Artvin hakkında genel bilgiler;
İklim
Artvin ilimiz; nemli-yarı nemli, kışları serin, yazları ılık, su noksanı yaz mevsiminde ve orta derecede, deniz tesirine yakın bir iklime sahiptir. Sahil kesiminden iç kesimlere gidildikçe yağış miktarında belirgin bir azalma görülmekte olup, gece-gündüz sıcaklık farklarında da önemli farklar bulunmaktadır. Genel olarak Karadeniz iklim tipi hakimdir. Artvin il merkezinin çevresindeki dağ, göl, orman gibi yeryüzü şekillerinin iklime olan etkisi hususunda söz konusu alanlarda meteorolojik ölçümler yapılamadığından kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak genel kanı olarak dağların genel olarak güneye bakan kısımları daha az yağışlı ve daha sıcak, kuzeye bakan kısımları daha bol yağışlı ve daha serin olduğu ve ormanlık alanların daha fazla yağış aldığı bilinmektedir.
İlkbahar mevsimi ort.yağış miktarı : 169,8 mm Yaz mevsimi ort.yağış miktarı : 109,4 mm Sonbahar mevsimi ort.yağış miktarı : 171,7 mm Kış mevsimi ort.yağış miktarı : 247,8 mm Yıllık ort. yağış miktarı : 684,4 mm İlkbahar mevsimi ort. sıcaklık değeri : 11,5 °C Yaz mevsimi ort. sıcaklık değeri: 20,0 °C Sonbahar mevsimi ort. sıcaklık değeri: 13,6 °C Kış mevsimi ort. sıcaklık değeri: 3,6 °C Yıllık ort. sıcaklık : 12,3 °C En yüksek sıcaklık ortalamaları Temmuz : 25,6 °C Ağustos : 26,0 °C En düşük sıcaklık ortalamaları Ocak : -0,3 °C Şubat : 0,3 °C Yıllık ort. nem oranı : % 65 Yıllık toplam kar yağışlı gün sayısı : 31 gün Yıllık toplam kar örtülü gün sayısı : 48 gün Yıllık toplam açık günler(güneşli)sayısı : 68 gün Yıllık toplam bulutlu günler(ara ara güneşli)sayısı : 197 gün Yıllık toplam kapalı günler(güneşsiz)sayısı : 100 gün Yaz-Kış ortalama sıcaklık farkı : 16,4 °C Gece-gündüz sıcaklık farkı : Bilgi yok Yıllık ortalama aktüel basınç : 945,2 mb Yıllık ort. rüzgar hızı : 1,7 m/sn Yıllık hakim rüzgar yönü : NW (kuzeybatı) Yıllık en yüksek rüzgar hızı : 30,6 m/sn Artvin iline ait meteorolojik bilgiler Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün mgm.gov.tr web sayfasından ve kurumsal intranet sayfalarından alınmıştır. İlgili meteorolojik veriler Artvin İl Merkezinde 1954 – 2013 yılları arasında yapılan ölçümlerden elde edilen kayıtlardan elde edilmiştir.
-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-
Bitki Örtüsü
Artvin’in sahil kesimlerinde görülen Karadeniz iklimi ile iç kesimlerde Karasal iklimin geçiş özelliğini gösteren yarı nemli iklim, bitki örtüsünün oluşumunda birinci derecede rol oynar. İl topraklarının %35,8’i ormanlarla kaplıdır. Karadeniz Dağları’nın denize bakan yamaçlarında yağışlar ile elverişli ısı şartları zengin bir bitki topluluğunun oluşmasını sağlamıştır.
Deniz seviyesine yakın yerlerde yayılmış yaprak döken kızılağaç, gürgen, ıhlamur, kayın, meşe, kestane gibi ağaçların altı çok sık bodur ağaçlar, sarmaşıklar, orman gülü örtüsü ile kaplıdır. Yüksek kesimlerde ise ladin ve köknar ağaçlarının çoğunlukta olduğu iğne yapraklılar hakimdir. Köknarlar 1000 metreden yüksek kesimlerde nispeten soğuk ortamlarda yetişmektedir. İl’deki zeytinlikler de çok nemli kıyı kesiminde değil, Çoruh vadisinin aşağı kesimlerinde görülür .
