Zuhal Erkek’in röportajı
1990 yılında kurulduğundan bu yana sosyal, kültürel ve özellikle eğitim anlamında hizmet veren Suffa Vakfı, yurt dışından özellikle Somali’den getirdikleri öğrenciler ile Afrika ile Türkiye arasında gönülden bir köprü oluşturmuş. Her sene 100 Somalili öğrenciye burs veren bu kurum, bu yıl hem Avrupa hem diğer Afrika ülkelerinden getirecekleri öğrenciler ile eğitim hizmetlerini genişletmeyi amaçlıyor.
Bizlerde On5yirmi5.com olarak Suffa Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Kemal Özsoy ile vakfın kuruluş hikayesini, sosyal ve eğitim çalışmalarını, kültürel faaliyetlerini konuştuk.
Suffa Vakfı ne zaman kuruldu? Bize bu yolculuğa çıkma hikayenizden biraz bahsedebilir misiniz?
Suffa Vakfı 1990 yılında kuruldu. Şu anda da vergi muafiyeti olan, kamu yararına çalışan, hayır hizmetlerini bir müessese altında yapmak için kurulmuş bir vakıftır. Rahmetli Osman Demir Hocaefendi’nin başkanlığında, onun arkadaşlarının kurduğu bir vakıftır.
Vakfınızın adı neden Suffa?
Peygamber (a.s.)’nın konutunun etrafında her an hizmete hazır huruf vardır. Bunlara ehli suffa denilirdi. Vakfın isminin Suffa olması da buradan esinlenmiştir.
Vakfınız ne gibi hizmetler sağlıyor?
Vakfımız esas olarak eğitim, kültür, sosyal yardım faaliyetleri üzerine kurulmuştur. İstanbul’daki ilçelerimizde ve Anadolu’da Van, Şanlıurfa, Ağrı, Çanakkale ve Mersin’de olan mülklerimizde yer alan eğitim ve kültür merkezlerimiz vasıtasıyla eğitim kültür faaliyetleri yapıyoruz. Ayrıca sosyal yardım faaliyetlerinde bulunuyoruz. Haftada 850 kadar seminer hizmeti veriyoruz. Bu seminerlerimiz 20-30 kişilik gruplardan 300-500 kişilik gruplara kadar sürüyor. Bunun yanı sıra ilköğretim, lise ve üniversite öğrencileri için burs faaliyetlerimiz var. Dini günlerde, kandil gecelerinde özel programlar düzenliyoruz. Ramazan boyunca da muhtaç kimselere ve bazen de meslek gruplarına 20-30 arasında değişen sayıda iftar programları yapıyoruz.
Bunun dışında internet hizmetlerimiz var. ‘Sorularla İslamiyet’ ana sitesi altında, 35 kadar sitemizde başta dini olmak üzere çeşitli kültürel ve sosyal faaliyetlerde bulunuyoruz. ‘Sorularla İslamiyet’ ana sitemiz. Türkçe versiyonunun yanı sıra İngilizce, Hollandaca, Bulgarca, Almanca, Rusça, Azerice, Danimarkaca ve Çince gibi dillerde yayın yapıyor.
Hanımlar ve çocuklar için de Resullullah.org gibi, Nur penceresi, Kurantv, Her çocuk, Hanımlar.org gibi ve bunlara bağlı 35’e yakın internet sitemiz var. Biz bu faaliyetlerle hanımların ve çocukların sosyal ve kültürel faaliyetlerini organize etmeye ya da onları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ve ‘Sorularla İslamiyet’ adlı sitemizde de doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e ait doğruluğu dünyaya anlatmak istiyoruz.
Bizlere açtığınız çocuk evlerinden bahseder misiniz?
Bunun yanı sıra vakfımıza bağlı Mutlu Yuva, Mutlu Yaşam Derneğimiz var. Türkiye’de devletin mahkeme kararıyla koruma altına aldığı çocuklara koruma evi açıyoruz. Mesela, Bayrampaşa’da 5 tane çocuk evimiz var. Burada da 3,5-6 yaş arasındaki çocukları alıyoruz. Bu çocukları topluma kazandırmak ve hazırlamak için faaliyetlerimiz var. Her evde 5 çocuğumuz var, bunların yanında da 3’er tane bakıcı annemiz var. Kızlar ve erkekler için ayrı ayrı olmak üzere çocuklarımız o evlerde yaşıyorlar, ev işlerini öğreniyorlar. Bakıcı anneleri vasıtasıyla, komşunun çocuklarıyla oynuyorlar, yaşlarına göre anaokulu ve ilköğretime gidiyorlar. 6 yaşından sonra da okula gidiyorlar.
8-10 yaşlarında kardeşleri olanlar varsa onları birbirinden ayırmıyoruz. Az sayıda da olsa 11 yaşında olan çocuklarımız mevcut.
Peki bakıcı annelerde aradığınız şartlar neler?
