Zonguldak Hakkında Genel Bilgiler

Türkiye'nin İlleri
Zonguldak, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz’e batı ve kuzeyden kıyısı olan bir ildir. 3.309 km²lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının binde altısını kaplar. Karadeniz kıyılarından baş...
EMOJİLE

Zonguldak, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Karadeniz’e batı ve kuzeyden kıyısı olan bir ildir. 3.309 km²lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının binde altısını kaplar. Karadeniz kıyılarından başlayan il toprakları, kuzeyden Karadeniz, kuzeydoğudan Bartın, doğudan Karabük, güneyden Bolu, batıda Düzce illeriyle çevrilidir. Zonguldak yönetsel anlamda Merkez İlçe, Alaplı, Çaycuma, Devrek, Gökçebey, Kilimli, Kozlu ve Kdz.Ereğli ilçelerinden oluşmuştur.

-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-

İklim

Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan Zonguldak’ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür.

İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha sertleşir.

Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C düzeyindedir.

Yıllık yağış ortalamasının 1.199 Kg/m² olduğu Zonguldak’ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği göstermektedir.

İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme) yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise kuzeybatı (karayel) yönündedir.

Zonguldak’ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup, ortalama nispi nem oranı % 75’tir.


Bitki Örtüsü

İl topraklarının % 52’si ormanlarla kaplıdır. Ormanlık alan Merkez ilçe, Devrek, Kdz.Ereğli, Alaplı ilçelerinde yoğunlaşmıştır. 180.000 ha’lık bu alanın % 94’ünü koruluk, % 6’sını da baltalık ağaçlar oluşturur. Her mevsim yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak, söğüt ağaçlarıyla kaplıdır. Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi, çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık, kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen, dağ çileği, eğrelti otu orman altı bitli örtüsü tamamlamaktadır.


Flora

Bitki Örtüsü : İl topraklarının % 52’si ormanlarla kaplıdır. Ormanlık alan Merkez ilçe, Devrek, Kdz.Ereğli, Alaplı ilçelerinde yoğunlaşmıştır. 180.000 ha’lık bu alanın % 94’ünü koruluk, % 6’sını da baltalık ağaçlar oluşturur.  Her mevsim yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak, söğüt ağaçlarıyla kaplıdır. Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi, çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık, kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen, dağ çileği, eğrelti otu orman altı bitli örtüsü tamamlamaktadır.


Fauna

Biyo Çeşitlilik : Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin Gazi Üniversitesi ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiği proje çalışması sonrasında belirlenen hayvan ve bitki biyo çeşitliliği aşağıdaki gibidir:     Zonguldak Türkiye Tüm Avrupa Ülkeleri   Hayvan (Fauna)   Memeliler 63 132 160 Kuşlar 253 460 514 Balıklar    (Deniz+tatlısu) 156 468 600 Amphibia         (iki yaşamlılar) 7 22 75 Sürüngenler 19 106 198        Bitki (Flora) 598 (12 Endemik) (123  Odunsu) (475 Otsu-çalı) 10.000 (3.000 Endemik) 12.000


Ekonomik Yapı

Zonguldak, ilde bulunan doğal kaynakların yönlendirdiği bir ekonomik yapı göstermektedir. Yeraltı kaynakları açısından zengin illerden biridir. Zonguldak’ta taş kömüründen başka, alüminyum(boksit),demir, manganez, barit, dolamit, kalker, kuvarsit, şiferton yatakları bulunmaktadır. Bunlardan manganez, kalker ve şiferton yatakları işletilmektedir. Türkiye’nin en büyük demir çelik kuruluşu ve tek entegre yassı çelik üreticisi Zonguldak ilinde bulunmaktadır .İlin tarımsal potansiyelini oluşturan zirai faaliyetleri hububat (buğday, arpa, mısır vb.) yetiştiriciliği, meyve (fındık, çilek, elma vb.) yetiştiriciliği ve sebzecilik (yazlık ve kışlık) yanında patates ve ayçiçeği gibi sanayi bitkileri oluşturmaktadır. Ayrıca son yıllarda gelişen örtü altı yetiştiriciliği tarımsal yapıda giderek artan bir öneme sahip olmaktadır.


Zonguldak İlçeleri

Kilimli : Kilimli ilçesinin İl merkezine uzaklığı 7.1 km’dir. Nüfus-2013: 40.789

Merkez İlçe : Merkez ilçe, ilin batısında, 637 kilometrekarelik bir alanda, Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Çatalağzı Termik Santralının üretim ve işletme sahalarıyla iç içedir. Karadeniz’de yaklaşık 17 kilometrelik kıyısı olan merkez ilçe, aynı zamanda çevresinde yer alan belde ve köylerin de istihdam, ticaret merkezidir. Merkez ilçe sınırları içinde mağara, orman alanları, trekking alanları, termal kaynak, sahil bandı gibi turizme konu olabilecek büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Gökgöl Mağarası, Harmankaya ve Değirmenağzı Şelaleleri, Göldağı, Ulutan ve Milli Egemenlik orman içi dinlenme alanları, Türkali, Göbü, Kapuz, Ilıksu ve Değirmenağzı plajları özellikle yöre halkının rağbet gösterdiği alanlardır. NÜFUS BİLGİLERİ 2013: 125.914