Ormanlardaki ağaçları sınıflandıracak olursak;
Çok Nemli Ilıman Yayvan Yapraklı Ormanlar: Kızılağaç Ormanları (Doğu Karadeniz’de en fazla yaygın olan bir ağaç türüdür), Kestane Ormanları (yörede 1000 metrenin üstüne çıkmaktadır), Kayın Ormanları (Kayın Doğu Karadenizin en yaygın ağaç türü iken zamanla yapılan tahribat yüzünden yerleri Kızılağaçlarla kaplanmıştır).
Nemli-Soğuk İğne Yapraklı Ormanlar: 2000 metrenin üzerine kadar çıkan Ladin, Sarıçam, Köknar ormanları yer almaktadır.
Kuru Orman ve Çalı formasyonu: Çalı formasyonuna giren bitkiler şöyledir; Karaçalı, Ardıç, Boyacı Sumağı, Yabani Gül, Sumak, İspir Meşesi, Gürgen Yapraklı Kayacık, Büyük Kozolaklı Deniz Üzümü, Doğu Gürgeni, Orman Gülleri, Sapsız Meşe, Defne, Ağızlık Çalısı, Adi Şimşir, Adi Karamuk, Dahum, Alıç, İncir, Sandal, Tüylü Laden, Akdeniz Defnesi, Nar, Tatar Akçaağacı, Taş Elma’sıdır.
Sayılan bu bitki türlerinin bulunması vadi tabanında yarı kurak yarı ılıman bir iklim sürdürüldüğüne işarettir.
Flora
Artvin ilinin yüz ölçümü 712.268 hektardır. Mevcut arazinin 399.271 hektarı orman, 148.263 hektarı kültür dışı, 100.533 hektarı çayır-mera ve 64.200 hektarı da tarım arazisidir.Artvin Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü.(2014).
Fauna
İlimiz deki ticari hayvan varlığımız ise; 67.092 adet büyük baş, 83.933 küçük baştır. İlimizde 104.525 arı kolonisi mevcuttur.
Doğu Karadeniz ormanları özellikle geyik, karaca, yaban domuzu ve ayı gibi büyük memeli hayvanlar ile birçok kuş türü için elverişli bir yaşama ortamı oluşturduğundan yaban hayatı yönünden çok önemli bir özellik taşımaktadır.
Çoruh Havzası faunasını dört gurupta toplayıp incelemek mümkündür. Bu dört gurup; 1- Memeliler, 2- Kuşlar, 3- Balıklar ve 4- Böcekler’dir.
Memeli Av Hayvanları
Maral Geyiği, Karaca, Yaban Keçisi, Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi, Bezoor Keçisi, Yaban Domuzu, Buz Ayı, Esmer Ayı, Tilki, Vaşar, Pars-Leopar (Pelenk), Kurt, Çakal, Porsuk, Avrupa Tavşanı, Susamuru, Ağaç Sansarı, Kaya Sansarı, Kakım, Gelincik, Sincap.
Kuşlar
Urkeklik, Kafkasya Horozu, Kınalı Keklik, Bıldırcın, Üveyik, Çulluk, Toy, Kaya Güvercini, Yeşilbaş, Boz Ördek, Gezgin Doğan, Karadoğan, Çayır Doğanı, Uludoğan, Kısa Ayaklı Atmaca, Sakallı Akbaba, Yılan Kartalı, Büyük Bağırgan Kartal, Balık Kartalı, Kızıl Şahin, Doğu Atmacası, Şahin.
Balıklar
Alabalık, Sazan, Yayın, Bıyıklı balıklarıdır.
Ekonomik Yapı
Artvin kültürel ve sosyal yönden gelişmiş olmasına karşın, sanayide hedeflerini bütünüyle gerçekleştirememiştir. İlin ekonomisi halen tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Genel olarak il topraklarında endüstriyel bitkiler ve hububat üretimi yapılmakla birlikte, baklagiller ve çeşitli sebze üretimi de yaygındır. Karadeniz’e kıyısı olan Arhavi ve Hopa’da deniz balıkçılığının önemli yeri bulunmaktadır. Bilhassa kültür balıkçılığı ve arıcılıkta bir hayli mesafe alınmıştır. 2012 yılında bitkisel üretim değeri bakımından Artvin 323 milyon TL ile ülke genelinde 59. Sırada yer almıştır. Canlı hayvan değeri bakımından bu sayı 249 milyon TL’ dir. Aynı yıl Artvin’de bulunan firmalar tarafından 73 milyon dolar tutarında ithalat yapılmıştır. 2008 yılında kişi başına düşen gayri safi katma değer TR90 (Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) bölgesinde 7.059 dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu değer 9.384 dolar olan Türkiye değerinin altındadır.
