Çiftlerin birbirlerini değiştirme çabası “Eşim beni her halimle, olduğum gibi beğenmiş evlenmişti. Şimdi sevmiyor mu?” duyguları uyandırabilir ve olumsuzluk çiftlerin ikisini de etkisi altına alır.
Gerek düğün öncesi tanışma ve nişanlılık döneminde gerekse evliliğin ilk günlerinde eşler birbirlerini kanatsız melek gibi görme eğilimindedir.
Asla yanlış yapmayan, her zaman anlayışlı, sürekli olumlu yaklaşım ve sözlerle gönlünüzü alan, sizi ne kadar çok beğendiğini her fırsatta tekrar eden, konuşmasındaki aksamaları, dış görünüşündeki farklılıkları dahi ona ait güzellik olarak gördüğünüz eşiniz size birden kötü görünmeye başlayabilir.
Şimdi nedense hep sizi eleştiriyordur, konuşması aslında sinir bozucudur. İlk başlarda beğendiğiniz zaafları can sıkıcı hale gelmeye başlamıştır.
Ne yazık ki evliliklerin önemli bir kısmında, gözlerdeki büyülü perdenin kalkmasının ardından bu duygular yaşanır. Burada önemli olan yaşanılan olumsuz haller değil, hissetmeye başladığınız bu duyguları kontrolsüz bırakmanızdır.
Şeytan’ın en çok hırs gösterdiği kötülüklerden biri de eşlerin arasını bozmak ve onları birbirlerinden uzaklaştırmak, aralarını soğutmaktır. Kendi duygularınızın ve yaşanılan bu doğal sürecin farkında olduğunuz sürece, hissettikleriniz sadece o döneme ait geçici duygular olarak kalacaktır.
Zıt kutuplar birbirlerini çeker prensibi ile eşlerin birbirlerinin tersi olan özellikleri ilk etapta cazip gelir. Fakat zamanla kişiler eşlerinin de kendileri gibi olmaları beklentisi taşır ve çoğunlukla bunu başarıncaya kadar eşini değiştirme çabasından vazgeçmez.
Kendi ölçülerine uygun hazırladığı hayat standartlarına eşini de bire bir uydurmaya uğraşır. Değiştirilmeye çalışılan eş doğal olarak tepki verir ve evlilikte sıkıntılar baş gösterir. Çiftlerin birbirlerini değiştirme çabası “Eşim beni her halimle, olduğum gibi beğenmiş evlenmişti. Şimdi sevmiyor mu?” duyguları uyandırabilir ve olumsuzluk çiftlerin ikisini de etkisi altına alır.
Eğer böyle bir sürece girdiyseniz aşağıdaki önerileri dikkate alın:
1-Depresyonda olabilirsiniz. Depresyona girmiş ve her şeye sinirlenir hale gelmiş olabilirsiniz. Tahammül eşiğiniz düşükse, yaşama sevinciniz yoksa veya azalmışsa, her şeye tepki veriyorsanız depresyon ihtimalini göz önünde bulundurabilirsiniz.
Bu tarz olumsuz ruh halinin belirtileri depresyonda olduğunuzun göstergesi olabilir. Kendinizi rahatlatamıyorsanız ve durumunuz her geçen gün kötüye gidiyorsa bir an önce uzman desteği almanız gerekir.
2-Onu her şeyiyle kabul ettiğiniz dönemi hatırlayın. Eşinizle ilk günlerinizi ve yaşadığınız güzel anıları hatırlayın. Şu anda size sinir bozucu gelen pek çok şeyin o dönemde gözünüze hiç de o kadar batmadığını anımsayın. Ona karşı olumsuz bir ruh haline girdiğinizde kendi kendinize, ‘Hayat arkadaşımı her şeyi ile kabul ediyor ve onu her haliyle seviyorum’ cümlesini tekrar edin. Aranızdaki muhabbetin artması için dua etmeyi de ihmal etmeyin.
3-Olumlu özelliklerini olumsuzlarla eşleştirin. Eşinize baktığınızda ondaki olumsuz şeyler ilgi odağınız olmaya başladığında zihninizde hayat arkadaşınızın olumlu özelliklerini canlandırın.
