Hatay Hakkında Genel Bilgiler

Türkiye'nin İlleri
Hatay, Akdeniz Bölgesi’nin doğu ucunda Suriye ve Lübnan dağları arasındaki El Bekaa Vadisi’ni içine alan Gor Çukurluğu’ndan oluşan bir sınır ilimizdir. Kuzeyden Güneybatıya doğru uza...
EMOJİLE

Hatay, Akdeniz Bölgesi’nin doğu ucunda Suriye ve Lübnan dağları arasındaki El Bekaa Vadisi’ni içine alan Gor Çukurluğu’ndan oluşan bir sınır ilimizdir. Kuzeyden Güneybatıya doğru uzanan Nur Dağları (Amanos) ve Kel Dağ ile Suriye platoları arasında kalan ilin verimli topraklarına sahip olan Amik Ovası, batıda şerit halinde uzanan bir kıyı ovasını oluşturur.

İlin başlıca akarsuları Asi, Karasu ve Afrin nehirleridir. İki tane sulama amacıyla kullanılan baraj bulunmaktadır. Birisi karasu üzerinde kurulmuş olan Tahtaköprü Barajı, diğeri ise Bohsin Çayı üzerinde kurulmuş olan Yarseli Barajı’dır.

-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-

İklim

Hatay ilinde Akdeniz iklimi hüküm sürer. Senede ancak bir kaç gün kar yağar. Antakya, Dörtyol, İskenderun, Samandağ ilçelerinde kışlar ılık ve bol yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer. Yayladağı’nda ve iç kesimlerde iklim, kıyı bölgelerine oranla daha serttir. Ortalama yıllık sıcaklık 16-21 0C arasındadır. Ortalama yıllık yağış miktarı 570-1174 mm. arasında değişmektedir. İlimizde görülen en yüksek sıcaklık değeri 43.9 0C ile 26 Ağustos 1962’de, en düşük sıcaklık da -14.6 0C ile 15 Ocak 1950’de yaşanmıştır. Donlu gün sayıları en fazla 7 gün, karlı gün sayıları ise 2 gün kadardır. Yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 22.1 0C’dir. 2001 yılında en yüksek ortalama yağış, Mayıs ayında gerçekleşmiştir (638,5 mm). Antakya’da yıllık ortalama nem oranı ise % 70’tir. Antakya’da hakim rüzgar yönü güneybatı olup, ortalama hızı 4.7 m/sn’dir.


Bitki Örtüsü

Arazinin % 50’sini tarım alanları, % 38’ini orman ve makiler, % 10’unu çayır ve mera arazileri oluşturur. Hatay’ın doğal bitki örtüsünü makiler ve ormanlar oluşturur. Maki türleri, 4-5 m boyunda sert ve tüylü yapraklı bitkiler olup, 800 m’ye kadar rastlanmaktadır. Mersin, defne, kısa meşe, kermes, sakız, keçiboynuzu, yabani zeytin, zakkum, alıç, çitlembik, akçameşe, pırnal yörede en çok rastlanan maki türleridir. İlde doğal örtüyü oluşturan ormanlar, Amanos Dağları ile Keldağ’da yoğunlaşmaktadır.

Amanos Dağlarının denize bakan yamaçlarında, makilik alanlardan sonra, 800 m’den 1200 m’ye kadar ardıç gibi ibreli ağaçlarla, meşe, kayın, kızılcık, kavak, çınar ve tespih gibi yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar bulunur. 1200 m’nin üzerinde ibreli ağaçlardan kızılçam, karaçam, sedir ve yer yer ardıçlardan oluşan geniş orman alanları vardır. Keldağ’ın Akdeniz’e bakan kesimlerinde yaklaşık 900 m’ye kadar, maki türü ağaçlardan mersin ve defneler çok yaygındır. Bu yükselti basamağının üzerinde, bazı ibreli ağaçlarla meşe ve kayın gibi yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar başlar. Keldağ doğal bitki örtüsü açısından Amanos Dağları kadar zengin değildir.


Okeanos Tethy Mozaği

Flora

Anadolu Diyagonali’nin bir kolunu oluşturan Amanos dağları oldukça zengin bir flora ve vejetasyona sahiptir. Dağlarının kıyıya paralel olarak uzanması neticesinde yüksek kesimlerinde İskenderun Körfezi’nden gelen nemin etkisi ile Dörtyol’un doğusunda Karadeniz bölgesine özgü pek çok odunsu ve otsu bitki türü gözlenir. Odunsu türlerden Taflan (Laurocerasus officinalis), Kayın (Fagus orientalis), Fındık (Coryllus avellana), Ihlamur (Tilia argentea), Çınar yapraklı Akçaağaç (Acer platanoides), Çoban püskülü (Ilex colchica) bitkilerine rastlanır. Otsu türlerden bazıları ise şunlardır: Otsu Adaçayı (Salvia glutinosa), Sophora jaubertii, Vicia crocea, Lathyrus niger subsp. niger. Amanos dağlarında 0-500 m’ler arasındaki bölgede genellikle maki elementlerine rastlanır. Maki elementleri, Mersin (Myrutus communis), Karadiken (Paliurus spina-christi), Keçiboğan (Calicotome villosa), Zakkum (Nerium oleander), Laden (Cistus creticus), Katırtırnağı (Spartium junceum), Boyacı sumağı (Cotinus coteneaster) gibi türlerden oluşur. 500–1.000 m arası bölgede genellikle Kızıl Çam (Pinus brutia), Defne (Laurus nobilis), Hartlap (Arbutus andrachne) gibi bitki türlerine, .1000–1.500 m arası bölgede Meşe (Quercu ssp.) türlerine bazı yerlerde ise ve kayacık (Ostraya carpinifolia) türlerine, 1.500–2.000 m arası bölgede Karaçam (Pinus nigra), Sedir (Cedrus libani), Köknar (Abies cilicica) ormanlarına rastlanır.