Artvin İlçeleri
Yusufeli :
Tarihi kaynaklardan Yusufeli ve çevresine sırasıyla Kimmerler , Sakalar, Arsaklıların İslam hakimiyetine kadar hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır. 645 yılında Mekkeli Mesleme oğlu Habib kumandasındaki İslam ordusu bu bölgedeki Bizanslıları yenerek bölgeyi İslam Ordusuna bağladı. Daha sonra bölge , Selçuklu akınlarına sahne olmuş ve 1. Alaaddin zamanında Şavşat-Artvin-Yusufeli kesimleri Anadolu Selçuklu Devletine katıldı. İlk ilçe teşkilatı Erzurum İline bağlı olarak 1879 yılında Kiskim kazası adı ile kuruldu. Kazanın resmi adı ise Kiskim beyleri torunlarının zorlamaları ile kabul edilmiştir.
Kaza ilk merkezi olan Öğdem’de 10 yıl kalabildi. 1889 yılından sonra merkezi Ersis oldu. 1912 yılında ilçenin Kiskim olan adı Yusufeli olarak değiştirildi. 1915 yılında Rus işgali başlayınca , 1916’da tedbir için kayıtlar Bayburt’a taşındı ve 1918’de Ruslar geri çekilince Ersis’e geri getirildi. Ersis, 1926’ya kadar ilçe merkezi olmaya devam etmiştir. 1926’da ilçe merkezi tekrar Öğdem’e nakledilerek Erzurum’dan alınıp ilk defa Artvin’e bağlandı. 7 yıl Artvin’e bağlı kaldıktan sonra 1933 yılında Rize Merkezli Çoruh vilayeti kurulup Artvin’de bu vilayetin ilçesi olunca Yusufeli bu sefer köyleri ile birlikte Erzurum’a bağlandı. 1936 yılında Rize Merkezli Çoruh Vilayeti kaldırılarak, merkezi Artvin olmak üzere yeni Çoruh vilayeti kurulunca, Yusufeli’de Erzurum’dan alınarak Artvin’e bağlandı. 1950 de halihazırdaki yerine taşındı.
Ardanuç :
M.Ö. 8. Y.Y. yörede Urartulular , M.Ö. 7. Y.Y. da Saka ve İskit Türkleri hüküm sürmüş, M. S. 75 yılında Oğuz kollarından olan Hazarlar ve Barseller bölgeye yerleşmişlerdir. 810’lu yıllarda Gürcülerin himayesine giren ilçe , Kanuni Sultan Süleyman döneminde; Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa tarafından 1551 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına dahil edilmiş, aynı tarihte Ardanuç Sancağı adıyla anılmaya başlamıştır. 7 Mart 19212’de bugünkü Misak-ı Milli sınırları içerisinde yerini alan Ardanuç, Artvin’in bağlı sancağı iken 1945 yılında İlçe olmuştur. İlçenin yüzölçümü 969 km. olup rakımı 500 metredir. Tipik karasal iklimi olan ilçenin 49 köyü mevcuttur. Artvin’e uzaklığı 37 km. olup Artvin-Göle Ardahan yolu ilçe merkezinden geçmektedir. Hayvancılık yaygın olduğu gibi tütün ve tahıl tarımı da yapılmaktadır. Son nüfus sayımına göre ilçe nüfusu köyleri ile 11.813 kişidir.
