Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) raporuna göre, en fazla dayağı Türk çocukları yiyor ama okullarını en çok sevenler de onlar…
Kalkınmada batılı parlamenter demokrasiyi benimseyen ülkelerin oluşturduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), çocukları gittikleri okulu en fazla seven ülkenin Türkiye olduğunu belirledi. Onca yoksunluk ve fakirliğe karşın okullarını çok seven Türk çocukları, “ilgi, ihtimam, bakım, özen” gibi ölçütlerin değerlendirildiği rapora göre, Meksikalı çocuklarla birlikte 30 ülkelik sıralamanın en altında yer aldı. Raporda, “Sonuçlar, şiddetle en çok karşılaşan ve kavga edenler onlar olsa da Türk çocuklarının okullarını en çok sevenler olduğunu göstermektedir. Türkiye anket sonucu çocuklarının çoğunluğunun okullarından hoşlandıklarını belirttikleri tek ülkedir” denildi. OECD’nin “Çocuklar İçin Daha İyisini Yapmak” başlıklı raporu yayımlandı. Raporun ilk sayfalarında bir özet verildi. Özetin ilk cümlesi ise şu satırlardan oluştu:
İLK SATIRDA TÜRKİYE’DEN BAHSEDİLDİ
“Bu çalışma çocukların daha fazla refah içinde yaşamalarına yönelik çalışmalarla ilgili hazırlanmıştır. Çocukların refahıyla ilgili yapılan çalışmaları, çocuklar için yapılan kamu harcamalarını ve politikaları ele almakta ve OECD düzeyinde, çocukların yetiştikleri sosyal ortamları araştırmaktadır. Çocukların refahlarının artırılması için geniş ölçekte politika önerileri de sağlanmıştır. OECD düzeyinde çocukların refahı nasıl sağlanır? Raporda OECD’de çocukların refahına yönelik politika odaklı önlemler altı açıdan kıyaslanmıştır: Maddi refah, konut ve çevre, eğitim, sağlık ve güvenlik, riskli davranışlar ve okul hayatının niteliği.
-Hiçbir ülke bu altı boyutun tümünde iyi konumda değildir. Türkiye ve Meksika ise kıyaslandıkları altı boyutun tümünün altında yer almışlardır…”
Rapor özetinin genel özeti şu maddelerle devam etti:
“-Tüm göstergeler OECD ülkeleri arasında çocuklarla ilgili sonuçlarda sağlıklı bir varyasyon sergiliyor. Ülkeler arasında en büyük farklılıklar sağlık ve güvenlikte, en az farklılıklar ise riskli davranışlarda ortaya çıkıyor.
-Göstergeler cinsiyet ve göçmenlik statüsüne göre kıyaslandığında, erkek çocukların refah durumunda, kızlara tipik olarak daha olumsuz sonuçlar bulunuyor. O bölgenin yerlisi olmayan çocuklar da, yerlisi olan çocuklara göre daha olumsuz durumda.
-Yaşlara göre sonuçların karışık olduğu ortaya çıktı. Çocuklar yaşları ilerledikçe daha fazla sigara ve içki içiyor, daha az ders çalışıyor, ancak şiddetle karşılaştıkları ortam azalmaktadır.”
ALTI ALANDA İNCELEME YAPILDI
Raporda, “Çocukları Maddi Refahı” içine “ortalama harcanabilir gelir, yoksul ev, eğitimden yoksun bulunma”, “Konut ve Çevre” içine “aşırı kalabalık aile, kötü çevresel koşullar”, “Eğitim Refahı” içine “ortalama okuryazarlık, okuryazarlıkta eşitsizlik, eğitim-istihdam-öğretim içinde bulunmama”, “Sağlık ve Güvenlik” içine “düşük ağırlıkta dünyaya gelme, bebek ölümü, anne sütüyle beslenme oranları, aşılama oranları, bedensel etkinlikler, ölüm-intihar oranları”, “Riskli Davranışlar” içine “İçki, sigara kullanma, genç yaşta doğum yapmak”, “Okul Hayatının Kalitesi” içine ise “okulda zorbalıkla karşılaşma ve okulu sevme” gibi alt araştırma alanları dahil edildi.
TÜRKİYE’YLE İLGİLİ DİĞER DEĞERLENDİRMELER
192 sayfalık çocuk raporunda Türkiye’ye ilişkin yapılan bazı saptamalar da şöyle:
-Örgüte üye ülkeler arasında çocukların ‘maddi refahı’ sıralamasında birinci Norveç oldu. Norveç’i diğer İskandinav ve kuzey Avrupa ülkeleri izledi. Meksika 29, Türkiye 30’ncu yani sonunculuğa yerleşti.