Hatay ili zengin bitki çeşitliliği nedeniyle çok sayıda bilim adamı tarafından ziyaret edilmiş ve bu bölgeden çok sayıda bitki örneği toplanmıştır. ‘Flora of Turkey and the East Aegean Islands’ adlı eserdeki kayıtlardan anlaşıldığı kadar bu araştırıcılardan bazıları şunlardır: Boissier, Montbert, Kotschy, Post, Shepard, Haradjian, Samuelson Norris, Huber-Morath, Code And Jones, Bertschinger, Aucher, Mouterde, Dinsmore ve Rogers. Bu araştırıcılardan özellikle Boissier 1846 yılında, Kızıldağ’ı da içine alan Hatay ilinin güney kısımlarından çok sayıda bitki örneği toplamış ve günümüzde bazıları sadece tip örneğinden bilinen 30’u aşkın tür adlandırmıştır Baytop, (1992). Daha sonraları ise Post, 1932-1933 yılları arasında kızıl dağdan bitki örnekleri toplamış ve bunları iki ciltlik “Flora of Syria, Palaestina and Sinai” adlı eserinde yayınlanmıştır (Post, 1932-1933). Bu araştırıcıların yanı sıra, 1909 yılında Haradjian, 1933 yılında Samuelsson ve 1953 yılında Huber-Morath’ın Kızıldağ ve çevresinden bitki örnekleri topladığı Türkiye florası kayıtlarından anlaşılmaktadır (Yolcu, 2005).

Doğu Akdeniz bölgesinde araştırıcıların dikkatini daha çok Amanos Dağları bitkileri çekmiş ve burada birçok araştırıcı flora ve vejetasyon çalışmaları yapmıştır. Amanos dağları’nın genelinde (Akman 1973), Musa Dağı’nda Çakan (1997), Dörtyol’da Türkmen ve Düzenli (1998), Habib-i Neccar Dağı’nda Yolcu (1998), Kızıldağ’da Yolcu (2005), doktora tezi olarak yapılmıştır. Kayıkçı (2006) Samandağ (Hatay) Kıyı Kumullarının Florası’nı, Kavak (2006) Burnaz Kumullarının (Hatay) Flora ve Vejetasyonu’nu çalışmıştır. Bulut (2008) Hama tepe, Deli Halil Tepe ve Tüysüz Tepe Florası’nı çalışmıştır. Milleyha sulak alanı Altay ve Öztürk (2012) tarafından çalışılmıştır. Bugünkü bilgilerimize göre Hatay’da doğal olarak yetişen çiçekli bitki sayısı yaklaşık olarak 2000 civarında olup bunların da yaklaşık 300 tanesi endemiktir


Fauna

Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Hatay ili Amanos Dağları’nın çeşitli bitki örtüsüne sahip değişik yüksekliklerde geceleri yapılan arazi çalışmalarında birçok Heterocera familyasına bağlı çok sayıda tür yakalanmıştır. Bunlardan 6 familya (Sphingidae, Noctuidae, Arctiidae, Pyralidae, Saturniidae, Tortricidae)’ya ait toplam 13 tür Karadeniz Fen Bilimleri Dergisi / The Black Sea Journal of Sciences 36 saptanmıştır ve bu türler Hatay Lepidoptera faunası için yeni kayıttır.


Ekonomik Yapı

Hatay ilinin 5.827km2 olan yüzölçümünün%50.10’u tarım, %38.50’si orman funda ve makilik, %9.9’u çayır-mera, %0.30’u sulak alan ve %1.20’si de diğer arazilerden oluşur. Asi deltası, Erzin, Dörtyol, Payas ve İskenderun çevresindeki kıyı ovaları ileiç kesimdeki Amik ovası ilin belli başlı tarım alanlarıdır. Gerek bu alanların verimliliği ve gerekse yörede egemen olan Akdeniz ikliminin etkisiyle Hatay’da tarımsal ürün yelpazesi geniştir. Amik Ovası başta olmak üzere ilin neredeyse genelinde yılda iki ya da üç ürün alınabilmektedir. Bu bağlamda Hatay’ın hemen her kesiminde tahıldan meyve-sebzeye kadar birçok tarım ürününü yetiştirmek mümkündür. zellikle pamuk gibi endüstriyel bitkiler Amik ovası ve çevresinde Kırıkhan, Antakya ve Reyhanlı’da, meyve-sebze üretimi ise Dörtyol, İskenderun ve Samandağ’da yapılmaktadır.