Borçka :
Borçka, Borçka ve çevresine yerleşenlerin Orta Asya’dan gelen Hurriler olduğu, daha sonra sırasıyla Kimmerler, Sakalar, Arsaklılar, Bizanslılar, Araplar, Hazar Türkleri, Selçukluların egemen oldukları, Osmanlı topraklarına da Yavuz Sultan Selim’in Şehzadeliği zamanında dahil edildiği görülmektedir.1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Ruslara bırakılmış, 1. Dünya savaşından sonra da sırasıyla önce İngilizlerin daha sonra Gürcülerin İşgali altında kalan ilçe 7 Mart 1921 yılında Osmanlı topraklarına katılarak Bucak olmuş ve 28 Mayıs 1928 tarihinde de İlçe olmuştur. İlçe; yer itibarı ile Artvin-Hopa arasında yer almakta olup , İl merkezine 30 km., Hopa ilçesine de 36 km. dir. Borçka’nın 36 köyü bulunmaktadır. Rakımı 125 m. dir. Alanı 762 km olan ilçenin topraklarının tamamına yakını dağlarla ve ormanlarla kaplıdır. Özellikle Camili-Maçahel Vadisindeki ormanlarda her biri Anıt olma Özelliğine sahip ağaçları bünyesinde barındırmaktadır. 2009 nüfusu 24.343 kişidir. İlçede az miktarda çay ve fındık üretimi yapılmaktadır.
Şavşat :
Tarih kaynaklarına göre Şavşat ve civarında M.Ö. 950-650 yılları arasında Urartu ve Kimmer Kabileleri yaşamışlardır. Daha sonra bölge Saka Türkleri, Romalılar ve Sasaniler’in elinde kalmıştır. Yavuz Sultan Selimin Trabzon Valiliği sırasında Rize ilinin Osmanlı topraklarına katıldığı zaman Artvin-Şavşat-Ardanuç fethedilerek birer Sancak haline gelmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı neticesinde Artvin-Ardanuç-Borçka ve Şavşat Ana vatandan koparılmıştır.
Daha sonra 1921 yılında Türk Ordusu Sahara Dağını aşarak Şavşat, Ardanuç ve Artvin ile Borçka’yı geri alarak Ana vatana dahil etti. İlçenin doğusunda Ardahan ili , güneyinde Ardanuç ilçesi , batısında Artvin , kuzeyinde Gürcistan Cumhuriyeti bulunmaktadır. 1.317 km. dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmış ilçe merkezinin rakımı 1100 m. olup ilçenin büyük bir bölümü zengin ormanlarla kaplıdır. İlçede Karadeniz iklimi ve kara iklimi arasında bir geçiş iklimi hakimdir. İlçe, Artvin il Merkezine 71 km. , Ardahan iline 46 km. mesafede bulmaktadır. Artvin-Şavşat- Ardahan yolu; Karadeniz’i Gürbulak ve Türkgözü kapılarına bağlayan en kısa yoldur. İlçenin 1’i belde ve 1’i de merkez olmak üzere 2 belediyesi vardır.
Arhavi :
İlçe 1877 yılından önce Batum ve havarisinin Türklerin elinde bulunduğu zamanlarda Gönye Mutasarrıflığına bağlanmıştır. 1 Haziran 1954 yılında tekrar ilçe haline gelmiştir. 314 km.2 yüzölçüme sahip olan İlçe, 30 köy ve 7 yerleşim biriminden oluşmaktadır. 2009 nüfus sayımına göre ilçede 19.132 kişi yaşamaktadır. Engebeli arazi üzerinde kurulmuş, iki vadi eteklerinde yerleşimi vardır. Köylerin çoğu vadi eteklerinde ve bu vadinin meydana getirdiği küçük düzlüklerde kurulmuştur. İlçede 500-600 metre yüksekliğe kadar yerleşim yapılmaktadır. En yüksek yeri Yusufeli-Arhavi- Fındıklı hududunu teşkil eden Marsis tepesidir. İlçenin 2800 metre yüksekliğinde iki krater gölü,(Göle ve Karagöle) ve Dikmen çevresinde de üç adet küçük gölü vardır. İlçe, Artvin’in Karadeniz’e kıyısı olan 2 ilçesinden birisi olup kıyı uzunluğu 14 km.dir. Arhavi, İl Merkezine 77 km. mesafededir. Dağların dik ve yamaçlı oluşu tarım alanını da sınırlamış, 1950 yılından sonra çay tarımı yapılmaya başlanmıştır. Az miktarda Narenciye yetiştirilmektedir.
