Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Türkiye’de tutulan ve yetiştirilen balıkların besin değerinin yüksek olduğunu, Avrupa’da satılan omega 3 haplarının kaynağının ise Karadeniz hamsisi olduğunu belirtti.
Kızıltan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye’nin hem balık avcılığı hem de üretiminde Avrupa’da ikinci sırada yer aldığını, ihracatta son 8 yılda büyük artış yaşandığını, yıllık ihracat rakamlarının 800 milyon dolar civarına ulaştığını belirtti.
Türk balıklarının omega 3 zengini olduğunu vurgulayan Kızıltan, Norveç somonunun Türk balıklarından daha sağlıklı olduğunu ima eden reklamların gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
Kızıltan, bu durumun kendilerini çok rahatsız ettiğini belirterek, ‘Bizim son zamanlardaki rahatsızlığımızın en büyük nedeni, özellikle Norveç’ten ithal edilen çiftlik somonların sanki Türk balıklarından daha üstünmüş gibi oradaki omega 3 daha fazlaymış gibi yalan ve yanıltıcı beyanlarda bulunulması. Bunun böyle olmadığını biz ortaya koyduk. Üreticiler olarak yaptırdığımız analizlerde Türkiye’deki hem denizden yakalanan hem de üretilen balıklarda omega 3 oranı Norveç somonundan daha fazla olduğunu gördük. Özellikle bizim hamsimiz, istavritimiz, barbunumuz, dil balığımız, levreğimiz, çipuramız hepsi omega 3 zengini balıklar ve bizim kendi balıklarımız hem sağlık hem lezzet açısından da dünyanın 85 ülkesine ihraç ediliyor. Biz bundan gurur duyuyoruz.’ diye konuştu.
Vatandaşların ithal balık yerine Türk balıkçıları tarafından yakalanan ve üretilen balıkları tüketmelerini isteyen Kızıltan, Norveç somonunun hiçbir şekilde Türk balıklarına üstünlüğünün olmadığına dikkati çekti.
Kızıltan, Türkiye’deki denizlerin iyot oranı ve temizlik bakımından çok iyi noktada olduğunu ifade ederek, ‘Bugün Avrupa’da satılan omega 3 hapları var, bunların kaynağı Karadeniz’den çıkan hamsi balığıdır. Hamsi balığını alıyor elin yabancısı, hap haline getiriyor ve bütün dünyaya omega 3 hapı diye satıyor. Demek ki en yüksek omega 3 içeriği hamside bulunuyor ama diğer balıklarımızın da hamsiden aşağı kalır yanı yok. Yani hamsideki protein oranı yüzde 73 ise diğerlerinde de yüzde 60-70 oranında bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye’deki bütün balıkları Norveç’ten gelen çiftlik balıklarından mutlaka besin değeri olarak daha yüksektir.’ ifadelerini kullandı.
Norveç’ten sofraya gelmesi 10 günü buluyor
Kızıltan, Norveç’te balık çiftliklerinde yetiştirilen balıkların paket edildikten sonra Türkiye’ye gelmesi ve sofralara ulaşmasının 7 ila 10 gün sürdüğünü, bu balıkların renginin kırmızı ve dilim olarak satılmasından dolayı tüketicilerin tazelik süresini fark edemediğini kaydetti.
Bu balıkların bazı reaksiyonlarla taze tutulduğunu, Türkiye’deki balıkların ise bir gün sonra markete, vatandaşın sofrasına geldiğine işaret eden Kızıltan, ‘İki gün sonra İstanbul’da, Ankara’da Erzurum’da, Kars’ta tüketilebiliyor. Bizim balıklarımız hem çok daha taze hem de çok daha besleyici. Bunu da vatandaşa söylemek zorundayız, taze balığı tüketerek sağlıklı balığı tüketsinler.’ değerlendirmesinde bulundu.
Balık tüketimini arttırmak için destek beklentisi
Kızıltan, vatandaşların balık tüketimini arttırmak ve balığın sağlık yönünden faydalarını anlatmak için çalışma içerisinde olduklarını, bu kapsamda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile görüştüklerini söyledi.
Bakanlıktan, daha önce çipura, levrek gibi balıkların üretimine verdikleri desteğin tüketimi arttırılacak kampanyalara verilmesi arzusunda olduklarını anlatan Kızıltan, ‘Bakanlığın üreticimize vereceği desteği tüketimi artıracak kampanyalarla yapmasını istiyoruz. Yani halkımıza balığın faydalarını, ne kadar sağlıklı, ucuz olduğunu anlatacak kampanyalar yapılmasını istiyoruz bunu da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının sektörle yapmasını istiyoruz.’ dedi.