaklar, kişisel ve sosyal gelişiminizde ve hayata hazırlanmanızda önemli rol oynar. Öğrenci topluluklarının faaliyetleri; akademik-bilimsel faaliyetlerin zenginliği; kültür, sanat ve spor olanakları; eğitim süresince çalışma ve staj imkanları; uluslararası bir ortamda bulunmak, ülkemizdeki ve yurtdışındaki kuruluşlarla etkileşim fırsatları; kuracakları uzun süreli arkadaşlıklar ve dostluklar önemli. Aileler çocuklarının gelecek kararını etkilerken mümkün olduğu kadar esnek düşünsünler, ön yargılı hareket etmesinler, çocuklarının en yeterli bilgi ile karar vermesine yardımcı olsunlar. Yakın arkadaşlarla aynı bölüm ve üniversiteyi seçme yönündeki eğilimin de her zaman iyi sonuç vermediğini görüyoruz. Kent dışından gelecek öğrenciler barınma – beslenme olanaklarını ve maliyetlerini de değerlendirin. Üniversitenin öğrencilerinin yararlandığı başarı ve ihtiyaç burs ve yardımlarını araştırın.
MERAK ETTİKLERİNİZ
Kaç tercih yapma hakkım var?
-Toplamda 30 tercih hakkı var. Ama tamamını kullanmak zorunlu değil. 30’u aşmamak kaydıyla istediğiniz sayıda tercih yapabilirsiniz.
Tercih işlemlerini internetten bireysel olarak mı, yoksa başvuru merkezlerine müracaat ederek mi yapmak daha sağlıklı?
-ÖSYM’nin de kılavuzda açıkladığı gibi internet kullanımında deneyimi bulunmayan ve yanlışlık yapmaktan çekinen adayların tercihlerini Başvuru Merkezleri aracılığıyla yapmaları daha doğru olacak. Tercihlerin internet üzerinden aday tarafından gönderilmesi durumunda yapılabilecek yanlışların sorumluluğu adaya ait olacak.
Tercihlerimi ÖSYM’ye gönderdikten sonra değişiklik yapmak mümkün mü?
-Tercih işlemi için belirtilen son gün-saate kadar, internet ortamında tercih listesinde değişiklik yapabilir.
Tercih listemde son sıraya yazdığım bir bölümü benden daha düşük puanlı birisi ilk sıraya yazarsa kim daha avantajlı? Tercih sıralaması bu anlamda önemli mi?
-Puanı yüksek olan bir aday son tercihine daha önce yerleştirilir. Burada önemli olan puanın yüksek olmasıdır. Bir adayın puanınındiğerine göre yüksek olması demek sıralama olarak önde olması demektir.
Genel lise mezunuyum. 2 yıllık bir bölüme yerleştiğimde bir sonraki yıl puanım düşer mi?
-2 ya da 4 yıllık herhangi bir bölüme yerleştirildiğinzde (Açıköğretimin kontenjansız programları hariç) bir sonraki yıl OBP’niz yarı yarıya düşer.
2013 yılında Açıköğretim Fakültesi’nin iki yıllık kontenjansız bölümlerinden birini kazandım, ancak kayıt olmadım. Bu yıl puanım düşer mi?
-Açıköğretim Fakültesi’nin kontenjansız bölümlerini kazanan öğrenciler, kayıt yaptırsalar bile puanlarında düşme olmaz. Dolayısıyla sizin de OBP katkınız azalmayacak, puanınız düşmeyecek.
PUANI YÜKSEK ADAYIN ÖNCELİĞİ VAR
– Yerleştirme puanları hesaplanırken tüm adayların OBP’leri 0,12 katsayısıyla çarpılacak. Bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumlarından mezun olanların OBP’leri, alanlarında bir yükseköğretim programına yerleştirilirken ayrıca 0.06 ile çarpılarak yerleştirme puanlarına eklenecek.
– Yerleştirme puanlarına göre yapılacak yerleştirme işleminde ilgili yerleştirme puanı yüksek olan adaya öncelik verilecek.
– Puanınız ne kadar yüksek olursa olsun yalnız bir programa kayıt hakkı kazanabilirsiniz. Bu program ise yerleştirme puanlarıyla ya da sınavsız geçişle girebildiğiniz en üst tercihtir. Bunun altında kalan tercihler işleme konmaz.
– Merkezi yerleştirme sisteminde kayıt hakkı kazandığınız programı sonradan değiştirmeniz mümkün değil.