Hopa :
İlçe; 1471 yılında Yavuz Sultan Selim Hopa ve yöresini Osmanlı topraklarına katarak buradaki Pontus-Rum Hükümranlığına son vermiş ve Batum’daki Gönye Sancağına bağlamıştır. İlçe, 1936 yılına kadar Rize iline bağlı iken bu tarihten sonra Artvin’e bağlanmıştır. Dağların denize dik geldiği kıyı şeridi üzerinde kurulan İlçenin, doğusunda Gürcistan Cumhuriyeti, batısında Arhavi, güneyinde Borçka ve kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 10 m yükseklikte olup en yüksek noktası 1513 m. ile Yavuz Sultan Selim Tepesidir. İl Merkezine 65 km, en yakın ilçe olan Arhavi’ye de 9 km. uzaklıktadır. İlçenin denize olan kıyısı 20 km., yüzölçümü de 289 km² dir. Nem oranının yüksek ve havanın yağışlı olması bitki örtüsünü gür ve çeşitli kılmıştır. Kıyıdan 400-600 m. yüksekliğe kadar olan yerlerde fındık ve çay bahçeleri bulunmaktadır. İlçe Sarp Sınır Kapısına 18 km., il merkezine 65 km., Arhavi ilçesine 10 km., Borçka ilçesine de 36 km. uzaklıktadır.2009 sayımına göre nüfusu 31.496 kişidir.
Merkez :
Şehir merkezinin nüfusu 24.468 kişi,köylerinin nüfusu ise 8.517 kişidir. Artvin, ili ikiye bölen Çoruh nehri, dik yamaçlı uzun vadileri, birbiri ardına sıralanmış yüksek dağları, balta girmemiş doğal ormanları, yüksek dağların doruklarında Krater gölleri, karagölleri, yeşil yaylaları, fauna ve flora zenginliği, tarihi kilise, kale ve kemer köprüleri, geleneksel mimarisi ve festivalleri ile çeşitli turizm değerlerini içinde barındıran otantik bir turizm beldesidir.
Murgul :
İlçenin tarihçesi hakkında detaylı bilgi mevcut olmamakla birlikte; 1050’li yıllarda Selçukluların fethine kadar, Pontus-Rum, Bizanslılar ve İranlılar hakimiyetinde olduğu bilinmektedir. Yavuz Selim döneminde Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. İlçe Merkezi 1935-1950 yılları arasında Damar iken daha sonra Murgul İlçe Merkezi olmuştur. 1987 yılında Murgul adıyla İlçe olmuştur. Yüzölçümü 406 km olan İlçenin İl merkezinden uzaklığı 48 km. olup genelde dağlık yapıya sahiptir. Doğusunda Artvin, Batısında Arhavi ilçesi, Kuzeyde Borçka İlçesi, Güneyinde Yusufeli ilçesi bulunmaktadır. İlçenin %50’si orman, %45’i çayır, mera, kayalık, taşlık,% 5’ide tarım alanıdır. İlçenin 1’i merkez diğeri Damar olmak üzere 2 belediyesi , 10 köyü bulunmaktadır. İlçedeki halk ağırlıklı olarak Damar beldesindeki Bakır Fabrikasında çalışarak, birazda tarım, hayvancılık ve ormancılıktan geçimlerini sağlamaktadır. İlçede Karadeniz iklimi hakimdir.
Artvin Ulaşımı
Denizyolu : Artvin İlinin Karadeniz’e sahil Hopa ilçesinde Liman bulunmakta olup bu limanda yük taşımacılığı yapılmaktadır. Liman İl Merkezine 71 kilometre uzaklıktadır. Artvin Merkez’den Hopa İlçesine yolcu taşıyan minibüsler, ilçe minibüsleri durağından hareket ederler. Yolculuk yaklaşık bir saat sürmektedir. Liman işletmesi telefonu: (466) 351 22 59 http://www.hopaport.com.tr
Havayolu : En yakın havaalanı Gürcistan – Batum havaalanıdır.Artvin Merkez’den Sarp Sınır Kapısı’na kadar 88, Gürcistan tarafında ise 13 km. olmak üzere 101 kilometre uzaklıktadır. Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanlarına yapılan uçuşlara Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları nüfus cüzdanı ile binebilmektedir. Diğer havaalanları Erzurum (226 km.), Kars (215 km.) ve Trabzon (233 km.) illerinde bulunmaktadır
Karayolu : Artvin’e karayolu ile ulaşım için ilde faaliyet gösteren otobüs işletmecilerine başvurulabilir. Yeşil Artvin Ekspres: (466) 212 61 61 Artvin Ses Seyahat: (466)212 54 74 Lüks Artvin Seyahat: (466) 212 21 70 İl Merkezinin Bazı İllere Uzaklığı; Artvin-Ankara: 980 km. Artvin-İstanbul: 1.300 km. Artvin-İzmir: 1.559 km. Artvin-Trabzon: 233 km. Artvin-Erzurum: 226 km. İl Merkezinin ilçelere uzaklığı: Artvin-Arhavi: 80 km. Artvin-Hopa: 69 km. Artvin-Borçka: 33 km. Artvin-Ardanuç: 40 km. Artvin-Murgul: 48 km. Artvin-Şavşat: 70 km. Artvin-Yusufeli: 103 km.
