Tunceli Hakkında Genel Bilgiler

Türkiye'nin İlleri
Tunceli hakkında bilgiler; İklim Tunceli ilinin coğrafi yapısı nedeniyle il düzeyinde farklı iklim özellikleri görülmektedir. 700 metre rakımla başlayan yükselti Munzur Dağları’nda 3.450 metreye kadar...
EMOJİLE

Tunceli hakkında bilgiler;

İklim

Tunceli ilinin coğrafi yapısı nedeniyle il düzeyinde farklı iklim özellikleri görülmektedir. 700 metre rakımla başlayan yükselti Munzur Dağları’nda 3.450 metreye kadar çıkmaktadır. Yükselti farklılığı nedeniyle ilkbahar ve sonbahar aylarında Mazgirt, Pertek, Çemişgezek ve Tunceli il merkezinde yağışlar yağmur, ilin kuzeyinde bulunan Ovacık ve Pülümür ilçelerinde karla karışık yağmur, Munzur Dağları’nda ise kar ve tipi şeklinde düşmektedir. Tunceli’nin coğrafi yapı itibariyle vadi, plato ve yüksek meyilli dağlık bir yapıya sahip olması nedeniyle ilkbahar aylarında havanın yumuşamasıyla birlikte Ovacık ve Pülümür vadisinde genellikle çığ olayları yaşanmaktadır.İlin kuzeyde 3.500 metre yükseltili dağlık alanlardan, güneyde 700 metreye kadar alçalan çok engebeli arazi yapısı, sıcaklık, yağış, rüzgâr ve güneşlenme gibi iklim verileri açısından önemli farklılıklar yaratmaktadır.

İklim farklılıkları, diğer doğal ve fiziki verilerle birlikte, Keban Baraj Gölü’nde kıyı turizmine, ilin kuzeyinde ise kış sporlarına yönelik turizmin geliştirilmesine olanak sağlamaktadır. Tunceli il merkezinin 1975-2011 yılları arası iklim verileri incelendiğinde, ortalama toplam yıllık yağış miktarı 813,4 mm.(kg/m2)dir. En az yağış yaz aylarında, en çok yağış ise sonbahar ve kış aylarında düşmektedir. Yaz aylarında kuzeybatıdan esen kuvvetli rüzgârların etkisiyle iklim kurak geçmektedir. Kış aylarında ise rüzgâr genellikle güneybatıdan hafif esmektedir. Meteoroloji verilerine göre, ilde ortalama en yüksek sıcaklık 35,0 oC ile Ağustos ayında, ortalama en düşük sıcaklık ise –5,4 oC ile Ocak ayında yaşanmaktadır.

-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-


Bitki Örtüsü

Doğu Anadolu’nun YukarıFırat bölümünde yer alan Tunceli ilinde sert kara iklimi hüküm sürer. Yazlar serin ve kısa, kışlar uzun ve çok soğuk geçer. Aylarca soğuk sıfır derecenin altındadır. Keban Baraj Gölü civârında iklim nispeten yumuşaktır. İl toprakları aylarca karlarla örtülüdür. 2700 m’den yüksek yerler devamlı karlıdır. Senelik yağış miktarı 800 ile 1100 mm arasındadır.

Dağların çoğu çıplaktır. Orman ve fundalıklar il topraklarının % 30’unu; çayır ve mer’alar % 40’ını teşkil eder. Ekili ve dikili saha ise % 15’tir. Dağlarda daha çok meşe ormanları vardır. Vâdi yamaçlarında, çınar, dışbudak, ardıç, gürgen ve kavak ağaçları bulunur. Mer’alarda ot boldur. Çalı tipi makiler yaygındır.


Flora

Tunceli ilinde çok farklı veriler sunan fiziki coğrafya özelliklerine, iklim farklılıkları ve çok zengin olan su kaynaklarına bağlı olarak ortaya çıkan bio-çeşitlilik, il topraklarında özellikle bahar aylarında bitki örtüsü ve doğal peyzaj bakımından zengin görüntülerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Doğu Anadolu Orman Kuşağı içinde kalan il topraklarının % 27’sini kaplayan ve genelde bodur ve baltalık meşe ağaçlarından oluşan ormanlar, ilin orta ve kuzey kesimlerinde, Tunceli Merkez, Ovacık, Pülümür, Hozat ve Nazımiye ilçelerinde yoğunlaşmaktadır. İlin kuzeyinde batıdan doğuya sıralar halinde uzanan dağların 1800-2000 metreden daha yüksekteki sarp ve dik yamaçları, doğal koşullar ve iklim nedeniyle genel olarak çıplaktır. Bu dağların güney yamaçlarında, 1800 metreden daha alçak kesimlerde yer yer meşe ve ardıç topluluklarına rastlanmaktadır.

Dağların güneye doğru alçalan orta ve güney kesimlerinde, tek tek yükselen dağlarla, bu dağları birbirinden ayıran sırtlar genelde meşe ormanlarıyla kaplıdır. Vadilerde ve akarsu boylarında meşe ağaçlarının yanı sıra ardıç, gürgen, dişbudak, akağaç, söğüt, kavak ve çınar ağaçları da bulunmaktadır. Platolarda doğal bitki örtüsünü kısa boylu çayır otları oluşturmaktadır. Munzur Vadisi tabanında ve su boylarında karışık olarak karaağaç, akağaç, kızılağaç, dişbudak, çınar, asma, huş, ceviz, yabani fındık, kavak, söğüt ve çalı türlerinden oluşan zengin bir bitki örtüsü bulunmaktadır. Alt flora, meşelerin koru niteliğinde olduğu yerlerde zengin durumdadır.Bitki örtüsü bakımından çok zengin olan Munzur Vadisi Milli Parkı florasında 1518 çeşitli bitki kayıtlıdır. Bu bitkilerin 43 çeşidi Munzur Dağlarına özgü olup 227 çeşidi ise Türkiye’ye ait endemik türlerden oluşmaktadır.