Buna göre 2011 yılı Türkiye narenciye üretiminin%16’sını, mandalina (satsuma) üretiminin %41’ini ve pamuk üretiminin %10’unuHatay karşılamıştır. 2011 yılında Hatay, Türkiye toplam zeytin (yağlık) üretiminin%12’sini karşılamıştır. Hayvancılık Bitkisel üretimin öne çıktığı Hatay ilinde hayvancılık ikinci planda kalmaktadır.2011yılı itibarıyla129.622büyükbaş,240.192küçükbaş,867.514kanatlı hayvan ve88.618arı kovanı vardır. Hatay’da en fazla avlanan deniz ürünleri istavrit, barbunya ve gümüş balığıdır.zellikle Samandağ ve Arsuz avcılığın yanında kültür balıkçılığının da yoğunyapıldığı yerlerdir. Sanayi İlde özellikle 1970 yılında faaliyete geçen demir-çelik fabrikasıyla birlikte,İskenderun, Dörtyol-Payas çevresinde demir-çeliğe dayalı sanayi faaliyetleriyoğunluk kazanmıştır.

Bu faaliyetlerin, Hatay’daki imalat sanayinin temelinioluşturduğu söylenebilir. Diğer taraftan ilde pamuk ve zeytin gibi tarım ürünlerine bağlı sanayi kolları da gelişme göstermiştir. zetle ildeki bütünsanayi faaliyetleri, Antakya, İskenderun ve Payas olmak üzere 3 organize sanayibölgesi ile Antakya, İskenderun, Dörtyol, Payas, İskenderun 5 Temmuz, AntakyaDeri Kösele olmak üzere 6 küçük sanayi sitesi çatısı altında toplanmıştır. Maden Hatay’da çeşitli madenler bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.Dörtyol’da demir ve alüminyum, İskenderun’da krom ve demir, Hassa’da bakır,çinko, kurşun ve alüminyum, Kırıkhan’da demir, Altınözü’nde kükürt,Yayladağı’nda fosfat, Antakya merkezde asbest ve altın yatakları bulunmaktadır. Ulaşım Günümüzde Hatay’da en gelişmiş ulaşım sistemi karayolu ulaşımıdır. İlde 365km’si devlet yolu, 308 km’si il yolu, 89 km’si otoyol ve 2749 km’si köy yoluolmak üzere toplam 3511 km karayolu bulunmaktadır.

İl genelinde herhangi birulaşım güçlüğü söz konusu değildir. Ulaşım ağındaki bu durum araç sayısında dakendini göstermiştir. Nitekim 2011 verilerine göre Hatay’daki karayolu taşıtsayısı348.594adettir. Bu değerTürkiye’deki araç sayısının%2,16’sınıoluşturmaktadır. Hatay bu yönüyle illerarasında11. sırayı alır.zellikle Cilvegözü ve Yayladağı sınır kapılarının varlığı ve sınır ticaretinebağlı olarak, il genelinde taşımacılık faaliyetlerinin geliştiği ve dolayısıylaçekici ve kamyon türü araçların sayısının fazla olduğu göze çarpar.

Yine Hatay’da sanayi ve ticarete bağlı olarak gelişme gösteren diğer bir ulaşımsistemi denizyolu olup, bu noktada İskenderun Limanı özellikle Ortadoğu ülkelerineyönelik ticari sevkiyatlarda aktarım fonksiyonuyla ön plana çıkmıştır. Limanınkapasitesi, donanımı, etki bölgesi ve taşınan yük miktarı göz önünealındığında, hinterlandının sadece Hatay ve Türkiye ile sınırlı olmadığı, aynızamanda Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’nun en önemli limanlardan biri konumundaolduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında ayrıca ilde İsdemir Limanı, Advansa SasaPolyester Tesisleri, Asfalt İskelesi, Çekisan Şamandırası, Gübretaş Sarısekiİskelesi, Orhan Ekinci İskelesi ve Yazıcı İskelesi de bulunmaktadır. İlde havayolu ulaşımı son yıllarda gelişme göstermiştir. Bu anlamda Hatay’da2007 yılında hizmete açılan bir havaalanı olup, buradan İstanbul, Ankara veKıbrıs/Lefkoşa’ya düzenli seferler yapılmaktadır. Havaalanının ilk yılındatoplam 1200 uçuşta 140.000 yolcu taşınmıştır.

İlde demiryolu ulaşımının gelişme gösterdiği söylenemez. Bu anlamda sadeceAdana-Gaziantep arasındaki demiryolu hattından ayrılan bir tali hat İskenderunilçesine kadar uzanır. Fakat bu hat daha çok yük taşımacılığına dönük olarakkullanılmaktadır. Turizm Hatay turizm potansiyeli yüksek olan fakat bugüne kadar bu potansiyelin tamolarak değerlendirilemediği illerimizden biridir. Bu potansiyeli oluşturandeğerlerden ilki ve en önemlisi, yörenin tarihsel, kültürel ve inançözellikleridir. Antakya ve çevresinin tarih sürecindeki yeri ve önemi,Hristiyanlık için bazı ilkleri bünyesinde barındırması ve günümüzde dahi üçsemavi din ve bunların mezheplerine mensup toplulukların barış içerisindeburada yaşıyor olması turizm açısından en büyük değerleri oluşturmaktadır. Hatay, şifalı suları, yaylaları ve kumsallarıyla yüksek sağlık turizmipotansiyeline sahiptir. Erzin içme ve kaplıcası ile Reyhanlı Hamamat kaplıcasıbirçok ziyaretçi kendine çeker.