Çaycuma : İlçe, Filyos Çayı vadisinin iki yanında yer alan yamaçlar arasında kurulmuş olup, deniz seviyesinden yüksekliği 20 metredir. 228 kilometre uzunluğundaki Filyos Çayının yaklaşık 35 kilometrelik kısmı Çaycuma sınırları içinden geçerek, Filyos Beldesinde Karadeniz’ e dökülür İlçede Karadeniz iklimi hakimdir; yazları fazla sıcak değildir, kış ayları ise ılık ve yağışlıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 1250-1500 kg/m2’dir.Yağışlar genellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülür. İlçe Filyos Vadisi boyunca kuzey rüzgarlarının etkisi altındadır. 72 kilometre olan karayolu ağıyla il merkezine ve komşu ilçelere bağlanan Çaycuma’nın, Zonguldak-Ankara demiryolu üzerinde 3 istasyon ve 6 durağı bulunmaktadır. Zonguldak-Ankara karşılıklı seferleri dışında, günün diğer saatlerinde Zonguldak-Çaycuma-Karabük hattında yolcu ve yük nakli yapılmaktadır. Nüfus-2013: 92.690

Devrek : Devrek İlçesi, Batı Karadeniz Bölgesinin iç kesimlerinde, Zonguldak İl Merkezinin 60 km. güneydoğusunda bulunur. 35° 45’ 00’’ batı, 32° 06’ 55’’ doğu boylamları, 41° 00’ 30’’ güney, 41° 20’ 27’’ kuzey enlemleri arasında bulunan İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 100 metredir. İlçenin en önemli akarsuyu Devrek Çayı olup, Abant dağlarından doğar ve Büyüksu adıyla devam eder. Yeniçağ ve Dirgine’den katılan iki önemli koldan sonra Devrek Çayı adını, Çomaklı Deresi ve birkaç ufak dere bu çaya katıldıktan sonra Gökçebey İlçesi yakınlarında Karabük’ten gelen Soğanlı Çayı’nın devamı olan Yenice Çayı ile birleşerek Filyos Çayı adını alarak devam eder ve Filyos Bucağından Karadeniz’ e dökülür. İlçe sınırları içinde tamamı 49.316 ha. olan ülkenin en zengin ormanları yer almaktadır. Bu ormanlar iğne yapraklı (çam), yayvan yapraklı (meşe) ağaçlarından oluşmaktadır. Dört mevsimi yağışlı geçen ilçede ılıman deniz iklimi hakimdir. Yıllık ortalama yağış miktarı 170 m2/ kg.’dır. Ankara-Zonguldak, Zonguldak-Bartın yolu üzerinde bulunan ilçenin tek ulaşım yolu karayoludur. Ayrıca Ereğli ilçesi ile de karayolu bağlantısı bulunmaktadır. Asfalt olan bu yollar yaz ve kış açıktır. Nüfus-2013: 56.571

Gökçebey : 1845 yılına kadar, “Tefen“ adıyla Bolu Sancağına bağlı 4 divandan (nahiye) oluşan bir kaza olan Gökçebey , bu kimliğini Cumhuriyetin kuruluşuna kadar korumuştur. Cumhuriyet döneminde nahiye yapılan Tefen’e, 1963 yılında “Gökçebey“ adı verilmiş ve 1972 yılında beldede Belediye Teşkilatı kurulmuştur. Devrek ilçesine bağlı Gökçebey beldesi 3644 sayılı kanunla 1990 yılında ilçe statüsüne getirilmiştir. İlçe Batı Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde 65° – 79° güney- kuzey enlemi , 26° – 42° batı -doğu boylamı arasında olup; doğusunda Bartın ili ve Karabük’ün İlinin Yenice ilçesi, batısında Zonguldak Merkez İlçe ve Çaycuma ilçesi, güneyinde Devrek ve Yenice ilçeleri, kuzeyinde Çaycuma ilçeleri bulunmaktadır. Ankara -Zonguldak kara ve demir yolları üzerinde bulunan Gökçebey ilçesine, Saltukova Havaalanı 27 kilometre uzaklıktadır. Yüzölçümü 15.153 ha. olan ilçenin % 60’ ı ormanlarla kaplıdır. Denizden yüksekliği 51 metre olan Gökçebey ilçesi, yüksekliği 906 – 1179 metre arasında değişen sekiz tepeyle çevrilidir. Filyos Irmağı Karabük İl’inden gelen Soğanlı Çayı ile birleşerek ilçenin kenarından geçer ve Filyos beldesinden Karadeniz’e dökülür. Karadeniz ikliminin egemen olan ilçede yazları ve kışları ılık geçer. Kabalaklı, Pamukdüzü, Kertili (Çamlık) mesire yerleri, Karanlık Dere, Kurtdamı ve Sarıgöl Ormanları av turizmine son derece elverişli yerlerdir.Merkez ilçe, Bakacakkadı ve Hacımusa beldelerinde belediye teşkilatları vardır. Nüfus-2013: 22.296