Munzur Dağlarından başka hiçbir yerde bulunmayan endemik bitkiler arasında; Çan Çiçeği, Erzincan Kirazı, Binbirdelikotu, Munzur Kekiği, Munzur Düğün Çiçeği, Dağçayı, Munzur Dağı Oltuotu ve Menekşe sayılabilir. Çemişgezek ve Pertek ilçelerinde orman varlığı gün geçtikçe azalmaktadır. Keban Baraj Gölü’ne bakan kesimlerde bodur meşeliklere rastlanmaktadır. Güney ilçelerinde orman varlığının zayıflamasına karşın meyve bahçelerinin yaygın olması, bitki örtüsünü zenginleştirmektedir. İlin özellikle orta ve kuzey kesimlerinde düzlüklerde ve akarsu kenarlarında ilkbahar aylarında canlanan çeşitli kır çiçekleri, rengârenk örtüler halinde çok güzel görüntüler oluşturarak ilin bitki çeşitliliğine çok önemli katkı yapmaktadır. Tunceli Sarımsağı Ülkemizin endemik bitkileri arasında bulunan ve bilim otoritelerine göre kültür sarımsağının atası olarak kabul edilen “Tunceli Yaban Sarımsağı” (Allium Tuncelianum) Dünya’da sadece Tunceli’de ve özellikle Munzur dağları eteklerinde yer alan Ovacık ve Pülümür ilçelerinde yaygın olarak bulunan ve kendiliğinden yetişen endemik bir bitki türüdür. Bitki, endemik olması ve ‘Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı’nda zarar görebilir bitkiler arasında yer alması nedeniyle korunması gereken bitkiler içinde değerlendirilmektedir.

Tunceli sarımsağı, tek dişli, üzerindeki kabukların arasında küçük diş benzeri oluşumlar bulunan, bilinen sarımsak aromasına sahip, diğer sarımsak türlerinden farklı olarak çiçeklenip tohum verebilen bir türdür. Tunceli sarımsağı mayıs ayında yeşerir, Ağustos sonuna doğru ise tohumları olgunlaşıp dökülür. Tek dişli olması, kabuk sayısının kültür sarımsağından az (1-2 adet) olması ve 18–20º C’de uzun süre saklanabilmesi gibi özellikleri nedeniyle tüketim amacıyla olduğu kadar endüstride de kullanım şansı bulunmaktadır. Yöre insanı tarafından dağlardan toplanarak ‘Kaya Sarımsağı’ adı altında satılmaktadır. Ters Lale Dünyada yalnızca Hakkâri’de yetiştiği sanılan ve ‘Ağlayan Gelin Çiçeği’ adı da verilen ters lale, Tunceli dağlarının doruklarında yetişmektedir. Her sabah göbeğinden yaydığı su nedeniyle ağlayan gelin adını alan çiçek, aynı zamanda kutsal kabul edilmektedir. Boyu yaklaşık 75 santimetredir. Her dalında altı adet lale ters olarak büyür.


Fauna

Tunceli ili, yaban hayatı bakımından oldukça zengindir. Özellikle Munzur Vadisi ve çevresi yaban hayvanları için elverişli bir ortam sunmaktadır. Çengel Boynuzlu Yaban Keçisi ve Bezuvar isimli iki tür dağ keçisi ile av kuşlarından Ur Kekliği bu yöreye özgü ilginç ve nadir türlerdir. Çengel boynuzlu yaban keçisi, yazın orman sınırının üzerindeki kayalık yerlerde, kışın ormanın içindeki sarp yerlerde yaşamaktadır. İlde sansar, kokarca, porsuk, tavşan, dağ keçisi, dağ koyunu, tilki, boz ayı, domuz, kurt, sincap ve kirpi yaban hayatının yaygın türlerini oluşturmaktadır. Mağaralarda ve kaya kovuklarında yaşayan boz ayı Munzur yaban hayatının önemli büyük memelilerinden biridir. Bölgenin diğer büyük memelileri, orman içerisindeki kayalıklarda yaşayan vaşak, yaban domuzu ve bozkurt’tur.

İlde yırtıcı kuşlardan kartal, akbaba, doğan, şahin, atmaca, kerkenez, tellice ve çaylaklara hemen her yerde rastlanmaktadır. Gece yırtıcılarından puhu kuşu, baykuş ve yarasa da yaygın türlerdendir. Yörede yaşayan diğer kuş türleri arasında keklik, çil keklik, toy, mezgeldek, turna, bıldırcın, çulluk, üveyik, tahtalı ve kaya güvercinleri, bazı ördek türleri ve ender olarak da kaz bulunmaktadır. Munzur Suyu, kırmızı benekli alabalık türlerinin yetişmesine çok elverişli olup, özellikle yukarı çığırında bol alabalık yaşamaktadır. Munzur Suyunda alabalık, kepenez ve dargın balığı, suyun ısındığı aşağı kısımlarda yayın balığı, diğer akarsularda ise alabalık, kepenez balığı ve çay balığı bulunmaktadır. Keban Baraj Gölünde ise sazan, küpeli balık ve turna balığı türleri bulunmaktadır. Ovacık’ın doğusunda Munzur Gözelerinin 1-2 Km. güneyinden başlayarak, başta Munzur Suyu ve Mercan Deresi olmak üzere Tunceli’ye kadar 80 Km.lik alana yayılmış bulunan kırmızı benekli alabalık önemli bir değere sahiptir.