-‘Konut ve çevre’ sıralamasında birinciliği Norveç, ikinciliği Avustralya aldı. Kuzey Avrupa ülkeleri izlerken Türkiye, İsviçre ve Kanada veri bulunmadığı için sıralamaya konulmadı.
-‘Eğitim refahı’ sıralamasında ise birinciliği Finlandiya, ikinciliği Kore, üçüncülüğü Kanada aldı. Türkiye bu alanda sonuncu oldu.
-‘Sağlık ve güvenlik’ açısından yapılan sıralamada, birinciliğe Slovak Cumhuriyeti yerleşti. İkinci İzlanda, üçüncü İsveç oldu. Türkiye bu alanda da sonuncu yani 30’uncu oldu.
-‘Riskli davranışlar’ incelemesinde çocukları bekleyen tehlikelere göre bir sıralama yapıldı. Burada en iyiden olumsuza doğru yapılan sıralamada birinciliği İsveç, ikinciliği Kore ve Japonya, dördüncülüğü Norveç aldı. Sıralama şöyle devam etti: 5.İsviçre, 6.Portekiz, 7.Yunanistan, 8.İzlanda, 9.Hollanda, 10.Kanada, 11.İtalya, 12.Fransa, 13.Belçika, 14.Lüksemburg, 15.ABD, 16.İspanya, 17. Avustralya, 18. Almanya, 19.İrlanda, 20.Polonya, 21.Danimarka, 22. Slovak Cumhuriyeti, 23.Çek Cumhuriyeti, 24.Yeni Zelanda, 25.Macaristan, 26.Finlandiya, 27.Avusturya, 28.İngiltere, 29.Türkiye, 30.Meksika.
-Altıncı ölçüt ‘okul hayatının kalitesi’ başlığıyla yapıldı. Türkiye burada 12’nci olarak OECD araştırmasındaki en büyük başarısını elde etti. Birinciliği İzlanda’nın aldığı sıralama şöyle devam etti: 2.Norveç, 3.Hollanda, 4.İngiltere, 5.İsveç, 6.İspanya, 7.Macaristan, 8.Danimarka, 9.Almanya, 10.İrlanda, 11.Avusturya, 12. Türkiye, 13.İsviçre, 14.ABD, 15.Polonya, 16.Kanada, 17.Çek Cumhuriyeti, 18.Finlandiya, 19.Belçika, 20.İtalya, 21.Portekiz, 22.Fransa, 23.Lüksemburg, 24.Yunanistan, 25.Slovak Cumhuriyeti. (Avustralya, Japonya, Kore, Meksika, Yeni Zelanda hakkında veri yok)
-Lüksemburg’da çocukların ortalama geliri, Türkiye’deki çocukların ortalama gelirinden yedi kat fazla.
-Çocuk yoksulluğu Türkiye’de Danimarka’dakinin dokuz katı fazla.”
TÜRKİYE GENEL OKUL BAŞARISINDA SONDAN İKİNCİ
Rapora göre, İzlanda ve Almanya’da 200 çocuktan biri eğitim hakkından yoksun bulunuyor. Ancak Meksika ve Türkiye’de her on çocuktan biri sekiz basamaklı eğitimin dört basamağından daha azını alıyor. OECD çapında 15 yaşındaki çocukların eğitim başarılarının sıralandığı listede ise Finlandiya, Kore ve Kanada ilk üçü paylaştı. Türkiye sondan ikinci, Meksika ise genel okul başarısında OECD sonuncusu oldu. Beş örgüt üyesi ülkede 15-19 yaş arası çocukların yüzde 10’u eğitim, öğretim ve istihdamda bulunmuyor. Bu ülkeler İspanya, İngiltere, İtalya ve diğer ülkelerle kıyaslanamaz bir olumsuz orana sahip olan Meksika ve Türkiye olarak sıralandı.
BEBEK ÖLÜMLERİNDE DURUM HALA İYİ DEĞİL
Raporda bebek ölümleri konusunda ise, “OECD ülkelerinin çoğunda bebek ölümleri son derece düşüktür. Bir grup kuzey Avrupa ülkesiyle Japonya 2005 yılında en düşük bebek ölümü oranına sahipti ve bu oran binde 2 ile 3 arasındaydı. Meksika ve Türkiye ise bundan uzaktadır ve bebek ölümleri diğer OECD ülkelerinden oldukça daha yüksek bulunmaktadır” denildi. Düşük ağırlıklı doğumun en az görüldüğü ülkelerin kuzey ülkeleri olduğu belirtilen raporda, “Diğer taraftan bebek ölümlerinde iyi bir uygulama gerçekleştiren Japonya, pozisyon değiştirerek düşük ağırlıklı bebek doğumunun en yüksek oranda görüldüğü ülkelerden biri haline geldi. Birlikte alındığında sonuçlar düşük ağırlıklı doğumlara başarılı bir tıbbi müdahale gerçeğini yansıtıyor. Sadece Türkiye’de doğumların yüzde 10’undan fazlasının düşük ağırlıkta gerçekleştiği bildirilmiştir” denildi.