Kozlu : Kozlu ilçesi Zonguldak -İstanbul karayolu üzerinde olup, İl merkezine uzaklığı 7 km’dir. Nüfus-2013: 44.454

Alaplı : İlçe 41/53 kuzey enlemi ile 31/25 doğu boylamında yer almaktadır. Genel olarak dağlık ve engebeli olan arazi iç kısımlarda doğru yükselirken, sahile yaklaştıkça alçalır. En büyük yükseltisi Aladağ, en yüksek tepesi 1637 metre ile Bacaklıyayla’ dır. İlçenin en önemli akarsuyu olan Alaplı Irmağı, Ormanlı beldesinin güneyinden 710 metre yükseltili Atyaylası Tepesi yakınlarından doğar, geniş bir vadide basamaklar yaparak kimi yerlerde 600 metreyi bulan genişlikte, 22 kilometre uzunlukta akar ve ilçeyi ikiye bölerek Karadeniz’e ulaşır. İlçede Karadeniz iklimi hüküm sürmekte, yazları serin, kışları ılık geçmektedir. Yaz kış ısı farkı 15, yıllık ortalama sıcaklık 13, toprak sıcaklığı ortalaması 16 derecedir. Bol yağış alan ilçenin yıllık ortalama yağış miktarı 1163 milimetredir. İlçenin Devlet Karayolundan başka ulaşım imkanı yoktur. Ereğli İlçesi Gülüç Beldesinden itibaren başlayan karayolu güzergahı önce Alaplı, oradan da Akçakoca sınırına kadar deniz kenarından seyreder. Bir tarafında, denize dik inen yamaçların ve sık aralıktaki derin vadilerin yeşili, diğer tarafında gözün alabildiğine bir ufka yayılı, elini uzatsan tutulacak yakınlıktaki irili , ufaklı koylarına doluşan masmavi deniziyle; eşsiz güzellikleri kucaklayarak devam eder. Alaplı, deniz ve yayla turizmi açısından son derece elverişlidir. Nüfus-2013: 44.668

Kdz.Ereğli : Şehir, kuzeybatıda Keştepe (Keşif Tepesi) ve Maltepe, kuzeyde Kaletepe (Heraklea Tepesi) , kuzeydoğuda Örencik ve Hacıhasan Tepesi, doğuda Göztepe (Gözetleme Tepesi) ve Elmatepe olmak üzere yedi tepeyle çevrilidir. Bu tepelerden Elmatepe 1960’ lı yıllarda Ereğli-Düzce karayolu yapımı sırasında ortadan ikiye bölünerek yol güzergahına dahil edilmiş, ERDEMİR sahası içinde kalan bölümü ise 1992 yılındaki büyüme çalışmaları kapsamında tamamen kaldırılmıştır. Kale Tepe 150 metre ile şehrin en yüksek tepesidir. Anadolu Kavağına 105 mil deniz mesafesinde olan ve Pontus Heraklesi harabeleri üzerine kurulu şehir, Alaca ve Bababurnu’ nun oluşturduğu doğal dalga kıranla yıldız ve poyraz rüzgarlarına kapalı, eşsiz bir limana sahip olması nedeniyle, çevrenin en eski yerleşim yeridir. Nüfus: 2013: 174.185

Zonguldak Ulaşımı

Denizyolu : 1866 yılında inşa edilen ilk liman yerine, 1953’de bugünkü liman yapıldı. 1970’li yıllara dek yolcu taşımacılığına açık olan Zonguldak limanından, yalnızca yük taşımacılığı yapılmaktadır. 46 deniz mili kıyı uzunluğu olan ilde, Zonguldak ve Kdz.Ereğli limanları bulunmakta ve her iki liman da deniz sınır kapısı özelliği taşımaktadır. Bu iki limanda 1993 yılında faaliyete başlayan RO-RO seferleri Rusya, Ukrayna gibi komşu ülkeler ile ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesini sağlamıştır. Zonguldak ve Ereğli Limanlarının her ikisi de şehir merkezinde bulunmaktadır.

Demiryolu : İlimizde demiryolu 1934-1937 yıllarında yapılmış olup, 29.10.1937 tarihinde işletmeye açılmıştır. İlimizin Ankara ve Karabük illeri ile demiryolu bağlantısı mevcuttur. Zonguldak garına ulaşım taksi, dolmuş ya da belediye otobüsleri sağlanmakta olup, kent merkezine uzaklığı yaklaşık 1 km’dir. Zonguldak Demiryolu İstasyon Telefon No: (372) 251 15 14