Munzur Vadisinde kültür balıkçılığı ve alabalık yetiştirme alanlarının belirlenerek alabalık üretme ve yetiştirme istasyonlarının kurulması ve kaçak avlanmanın önlenmesi, endemik alabalık türünün sürdürülmesi açısından gerekli görülmektedir. Tunceli ilinde oldukça zengin olan yaban hayvan varlığı içerisinde özellikle bu yöreye özgü nadir türler olarak ön plana çıkan çengel boynuzlu keçi ve bezuvar isimli iki tür dağ keçisi, ur kekliği ve alabalık türlerinin kaçak avlanmaya karşı denetimlerle korunması, hem yaban hayatının çeşitliliğinin korunması hem de turizmin geliştirilmesi açısından önemlidir.


Ekonomik Yapı

Nüfusun yüzde 34,03’ünün köy ve beldelerde yaşadığı Tuncelililerin temel ekonomik etkinliği tarım ve hayvancılıktır. Tarıma elverişli alanlar oldukça kısıtlıdır. Geleneksel el sanatları arasında bugün için kaybolmaya yüz tutmakla birlikte dokumacılık, çömlekçilik ve dericilik yapılmaktadır. Çeşitli kesimlerinde jips içeren cevher yataklarına rastlanan Tunceli, Pülümür yöresindeki tuzlalar dışında yer altı kaynakları bakımından  da yoksuldur. Tunceli de bitkisel üretim, canlı hayvan ve hayvansal ürünler yetiştirilmektedir. tarımsal ürünlerde dış ticaret söz konusu değildir.Toplam arazinin 113.180 hektarında tarım yapılabilmektedir.Tunceli başta pülümür olmak üzere arıcılık açısından mükemmel sayılabilecek bir doğaya ve endemik bitki yapısına sahiptir. Başlıca bitkisel ürünler arasında Ovacık fasulyesi ve ceviz üretilmektedir.

 

Pülümür Bağırpaşa Dağının Zirvesindeki Krater Gölü

Tunceli İlçeleri

Merkez : Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte 25 Aralık 1935 tarih ve 2884 sayılı kanunla önce Dersim sonra da Tunceli adıyla il yapılmıştır. Yeni kurulan Tunceli iline, Erzincan’ın Pülümür, Elazığ’ın Nazımiye, Hozat, Mazgirt, Pertek, Ovacık ve Çemişgezek ilçeleri bağlanmıştır. Nüfusu 37123 ‘tür. Tunceli Merkez ilçenin Çemişgezek’e uzaklığı 123 km, Hozat’a uzaklığı 96 km, Mazgirt’e uzaklığı 33 km, Nazımiye’ye uzaklığı 37 km, Ovacık’a uzaklığı 58 km, Pertek’e uzaklığı 52 km, Pülümür’e uzaklığı 67 km’dir.

Çemişgezek : Çemişgezek, Tunceli’nin güneybatı kısmında bulunan bir ilçedir. 123 km mesafeyle Tunceli’ye en uzak ilçe konumundadır. Bu yol aşırı virajlı ve standartların altında olmasından dolayı az kullanılmaktadır. İl merkezine ulaşım daha çok Elazığ ili üzerinden sağlanmaktadır. Bu yolun toplam uzunluğu 198 km’dir. İlçenin toplam yüzölçümü 877 kilometrekaredir. ilçede ilk belediye teşkilatı 1881 yılında kurulmuştur. Deniz seviyesinden yüksekliği 975 m olan ilçe, kuzeyinde Ovacık, doğusunda Hozat, kuzeybatısında Erzincan (Kemaliye) ile komşudur. Güneybatısı Keban Baraj Gölü ile çevrilidir. Karasal iklim hakimdir. İlçe çeşitli tarihlerde büyük göçler yaşamıştır. Bugün itibarıyle ilçeye bağlı 33 köy ve 25 mezra bulunmaktadır. Nüfusu 7566 ‘dır. 2002 yılı verilerine göre ilçede 935 hane bulunmakta olup, bunların %80’i taştan yapılma ahşap binadır. Çemişgezek idari bakımdan Tunceli iline bağlı olsada tarihi, sosyo-kültürel, ulaşım gibi sebeplerden dolayı Elazığ ili ile ekonomik ve ticari ilişkileri daha fazla gelişmiştir. İlçe merkezinin nüfusu 2.973 kişi olup toplam nüfusu 7860’dır.

Pertek : Pertek adının Selçuklular zamanında oğuz boyları tarafından kaleye dikilen siyah renkli tunçtan yapılmış bir kuş heykelinden alındığı anlaşılmaktadır. Bolluk ve bereket sembolü olarak kaleye dikilen bu kuş “Pertek” veya “Pirtek” adları ile bilindiğinden yerleşim birimi, rengine izafen “Karakuş” adıyla da anılmıştır. Selçuklular zamanında yapılan kale han, hamam, camiler, medreseler ve aş evlerinden oluşan bir külliyeye sahip olan Pertek aynı zamanda bir eğitim merkezi olarak tarihteki yerini almıştır. Mengüç bey ve sülalesi tarafından yönetilen Pertek’te bu döneme ait çeşitli yapılar mevcuttur. Külliyeden geriye kalan yapılardan biri olan tarihi cami Pertek ilçe merkezine taşınmıştır. Ancak dönemin tarihi kalıntılarından en ilginci olanı ve “Cıncıklı Oda” adıyla bilinen yapı Keban Baraj Gölü suları altında kalmıştır. Pertek 19. yüzyıl sonlarında Mamuretül Aziz (Elazığ) vilayetinin Dersim sancağının Çarsancak (bugünkü Akpazar)kazasına bağlı nahiye olarak yönetilmekte idi. Pertek te ilk belediye teşkilatı 1885 yılında kurulmuştur. 1872 Elazığ vilayet tutanaklarına göre Pertek merkez ve köylerinde 25.000 kişinin yaşadığı tespit edilmiştir.1936 yılında Tunceli vilayetinin oluşturulmasıyla Tunceli’ye bağlı bir ilçe olan Pertek, 1937-1947 yılları arasında diğer ilçelerle birlikte geçici olarak Elazığ’dan yönetilmiştir.