Bunun yanında Antakya’ya 10 km uzaklıktayapılan beş yıldızlı termal otel ildeki en önemli sağlık turizmi tesisinioluşturmaktadır. Hatay bir sınır ili olması nedeniyle Suriye ve diğer Ortadoğu ülkelerinden,Balkanlar ve Avrupa’ya uzanan güzergâhta transit geçiş noktası niteliğindedir.Bu nedenle Ortadoğu’dan Türkiye ve Hatay’a giriş yapan turist sayısı oldukçadikkat çekicidir.2012yılında Hatay’a 351.435 yabancı turist giriş yapmıştır.


St Simon Manastırı

Hatay İlçeleri

İSKENDERUN : Hatay’ın en önemli ve en büyük ilçelerinden biri olan İskenderun, il merkezine yaklaşık olarak 60 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır.

Müthiş Akdeniz manzarası ile dikkat çeken İskenderun, deniz ticaretinin ülkedeki en önemli limanlarından olan İskenderun Limanı’na ev sahipliği yapmaktadır. Sanayinin önemli ölçüde geliştiği İskenderun, doğasının güzelliği ile büyüleyici ilçelerden biridir.

İskenderun, tarihi ve doğal güzellikler açıdan da son derece önemli bir ilçedir. M.Ö. 16. yüzyılda kurulduğu düşünülen İskenderun, Türkiye’de yalnızca 3 tane bulunan deniz müzelerinden birine sahiptir. İlçede yer alan kiliseler ve camiler, ilçenin tarihini ve kültürel çeşitliliğini yansıtan yapılardandır.

ALTINÖZÜ : Altınözü, Hatay’ın güneydoğusunda yer alan ve il merkezine yaklaşık olarak 22 kilometre mesafede yer alan bir ilçedir. İlçenin tarihi Helenistik döneme kadar uzanmaktadır.

İlçede yer alan en önemli tarihi yapılardan biri olarak Kozkalesi gösterilmektedir. Zikir Gölü ve 14. yüzyıl eserlerinden biri olan Maria Ana Rum Ortodoks Kilisesi, ilçenin sahip olduğu diğer güzellikler olarak dikkat çekmektedir. Doğal yapısının güzelliği ile dikkat çeken Altınözü, Hatay’da görmek isteyebileceğiniz ilçelerden biridir.

Altınözü halkının en önemli faaliyetlerinden biri zeytinciliktir. Bölgede son yıllarda düzenlenen Altınözü Zeytin ve Zeytinyağı Festivali, Altınözü’nün zeytinlerini tüm Türkiye’ye duyurmak amacıyla yapılmaktadır.

DEFNE : Hatay’ın büyükşehir olması ile birlikte 2012 yılında bazı bölgeler ile birlikte Antakya’dan ayrılan Defne, Hatay il merkezine yalnızca 4 kilometre mesafededir.

Antakya’dan birkaç yıl önce ayrılmış yeni bir ilçe olsa da Defne, Hatay’ın tarihi en eskiye dayanan bölgelerinden biridir. M.Ö. 4000 yılında yerleşimin tespit edildiği Harbiye Mahallesi, Defne’de yer alan önemli mahallelerden birisidir. Ayrıca Harbiye Mahallesi’nde bulunan Harbiye Şelalesi, görülmeye değer bir doğal güzelliktir. Şelalenin etrafında yer alan restoranlar ve kafelerde vakit geçirerek sizler de huzurlu bir dinlenme yaşayabilirsiniz.

ANTAKYA : Hatay’ın en büyük ilçesi olarak dikkat çeken Antakya, aynı zamanda il merkezidir. Müthiş tarihi yapıların ve doğal güzelliklerin bulunduğu Antakya, gezilecek yerler bakımından Hatay’ın en zengin ilçesidir.

Tarihi M.Ö. 300 yılına kadar dayanan Antakya’nın en ünlü 2 yeri St. Pierre Kilisesi ve Hatay Arkeoloji Müzesi’dir. St. Pierre Kilisesi, Hristiyanlığın ilk kilisesi olarak kabul edilirken Hatay Arkeoloji Müzesi ise Türkiye’nin en büyük mozaik müzesi olarak ilçenin merkezinde bulunmaktadır. Ayrıca Anadolu’nun ilk camisi olma özelliğini gösteren Habib – i Neccar Camii de görmek isteyebileceğiniz diğer önemli yapılardan biridir.

Antakya’da yer alan Uzun Çarşı, Hatay’daki ticaretin kalbi olarak nitelendirilmektedir. Farklı kollara ayrılan ve her sokağında başka bir mesleğe dair dükkânların bulunduğu bu çarşı, alışverişin dışında tarihi yapısı ile de sizlere güzel anlar yaşatacaktır.