Karayolu : Zonguldak ülkemiz karayolu güzergahlarında bir geçiş yolu üzerinde değildir. İstanbul yönünden gelenler Düzce sapağından girip, kıyı şeridini izleyerek, Ankara yönünden girenler ise Yeniçağa sapağından başlamak üzere il merkezine ulaşırlar. Zonguldak-Devrek-Ankara karayolu ile Zonguldak-Kdz.Ereğli-İstanbul karayolu devlet yolu, il içi bağlantıları sağlayan diğer yollar ise il yolu statüsündedir. İlimiz sınırları içinden geçen otoyol bulunmamaktadır. Zonguldak-Ankara : 260 km (3 saat 43 dakika) Zonguldak-İstanbul: 332 km (4 saat 34 dakika) Otogar Müdürlüğü Tel: (0372) 257 1311

Havayolu : İlk olarak 1946 yılında askeri amaçla yapılan Saltukova havaalanı, 1959 yılında kısa bir dönem sivil trafiğine açıldı. 1993 yılında yeniden inşasına başlanan ve 1999’da hizmete açılan havaalanı stol tipi olup, 1830 x 30 metre pist uzunluğuna ve 2500 m² lik aprona sahiptir. Çaycuma Havaalanı 2007 yılı itibariyle hizmete hazır hale getirilmiş ve havaalanı Uluslararası NOTAM sistemine dahil edilerek hava trafiğine açılmıştır. Havaalanı 2007 yılı sonunda İçişleri Bakanlığınca hava hudut kapısı haline getirilmiştir. Yurtiçi ve yurtdışı hava ulaşımına uygun hale getirilen havaalanından, şu anda karşılıklı olarak Zonguldak-Almanya (Duseldorf ve Dortmund) seferleri yapılmaktadır. Havaalanı Zonguldak İl Merkezine Uzaklığı 55,2 km olup araçla 59 dk’dır. Havaalanı Tel: (0372) 618 2457 web adresi: http://zonguldakhavalimani.com.tr

Zonguldak Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri

Ulutan : [Baraj Gölü] , Zonguldak merkezine 7 kilometre uzaklıktadır. Baraj gölü 114 ha’lık bir su alanını içermektedir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Gülüç : [Nehir] ,

Atyaylası Tepesi : [Dağ] ,

Orhan Tepe : [Dağ] , Yüksekliği 920 metredir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Bacaklıyayla Tepe : [Dağ] , İlimiz Alaplı İlçesinde bulunan Bacaklıyayla Tepesi, 1.637 metre ile Zonguldak İlinin en yüksek tepesidir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Sofular Mağarası : [Mağara] , Eski Zonguldak-Çaycuma karayolu üzerinde, Sofular Köyü’ndedir. Toplam uzunluğu 1500 m olup; tavan yüksekliği, muhteşem salonu ve salondaki ters avize biçimindeki oluşumları… Kynk: İl Müdürlüğü Arşiv

Filyos : [Nehir] ,

Gökgöl Mağarası : [Mağara] , Kollarıyla birlikte toplam uzunluğu 3ç350 m’dir. Traverten, sarkıt, dikit, perde, akma damlataşları, makarna sarkıtlar, mağara gül ve iğneleri su dolu damlataş havuzları… Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Kızılelma Mağarası : [Mağara] , Merkez İlçeye bağlı Gelik Beldesi Ayiçi mevkiinde bulunan Kızılelma Mağarası 6.250 m uzunluğunda olup, ülkemizin ikinci uzun mağarasıdır. Kaynak: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivleri

Dereköy : [Baraj Gölü] ,

Ilıksu Mağarası : [Mağara] , Mağara uzunluğu: 1000 metredir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Kızılcapınar : [Baraj Gölü] ,

Gülüç : [Baraj Gölü] ,

Kantar Tepe : [Dağ] , Yüksekliği 905 metredir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Devrek : [Nehir] ,

İnağzı Mağarası : [Mağara] , Zonguldak-Kilimli Karayolu ve Demiryolu üzerindedir. Toplam uzunluğu 1.400 metredir. Prehistorik özellikler taşımaktadır. İlk 60-70 metresi geniş bir galeri oluşturmaktadır. Kynk: İl Müdürlüğü Arşivi

Baba Dağı : [Dağ] , Yüksekliği 1.120 metredir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Cumayanı Mağarası : [Mağara] , Merkez Çatalağı Bucağı Cumayanı Mahallesindedir. 1085 m uzunluğunda olan mağaranın biri kuru, diğeri sulu olmak üzere iki ağzı vardır. Kaynak: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivleri

Erçek Mağarası : [Mağara] , Mağara 1200 metre uzunluğundadır. Kaynak: Zonguldak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivleri

Alaplı Irmağı : [Nehir] , Kdz.Ereğli’ye bağlı Ormanlı Bucağı’nın güneyinde 710 metre yükseklikteki Atyaylası Tepesinden doğan oldukça düzensiz akan ırmağın vadi tabanı kimi kesimlerde 600 metreyi aşar. Kynk: İl Müdürlüğü Arşiv

Kızıltepe : [Dağ] , Yüksekliği: 1.468 metredir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Soğukoluk Tepesi : [Dağ] , Yüksekliği: 1.268 metredir. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Çayırköy Mağarası : [Mağara] , Uzunluk: 1300 metre