1972 yılında Keban Baraj Gölü suları altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalan tarihi Sungur Bey ve Çelebi Ağa camileri Pertek’e taşınmıştır. Pertek ilçesi Til köyünde bulunan kilise ise baraj gölünün suları altında kalmıştır. Pertek, doğuda Mazgirt, güneyde Elazığ İli, batıda Çemişgezek, kuzeyde ise il merkezi ve Hozat ile komşudur. Toplam yüzölçümü 947 kilometrekare olan ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1050 metredir. Tunceli il merkezine 52 km Elazığ il merkezine ise 33 km uzaklıktadır. Keban Baraj gölü ilçe ile Elazığ ili arasında doğal sınır oluşturmaktadır. Pertek ile Elazığ arasındaki ulaşım Keban baraj gölünden 3 Km lik feribot yolculuğu ile sağlanmaktadır. İlçe merkezi Sakaltutan Dağlarının güney kesiminde bulunan Süpürgeç Dağının güney eteklerinde yer alır. Ortalama yükseltisi 1025 metre olup, İlçede 45 köy, 73 mezra olmak üzere toplam 118 yerleşim yeri bulunmaktadır. Bu köylerin tamamı dolu olup, sadece 17 mezra boş durumdadır. İlçe merkezinin nüfusu 7.077 kişi olup, toplam nüfusu 12.198’dir.

Mazgirt : Halk dilinde “Mezingirt” diye anılır. Adı Urartu dilinde şehir anlamına gelen Gert’ten üretildiği sanılmaktadır. Doğusunda Karakoçan ile doğal sınır oluşturan Peri Çayı, batısında Tunceli Merkez ile sınır oluşturan Munzur Çayı, kuzeyinde Nazımiye ve güneyinde Keban Baraj Gölü bulunmaktadır. İl Merkezine uzaklığı 33 kilometre olup, Tunceli-Elazığ Karayolunun 11 km kuzeyindedir. Denizden 1400 metre yükseklikte olan Mazgirt’in en yüksek noktası, 2033 metreyle Kırklar Dağıdır. İlçe 709 kilometrekare yüzölçümüne sahiptir. 2 belde ve 69 köyden oluşmaktadır. İlçe Belediyesi dışında Akpazar ve Darıkent beldelerinde de iki belediye mevcuttur. İlçe merkezinin nüfusu 2.107 kişi olup toplam nüfusu 8.622 kişidir.

Pülümür : Pülümür, Cumhuriyet döneminden 1936 yılına kadar Erzincan’a bağlı bir ilçe olarak kalmıştır. 4 Ocak 1936 tarihinde Tunceli adı ile kurulan ilin yedinci ilçesi olarak Tunceli vilayetine katılmıştır .Pülümür, Tunceli ilinin kuzeydoğusunda yer alan 1650 m rakımlı bir ilçedir. Tunceli il merkezinin 67 km kuzeydoğusunda yer alan Pülümür’ün doğusunda Bingöl, kuzeyinde Erzincan ile güneyinde Nazımiye ve batısında Ovacık bulunmaktadır. İlçenin kuzeyi Mercan ve Munzur Dağ silsilesiyle çevrilidir.Arazinin genel yapısı engebeli ve dağlıktır. Elazığ-Erzurum karayolu üzerinde kurulu ola Pülümür Erzincan karayolu ile Mutu Köprüsünden geçen demiryoluna ulaşır. 1505 kilometrekare yüzölçümlü ilçe de karasal iklim hakimdir. Akarsular bakımından zengin kaynaklara sahip, İlçe Merkezinin nüfusu 1.766 olup toplam nüfusu 3.307’dir. Hozat : Hozat adının eski türk dilinde “sıçramak, hoplamak” anlamına gelen Hozmak’tan geldiği sanılmaktadır. Hozat’ta ilk belediye 1927 yılında kurulmuştur. Tunceli’nin doğusunda kalan Hozat’ın kuzeyinde Ovacık, güneyinde Pertek ve batısında Çemişgezek ilçeleri bulunmaktadır. Deniz seyiyesinden 1520 metre yüksekliktedir. Yüzölçümü 804 kilometrekaredir. Tunceli merkezine Pertek üzerinden 96 km uzaklıkta olup, en önemli geçim kaynaklarının başında arıcılık gelmektedir. Hozat İlçesinin Merkez ve Çağlarca bucağına bağlı toplam 30 köyü vardır. Kayıtlı olan mezra sayısı 118’dir. İlçe merkezinin nüfusu 6.693 kişi olup toplam nüfusu 8.661’dir.