Demiryolu : Demiryolu ile ulaşım için en yakın istasyonlar 209 km. ile Kars, 226 km. ile Erzurum illerindedir.
Artvin Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri
Arsiyan Dağı : [Dağ] , 3164 metre yüksekliğindedir.
Kürdevan Dağı : [Dağ] , 3050 metre yüksekliğindedir.
Çoruh Nehri : [Nehir] , Toplam uzunluğu 438 kilometre olan nehrin kaynağından itibaren 412 kilometrelik kısmı Ülkemiz sınırları içinde kalmaktadır. Bu mesafenin yaklaşık 150 kilometrelik kısmı ise Artvin’den geçmektedir.
Mençuna Şelalesi : [Şelale] , Ortacalar Köyü’ndeki Çifteköprü yakınında bulunan Mençuna Şelalesi 82 metrelik muhteşem bir düşüş sonucunda ziyaretçilerini görüntüsü ve sesiyle büyüler.
Karçal Dağı : [Dağ] , 3428 metre yüksekliğindedir.
Sahara Dağı : [Dağ] , 2799 metre yüksekliğindedir.
Karadağ : [Dağ] , 2300 metre yüksekliğindedir.
Borçka Barajı Gölü : [Baraj Gölü] , Yüksekliği (Talvegden) 86 metre olan Baraj, normal su kotunda 11 kilometrekarelik bir göl oluşturmuştur.
Kaçkar Dağları : [Dağ] , 3937 metre yüksekliğindedir.
Genya Dağı : [Dağ] , 1850 metre yüksekliğindedir.
Borçka Karagöl : [Göl] , 19.yy’da bir tepenin toprak kayması sonucu Klaskur deresinin önünü kapatması ile oluşmuş bir göldür. Borçka – Camili yolunun 27. km’sinden ayrılan yoldan 20 km. daha gidilerek Karagöl’e ulaşılır.
Deriner Barajı Gölü : [Baraj Gölü] , Yüksekliği (Talvegden) 207 metre olan Baraj, normal su kotunda 26,4 kilometrekarelik bir göl oluşturmuştur.
Muratlı Barajı Gölü : [Baraj Gölü] , Yüksekliği (Talvegden) 44 metre olan Baraj, normal su kotunda 4 kilometrekarelik bir göl oluşturmuştur.
Cehennem Deresi Kanyonu : [Kanyon] , Ardanuç Cehennem Deresi Vadisi içerisinde bulunan ve girişi Artvin-Ardanuç karayolunun 25’inci kilometresinde bulunan Kanyon, ilgi çekici doğal yapısı ile ilimizdeki görülmeye değer yerlerdendir.
Şavşat Karagöl : [Göl] , Sahara Milli Parkı içerisinde bulunan bir heyelan gölüdür. Şavşat ilçesinin 25 km. kuzeyindedir. Kıyısında kır gazinosu olarak kullanılan ve 20 yatağı ile konaklama hizmeti veren bir tesis mevcuttur.
Kükürttepe : [Dağ] , Dağ 3348 metre yüksekliğindedir.
Artvin tarihçesi
Artvin, kuruluşu pek eski dönemlere inmeyen bir Ortaçağ şehridir. Çevresinde yapılan kazılar, şehrin eski olmayışına karşılık yörede milâttan önce 2000 yıllarına ait bazı yerleşmeler bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Bölgenin daha sonraları milâttan önce IX. yüzyıldan itibaren Urartu Devleti’nin hâkimiyetine girdiği anlaşılmaktadır.