Olumsuzların yanına olumluları yerleştirerek duygularınızı kontrol altına almaya çalışın. Örneğin dağınık olduğu için sinirleniyorsunuz ancak çok iyi bir eş olduğu için şükrediyorsunuz. Böylelikle bir hoşa giden davranış diğer hoşa gitmeyen davranışı dengeleyip sinirlerinizi alt üst edemeyecek.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), “Bir kimse hanımına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.” buyurarak olumlu davranışlara odaklanmanın eşleri rahatlatacağını ve birbirlerine duydukları muhabbeti artıracağını haber veriyor.
4-Sinir olduğunuzda susmayı tercih edin. Eşinizle ilgili olumsuz düşünceler zihninizi fazla meşgul ettiğinde asla onunla konuşup gönlünü incitmeyin.
Mutlaka konuşmanız gereken şeyler olduğunu düşünüyorsanız ikiniz de daha güzel duyguların etkisi altında iken ve kendi dünyanızı yansıtacak şekilde düşüncenizi belirtin.
Çünkü bu duyguların sorumlusu eşiniz değil sizsiniz. Fakat onun yapabileceği davranış konusunda beklentinizi de iletişim kurallarına dikkat ederek konuşun. Evlilikte incir çekirdeğini doldurmayan nedenlerle yapılmış kavgalar genellikle böyle başlar.
5-Kendinizdeki eksiklikleri unutmayın. Sizin de bir beşer olduğunuzu ve hatalarla iç içe yaşadığınızı hatırınızdan çıkarmayın. Belki de eşiniz sizi çok sevdiğinden yanlışlarınızı yüzünüze vurmuyor ve sizi her şeyinizle kabul ettiğinden hoş olmayan tutumlarınıza göz yumuyordur.
Onun bu hoş yaklaşımı sizde kendini beğenme, eş ilgisinden şımarma gibi durumlara neden oluyorsa sakin bir şekilde zihninizden geçenleri tahlil edin ve duygularınızın analizini yaparak adaletli olmaya özen gösterin. Eşinizin can sıkıcı bir alışkanlığına karşılık kendinizde bir tanesini bulmaya odaklanın.
6-Pire için yorgan yakmayın. Eşinizde fark ettiğiniz zaafların daha kötüsüne sahip olan insanları düşünün. Böylelikle bazen küçücük davranışları nasıl da abarttığımızı daha iyi fark edersiniz.
7-Tepkilerinizi yumuşatmaya çalışın. Bir kağıt alın ve buraya eşinizde görüp rahatsız olduğunuz davranış ya da alışkanlıkları yazın. Tırnak yeme, ışıkları açık unutma… Bunlar karşısında tepkilerinizi nasıl değiştirebileceğinizi düşünün.
Musluğu her açık unuttuğunda ona bağırmak yerine güzel şeyler mırıldanmayı, dua etmeyi deneyin. Diş macununu her şeye rağmen ortasında sıkıyor, kirli çoraplarını tüm uyarılarınızın ardından temiz çamaşırların arasına karıştırmaya devam ediyorsa gülüp geçmeye çalışın.
Onu böyle de yani zaaflarıyla da çok sevdiğinizi düşünün ve daha geniş, hoşgörülü olmaya çalışın. Ama pes etmeyin ve incitmeden yapacağınız tatlı uyarıların yıllar sonra dahi olsa karşılık bulacağına inanın.
Sonuç olarak, ömür boyu devam eden iyi bir evliliğin, her gün gelişen bir “bir”liktelikten geçtiğini, yani bir olmak anlamına geldiğini unutmayın. Evlilik aynı dalı paylaşmak, aynı yuvanın zahmetlerini birlikte çekmek ve bu zahmetleri eşlerin birbirlerine daha kolay hale getirmesidir.
Evlilik asla eşlerin rekabet edecekleri, birbirlerine güç gösterisinde bulunacakları, eksik arama vs. gibi kötü duyguların canlanacağı bir ilişki değildir. Böyle düşüncelerle yola çıkanların zamanla içlerindeki yanlış niyeti davranışlarına da yansıtarak eşleriyle sorun yaşamaları kaçınılmazdır.
Evliliğin, hayatı anne-baba ve varsa çocuklar olarak birlikte mutlu ve huzurlu yaşamak için sunulan ilahi bir emanet olduğunu unutmayalım. Kötü halleri iyi hallerle değiştirmeye özenerek emaneti sahibine güzelce ulaştıralım.
Eşinizi daha çok sevip onun eksiklerini daha az görmeniz temennisiyle…
Zaman