Nazımiye : 25 Aralık 1935 tarih ve 1885 sayılı Kanun ile Tunceli Vilayetinin kurulmasıyla birlikte 4 Ocak 1936 tarihinde Tunceli iline bağlanmıştır. Nazımiye İlçesi doğuda Bingöl, batıda il merkezi, Pülümür ve Karakoçan (Elazığ) ilçesi ile karayolu bağlantısı vardır. İlçenin il merkezine uzaklığı, 37 km olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1550 m’dir. Tunceli’nin 553 kilometrekare yüzölçümü ile en küçük ilçesidir. İlçenin dağlık olması sebebiyle sık ve derin vadiler ile yarıldığı görülür. Arazi, 3. jeolojik dönemde oluşmuştur. Belli başlı yükseltileri Düzgünbaba Dağı (2097 m), Hamit Baba Dağı (2133 m) ve Bedir Dağı’dır (2614 m) başlıca akarsuları batıda Pülümür Çayı ve güneydoğusunda Karakoçan ilçesi ile sınır oluşturan Peri Çayı’dır. Tunceli-Elazığ ile Bingöl-Elazığ doğal sınırını oluşturur. Düzgün Baba Dağı ve Ziyaretgahı Nazımiye İlçe merkezine yaklaşık 15 km mesafede bulunmaktadır. Düzgün Baba Dağının yüksekliği 2097 m. olup, ziyaret yeri dağın zirvesinde bulunmaktadır. Ziyaret esnasında uğranılan yerlerden olan Çile Mağarası 2100 m. yüksekliktedir.

Yol boyunca doğal güzellikler eşliğinde ziyaret yerine ulaşılmaktadır. Dereova Şelalesi (Gelin Pınarı) il merkezine 46 km Nazımiye ilçe merkezine 11 km uzaklıkta bulunan Dereova köyündedir. 20 m. yükseklikten ve 3 kaynaktan dökülen sular Pülümür Çayı’na karışır. Harik kaplıcaları, Aşağı Doluca köyünde vadi içerisinde yer alır. İlçe merkezine 16 km uzaklıktaki kaplıcanın tek kaynaktan çıkan suyunun akım değeri 2 lt/sn, sıcaklığı 39 derece, PH değeri ise 5.0’dır. Nüfusu 3162 ‘dir. İlçe Merkezi bir mahalle 2 mezra olmak üzere üç yerleşim biriminden oluşmaktadır. İlçeye bağlı 25 köy, köylere bağlı 171 mezra vardır. İlçe 1876 yılında kurulmuş olmasına rağmen belediye teşkilatı ancak 1930 yılında kurulabilmiştir. İlçenin başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. İlçe merkezinin nüfusu 1.950 kişi olup toplam nüfusu 3.378’dir.

Ovacık : Ovacık, Tanzimat Fermanının ilanından sonra 1879 yılında Hozat İlçesi merkez olmak üzere Dersim vilayetine bağlanmıştır. Dersim Vilayeti 1886 yılında mutasarrıflığa indirilince Pülümür hariç Tunceli’nin diğer ilçeleri ile birlikte Mamuret-ül Aziz (Elazığ) vilayetine bağlanır. Ovacık İlçesi 1908 yılında Hozat mutasarrıflığından ayrılarak halen bucak mekezi olan Yeşilyazı’da ayrı bir ilçe olarak teşkil edilmiştir. Birinci Dünya Savaşında Rusların bölgeyi işgal tehlikesi üzerine ilçe geçici olarak Hozat ilçesinden idare edilmiş tehlike geçtikten sonra merkez yine Yeşilyazı Bucağına, 1935 yılında da Tunceli iline bağlanmıştır. İlçe merkezi 1938 yılında Yeşilyazı’dan alınarak bugünkü yeri olan Pulur Mahallesine nakledilmiş ve aynı yıllarda belediyelik olarak tarihteki yerini almıştır. İlçe adını dağların arasında bulunan ovadan almaktadır. Doğuda Tunceli ve Pülümür, batıda Çemişgezek ve İliç (Erzincan), kuzeyde Kemah (Erzincan) ve Erzincan (merkez ilçe), güneyde ise Hozat ile komşudur. 1538 kilometrekarelik yüzölçümü ile ilin en büyük ilçesidir. Arazinin %25’ini platolar, %15’ini ova ve düzlükler, %60’ını da dağlar oluşturmaktadır. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1300 metredir. Ziyaret tepe (3071 m) Ovacık’ın en yüksek noktasıdır. İlçe Munzur Vadisini takip eden 58 km asfalt yol ile il merkezine bağlanır. İlçede Pulur ve Kandolar mahallesinden oluşan ilçe merkezine bağlı 42 köy, Karaoğlan Bucağına bağlı 7 köy ve Yeşilyazı bucağına bağlı 13 köy bulunmaktadır. İlçe merkezinin nüfusu 3.702 kişi olup toplam nüfusu 6.352’dir.

Ters Lale

Tunceli Ulaşımı

Havayolu : Tunceli’ye eşit uzaklıkta (yaklaşık 135 km) Elazığ ve Erzincan illerinde havalimanı bulunmaktadır.Ayrıca yapımı devam eden Bingöl Havalimanı da Tunceli’ye yaklaşık 140 km uzaklıktadır.

Denizyolu : Keban Baraj Gölü üzerinden Pertek ve Çemişgezek ilçeleri ile Elazığ arasında feribot seferleri yapılmaktadır.

Demiryolu : İlde demiryolu bulunmamaktadır. En yakın demiryolu hattı, Tunceli’nin kuzey sınırında Erzincan’dan (Mutu Köprüsü), güney sınırında ise Elazığ’dan geçmektedir.