Klasik çağda Kolkhis adıyla bilinen yörede Ksenophon, milâttan önce IV. yüzyılda Kolkhlar, Makaronlar ve Taokhlar gibi birtakım kavimlerin yaşadığını bildirmektedir. Milâttan önce I. yüzyılda yaşayan coğrafyacı Strabon bu bölgenin Mithridates Eupator tarafından ele geçirilip Pontus Krallığı’na katıldığını, daha sonra ise Mithridates’i yenen Pompeius’un buraları mahallî kralların hâkimiyetine bıraktığını yazmaktadır. Bu bilgi, Roma hâkimiyetinin Artvin yöresinde fazla etkili olmadığını gösterir. Artvin çevresinde Bizans egemenliği V. yüzyılın başlarında kuruldu ve yöre, Khaldia teması içinde yer aldı. Bu ad, Ortaçağ İslâm kaynaklarından Hurdâzbih ve Kudâme b. Ca‘fer’in eserlerinde, Haldiye veya Hâlidiyât şekillerinde geçmektedir. Halife Hz. Osman döneminde 646’da İslâm topraklarına katılan Artvin çevresi daha sonraları Bizans ve İslâm orduları arasında birkaç defa el değiştirdi. Bu el değiştirmeler sırasında, bugünkü Artvin şehrinin nüvesini teşkil eden, müslüman ordularının akınlarını gözetlemek için Livane Kalesi yapıldı (m.s. 939).
Artvin ve civarında Selçuklu hâkimiyeti 1068 yılından itibaren kurulmaya başladı. Daha sonraları bu bölge bir süre Gürcüler’in eline geçtiyse de sonra tekrar Selçuklu ülkesine katıldı. Selçuklu döneminde Artvin yöresi Azerbaycan Atabegleri idaresinde bir uç beyliği şeklinde idi. XIII. yüzyılda Moğol ve İlhanlı istilâlarına uğradıktan sonra XV. yüzyılda Akkoyunlular’dan Karayülük Osman Bey Çoruh boylarına kadar ulaştı. Daha sonra da Uzun Hasan bu toprakları Akkoyunlu hâkimiyeti altına aldı; fakat mahallî idareciler olan Atabegler yönetimlerine devam ettiler. Daha sonra bölge tekrar Gürcü istilâsına uğrayınca Artvin beyleri o sırada Trabzon valisi olan Şehzade Selim’e (Yavuz Selim) müracaat ederek yardım talebinde bulundular ve Osmanlıların yardımıyla Gürcüleri kovdular. Bu dönemde Artvin ve çevresi Osmanlı Devleti himayesinde yarı müstakil bir şekilde kalmıştır. Kanûnî döneminde, Erzurum Beylerbeyi Dulkadırlı Mehmed Han’ın 1536-1537 harekâtı sırasında Artvin’in de içinde bulunduğu bölge ele geçirildi ve Artvin ile Yusufeli’ni içine alan Livane sancağı kurularak Erzurum beylerbeyliğine bağlandı. Bir süre sonra elden çıktığı anlaşılan bu bölge, 1549’da ikinci vezir Ahmed Paşa’nın gayretiyle yeniden zapt edildi. 1578’de başlayan Osmanlı-İran mücadelesi sırasında bölgedeki Osmanlı hâkimiyeti sağlamlaştırıldı ve 1579’da Çıldır eyaletinin teşkilinden sonra da Artvin, bu eyalete bağlanan Livane sancağının merkezi oldu.
XIX. yüzyılın başlarına kadar sürekli olarak Türklerin elinde kalan Artvin bu yüzyılda iki defa Rus işgaline uğradı. Haziran 1828’deki Rus işgalinden sonra imzalanan Edirne Muahedesi ile Ahıska Ruslara terk edilince Artvin’in bağlı olduğu merkezi Ahıska olan Çıldır eyaletinin teşkilâtı bozuldu. Bundan sonra Artvin, Trabzon eyaletinin Batum sancağına bağlı bir kazanın (Livane kazası) merkezi oldu ve bu durum 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasına kadar sürdü. Savaş sonunda 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos Antlaşması’nın bir maddesine göre Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı karşılığı olarak Batum, Kars, Ardahan, Eleşkirt ve Bayazıt’ı terk ediyordu. Batum sancağı içinde yer alan Artvin de söz konusu madde kapsamına girmiş oldu ve 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin Antlaşması’nın 58. maddesine göre elviye-i selâseye dahil Artvin, Kars ve Ardahan ile beraber Rusya’ya bırakıldı. 8 Şubat 1879’da İstanbul’da imzalanan Muâhede-i Kat‘iyye’nin 7. maddesine göre üç yıl içinde burada yaşayanların serbestçe göç etmesine izin verildi ve bu maddeye göre birçok Artvinli Anadolu’nun çeşitli yerlerine dağılarak özellikle Kocaeli yarımadasının nüfusu seyrek kesimlerinde yeni kurulan köylere yerleşti. Artvin işgal altında bulunduğu yıllarda Rusya idarî teşkilâtı birimlerinden Kars Oblastı içinde yer aldı.