Biz bu çocuk evlerini bir protokol ile yapıyoruz. Yani Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile protokol yaptık. Bizim çocuk evleri açarken yaptığımız işler var. Mesela kirasını biz veriyoruz. Devletin ödeyemediği giderleri biz karşılıyoruz. Bunun yanı sıra bu bakıcı annelerin maaşlarını, sigortalarını devlet yaptırıyor. Bu şartları devlet arıyor. Bu şartlar ise; lise mezunu olması, kız sanat enstitülerinin çocuk bakımı ya da çocuk eğitimi bölümlerinden bir diploması olmasını veya İSMEK, çıraklık eğitim merkezi veya halk eğitim merkezi müdürlüklerinin açtığı çocuk bakım ve eğitim merkezinden bir sertifika alması bizim için yeterlidir. Bir de tabi bakanlığın bir genelgesi var. Genelgeye göre bakıcı annelerin 25 yaşını doldurmuş olması lazım. Erkekler için bakıcı anne değil de bakıcı abilere ihtiyaç duyuyoruz. Artık bakıcı abiler yetiştirmeye çalışıyoruz. Fakat şu var ki bakıcı abi yetiştirmede zorluklarımız var. Bu zorluklarda da yaş sınırı var. 25 yaşından sonra bakıcı abi bulmada zorlanıyoruz.
Yurtdışı eğitim faaliyetleriniz neler?
Bir de vakfımızın yurtdışındaki faaliyetleri var. Yurtdışı faaliyetlerimiz iki türlü; bir tanesi yurtdışından öğrenci getirme faaliyetimiz var. Bu sene Kenya’dan Somali uyruklu 100 tane öğrenci getirdik. Bu öğrencilerimiz lise mezunu ve şu anda Türkçe öğreniyorlar. Önümüzdeki ocak ayından itibaren bunları üniversiteye hazırlık matematik, zeka testi gibi destek kursları vereceğiz. Üniversiteye hazırlanacaklar. Bu öğrenciler üniversitelerin yabancı kontenjanı için açtıkları imtihanlara girecekler, onları üniversiteye yerleştireceğiz. Bu öğrencilerin giderlerini vakfımız tarafından karşılanıyor. Üniversiteyi bitirene kadar da bu desteği sağlıyoruz. Bu sene Avrupa ve Afrika ülkelerinde de bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Kabiliyetli, muhtaç olan öğrencileri tercih ediyoruz. Öğrencilerimizin yarısından çoğu öksüz ve yetim.
Bir de ikinci olarak yurtdışı hizmetleri olarak şunları sayabiliriz; İstanbul’da 7-8 bin misafir öğrencimiz var, diğer ülkelerden gelmiş öğrencilerimiz de mevcut. Bu talebelerle biz meşgul oluyoruz, bunları bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bunlarla birlikte Boğaz gezileri yapıyoruz. Ramazanı vesile ederek iftar programları gibi faaliyetler düzenliyoruz.
Yurtdışından öğrencileri neye göre seçiyorsunuz?
Öğrenciler Kenya’da bahar aylarında sınava giriyorlar. Biz de internette ilan veriyoruz. İlk olarak Somalili olma koşulu arıyoruz. Ayrıca girdikleri bu üniversite sınavından A ve B alan yani ortalama 75 ve yukarı not alanları kabul ediyoruz. Bize 584 kadar müracaat oldu. Öğrencileri ayrı ayrı 3 yerde sınava tabii tutuyoruz. İngilizce, matematik derslerinin yanı sıra, zeka testleri, genel kabiliyet gibi testler yapıyoruz. Daha sonra mülakatla uygun olanları belirliyoruz.
Somali dediniz, peki neden özellikle Somali?
Somali felaketlere maruz kalan bir ülke oldu. Bir de Türkiye’nin teveccühü orada olduğu için Somalilileri seçtik. Ayrıca Somali, Afrika ülkeleri içinde hemen hemen en muhtaç ülke olduğu için bu ülkeyi önceledik.
Yurtdışı eğitimine neden bu kadar çok önem veriyorsunuz?
Biz öncelikle muhtaç olanlara yardım etmek istiyoruz. İster yurt içinde olsun, ister yurt dışında olsun. Vakıf demek hayır hizmeti demektir. Bunun içinde muhtaç olanlar başta öksüz ve yetimler olmak üzere muhtaç olan herkesi biz esas alıyoruz. Ecdadımızın en fazla ilgilendiği ülkeler olduğu için buraları tercih ediyoruz. Dünya, Türkiye artık global hale geldi. Artık dünyayı bir ülke gibi düşünme mecburiyetimiz var. Burada burs verip, eğitim imkanı sağladığımız gençler, ülkelerine döndükleri zaman Türkiye’nin dostu olarak dönecekler. Biz Türkiye’nin dostunu yetiştirmek istiyoruz. Oraya gittikleri zaman bunlar üniversite mezunları olarak devlet hizmetinde, sanayide, ticarette iş sahibi olacaklar, devlette hizmet edecekler, üniversitelerde hoca olacaklar ve böylece Türkiye ile öbür ülkeler arasında bir köprü oluşturacaklar. Böylece bizim esnafımız, tüccarımız, sanayicimiz de bundan istifade edecek.