Karayolu : Tunceli, Doğu Anadolu’nun kuzey ve güneyini birbirine bağlayan Erzincan-Elazığ kara yolu üzerinde yer almaktadır. Tunceli topraklarında kuzey güney yönünde uzanan ve Erzincan’ı Pülümür, Tunceli ve Pertek üzerinden Elazığ’a bağlayan kara yolu, Tunceli merkezinden geçmektedir. Tunceli’ye bağlı ilçeler bu ana eksene bağlanmaktadır. Tunceli- Erzincan kara yolu aynı zamanda Güneydoğu Anadolu’yu Doğu ve Karadeniz bölgelerine bağlayan devlet kara yollarından biridir. Tunceli’nin İç Anadolu ve Karadeniz illeri ile ulaşım bağlantısı kuzeyde sınırdan geçen Erzurum-Erzincan kara yolu ile güney illeri ile olan ulaşım bağlantısı ise Elazığ’dan geçen Bingöl Elazığ Malatya kara yolu ile sağlanmaktadır. Eskiden Pertek-Elazığ bağlantısını sağlayan köprü Keban Baraj Gölü suları altında kaldığı için günümüzde Pertek ve Çemişgezek’te kurulan feribot iskeleleri ile Elazığ yakasına ulaşım sağlanmaktadır. Pertek Elazığ arasında her gün 07.00 ile 22.00 saatleri arasında her yarım saatte bir karşılıklı sefer yapılmaktadır. Feribotların bir iskeleden diğerine ulaşması yaklaşık on beş dakika sürmektedir. Feribot ulaşımı sayesinde yirmi dakikası kara yolu ulaşımı olmak üzere Pertek’den Elazığ’a yaklaşık yarım saatte ulaşılmaktadır. Tunceli Pertek Kara yolu çok virajlıdır. Çemişgezek’ten Elazığ’a ise feribotla ulaşım yaklaşık on beş dakika sürmektedir. Feribotlar saatte bir sefer yapmaktadır. Tunceli-Elazığ kent merkezleri arasında uzaklık kara yolu ile Elazığ-Kovancılar yolu üzerinden 136 km, Pertek’den feribotla gidildiğinde ise Tunceli-Elazığ arasındaki kara yolu uzaklığı Keban Baraj Gölü geçişi hariç 75 km’dir. İlde bir adet otobüs işletmesi bulunmaktadır. Her gün düzenli olarak Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Hatay, Mersin, Adana, Kayseri, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Konya, Nevşehir, Denizli, Uşak, Trabzon, Erzurum, Erzincan, Afyonkarahisar, Balıkesir, Adapazarı, Bolu illerine sefer yapılmaktadır.

Tunceli Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri

Buyerbaba : [Dağ] , Pülümür Kocatepe Köyü yakınlarında bulunan Buyer Baba Dağı yaklaşık 3.000 m. yüksekliği ile Munzur Dağları’nın zirvelerinden biridir. Zirvesinde bir de krater göl bulunur.

Bedir : [Dağ] , 2614 metre yüksekliğe sahiptir.

Ovacık : [Ova] , 74 km2 büyüklüğünde ve 1350 metre yükseltili Ovacık Ovası’nda toprak tarımsal üretime elverişli olmasına rağmen iklim çok sert olduğu için tarımsal etkinlikler sınırlıdır.

Buyer Baba : [Göl] , Tunceli’nin bütün dağları gibi kutsal kabul edilen Buyer Baba Dağı’nın zirvesinde bulunan krater gölünün suyu yaz kış hep aynı seviyededir.

Munzur : [Vadi] , Munzur dağlarının orta bölümündeki tepelerin güney yamaçlarında yer almaktadır. Vadinin doğal bitki örtüsünün yanında dar ve derin yerlerde dik yamaçlardaki kaya oluşumları ilgi çekicidir.

Karasu-Aras Dağları : [Dağ] , En yüksek noktası 3.292 m. olup, alt etekleri meşe ve ardıç ağaçları ile kaplıdır.Batısında Pülümür Çayı, kuzeyinde Karasu Vadisi ve Irmağı, güneydoğusunda Peri Suyu Vadisi bulunmaktadır

Karaoğlan : [Dağ] , Karaoğlan Dağı Tunceli ili içinde yer almaktadır. İl Merkezi ile Ovacık İlçesi arasında bulunan Karaoğlan Dağının yüksekliği 2422 metredir.

Hamit Baba : [Dağ] , 2133 metre yüksekliğe sahiptir.

Bağırpaşa : [Dağ] , En yüksek noktası 3.287 metredir. Munzur Dağlarını Karasu-Aras Dağlarına bağlayan geniş ve yüksek Bağırpaşa Dağı, ilin kuzeydoğu ucunu tamamıyla kaplamaktadır. Zirveleri sürekli kar ve buzla kaplıdır.

Mercan : [Dağ] , Yüksekliği yaklaşık 3000 metre kadardır. Çıplak ve sarptır. Erzincan ovasına doğru dik meyillerle iner, üzerinde bir dizi sırt ve tepeler yükselir. Bunların en yükseği Akbaba tepesidir.

Keban : [Baraj Gölü] , Çemişgezek, Pertek ve Mazgirt ilçelerinin 51 köyünün kısmi arazilerini kaplamış bulunmaktadır. 675 kilometrekarelik alana sahip baraj gölünün, yöre iklimi üzerinde olumlu etkileri olmuştur.

Yılanlı : [Dağ] , 1800 metre yüksekliğe sahiptir.

