Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu 2009-2010 eğitim döneminde 30 ilde pilot olarak uygulamaya girecek “Zorunlu Ana Okulları Projesi” ile okula başlama yaşının 3’e kadar ineceğini söyledi: “2013-2014 arasında üç yaş grubunda yüzde 18’lik okullaşma oranı hedefliyoruz”
Vatan’ın haberine göre, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kanal 24’te yayınlanan röportajında 32 pilot ilde uygulanacak, okul öncesi eğitim çağına gelen çocukların zorunlu eğitime alınması projesi ile 30 bin ana okulu öğretmen kadrosu açılacağını söyledi. Bakan Çelik döneminde okul öncesi eğitimin 6 yıl içinde yüzde 11’den yüzde 33’lere çıkarıldığını aktaran Çubukçu, “Hedeflerimiz arasında 2013 -2014 yılı arasında 3 yaş grubuna yüzde 18, 4 yaş grubuna yüzde 39 ve diğer gruplarda da yüzde 70-80 aralığında bir okullaşma oranını hedefliyoruz. İnşallah bunları başaracağız” dedi.
‘Okul öncesi eğitim alan az suça karışır’
İşte Çubukçu’nun yeni projeyle ilgili açıklamaları: “Son dönemde ekonomik kalkınma planlarında ve gelişmişlik göstergelerinde eğitime önem veren ülkelerin geldikleri noktada okul öncesi eğitimin çok önemli olduğunu görüyoruz. Okul öncesi eğitim alan çocukların daha az suça karıştıklarını, üniversiteye gitme oranlarının yükseldiğini, sosyal uyumlarının daha yüksek olduğunu, dil becerilerinin geliştiğini görüyoruz.”
Uzmanlar ne diyor?
‘Çalışan ebeveynler için bu çok iyi olur’
İnci Vural (Pedagog): “Çocukların erken yaşta eğitim sistemine girmesi, gelişimleri açısından iyi olur. Çünkü algılarının en açık olduğu bu yaşlarda maksimum bilgiyi alacaklardır. Ama tabii verilecek eğitimi kalitesi de çok önemli. Eğitim kalitesinin tutturulması şartıyla 3-4 yaşında başlayan eğitim çok önemli. Günümüzde annelerin hepsi çalışıyor, çocuğa başkaları bakmak durumunda kalıyor. Günümüz şartlarında böyle bir eğitim projesine çok ihtiyaç var. Çocuğun erken yaşta okula gitmesi annelerin stresinin azaltmak açısından çok önemli.”
‘Ne kadar erken o kadar iyi’
Feriha Dildar (Pedagog): “Çocuğun çok küçük yaşlarda okula başlaması aslında çok doğru. Çünkü 2 ile 5 yaş arası bir çocuğun gelişmeye en açık olduğu dönemdir. Ancak bu sisteme geçerken bazı noktalara dikkat edilmeli. Öncelikle çocuğun çevresel faktörleri sağlıklı olmalı. Oyuncaklarla ilişkisi kesilmemeli. Hijyenik şartlarda olmalıdır. Onları eğitecek öğretmenlerde hem bilgili hem de tecrübeli olmalı. Çocuğun annesinden ayrılışı da yavaş yavaş gerçekleşmeli. Günün belli saatlerindeki bu ayrılık bir anda gerçekleşmemeli. Bütün bu şartlar gerçekleştiği taktirde uygulamaya geçilebilir. Dünyada birçok gelişmiş ülkede de bu uygulanmaktadır. Bu bakımdan Türkiye için güzel bir sistem olur.”
Hollanda nüfusu kadar öğrenci dün karne aldı
İlköğretİm ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci, karnelerini alarak yaz tatiline çıktı. Yani neredeyse Hollanda nüfusu (16 milyon) kadar öğrenci karne almış oldu. Miniklerden karnesi pekiyi dolu olanlar sevinçle havalara uçarken, zayıf getirenler gözyaşlarına boğuldu. İstanbul’da zayıf getiren öğrencilerin velilerine manevi destek vermek amacıyla ’Alo Karne Hattı’ kuruldu. 0212-455 04 64 ve 0212 -455 04 57 numaralı hatlar 08.00-24.00 saatleri arasında hizmet verecek.
“Zayıf getiren çocuğu dövmek günah”
Bolu İl Müftüsü Yaşar Yaprak bir açıklama yaptı: “Başarılı çocukları ödüllendirmek doğaldır. Ancak, karnesinde zayıf var diye çocuklarımızı hakir görmek, kötü davranışlarda bulunmak, başkalarıyla kıyaslamak çocuğun psikolojisini bozmanın yanında dinimizce de günahtır. İnsanların anlayış, algılama kabiliyetleri farklıdır.”