BELEN : Belen, Hatay il merkezine yaklaşık olarak 47 kilometre uzaklıkta bulunan Hatay’ın şirin ilçelerinden biridir.

Amanos Dağları üzerine kurulmuş bir ilçe olan Belen, tarih boyunca geçit görevi görmesi itibariyle önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur. İlçe sınırları içerisinde yer alan Kanuni Sultan Süleyman Camii, Sultan Süleyman’ın bizzat yaptırdığı bir tarihi yapıdır. Ayrıca Belen’e gittiğinizde Belen Geçidi Tabiat Parkı’nda kuş gözlemciliği de yapabilirsiniz.

Hatay mutfağının sevilen yemeklerinden olan Belen Tava, ilçeye özgü bir yöresel lezzettir. İlçede bulunan restoranlar eşliğinde Belen Tava’nın en lezzetli halini tatma fırsatını yakalayabilirsiniz.

SAMANDAĞ : Hatay’ın en eski ilçelerinden biri olan Samandağ, il merkezine yaklaşık olarak 25 kilometre mesafede bulunmaktadır.

İlçede yer alan Titus Tüneli, Beşikli Mağara ve St. Simeon Manastırı, görülmesi gereken yerler arasında bulunmaktadır. İlçedeki Vakıflı Köyü, Türkiye’de tüm nüfusu Ermeni olan tek yerleşim yeri olma özelliğini göstermektedir.

Samandağ’da yer alan Batıayaz Yaylası, doğal güzelliklere doyacağınız bir bölgedir. Kendine has yapısı ile dikkat çeken Samandağ, görülmesi gereken ilçelerden biridir.

KUMLU : Hatay’ın küçük ilçelerinden biri olan Kumlu, il merkezine yaklaşık olarak 40 kilometre mesafede yer almaktadır.

Kumlu ilçesinden önce bölgede Amik Gölü varlığını sürdürmekteydi ve bu göl zamanla kurudu. Gölün kuruması ile ortaya çıkan tarıma elverişli topraklar üzerine yerleşen birkaç ailenin kurduğu Kumlu, günümüzde de Hatay’da varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Kumlu, 1990 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur.

ERZİN : Hatay’ın en kuzeyinde yer alan Erzin, il merkezine yaklaşık olarak 107 kilometre mesafede bulunmaktadır.

1987 yılında ilçe statüsüne kavuşan bu ilçe, M.Ö. 3000 yılına tarihlenen İssos Antik Kenti’ne ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda Erzin İçmeleri, ilçenin en ünlü bölgesidir denebilir. Şifalı olduğu düşünülen bir su ile hizmet veren bu kaplıcalar, çevre illerden de sıklıkla ziyaret edilmektedir.

Tarım ve hayvancılığın dışında Erzin’in ekonomik anlamda en büyük getirisi Erzin İçmeleri’nden sağlanmaktadır.

REYHANLI : Hatay’da yer alan ve Suriye ile komşuluğu bulunan Reyhanlı, il merkezine yaklaşık olarak 40 kilometre mesafede bulunmaktadır.
Hatay’ın küçük ilçelerinden biri olsa da Reyhanlı’da tarihi 5000 yıl öncesine dayanan höyükler yer almaktadır. Tel Tayinat Höyüğü, Aççana Höyüğü ve Cüdeyde Höyüğü, en önemli tarihi yerler arasındadır. Aynı zamanda Cemil Cemir Kültür Evi Müzesi, Reyhanlı’da uğranması gereken müzelerden biridir.

Reyhanlı’da yer alan Cilvegözü Sınır Kapısı; Türkiye ile Suriye arasındaki en önemli geçit yerlerinden biridir.

DÖRTYOL : Hatay il merkezine 96 kilometre mesafede yer alan Dörtyol, en eski ilçelerden biri olması ile dikkat çekmektedir.

İlçede yer alan Kinet Höyüğü, M.Ö. 5000 yılına dair kalıntıların bulunduğu bir alandır. Fakat ilçeyi meşhur kılan en büyük etken, Kurtuluş Savaşı’nda atılan ilk kurşunun burada atılmış olmasıdır. İlk direniş anısına yapılan İlk Kurşun Müzesi ve Atatürk Evi, görülmesi gereken yerlerden biridir.

Dörtyol aynı zamanda yaylaları ile de ünlü bir ilçedir. Çökek Yaylası ve Topraktaş Yaylası, yaz sıcağından kurtulmak için hem yöre halkının hem de turistlerin en çok tercih ettiği bölgeler olarak dikkat çekmektedirler. Bölgenin ekonomisinin en önemli kalemi turunçgillerden gelmektedir.

YAYLADAĞI : Hatay’da yer alan en küçük ilçelerden biri olan Yayladağı, Türkiye’nin ve Hatay’ın en güney bölgesi olarak il merkezine yaklaşık olarak 45 kilometre mesafededir.