Munzur : [Çay] , Munzur Suyu, farklı yönlerden gelen Havaçor, Mamuşağı, Şamuşağı, Kabuşağı, Nanikuşağı, Haçılı, Mercan, Merho, Kalan derelerinin sularını toplar. Munzur Suyu, il merkezinde Pülümür Suyu ile birleşir.

Ziyarettepe : [Dağ] , Ziyaret Tepe 3071 metre yüksekliktedir.

Bakır : [Dağ] , Pülümür’ün doğusundaki 3106 metre yüksekliğe sahip Bakır Dağından Erzurum Ovası ve Palandöken dağı seyredilebilmektedir. Bu dağ Tunceli’nin en sarp ve çetin yeridir.

Fekrik : [Dağ] , Fekrik Dağı 3362 metre yüksekliktedir.

Katır : [Dağ] , Katırdağı (3129 m)

Düzgünbaba : [Dağ] , Nazımiye ilçesine yaklaşık 15 km mesafede bulunan Düzgün Baba Dağının yüksekliği 2097 metre olarak belirlenmiştir. Tepesinde çile denilen bir de mağara bulunmaktadır.

Eğripınar : [Dağ] , Eğripınar Dağı (3111 m)

Zeranik : [Ova] , Munzur Çayının çıkış noktasından başlar ve Ovacık’ın doğusuna kadar uzanmaktadır. Yüzölçümü, 85 kilometrekaredir. Etrafı yüksek dağlarla çevrilidir. Çok sert bir iklime sahiptir.

Kırklar : [Dağ] , Kırklar Tepesi Mazgirt İlçesinin doğusunda 2033 metre yüksekliktedir.

Sülbüs : [Dağ] , 3000 metrelik Sülbüs Dağı zirvelerinde kar keyfi yaşanır.

Ovacık Karagöl : [Göl] , Ovacık’ın kuzeyinde Munzur’un zirvesinde oluşmuş krater gölüdür.Bulunduğu çukurda yaz kış kar kalkmaz.

Topatan : [Dağ] , Hozat’ın güneydoğusundaki Topatan Tepenin yüksekliği 2234 metredir.

Munzur : [Dağ] , Tunceli’nin kuzeybatısı, kuzeyi ve kuzeydoğusunda sıralar halinde 130 km. boyunca uzanan dağ silsilesine Munzur Dağları adı verilmiştir. Munzur Dağlarının doruklarında yükseklik genellikle 3.000 m’dir

Akbaba : [Dağ] , Tunceli’nin en yüksek noktası, Munzur Dağları’nın doğusunda bulunan ve yüksekliği 3463 metre olan Akbaba Tepesidir.

Yeşilyazı : [Ova] , Ovacık ilçesinin Yeşilyazı bucağında bulunan 44 km2 büyüklüğündeki Yeşilyazı Ovası’nda hububat ve bakliyat ekimi yapılmakta ve bu alanların bir kısmı sulanabilmektedir.

Balikan : [Dağ] , 2150 metre yüksekliğe sahiptir.

Peri : [Çay] , Tunceli’nin doğal doğu sınırını oluşturmaktadır. Akım yönü güneybatıdır ve Keban Baraj Gölüne dökülmektedir.Kar sularıyla beslendiği için yazın bile suyu boldur.

Tunceli tarihçesi

Tunceli’nin Çemişgezek ilçesi güneyinde yer alan Keban Baraj Gölü altında kalan Pulur (Sakyol) Höyüğünde 1968-1970 yılları arasında yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular, yöreye Kalkolitik Çağda (M.Ö. 5500-3500) yerleşildiğini göstermektedir. Pulur’da bulunan Höyükte yapılan kazılarda kale görünümünde evlere, ocaklara, dibeklere, çeşitli öğütme araçlarına, çeşitli hayvan resimlerine, tunçtan yapılmış iğne ve kazma gibi çeşitli madeni eşyalara rastlanmıştır. İşuva (Hurri-Mitanni) adıyla anılan bölgede yazılı tarih M.Ö. 2200’lerde Subarrularla başlamaktadır.

1935 yılında çıkartılan bir yasayla Tunceli adını alan bölgenin adı Dersim olarak bilinmektedir. Dimili lehçesinde der (kapı), sim (gümüş) sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçeye gümüş kapı olarak çevrilen Dersim adı ile ilgili olarak M.Ö. 4. yüzyıla ait bilgiler bulunmaktadır. Yunan gezginlerinin burası için Daranis dedikleri görülmektedir. M.Ö. 519 yılında Dara (Darius) Perslere kral olunca, tarihçi Ptolemy bugünkü Tunceli’yi, Daranalis olarak kaydetmektedir. Bu isim, yüzlerce yıl kullanılmıştır.

Dersim adının kökeni konusunda kabul edilen başka bir görüşe göre; Dersimliler, Hazar Denizi’nin güneyindeki Pers öncesi halklardan biri olan ve Deylem bölgesinde yaşantılarını sürdüren Deylemliler’le de ilişkilendirilmektedir. Moğol işgaline kadar yurtlarını koruyabilen Deylemliler’in 1256 yılında gerçekleşen Moğol işgalinden kaçarak bugün Tunceli olarak bilinen bölgeye yerleştikleri sanılmaktadır. Dersim adının da bu halktan geldiği düşünülmektedir. Cumhuriyet’ten önceki resmi yazışmalarda kullanılan Dersim adı 1935 yılında çıkartılan bir yasayla Tunceli olarak değiştirilmiştir.Tunceli, Anadolu’da büyük bir siyasal birlik oluşturan Hitit egemenliğine girmiştir. Hititler’in M.Ö. 13. yüzyılda Tunceli yöresine hâkim oldukları anlaşılmaktadır. Tunceli, Hititler’den sonra sırasıyla Hurriler, Babiller ve Asurlar’ın egemenliği altına girmiştir. Mazgirt ilçesinde bulunan kalede yapılan araştırmalarda rastlanan çivi yazısı belgelere göre Hitit Devleti yıkıldıktan sonra bölgeye, M.Ö. 12. yüzyılda Urartular’ın egemen olduğu görülmektedir. Araştırmalark sonucunda, Mazgirt Kalesi, Bağın Kalesi ve Kaleköyü Kalesi’nin Urartulara ait olduğu anlaşılmıştır. Urartulardan sonra Tunceli, M.Ö. 7 yy’da Azerbaycan Yöresi’nde ortaya çıkan Medler’in; sonra da M.Ö. 4. yüzyılda Persler’in eline geçmiştir.

