Evlilik bir yandan toplumun ve içinde yaşanan kültürün en fazla etki ettiği genel bir kurum, diğer yandan da en özel ve en yakın ilişki türüdür. Aynı zamanda evlilik, ilişkiler arasında en karmaşık olanlardan, en fazla duygu ve düşünce karışıklığına yol açanlardan biridir.
Evliliğin iyi ya da kötü yaşanmasında etki edebilecek birçok faktör bulunabilir. Dışarıdan bakıldığında pek de iyi görülmeyecek ya da beğenilmeyecek bir evlilik, eşler tatmin olduğu, kendilerini mutlu ve huzurlu hissettikleri sürece, evlilik eşlerin beklentilerini karşılayabildiği yere kadar dışarıdan yargılanmamalı ve değiştirilmesi istenmemelidir. Benzer şekilde dışarıdan bakıldığında çok olumlu ve iyi giden bir evlilik, içinde yaşayanlar için aynı derecede olumlu olmayabilir. Dolayısıyla herhangi bir evliliğin iyi ya da kötü olduğuna, yine ve yalnızca o evlilik ilişkisini yaşayan çift karar verebilir.
Evlilik danışmanlığı ile bireysel danışmanlığı ayıran en önemli özellik hissedilen sorunun kaynağı ile ilgilidir. Yani kişi gündelik hayatındaki problemlerin kaynağının evliliğindeki sıkıntılar olduğunu, evliliğindeki problemlerin çözümüyle birlikte ruhsal yaşamındaki çalkantıların da iyileşeceğini düşündüğünde evlilik terapisine başvurmalıdır.
ÇİFTLER NE ZAMAN EVLİLİK DANIŞMANLIĞINA BAŞVURMALIDIR?
Eşlerin evlilik ilişkileri aşağıdaki maddelerin bir kısmını ya da çoğunu kapsar hale dönüştüğünde evlilik için bir uzmana başvurulması gerekebilir:
1. Evlilikteki tek ilişki ve iletişim şekli kavgaya dönüştüyse,
2. Gereğinden fazla, şiddetli ve çözüm bulunamayan kavgalar yaşamaya başladılarsa, diğer bir değişle mutlu ve keyifli anlar kavgalı oldukları anlardan daha az yaşanıyorsa,
3. Evlilik kendi içinde bir keyif olmaktan çıkıp, devam ettirilmesi gereken bir zorunluluk haline dönüştüyse,
4. Kavgaları hep aynı konular (örneğin kıskançlık, cinsellik, çocuklar gibi konular) etrafında dönmesine rağmen, kavgalardan çözüm üretilemiyorsa,
5. Eşler birbiriyle hiç kesişmeyen, paralel hayatlar yaşamaya başladılarsa ve bir araya geldikleri anlarda da ortak hiçbir keyfi paylaşamıyorlarsa,
6. Cinsel yaşam da dâhil olmak üzere evliliğin kadın ve erkeğe dair hiçbir alanında paylaşımlarının kalmadığını hissettiklerinde,
7. Evliliğin daha iyi olacağına dair tüm inançlarını kaybettilerse,
8. Boşanmak ya da ayrı yaşamaktan başka çözüm yolunun olmadığına inanmaya başladılarsa,
9. Evliliklerinden alamadıkları keyfi ve mutluluğu işlerinde, başka kadınlarda/erkeklerde, çocuklarında aramaya başladılarsa,
10. Anlaşılmadıkları, değer verilmedikleri, önemsenmedikleri, istenmedikleri gibi olumsuz düşünce ve duyguların ötesinde evlilikleri ve eşleri olumlu hiçbir şey çağrıştırmadığında,
11. Evliliklerinden kaynaklı olduğunu düşündükleri duygu ve düşünceler nedeniyle güncel yaşamları, üstlenmeleri gereken diğer roller ve sorumluluklar (örneğin iş yaşantıları, anne-babalık rolleri, arkadaşlık ilişkileri ve sosyal yaşantıları) sekteye uğradığında,
12. İçsel ruhsal dünyalarına depresyon, kaygı, panik, öfke, ümitsizlik, çaresizlik ve mutsuzluk gibi olumsuz duygular hâkim olmaya başladığında evlilikleri için bir uzmana başvurmalıdırlar.
