Milletvekili eşi de futbolcu eşi de olmak zor…

Evlilik
Hakan Şükür’ün eşi, üç çocuğunun annesi Beyda Şükür, kendi ismiyle Florya’da anne ve çocuk mağazası açtı. Evlendiği ilk yıllarda etamin işlemeye merak saran ve mümkün olduğunca medyadan uz...
EMOJİLE

Hakan Şükür’ün eşi, üç çocuğunun annesi Beyda Şükür, kendi ismiyle Florya’da anne ve çocuk mağazası açtı. Evlendiği ilk yıllarda etamin işlemeye merak saran ve mümkün olduğunca medyadan uzak duran bayan Şükür, ilk kez eşini ve yeni işini anlattı.

Hakan beye bu kez hiç soru sormadık. O sadece fotoğraf çekimlerine katıldı.

Üç çocuk, hem milletvekili hem sporcu bir eş. Şimdi bir de mağaza. Çok yoğun olmayacak mı?

Yoğunluğa o kadar çok alıştım ki! Evlendiğimden beri eşimin işinden dolayı hep yoğun yaşadım. Eşinizin başarılı olmasını istiyorsanız, ister istemez yükün yüzde 80’i sizde olmalı ki, onun kafası rahat olsun, işini rahatlıkla yapabilsin.

İş hayatına atılmak nereden çıktı?

Kaneviçe ve etamin benim hayatımda hep vardı. Önceleri bir hobi olarak başlamıştı. Sonra onları değerlendirmek istedim. Biriktirdiğim işlemeler var. Çocuklarım da büyüdüler. İş hayatına daha rahat girebileceğim bir yaş grubuna geldiler.

Çocukluğunuzdan beri mi işliyorsunuz, yoksa evlenince mi merak sardınız?

Aslında etamine ilgim yurtdışında başladı. Hakan İnter’de futbol oynarken. O yalnızlığımda ne yapabilirim, boş zamanlarımı nasıl değerlendirebilirim diye düşündüğüm bir dönemdi. El sanatlarına, el emeğine çok değer veriyorum. El yapımı ayakkabı saat, masa örtüsü vs. Ama kaneviçe, etamin daha ağır bastı.

Neler var mağazanızda?

Her şey el ürünü. Sadece bebek kıyafetlerini İtalya’dan getiriyorum. Diğerlerinin hepsini arka taraftaki atölyemizde hazırlıyoruz. Bebek nevresim ve pike takımları, annelere özel masa örtüleri, banyo havluları, oda süslemeleri… Eskiyi bugüne modernize edip aslında etamini yeniden uyandırmaya çalışıyoruz.

Annenizin bir katkısı var mı?

Annemin çok emeği var. Zaten kendisi terzi. Tecrübelerinden çok faydalandım. Eskilere çok değer veriyorum. Annemin gelinliği, gelinlik eldiveni, anneannemin dikiş makinesi, mesela eşimin bebeklikten kalma minicik, kadife siyah bir ceketi… Onları hep saklarım.

Şu an burada mı o ceket?

Hayır değil ama getireceğim. Kayınvalidemden rica etmiştim, o da sağ olsun verdi. O ceketi kızım Zeynep’e bile 3-4 yaşlarındayken bir Kurban Bayramı’nda giydirdim.

Mağaza açtığınıza göre bir kariyer hedefiniz var mı?

Çok yüksek bir şey hedeflemiyorum. Her şey o kadar yeni ki! Cumartesi günü açılışımız yapıldı. Burası ilk göz ağrımız. Ben de bazı şeyleri yeni öğreniyorum.

İşte kariyer pek çok insan için önemli belki ama annelik de kariyer gerektiren bir meslek değil mi?

Evet önemli tabii ama. Burayı sadece kendim için açmadım, başka insanlara da iş kapısı oldu. Etamin işlemelerini ev hanımlarına yaptırıyorum. Evinden çıkamayan anneler var. Onları da düşünmek lazım.

Kaç kadınla çalışıyorsunuz?

20’nin üzerinde işleme yapan ev hanımıyla birlikte çalışıyorum. İki tasarımcımız var.

Patron olmayı sevdiniz mi peki?

Patron olduğumu hissetmiyorum. Arkadaşlarım da söylüyor, iş kadını oldun, patron vs. Daha yeni kurmaya başlıyoruz bir şeyleri.

Çocuk da yaparım, kariyer de diye klasik bir söz var. Bu dükkan onun bir tezahürü mü?

Açıkçası öyle bir şey düşünerek girmedim. Bir hayalimi gerçekleştiriyorum. Sizin vesilenizle eşime de teşekkür etmek isterim. Gerçi ben ona mektup yazarak teşekkür ettim.

Teşekkür mektubu mu yazdınız?