Bizans’ın, Sasaniler’den gelecek saldırılara karşı doğal bir kale konumunda bulunan Tunceli’ye büyük önem verdiği görülmektedir. Sasani saldırıları sonucu birkaç kez el değiştiren Tunceli, Arap ordularının 639 yılında bölgeyi fethetmesine kadar Bizans’ın egemenliği altında kalmıştır. Araştırmalar, Bizans İmparatorlarından Leon Çimişkes’in bu bölgede doğduğunu ve gençliğini burada geçirdiğini göstermektedir. İmparator olduktan sonra bugün Çemişgezek olarak bilinen köyüne yaptığı yatırımlarla “Çimişkesopolis” adıyla şehirleştirdiği söylenmektedir.
Anadolu Selçuklu Devleti’yle Büyük Selçuklu Devleti arasındaki egemenlik savaşını da fırsat bilen Filaletos, 1086’ya kadar bölgedeki egemenliğini sürdürmüştür. Bu tarihte Anadolu Selçuklu Devleti’nin Büyük Selçuklu Devleti’ne yenilmesi sonucu, Melikşah’ın Harput ve Dersim yöresine gönderdiği Çubuk Bey, Filaletos’u yenerek hanlığına son vermiştir. Böylece 1071’de Anadolu’ya giren Türkler, Tunceli’yi 1087 yılında egemenlikleri altına alabilmişlerdir.

Bu tarihten sonra 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşı’na kadar yörenin egemenliği Anadolu Selçukluları’ndadır. Ancak bu savaşta Selçuklular yenilince bölge Moğolların denetimi altına girmiştir. Bilindiği üzere Moğol istilâsı, Anadolu için tam bir yıkım haline dönüşmüştür. Bu yıkım ve felaketten kurtulan tek bölge olarak Tunceli, Moğol zulmünden kaçan Türk boylarına da sığınak olmuştur. Tunceli, 1252 yılına kadar merkezi Erzincan’da bulunan Türkmen Mengücükoğulları Beyliği’ne, sonra da sırasıyla İlhanlılar (1256-1353), Celayirliler (1340-1431), Timurlular (1370-1507), Karakoyunlular (1380-1469) ve Akkoyunlular’ın (1340-1514) egemenliği altında yaşamıştır. Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar Akkoyunluların yönetimi altında bulunan Tunceli, 1473 yılında yapılan Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Osmanlı yönetimi altına girmiştir.
Tunceli, 1473 yılında Otlukbeli Savaşı ile Osmanlı egemenliği altına girdikten sonra, kısa bir süre Safevi hükümranlığı altına girmiştir. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim’in Safevi’lere karşı düzenlediği Çaldıran Seferi sonrası tekrar Osmanlıların yönetimi altına alınarak Çemişgezek Beyliği’ne bağlanmıştır. Daha sonra aralarında Tunceli’nin de bulunduğu Çemişgezek Beyliği, Çemişgezek, Pertek, Sağman ve Mazgirt olarak Çarsancak’a (4 sancak) bölünmüştür.

Bu tarihten Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiği döneme kadar, Tunceli’nin, Osmanlı toprakları içinde bulunmakla birlikte devletin kesin denetimi altına girmediği; denetim altına almak ve devlet otoritesi kurmak için yapılan girişimlerin de direnişle karşılaştığı görülmektedir. Padişah 3. Ahmet döneminde, İran-Osmanlı Savaşı sürerken, Çarsancak Beyleri’nin 1726 yılındaki şikâyeti üzerine, Diyarbakır Valiliği’nin, 1733 yılında, Tunceli’de düzeni sağlamak için ordu gönderdiği bilinmektedir. 1798 yılında ise bu kez Muş Sancağı Mutasarrıfı Murad’a verilen hükümle düzeni bozan aşiretlerin cezalandırılması istenmektedir.

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte bölge önce Dersim sonra da Tunceli adıyla il yapılmıştır. Dersim ilinin merkezi, Cumhuriyet’ten önce mutasarrıflık olan Hozat’tır. 25 Aralık 1935 tarih ve 2884 sayılı Kanunla Dersim adı Tunceli olarak değiştirilmiş, geçici merkezi de Elazığ olmuştur. Yasanın ilk hazırlığında Munzur olan il adı, dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın önergesiyle Tunceli olarak değiştirilmiştir. Yeni kurulan Tunceli iline, Erzincan’ın Pülümür, Elazığ’ın Nazimiye, Hozat, Mazgirt, Pertek, Ovacık ve Çemişgezek ilçeleri bağlanmıştır. Tunceli il merkezi, 30 Aralık 1946 tarih ve 4993 sayılı Kanunla Hozat’tan alınarak, eskiden Kalan Kasabası olarak bilinen bugünkü yere taşınmıştır.