Türkiye’deki öğrenciler verdiğiniz burslardan yararlanabiliyor mu?
Evet, yaralanabiliyor. Türkiye’de hemen hemen bine yakın öğrenciye her sene biz burs veriyoruz. Bu vakıf kurulduğundan beri binlerce Türkiyeli öğrenciye burs veriyoruz. Mezun olan öğrencilerimizden profesörlerimiz var, genel müdürlerimiz var, hakimlerimiz var, işadamlarımız var, böylece devlet hizmetinde çalışıyor bunlar. Biz de bundan çok memnun oluyoruz.
Türkiye’de öğrencilere burs vermek için aradığınız şartlar neler
Temel kriterimiz ihtiyacı olması. Mümkün olduğu kadar başka yerden burs almamasını önemsiyoruz. Bunun dışında sınıfını geçmiş olması, herhangi bir dersten kalmamış olması bir de savcılıktan vukuat kaydını dikkate alıyoruz. Bunun dışında herhangi başka bir şart aramıyoruz.
Liseden sonra üniversite puanı ve not ortalaması önemli mi?
Not ortalamasına çok bakmıyoruz. İhtiyacı olması bizim için önemli, sınıfını geçmiş olması önemli. Tabi bunun yanı sıra da ilk defa bizden burs alacak birine üniversite kaydını yaptırmasını şart koşuyoruz. Daha yüksek sınıflarda ise transkriptini alıyoruz. Bütün derslerini geçmiş olması şartını arıyoruz.
Sadece İstanbul’da okuyan öğrencilere mi burs veriyorsunuz?
İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her yerindeki öğrencilere burslar veriyoruz. Türkiye’deki hemen hemen her üniversite… Ama ilköğretim ve lise öğrencilerinden daha çok İstanbul’da olan öğrencilere burs sağlıyoruz. İstanbul’daki üniversitelere öncelik vermekle birlikte diğer üniversitelerde de okuyan öğrencilere burs veriyoruz. Bursları biz her ay banka hesaplarına yatırırız. İstanbul’da olanlar ise gelip, bizim merkezimizden alırlar. Lise öğrencilerinin burslarını da vasilerinin, anne-babalarının hesaplarına yatırıyoruz. Bunun yanı sıra bu bursları kendi vakfımızın imkanlarıyla verdiğimiz gibi bazı işadamları ve şirketler de kendi çalışanlarının kız ya da erkek üniversite okuyan talebelerine, çalışanlarının veya kendilerinin müracaat eden burs talebinde bulunan öğrencilere Türkiye’nin neresinde olursa olsun burs veriyorlar.
Sizden burs almak isteyenler başvurularını nasıl yapabilirler?
Bize burs başvurularını Eylül ayından itibaren kabul ediyoruz.
Vakfınızda gönüllü olarak çalışılabilir mi?
Vakfımızda elbet ki çalışılabilir. Vakfımızda çalışanların hepsi gönüllü. Şöyle bir şey yapabiliriz. Zaten bizim vakfımızda genel merkezimiz, resmi müesseselerimiz var. Hizmet eğitim merkezleri, kültür eğitim merkezlerimiz var, vakfımız genel müdürlüğü var ve vakıf idaremiz var. Bunun dışında hepsi gönüllü zaten. İstanbul’un her ilçesinde vakfa bağlı çalışanımız, elemanlarımız var. Bu elemanlar o ilçeyi organize ediyor. Kültür eğitim hizmetlerini oradaki insanlarla yürütüyor. Bu insanların hepsi gönüllü. Diğer taraftan biz gönüllülüğümüzü biraz daha genişlettik. Mesela biraz önce bahsettiğim ‘Mutlu Yuva, Mutlu Yaşam Derneği’nde her çocuğa biz gönüllü bir aile buluyoruz, hamiyet ailesi, gönüllü aile. Yani her çocuğun bir ailesi vardır. Anaokulu olsun, ilkokul olsun her çocuğun velisidir, o takip eder çocuğu. Muntazam olarak en az 15 günde bir çocuğu evinde ziyaret ederler. Hatta hafta sonu bunlar o çocukları eve alırlar. Evde diğer çocuklarla birlikte zaman geçirirler. Tabi çocuk evinde yaşayan çocukları bir aileyi görsün diye, bir babayı tanısın diye, kardeşleri, anneyi tanısın diye evlere veriyoruz. Bunlar tamamen gönüllü kimseler. Gönüllülük hem vakıfta hem de derneklerimizde devam ediyor.
Teşekkür ederiz…
Biz teşekkür ederiz…
On5yirmi5.com