Hem Akdeniz hem de Suriye ile komşuluğu bulunan Yayladağı, 400’lü yıllarda yapıldığı düşünülen St. Barlaam Manastırı ile dikkat çekmektedir. Kılıç Dağı üzerinde yer alan bu manastırın kalıntıları, en çok dikkat çeken yerler arasında bulunmaktadır. Ayrıca Kasım Bey Camii ve Kasım Bey Köprüsü de tarihi yapılar olarak Yayladağı’nda bulunmaktadır.

Zeytin, zeytinyağı, defne sabunu ve tütün gibi ürünlerin ekonomisini büyük ölçüde etkilediği Yayladağı, dağlık olmasından dolayı keçinin beslendiği bir bölgedir.

ARSUZ : Hatay il merkezine yaklaşık olarak 89 kilometre mesafede yer alan Arsuz, hem günümüzde hem de tarih boyunca sahili ile ünlü olmuş bir ilçedir.

Tarih boyunca farklı medeniyetler tarafından liman kent olarak kullanılan Arsuz, günümüzde Hatay’ın en sevilen plajlarına ev sahipliği yapmaktadır. İlçede bulunan Arsuz Plajı gibi seçenekler ile yılın sıcak aylarında tüm halk ve turistler, Akdeniz’le kucaklaşmaktadır.

Arsuz’un tek dikkat çekici yönü sahip olduğu sahil değildir; ilçede bulunan tarihi yapılar ve doğal güzellikler de Hatay’a gelen misafirler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir. Meryem Ana Havuzu ile Mar Yuhanna Kilisesi; doğal güzellikler ve tarihi yapılar arasında en dikkat çekici olanlarıdır.

HASSA : Hatay il merkezine yaklaşık olarak 79 kilometre uzaklıkta bulunan Hassa, Hatay’ın en kuzey ilçelerindendir.

Yakın bir tarihe sahip olan ve yeşillik alanları olan Hassa, nar yetiştiriciliği ile ünlü ilçelerden biridir. Tarihi yapı ve gezilecek yer çok fazla bulunmadığından, Hassa’da yeşillikler arasında gezintiye çıkmak; yapılacak güzel aktivitelerdendir.

KIRIKHAN : Hatay’ın küçük ve şirin ilçelerinden biri olan Kırıkhan, Hatay il merkezine yaklaşık olarak 41 kilometredir.

Tarihi Helenistik döneme kadar giden ilçelerden biri olan Kırıkhan, Darb – ı Sak Kalesi ile tarihini yansıtmaktadır. Muratpaşa Köprüsü ve Danaahmetli Köprüsü de 17. yüzyılda yapılan tarihi köprüler olarak dikkat çekmektedir. Eğer doğal güzelliklere ilginiz varsa da Beşkardeşler Mağarası, Kırıkhan’da gidebileceğiniz yerlerden biridir.

PAYAS : İskenderun’a yakınlığı ile bilinen Payas, Hatay il merkezine yaklaşık olarak 85 kilometre mesafede yer almaktadır.

2012 yılında Hatay’ın büyükşehir olması ile birlikte ilçe statüsüne kavuşan ilçelerden biri olan Payas, tarih sahnesinde pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan bir hayli eski ilçelerden biridir. Mısır Seferi ile birlikte Yavuz Sultan Selim tarafından 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmış olan Payas, Akdeniz manzarası ile misafirlerini büyülemektedir.

İlçede Mimar Sinan’ın yaptığı Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi ve Payas Kalesi bulunmaktadır. Bu önemli tarihi yapıların dışında Payas Çayı, Damlataş Mağarası ve Sincan Şelalesi, görülmesi gereken doğal güzellikler olarak dikkat çekmektedirler.

Çin Kulesi

Hatay Ulaşımı

Demiryolu : Demiryolu ile de yolculuk yapabilir Ancak en yakın duraklar olan Adana, Osmaniye veya Gaziantep’ten günün her saatinde bulabileceğiniz otobüslerle aktarma yaparak Antakya’ya ulaşabilirsiniz.

Denizyolu : İskenderun Limanı, Akdeniz’in kuzeydoğusunda konuşlanmakta olup, Ortadoğu ülkelerine olan aktarma trafiğine olduğu kadar, Güney ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine de hizmet vermektedir. Bu bakımdan, aktarma limanı olarak önemli bir role sahiptir.

Karayolu : Kendi araçlarıyla yolculuk yapmak isteyenlerTürkiye’nin doğu ve kuzeydoğusundan gelecekler, buralardan gelen yolların birleşme noktası olan Nurdağı’ndan güneye doğru dönerek, Nurdağı-İslahiye-Hassa-Kırıkhan güzergahını takiben 130 km’lik bir yol ile Antakya’ya ulaşabilirler. Batı ve kuzeyden gelenler, Adana’ya ulaşmak zorunda. Buradan da, Adana’dan doğuya doğru uzanan Adana-Gaziantep otoyolunun Antakya-İskenderun yol ayrımından güneye inerek Antakya’ya ulaşabilirler. Kaynak:http://www.antakya.bel.tr/tr/?okod=869 ,erişim tarihi:18/04/2014 HATAY İL MERKEZİNİN DİĞER İL MERKEZLERİNE OLAN UZAKLIKLARI Hatay ile Ankara uzaklığı:681 km. Hatay ile İstanbul uzaklığı:1130 km. Kaynak: http://www.kgm.gov.tr/Sayfalar/KGM/SiteTr/Uzakliklar/illerArasiMesafe.aspx ,erişim tarihi:18/04/2014 ilimiz otobüs terminalinin iletişim Bilgileri: Antakya otogar iletişim:0.326.2270740