Anne sütüyle beslenen çocukların en fazla olduğu OECD ülkeleri sıralamasında ise ilk beşi Norveç, Danimarka, İzlanda, İsveç ve Türkiye aldı.
KÜÇÜK YAŞTA DOĞUM YAPMADA TÜRKİYE ÜST SIRALARDA
Raporun bir bölümünde çocuk yaşta doğum yapan kızların durumları ele alınırken, “Genç yaşta doğum özellikle Meksika, ABD ve Türkiye’de yüksektir, OECD ortalamasının üç ile dört katı fazladır. Japonya, Kore, İsviçre ve Hollanda kız çocuklarının doğum yapması alanında en düşük orana sahiptir. Ülkeler arasında bu alanda çeşitlilik oldukça fazladır. Meksika Japonya’dakinden 20 kat fazla genç yaşta doğum oranına sahiptir. Bu bölümde Türkiye’de kızların erken evlendirilebildiği kaydı da düşüldü.
Raporda okulda karşılaşılan ve fiziksel ve zihinsel olabileceği kaydedilen “şiddet ve zorbalık” incelenirken, geniş tanımı dolayısıyla ülkelerin bu alanda sıralamalarının kolay yapılamadığı vurgulandı ve “Ülkeler için okullardaki şiddet, hor görülme oranları arasında büyük bir sapma vardır. Çocukların en fazla şiddetle karşılaşmaları muhtemel iki ülke Türkiye ve Yunanistan’dır. Çocuklara yönelik hor görme ve şiddet en az İskandinav ülkelerinde, İtalya, İtalya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’da bulunmaktadır. Şiddete uğrama tipik olarak 11-15 yaşları arasında azalmaktadır. Erkek çocukların, kız çocuklardan daha fazla zorbalığa uğraması, genel ancak evrensel bir olmayan bir eğilimdir” denildi.
"SOBADA KERPİÇ, KORİDORDA KAVGA VAR AMA YİNE DE OKULUMUZU SEVİYORUZ"
Raporun “Okullarını seven çocuklar” adlı alt başlığında ise tatmine ilişkin yanıtların subjektif olduğu, belirtilirken, “Sonuçlar, şiddetle en çok karşılaşan ve kavga edenler onlar olsa da Türk çocuklarının okullarını en çok sevenler olduğunu göstermektedir. Türkiye anket sonucu çocuklarının çoğunluğunun okullarından hoşlandıklarını belirttikleri tek ülke. Çek Cumhuriyeti, İtalya, Slovak Cumhuriyeti ve Finlandiya’da beş çocuktan birinden azı okuldan hoşlandıklarını bildirmişlerdir” ifadesi yer aldı. OECD’nin çocukları okullarını en çok seven ülkeleri, çocukların “okulumuzu seviyoruz” yanıt yüzdeleriyle şöyle:
1. Türkiye (yüzde 57.4), 2. Norveç (yüzde 41.7), 3.Hollanda (yüzde 39.7), 4. Avusturya (yüzde 38.1), 5. İzlanda (yüzde 36.6), 6.İngiltere (yüzde 35.7) 7.Almanya (yüzde 34.9), 8. Kanada (yüzde 29.5), 9.Macaristan (yüzde 27.6), 10. İsviçre (yüzde 27.3), 11. ABD (yüzde 26.4), 12. Danimarka (yüzde 25.6), 13. Yunanistan (yüzde 25.6), 14. İsveç (yüzde 24.1), 15. İrlanda (yüzde 24), 16. İspanya (yüzde 23.9), 17. Portekiz (yüzde 22.8), 18. Belçika (yüzde 21.6), 19. Fransa (yüzde 21.4), 20. Polonya (yüzde 21.1), 21. Lüksemburg (yüzde 20.7), 22. Finlandiya (yüzde 16.1), 23. Slovak Cumhuriyeti (yüzde 13), 24. İtalya (yüzde 12.8), 25. Çek Cumhuriyeti (yüzde 11.7), OECD ortalaması (yüzde 27.2)