Göldağı : [Dağ] , Yüksekliği 771 metre olup, çevresinde orman dinlenme alanları bulunmaktadır. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşivi

Zonguldak tarihçesi

Zonguldak Adının Kaynağı Birçok ilde olduğu gibi, Zonguldak adının nereden geldiği hakkında da çeşitli rivayet ve görüşler vardır. Zonguldak kent merkezinin bulunduğu alan eskiden Üzülmez Deresi’nin ağız kesiminde yer alan bir bataklıktı. İlkçağda “Sandraka/Sandrake” adıyla bilinen köyümsü yerleşme, ilin yerleşim alanı olup, adını Sandra Çayı’ndan (Üzülmez/Zonguldak Deresi) almıştır. Bir başka görüşe göre, yörenin sazlarla kaplı olması nedeniyle “sazlık, bataklık” anlamına gelen “Zonguralık, Zunguralık, Zongalık, Zungalık” sözcüğü zamanla değişime uğramış, Zonguldak’a dönüşmüştür. Bu görüşü pekiştiren varsayım ise, sazlık ve bataklığın neden olduğu sıtma hastalığının belirtisi olan “titreten yer” anlamındaki, “Zonklatan” sözcüğünden geldiğine öne sürmektedir. Bir diğer görüşü göre ise kent adını, ocakları ilk işleten Fransız ve Belçika şirketlerince, kentin hemen yanındaki Göl Dağ’ın nirengi noktası alınması sonucu, Göl Dağ kesimi ya da bölgesi anlamına gelen “Zone Gheul Dagh”ın Türkçe okunuşundan almıştır

1. Zonguldak Kentinin Tarihçesi

Kısa bir zamanda şehir merkezi haline gelen Zonguldak’ın tarihi, yörenin tarihinden çok çok yenidir. Şehrin oluşumu, bu havalideki kömür madeninin işletilmesiyle başlamıştır.

Madenlerin faaliyete geçmesiyle havzaya yerli ve yabancı sermaye girişi başlamıştır. Bu suretle kömür ocakları, birbiri ardına açıldıkça baş gösteren ekonomik ve sosyal koşullar, maden ocaklarının açıldığı bu sahada yeni bir yerleşim birimi meydana getirmiştir. 1896 yılına kadar yapılan yazışmalarda Zonguldak, Ereğli livasına bağlı “Zonguldak nam mevki” olarak anılmıştır.

1893’de Zonguldak limanı mendireğinin inşası ile faaliyet sahası daha da genişleyen Zonguldak mevkinin nüfusu ve bina sayısı hızla çoğaldığından, tarihi Zonguldak’a oranla çok eski olan Gaca Köyü, konumunu muhafaza ederken, Elvan Köyü’nün mahallesi olan Zonguldak mevkii 1899 yılında kaza olmuştur. Zonguldak 1920 syılına kadar kaza teşkilatı olarak yönetilmiştir. Ancak maden cevherinin üretimi ve satışı arttıkça, daha doğrusu ekonomik koşullara şartlara paralel olarak şehirde nüfus ve yapı adedi de arttığından, Zonguldak, 1 Haziran 1920 tarihinde kaza sınıfından çıkarılarak mutasarrıflık (ilçe) sınıfına alınmıştır.

Kurtuluş Savaşı ve sonrasında kurulan Cumhuriyet’le birlikte havza hak ettiği önemi görmüş ve Zonguldak 1 Nisan 1924 tarihinde Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olmuştur.

2. Yörenin Tarihi

2.1. Frigler Dönemi
İÖ 1200 yılında ağırlığını Frig oymaklarının oluşturduğu Ege göç kavimleri, Trakya üzerinden İç Anadolu’ya yayıldılar. Bu kavimlerden Bythin, Mariandyn ve Migdonlar Zonguldak yöresine yerleşerek bölgenin bilinen ilk halkını oluşturdular. Frigler ve diğer oymaklar, birkaç yüzyıl boyunca siyasal bir örgüt yapısı oluşturamamakla birlikte, Zonguldak’ın güneyine düşen yörelerde maden işletmeciliği ve el sanatlarında önemli bir gelişme elde ettiler. Daha sonraları (İÖ 676) Kafkaslardan kalkıp, Anadolu’ya giren Kimmer beyleri, Frigya’yı ardı ardına düzenledikleri seferler sonucunda ortadan kaldırdılar. Kimmerler daha sonraları Lidyalılar ve Asurlularla yaptıkları savaşlar sonucunda zayıf düştüler. İran’dan gelen Med devleti ile yaptıkları savaşlar sonucunda da tutunamayarak Anadolu’yu terk ettiler.