I. Dünya Savaşı sonuna kadar süren bu işgalde yerli halk teşkîlât-ı mahsûsa çerçevesinde teşkilâtlandı ve Ruslara karşı zaman zaman direnişe geçti. 1914 Kasımında Yüzbaşı İsmâil Hakkı Bey idaresindeki, adını Melo (Sarıbudak) köyünden alan Melo Sınır Taburu şehir ve çevresindeki Rus birliklerini bozguna uğrattı ve bunun üzerine Ruslar Artvin’i terk etmek mecburiyetinde kaldılar. Böylece Artvin 2 Kasım 1914’te geçici bir süre için kurtulmuş oldu. Dört ay kadar süren bu dönemden sonra Ruslar Artvin’i yeniden denetimleri altına aldılar. Çarlık yönetimi yıkılınca yeni Sovyet hükümeti ile 18 Aralık 1917’de imzalanan Erzincan Ateşkes Antlaşması uyarınca Ruslar Artvin’i boşalttılar. Daha sonra savaşın sona ermesiyle imzalanan 3 Mart 1918 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması da Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki sınırın 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı öncesindeki şekline getirilmesini kabul ettiğinden 1918 Martında Osmanlı birlikleri tekrar Artvin’e girdiler.
Fakat bu defa da Artvin Türklerin elinde uzun süre kalmadı. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’ne göre Osmanlı ordusunun 1914’ten önceki sınırları gerisine çekilmesi gerektiğinden Artvin boşaltıldı ve 17 Aralık 1918’de İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz işgali 1920 yılının Nisan ayına kadar sürdü. İngilizler çekilirken şehri Gürcistan’a bıraktılar. Artvin’in yeniden kazanılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin ilk askerî ve diplomatik başarılarının sonunda mümkün oldu. Kâzım Karabekir Paşa kumandasındaki 15. Kolordu’nun yeni Türkiye’nin ilk askerî zaferini 30 Ekim 1920’de Kars’ı kurtararak gerçekleştirmesinden sonra Artvin’in kurtuluşu meselesi diplomasi yoluyla çözüldü. Yeni Türk hükümeti 22 Şubat 1921’de Gürcistan Cumhuriyeti’ne verdiği bir ültimatomla Artvin’i de işgale hazırlandığını bildirdi. Buna verilen 23 Şubat 1921 tarihli cevapta Ardahan ile birlikte Artvin’in de terk edileceği resmen bildirildi. Bundan dört gün sonra 27 Şubat 1921’de Artvin kesin olarak Türkiye topraklarına katılmış oldu.
Bu fiilî durum daha sonra 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’yla da hukukîleştirildi. Artvin ve çevresi anavatana yeniden kavuşunca önce dört buçuk ay müddetle Ardahan sancağına bağlandı. 7 Temmuz 1921 tarih ve 133 numaralı kanunla Artvin sancağı kurulunca da Artvin şehri bu yeni sancağın merkezi oldu. 1924 tarihinde Türkiye’nin idarî teşkilâtında yapılan değişiklikle sancaklar vilâyet haline dönüştürülürken Artvin şehri yeni kurulan ve aynı adı taşıyan vilâyetin merkezi oldu. Bu vilâyet 1 Haziran 1933 tarihinde çıkan 2917 sayılı kanunla lağvedildi. Artvin de bir kaza merkezi olarak aynı kanunla kurulan ve merkezi Rize olan Çoruh vilâyetine bağlandı. Çoruh vilâyeti 2885 sayılı ve 4 Ocak 1936 tarihli kanunla lağvedilip yeni bir Çoruh vilâyeti kurulunca da Artvin bu yeni vilâyetin merkezi oldu. Nihayet 17 Şubat 1956 tarihinde çıkan 6668 sayılı kanunla Artvin’in merkez olduğu ile verilen Çoruh adı kaldırıldı ve ilin adı merkezi gibi Artvin haline getirildi.