EVLİLİK DANIŞMANLIĞININ AMACI NEDİR?
Toplumsal değişime bağlı olarak, özellikle büyük kentlerde yaşanan evlilik ilişkilerindeki değişimler, boşanmaların daha fazla gündeme gelmeye başlaması gibi konular nedeniyle evlilik içindeki sorunlar da, evlilik danışmanlığı hakkındaki yorumlar da daha fazla konuşulur, yazılır-çizilir ve yorumlanır hale gelmiştir. Doğal olarak da, evlilik danışmanlığına, hedeflenenlere, uygulamalarına dair bilimsel doğrular kadar, doğru olmayan bilgiler de paylaşılmaya başlanmıştır. "Evlilik terapisine giden çiftlerin çoğunlukla boşandıkları", "evlilik terapistinin adeta bir hakem gibi davranarak haklıyı haksızdan ayırdığı", "evlilik terapisinin nasıl konuşulacağını öğrettiği", "evlilik terapistinin çiftlere nasıl davranılacağını öğrettiği" ya da "terapistin ne yapılması gerektiğini söyleyerek çiftlere tavsiyelerde bulunduğu" doğrultusunda şehir efsaneleri çeşitli vesilelerle gündemde dolaşmaktadır.
Aslında evlilik danışmanlığında temel hedef HER İKİ BİREYİN DE beklentilerinin karşılanabildiği, keyifli ve doyum sağlayan bir evlilik ilişkisine sahip olabilmeleridir. Diğer bir değişle evlilik terapisindeki en önemli amaç, HEM KADININ HEM DE ERKEĞİN TATMİNKÂR BİR EVLİLİK YAŞAMASIDIR. Her uzun süreli ilişkide olduğu gibi evlilik ilişkisinde yaşanabilecek sorunların üstesinden gelebilmek için çiftlerin suçlamalara sığınmak yerine ortaklaşa hareket edebilmelerini sağlamaktır. Bu noktada evlilik danışmanlığında hedefler şu şekilde detaylandırılabilir:
1. Evlilik sorunlarının yarattığı güçlü olumsuz duyguların kabul edilebilir seviyelere çekilerek, çiftlerin sorunları farklı ve gerçekçi bir biçimde değerlendirmelerine yardımcı olmak,
2. Bireylerin evliliklerindeki sorunları eşlerine yüklemek yerine, sorunların oluşumuna ya da devamına yönelik kendi katkılarının sorumluluğunu alabilmelerine yardımcı olmak,
3. Evlilikteki sorunların çözümünde çiftlerin ortaklaşa hareket edebilmelerine destek vermektir.
Evlilik danışmanlığında ilk hedef çiftlerin boşanması olamaz. Buna rağmen, evlilik ilişkisindeki tüm görünen sıkıntılar temizlendikten, kişiler üstlerine düşen sorumlulukları yerine getirdikten, çözüm için ortaklaşa hareket edebilmeyi başarabildikten sonra eşler kadın ve erkek olarak bir arada kalmayı istemediklerine inanır ve boşanma kararını alırlarsa danışmanlığın hedefi aşağıdakiler etrafında şekilllenir:
1. Karı-kocalık ilişkisinin duygusal, fiziksel ve bilişsel alanda bitirilmesine yardımcı olmak,
2. Sağlıklı bir boşanma gerçekleştirilebilmesinde destek olmak,
3. Çocukların en az hasar görecekleri, anne-babalık işlevlerinin devam ettirilebildiği, çocukların ne anneden ne de babadan mahrum kalmayacakları yaşamlar sağlanabilmesine eşlik edebilme süreci olur.
Uzman Psikolojik Danışman Seçil Özbeklik
Secilozbeklik.net