2.2.Kolonileştirme Dönemi
Kimmerlerin yöreyi terk etmesinden sonra Lidya Devleti kuzeye doğru genişleyerek, İÖ VI. yüzyılda Zonguldak yöresinde bir üstünlük sağladı. Yine aynı yıllarda, Batı Anadolu kıyılarında yaşayan Megaralılar ve Boityalılar Zonguldak yörelerine geldiler. Karadeniz kıyılarından getirdikleri malları boşaltabilecekleri küçük ticari iskeleler kurmaya yöneldiler. Bunlar arasında Filyos, Amasra, Ereğli gibi koloniler vardı. Persler, Zonguldak’taki Lidya egemenliğine İÖ 546’da son verdi.

2.3. Persler Dönemi
213 yıl boyunca Persler Anadolu’nun tümüne egemen olmalarına karşın, koloni kentlerin yönetimine fazla karışmadılar. Ancak bu kentlerin yönetimine “Tiran” adı verilen kendi yandaşlarını getirmeye çalıştılar. İÖ 334’te Anadolu’ya geçen Makedonya Kralı İskender, Bronikos (Biga) Çayı yakınlarında Pers ordusunu yenince, Pers üstünlüğü de bu yörede sona erdi.

2.4. İskender ve Bitinya Krallığı
İskender, bölgeyi Makedonyalı subayların yönetimine bıraktı. İskender’in subaylarından Kalas, yörede bir baskı oluşturmaya çalıştı. Fakat Bythinialı önder Bas’ın direnişi karşısında yenildi. İÖ 326’da Romalılar, İÖ 85’de Bythinia‘ya girerek İzmit’i yağmaladılar. Bythinia Kralı, Roma hegemonyasını tanımak zorunda kaldı. İÖ 70 yılında ise Romalılar, Ereğli’den Samsun’a kadar Karadeniz kıyılarını ele geçirdi. Dolayısıyla Zonguldak bölgesi, Roma’nın Ön Asya vilayeti oldu.

2.5. Romalılar Dönemi
İÖ 70’te Romalılar Herakleia ve çevresini ele geçirdiler. Herakleia yağmalandı. Kentin agorasındaki altın Herakles heykeli Roma’ya götürüldü.
Roma döneminde yazan coğrafyacı Strabon, Herakleia’dan “iyi limanları olan bir kent” olarak söz eder. Bir yarımada kıstağındaki Amastris’in iki yanında limanlar vardır. En iyi şimşir ağacı türü en çok Amastris toprağında, özellikle Kytaron (Gideros) dolaylarında yetişir. Romalılar kıyı kentlerini birer liman ve savunma noktaları oldukları için onardılar, Herakleia, Teion, Amastris, ikincil yollarla Nikomedia (İzmit) – Amasia (Amasya) anayoluna bağlandı. Bu kentler, kimi kalıntıları günümüze ulaşan tapınak, tiyatro, su kemeri, antrepa, bazilika, çeşme, vb. yapılarla genişletildi.

Hıristiyanlık öncesinde yörede başta Zeus Strategos olmak üzere birçok tanrı ve tanrıçaya tapılmaktaydı. Deniz tanrısı Poseidon da büyük saygı görmekteydi. Amastris’te Poseidon’a adanmış bir tapınak vardı. Herakleia ve Amastris sikkelerinde Poseidon betimleri görülür. Amastris’te Mısır Tanrıları Pis, Seragis, Apis’in tapınakları ve sunakları vardı. Ayrıca, Amastris’te Mısır kökenli kutsal lotus fidanı bulunuyordu.
Hıristiyan söylencesine göre, Karadeniz kıyılarında Hıristiyanlığı Havari Anderas yaymıştır. Hıristiyanların baskı altında tutulduğu dönemde Herakleia’da Ayazma Deresi Vadisi’ndeki mağaralar (Cehennemağzı Mağaraları) kilise olarak kullanılmıştır. Kâhinler Mağarası adıyla bilinen en büyük mağarada Hıristiyanlıkla ilgili frenk izleri, gömütler bulunmaktadır. Söylenceye göre, Amastris’teki fanusu balta ile parçaladığı için putperestlerce öldürülen Hyakinthas, sonraları kentin yerel azizi sayılmıştır.

2.6. Bizans Dönemi
395’te ikiye ayrılan Roma’nın doğu kısmında kalan bölge (Bizans), VII.yüzyılda Opsikian Theması sınırları içinde yer aldı. Bizans Döneminde Herakleia, Tieion, Amastris, İmparatorluğun doğudaki merkezi Trapezus yolu üstünde önemli uğraklardı. Başlangıçta birer metropolitlik olan Herakleia ve Amastris, İmparator Justinianas döneminde piskoposluk düzeyine indirildi. Bu kentler, bir iç deniz olan Karadeniz kıyısında bulunmaları ve art bölgelerinin sınırlılığı yüzünden eski görkemlerini günden güne yitirdiler.

VIII.yüzyıl sonlarında Müslüman Arapların bir akını çevreyi sarstı. IX.yüzyıl ortalarında Rus korsanlar kıyı kentlerini yağmalamaya başladılar. Bu akınlardan birinde Amastris tümüyle yakılıp yıkıldı. Bu yıkımdan sonra surların dışındaki asıl kent terk edildi.