Havayolu : HAVAYOLU ULAŞIMI Hatay ilinde uluslararası bir hava limanı bulunmakta olup, haftanın her günü Türk hava yolları ve özel hava yolları tarafından İstanbul ve Ankara Bağlantılı seferler mevcuttur. Bunun dışında haftanın belirli günleri direkt İzmir ve Kuzey Kıbrıs seferleri de yapılmaktadır Kaynak:http://www.mku.edu.tr/files/303_dosya_1345116903.pdf, erişim tarihi:18/04/2014 THY İLETİŞİM NUMARALARI THY A.O 0 326 235 13 14 0 326 235 13 14 http://www.thy.com/tr-TR Anadolu Jet 0 326 235 13 14 0 326 235 13 14 http://www.thy.com/aj-TR Kaynak:http://www.hatay.gov.tr/IcerikDetay.aspx?IcerikId=308 17.04.2014 Havaş ile ulaşım hizmetleri sağlanmaktadır.iletişim adresleri antakya Rezervasyon : 0 555 985 11 01 – 0 555 985 11 77 İskenderun Rezervasyon: 0 555 985 12 12 – 0 555 985 11 13

Antakya Lahti / Aziz St Manastırı /Soteria Mozaiği

Hatay Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri

Yarseli Barajı : [Baraj Gölü] , Altınözü ilçesinde, Beyazçay üzerinde, sulama amacıyla inşa edilmiş bir baraj olup 7.300 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.

Amanos Dağları : [Dağ] , Kahramamaraş’ın güneyinde, Ceyhan Irmağının çizdiği geniş yayın içinden başlayan, Güney-Kuzey yönünde ve Akdenize parelel olarak uzanır. Gavur Dağı adını alarak Güneydoğu Toroslarla birleşir.

Gölbaşı Gölü : [Göl] , Kırıkhan İlçesinde 12.000 m2 yüzölçümüne sahip bir göldür.

Musa Dağı : [Dağ] , Samandağı ilçesi sınırlarında yer alır. KoçağızTepesi 1281 metre uzunluğuyla Musa Dağı’nın en yüksek tepesini oluşturur.

ASİ NEHRİ : [Nehir] , Hatay ilinin en önemli akarsuyu, kaynağını Lübnan’daki Bekaa Vadisi’nden alanAsi Nehri’dir. Kaynak: http://www.hatay.gov.tr/IcerikDetay.aspx?IcerikId=313,erişim tarihi:21/07/2014

AMİK OVASI : [Ova] , Amanos Dağları’nın doğusunda, dağların uzanışına paralel graben alanı yer alır. Kaynak: http://www.hatay.gov.tr/IcerikDetay.aspx?IcerikId=313,erişim tarihi:21/07/2014

Yayladağı Barajı : [Baraj Gölü] , Kureyşi Çayı üzerinde, sulama, içme ve sanayi suyu üretmek amacıyla inşa edilmiş bir baraj olup 647 hektarlık alana sulama hizmeti verirken yılda 1 hm3’lük de içme suyu sağlamaktadır.

Yakto Mozaiği

Hatay tarihçesi

HATAY TARİHİ:

Hititler Dönemi: M.. 1620—1595 yılları arasında Hitit Kralı Hatuşil’in oğlu Murşil ile Yamhad arasında bir anlaşma imzalanır ve bu anlaşmadan sonra Murşil ölünceye kadar Hatay Hititlerin egemenliği altında kalır. Murşil öldükten sonra M..1490 yılında Atçana ve Suriye, Mısır egemenliği altına girer.

Asurlar Dönemi: 13. Yüzyılda Hitit imparatorluğunun zayıf düşmesiyle beraber Asurlular bölgeye egemen olur. Asurluların bölgeye düzenledikleri sefer sonucunda hem güneydoğuda hem de Hatay’da Asurlular dönemi başlar.

Oğuzlar Dönemi: M.. 654 yılında Filistin yöresine gelen Oğuzlar, 10 yıl sonra Antakya önlerine geldiler. Oğuzlar şehri ele geçirdikten sonra 18 yıl boyunca Antakya’da hüküm sürdüler. M.. 626 yılında Antakya’dan ayrıldılar.

Persler Dönemi: M.. 550 yılında Pers İmparatorluğu büyük bir güç kazanarak Ortadoğu halkları üzerinde egemen olmaya başlar. M.. 540 yılında ise Antakya Pers İmparatorluğuna bağlanır.

İskender Dönemi: Anadoluyu baştan başa aşarak Çukurova’ya gelen Büyük İskender M.. 333 yılında İsos’ta (Dörtyol civarı) Pers İmparatorluğunu bozguna uğratır. Bu zaferden sonra Amanos’ları aşarak Amik Ovasına gelir.

