İşsizlik, ailelerin dağılmasına sebep oluyor. Maddî gelirdeki sıkıntıyla birlikte oluşan iletişim bozukluğu, sevgi ve saygı eksikliği, eşleri birbirinden koparıyor. Evin temel ihtiyaçlarının karşılanamaması, ailenin içine adeta ateş düşürüyor. İşsizlik sorunuyla karşılaşan aile fertleri umutsuzluğa sürükleniyor.
İşsizlik, yuvalarının dağılmasına sebep oluyor. Severek evlenen birçok insan yıllar sonra ailenin yeterli geliri olmadığı için dağılabiliyor. Bu süreçten çocuklar olumsuz etkileniyor. İnsanlar zaman zaman işsizlik ve ekonomik sıkıntılarla karşılaşabiliyor. Eğer bu sıkıntının üstesinden gelinemezse; yuvalar bu ekonomik darboğaza dayanamıyor ve parçalanıyor.
Yuvaların yıkılmasının temelinde eşler arasındaki iletişim eksikliği, saygı ve sevginin azalması, yıpranması veya yok olması yatıyor. İletişim bozukluğuna yol açan en önemli sebeplerden biri ise işsizlik ve ailenin yeterince maddi gelirinin olmaması. Evin temel ihtiyaçlarının karşılanamaması aileye ateş düşmesi anlamına gelir. Baba ödenmesi gereken borçlar ve faturalar, ailenin giderleri karşısında bunalırken, annenin sinirleri de çoktan yıpranmış olur. Anne çabuk sinirlenip öfkelenirken, çocuklar ihtiyaçlarının karşılanamaması karşısında kendine güvensiz ve eziktir. Para arayışı bu noktada çocukları sokağa yönlendirebilir.
Aslında kanaat ve tasarruf ile pek çok ekonomik sorun çözülebilir. Aslında her istek, ihtiyaç değildir. Modaya uyma, diğer insanlara özenme, arzu ve isteklerini frenleyememe, iradenin hakkını verememe, lüzumsuz istekler, bunları mecburi ihtiyaç haline getirir. Normal bir televizyon yerine LCD, bilgisayar yerine dizüstü bilgisayar, normal bir cep telefonu yerine çok fonksiyonlu pahalı cep telefonlarının tercihi bu durumu anlatır. Ama işsizliğin boyutu uzun süreli olduğunda süreç artık iyiye gitmez.
Mutluluk, insanın neler elde ettiği ile ilgili değil, neler hissettiği ile ilgilidir. Aslında insanlar sahip olmak istediği şeylere değil, sahip olduklarına odaklansalar mutlu olacaklardır. Para satılık olan şeyleri satın alır ama mutluluk bunlardan biri değildir. Mutluluk sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneğidir. İşsiz kalan bir insan işte bunun için çözüm yollarını araştırmalıdır.
İnsanlar yapabileceklerinden fazla kapasiteye sahiptir. Ancak insan hedefler arasındaki engelleri kaldırmalıdır ki kapasite ve potansiyel hakikati açığa çıkabilsin.
İşsiz kalan bir insan kendini ameliyat masasına yatırmalı, kendini ölçmeli, biçmeli ve şu sorulara cevap aramalıdır: "Ne iş yapabilirim? Uzmanlık konularım neler? Kaç iş başvurusu yaptım? Hep aynı ilde mi çalışıyorum? Başka bir ilde iş aramayı denedim mi? İş arayanla işçi arayan arasında ilişki kurabilen mekanizmaları yeterince kullandım mı? İş bulma konusunda uzmanlardan danışmanlık aldım mı?"
Bir hedefe ulaşmak istiyorsanız ter dökmeniz gerekir. İş bulma konusunda da diğer sorunlarda olması gereken gibi ilgili uzmanlık dallarından yardım alabilirsiniz. Bütün işlerinizi kendi başınıza halletmeyin. Uzmanlarla yapılacak fikir alışverişleri çok fayda verebilir. Bir de çalışanların patronlarının yaşadığı ekonomik zorlukları da göz önünde bulundurmaları gerekir. İş sahibi ödemelerde zorluk yaşıyor, zam zamanı beklenen zammı yapamıyorsa bu, çalışanlarda bıkkınlığa ve işe karşı isteksizliğe yol açmamalıdır. Gerekirse fazla mesaiden kaçınmamalı, işverene destek olmalı…