Türklerin Anadolu’da yayılmaya başladığı dönemde, Zonguldak çevresinin eski kentleri küçük birer kasaba-kale görünümündeydi. XIII.yüzyıl sonlarında Cenevizliler Herakleia ve Amastris’e yerleşerek ticaret merkezleri kurdular, bir süre sonra da bu kentlerin yönetimini ele geçirdiler. Timur’a giderken Amastris’e uğrayan İspanyol elçisi Clavija, kale dışındaki asıl kentin bir yıkıntılık olduğunu yazmaktadır. Bu, Cenevizlilerin yalnızca limandan yararlandıklarını göstermektedir. Kalede, Cenevizlilerin onarımlarını belirten Ceneviz devletinin yada tanınmış ailelerin armaları, kazınmış taşlar bulunmaktadır.

2.7.Anadolu Selçuklu Dönemi
XI.yüzyıl sonunda Anadolu’nun geleceğine Türkler hakim olmaya başlarken, Zonguldak havalisindeki eski şehirler küçük birer kale-kasaba görünümünde bulunuyorlardı. Bu yıllarda Bizans idaresinin zayıflaması bu bölgede güvenlikten eser bırakmamıştır. Bizans’ın resmi memurları olan Dukkas’lar, halkı haraca bağladıkları ve limanlara uğrayan yelkenlileri soydukları için iskeleler deniz ticaretindeki önemlerini yitirmiş durumdaydılar. Kıyı içi bölge ticaretinde karakol görevi yapan kale ve şatolar, çetelerin ellerine geçmiştir.

Bu kargaşa yıllarında Zonguldak havalisinde görünen ilk Türk Komutanı Emir Karatekin oldu. Bu cesur Türk komutanı, 1084’te Ulus, Bartın ve Devrek topraklarını ele geçirdi. Daha sonra kıyıya yönelen Emir Karatekin Zonguldak yöresini bütünüyle zaptetti. 1085’te de Sinop’u aldı. Ancak, yörenin Türklerin elinde kalması uzun sürmedi. Büyük Selçuklular ile Anadolu Selçukluları arasındaki çekişme sebebiyle 1086’da tekrar Zonguldak ve havalisi Bizanslıların eline geçti.

1092 sonlarında I.Kılıç Arslan’ın başa geçmesiyle toparlanan Anadolu Selçuklularını, Haçlı Seferleri ve 1107’de I.Kılıçarslan’ın ölümüyle çıkan taht kavgaları güçsüz bırakmıştır. Dolayısıyla Anadolu Selçukluları Zonguldak yöresinden uzak kalmışlardır. Onların bu durumundan faydalanan Danişmendliler, Karadeniz kıyılarını zaptederek Ereğli’ye kadar ilerlemelerine karşın yörenin tümünü elde edememiştir. II.Kılıç Arslan’ın 1155’te tahta geçmesiyle yeniden güçlenen Anadolu Selçukluları, 1176’da Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğratıp, 1178’de Danişmendliler devletini ortadan kaldırdılar. Ancak bu başarılarına rağmen Zonguldak ve havalisini ellerine geçiremediler. Zira, II.Kılıç Arslan’ın ölümü sonrasında çıkan taht kavgaları Selçukluların Bizans topraklarına seferler yapmalarını engelledi.

IV.Haçlı Seferi esnasında Latinler, 1204’te Konstantinapolis’i ele geçirerek bir Latin imparatorluğu kurdular. Bu yüzden Haçlılardan kaçan Bizanslılar, Trabzon-Rum ve İznik-Bizans imparatorluklarını meydana getirdiler. Kısa zaman içinde sınırlarını genişleten Trabzon Rumları, İznik Bizanslılarına yenilince Zonguldak yöresi İznik Bizans İmparatorluğuna bağlandı. 1261’de Latinlerin Avrupa içlerine doğru dönmeleri üzerine, yeniden Konstantinapolis’e dönen Bizanslılar, ülke birliğini sağladılar. Bizanslılar da kendileriyle iyi ilişkiler içerisinde bulunan Ceneviz’e Zonguldak yöresindeki iskelelerden ticari amaçla yararlanma hakkı tanıdı.

XIII.yüzyıl sonlarında, iç kısımların Türkler, kıyıların ise Cenovalı gemicilerce kontrole alınması üzerine yöre topraklarında Bizans hakimiyeti son buldu. Eflani, Devrek, Bartın, Safranbolu, Ulus ve şimdiki Karabük toprakları, 1335’te bağımsızlığını elde eden Candaroğulları Beyliği’nin sınırları içine girdi.