Seleukeia Dönemi: M..323 yılında İskender’in ölümünden sonra komutanları arasında nüfuz mücadeleleri baş gösterir. I. Antigonos ile Selevkos M.. 312 yılında savaşa tutuşur. Antigonos’u yenen Selevkos M..307 yılında Asi kenarında “Antigonia” şehrini kurdu. Selevkos ise M.. 300 yılında Seleukeia kentini kurar. I. Selevkos Antigonia’yı yıkarak yerine M.. 22 Mayıs 300 yılında bugünkü Antakya’yı yani “Antiokheia” şehrini kurar. İlk olimpiyat oyunları da bu dönemlerde ( M..195-M.S.6. yy) yapılır.

Romalılar Dönemi: M.. 64 döneminde Roma İmparatorluğunun egemenliği altına girer ve Suriye eyaletinin başkenti olur. M.S. I. Yüzyıl Hıristiyanlığın Kudüs’ten sonra yayılmaya başladığı ve ilk defa Hz. İsa’ya inananlara Hıristiyan denildiği yer Antakya’dır.M.S. 395 yılında Roma ikiye bölünür ve Antakya Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) sınırları içinde kalır. Bu dönemlerde Antakya’da saraylar, köşkler, heykeller, su yolları, hipodromlar, hanlar, hamamlar, kütüphaneler ve mozaik okulları açılır. Bu dönemde Antakya doğunun başkenti haline gelir.

İslam Dönemi: 540 yılından 628 yılına kadar Antakya İran işgali altında kalır. 638 yılında Suriye’de fetihler yapan Ebu Ubeyd’e Bin Cerrah komutasındaki İslam ordusu Antakya’yı kan dökmeden anlaşmayla teslim alır. Bu dönemde bir çok kale ve yapıtlar inşa edilir.

Bizans Dönemi: 331 yıl boyunca İslam egemenliği altında kalan Antakya 969 yılında Bizanslara teslim olur.

Selçuklular Dönemi: Selçuklu Hükümdarı Süleyman Şah 1084 yılında Antakya’yı teslim alır.

Haçlılar Dönemi: 1097 yılında Anadolu’dan Çukurova’ya ulaşan Haçlılar önce İskenderun’u sonra Belen’i oradan da Antakya’ya gelerek Antakya’yı kuşatır. Bu kuşatmaya fazla dayanamayan Antakya 3 Haziran 1098 günü haçlıların egemenliği altına girer.

II. Bizans Dönemi: Antakya 1137 yılında Bizans İmparatoru Kommenos komutasında ikinci kez zapt edilir.

Eyubiler Dönemi: Selahaddin Eyubi 1187 yılında önce Halep şehrini ele geçirir. Daha sonra Haçlıların elinde bulunan Bakras ve Darpsak kalelerini zapt eder ve Antakya’nın Anadolu ile bağlantısını keser. Antakya Prensliğinin isteği üzerine yapılan anlaşma sonucunda Eyubi orduları 1191 yılında bölgeden çekilir.

Memluklar Dönemi: Memluklar daha önce Antakya’yı iki kez kuşatmış olmasına rağmen zapt edememişlerdi. M.S.1268 yılında Haçlıları mağlup ettikten sonra Antakya Memluklar tarafından zapt edilir.

Osmanlılar Dönemi: Memlukluların elinde bulunan Antakya için Osmanlılar iki kez savaş yaptı ve bu savaşların sonucunda Osmanlı ordusu yenildi. 1490 yılında ise iki devlet arasında anlaşma yapıldı. 24 Ağustos 1516 yılında ise Osmanlı ordusu ve Memluklar arasında yapılan Mercidabık savaşı sonrasında Osmanlı ordusu Antakya’yı zapt eder.

Fransızlar Dönemi: 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi imzalandı. Mondros’ta imzalanan bu mütareke, Osmanlı devletini paylaşma niteliği taşımakta idi. Bu mütareke aynı zamanda Hatay’ın Fransızlar tarafından işgalini ön görmekte idi. Hatay, İskenderun’dan başlayarak işgal edilmeye başlandı. Fransızlar bölgeye yerleşince 27 Kasım 1918 günü “İskenderun Sancağı” oluşturuldu. 7 Aralık 1919 günü de Antakya işgal edildi.

Hatay Devleti Dönemi: Türk Askerinin Hatay’a girişinden sonra 22 Temmuz 1938 tarihinde seçim çalışmaları başlamış ve seçim sonrasında 22 Türk cemaatinden, 9 Alevi cemaatinden, 2 Arap cemaatinden, 5 Ermeni cemaatinden, 22 Rum Ortodoks cemaatinden olmak üzere 40 milletvekili seçildi. 2 Eylül 1938’de Devlet Reisliğine Tayfur Sökmen seçilerek Hatay devleti kuruldu. 23 Haziran 1939’da Türkiye ile Fransa arasında Hatay Mıntıkasının Türkiye’ye iadesine dair Hatay Anlaşması imzalandı. 7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı kanunla Hatay vilayeti kuruldu. 23 Temmuz 1939’da Hatay vilayeti anavatana katıldı.