Biz hep böyle mektuplar yazarız birbirimize. Çocuklar da, ben de, eşim de bazen evde mektuplaşırız. Biz çok duygusal bir aileyiz. Hakan da, ben de çok duygusalım. Ortaya da duygusal çocuklar çıktı. Duygularımızı kaleme çok dökeriz. Mesela büyük kızım Zeynep, yazarak anlatmayı sever kendini.

Niye konuşmuyorsunuz?

Konuşuyoruz, hatta çok konuşuyoruz. Ama bazen öyle bir an oluyor ki, mektupta daha akıp gidiyor sanki duygular…

Neler yazdınız mektupta?

Hayallerimi gerçekleştirmeme yardımcı olduğu için, destek verdiği için teşekkür ettim. "Paraya ihtiyacın yok, neden bu işe giriyorsun?" diyebilirdi. Pek çok konuda fikir verdi. Kataloglardan tutun da işin yönünü nereye çevirebileceğimize kadar…

Hakan Bey’e özel bir ürün yapacak mısınız?

Bir portresini etamine işlemeyi düşünüyorum.

Milletvekili eşi olmak da zor, futbolcu eşi olmak da…

Hakan Şükür, milletvekili olduktan sonra hayatınızda ne değişti?

Siyaset futboldan çok farklı bir kulvar. Futbolda bir maç kazanıyorsunuz, şampiyon oluyorsunuz, onun gururu, heyecanı çok daha başka. Siyasette milletiniz için bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Onun da gururu, stresi, getirisi götürüsü farklı.

Nasıl bir düzeniniz var?

Eşim genelde pazartesiden cumaya kadar Ankara’da. Hafta sonları İstanbul’da bizim yanımızda. Ankara’da da bir evimiz var. Zaman zaman ben de kendisine eşlik etmek için gidip geliyorum.

Milletvekili eşi olmak mı zor, futbolcu eşi mi?

İkisinin de çok farklı yönleri var. Futbolcu Hakan’ın yükü çok fazlaydı. İsim olarak ön plandaydı. Her gün gazetede, TV’de… Dolayısıyla onunla ilgili olumlu olumsuz birçok haber sizin de gözünüzün önünde. Üzülüyorsunuz ya da seviniyorsunuz. Sizinle beraber çocuklar da üzülüyor. Buna benzer şeyler, milletvekili olduğu ilk dönemde de yaşandı.

Eşime ve aileme odaklı bir hayat yaşıyorum

Sizi hep Hakan Şükür’ün eşi olarak tanıdık. Beyda Şükür’ü biraz anlatır mısınız?

İnsanın kendini anlatması o kadar zor ki. Mütevazı bir yaşantım var. Bugüne kadar eşime ve aileme odaklı bir hayatım oldu. Bizim hayatımıza hareketi hep Hakan getirdi. Çok sosyal, heyecanlı, aktif bir babadır. Buraya, şuraya gidelim diye o hep söyler. Ben daha durgun ve dinginim.

Hakan Şükür eşi olmak üzerinde psikolojik bir baskı oluşturdu mu?

Çok psikolojik bir baskı yaşamadım. Hakan Şükür’ün eşiyim, aman şöyle dikkat edeyim vs. gibi bir duruma hiç düşmedim. Ben zaten temkinli ve kontrollü yaşarım. Evlenmeden önce de öyleydim.

Sizi kıskanır mı?

Pek kıskanç değildir Hakan. Ama içinde saklıyor mu bilemem. Oraya gitme, buraya gitme, onu giyme bunu giyme gibi şeyleri asla yoktur.

Her şeyi ona mı sorarak yaparsınız?

Biz her şeye birlikte karar veriyoruz.

Sanki çok baskın bir eşmiş gibi görünüyor.

Hep öyle görünüyor ama hiç öyle değil. Ben ondan daha katı ve kuralcıyımdır, kapalıyımdır. Ama nedense hep Hakan’ı öyle görüyorlar. O daha rahattır, doğaldır. Çok da esprilidir.

Gülü filan fırlattım…

Bir gün Ankara’da maçı var. Ben de ilk kızıma hamileyim. 7-8 aylık. Yolculuk yapmam yasak. Ama eşime sürpriz yapmak için Ankara’ya gitmeye karar verdim. Yolda polis çevirdi. Radara yakalandınız diye. Israrla arabadan inip komisere hesap vermemi istiyor. Mecburen gittim, polis gözlükleri takmış bir adam bana gül uzattı. Ne yapacağımı şaşırdım. Önce elimi uzattım, sonra çektim, kim bu adam niye bana gül veriyor diye. Gözlükler bir çıktı, karşımda Hakan. Ben şok. Gülü filan fırlattım. Sürprizim bozuldu diye. Meğer bileti kesen görevli, Hakan’ın arkadaşıymış.

Zaman