2.8. Osmanlı Dönemi
Padişah I.Murat’ın bölge topraklarını Osmanlı sınırlarına katmak istemesine halk karşı çıkar ve Candaroğulları Beyliği yanında yer alır. Osmanlılar da 1380 yılında Cenevizlilerle anlaşarak Karadeniz Ereğli’yi satın alır. 1392’de Yıldırım Beyazıt, Zonguldak bölgesini Osmanlı topraklarına katar, ama 1402 Ankara Savaşında Timur’a yenilince alınan topraklar tekrar Candaroğulları Beyliği’nde kalır. Padişah Çelebi Mehmet, ülke bütünlüğünü sağlama politikaları çerçevesinde, Zonguldak’ın güney kesimini 1417’de Osmanlılara katarken, kıyı şeridindeki iskelelerde ticari yaşam yine Cenevizlilerin elindedir. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet Amasra’yı alır. Candaroğulları Beyliği’ne son verir ve yöredeki Hıristiyan azınlıklar İstanbul’a yerleşmek zorunda kalır.

Osmanlı Devleti’nin ilgisini çekmeyen Zonguldak ve yöresi önce 1654 yılında Kazak korsanlarca, sonra da korsanlara karşı halkı korumak amacıyla gelen yeniçerilerce yağmalanır. Ekonomik ve ticari önemini yitiren bölgeye devlet sahip çıkmayınca eşkıyalar ve ayanların baskısı halkı göçe zorlar. Taşkömürünün 1829’da bulunmasıyla tekrar önem kazanan bölge 1882 yılından sonra yabancı sermayenin ilgi merkezi olur. Taşkömürü havzasındaki üretim ocakları İngiliz, Fransız, Alman, Belçika, Rus, Yunan ve yerli şirketlerce çalıştırılır. Yöredeki şirketlerinin haklarını korumak, kömür üretimini artırmak bahanesiyle Fransız askerler 08.03.1919’da Zonguldak’ı, 08.06.1919’da da Kdz. Ereğli’yi işgal eder. Var olan Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerinin oluşturduğu milis güçleriyle Fransızlar 18.06.1920’de Ereğli’den, 21.06.1920’de de Zonguldak’tan çekilmek zorunda kalır.

2.9. Alemdar Olayı
Alemdar, 1898’de Danimarka’da yapılmış 300 tonluk kurtarma gemisidir. Gemiye I.Dünya Savaşı’nda el konularak, deniz yolları emrine verilmiştir. Gemi itilaf donanmasının kontrolünde her an göreve hazır Kuruçeşme’de bekletilmektedir. İstanbul’da demirlemiş durumda bulunan Alemdar gemisinin Karadeniz’e kaçırılması planlandı. Gemi, 23 Ocak 1921’ gecesi gizlice Karadeniz’e açıldı ve ertesi sabah Ereğli’ye geldi. Muhittin Paşa’nın Ankara ile görüşmesi üzerine, geminin Trabzon limanına gitmesi emri verildi. Bu gelişmeleri duyan Fransızlar gemiye el koyarak İstanbul’a geri götürmek istediler. Kuvay-ı Milliyecilerin gemi içinden ve dışından yaptığı mücadelelerle Alemdar gemisi kurtarıldı. Bu olay tarihte Alemdar Olayı olarak geçti. 1921 yılı Haziran ayında, Fransız temsilcileri (Franklin Bauillan) ve Mustafa Kemal arasında başlayan Ankara Anlaşması’nın görüşmeleri sürerken, Osmanlı Bandıralı Giresun Vapuru ile 21 Haziran 1921 tarihinde Fransız işgal kuvvetleri, 2 yıl, 3 ay, 12 gün sonra Zonguldak’ı terk etmişlerdir. Bu süre içerisinde Fransızlar silahlı bir mücadele ile karşılaşmamışlardır.

2.10. Cumhuriyet Dönemi
14 Mayıs 1920’de müstakil mutasarrıflık olan Zonguldak Merkez, Bartın, Hamidiye (Devrek), Ereğli kazalarından oluşmuştur. Kuruluşları, Cumhuriyetin ilanından (29 Ekim 1923) sonra olan, illerin ilki Zonguldak’tır. 1 Nisan 1924’te teşkil edilen Zonguldak Vilayetine, 1927’de Safranbolu kazası da bağlandı. Sonraki yıllarda ilin bazı kasabaları da birer ilçe merkezi olarak teşkilatlandırıldı.

Çaycuma, Devrek’in bir nahiyesi iken, 1944 yılında ilçe oldu. Yine aynı yıl uzun yıllar Safranbolu’nun bir bucak merkezi olan Ulus da Zonguldak’ın yedinci ilçesi olarak kuruldu. Daha sonra sırasıyla, 1953’te Karabük ve Eflani, 1957’de Kurucaşile ilçe merkezi oldular. Temmuz 1987’de Alaplı, Amasra ve Yenice kasabaları, Mayıs 1990’da da Gökçebey kasabasının kaza haline getirilmesiyle Zonguldak’ın ilçe sayısı on üçe yükselmiştir.

Ancak 28.08.1991 gün ve 3760 sayılı yasayla Bartın’ın il olması sonucu Bartın’ın yanı sıra Amasra, Ulus, Kurucaşile; 6.6.1995 gün ve 550 sayılı yasayla da Karabük’ün yanı sıra, Eflâni, Safranbolu ve Yenice ilçelerinin ayrılmasıyla ilçe sayısı beşe düşmüştür. Kaynak: İl Müdürlüğü Arşiv